 | ISBN13 978-605-316-293-3 | 13x19,5 cm, 264 s. |
Liste fiyatı: 145.00 TL İndirimli fiyatı: 116.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":145.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11568","item_name":"995 km","discount":29.00,"price":145.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Mahmud ile Yezida, 1980 | Osmanlıya dair Hikâyat, 1981 | Taziye, 1982 | Kum Saati, 1984 | Son Istanbul, 1985 | Sahtiyan, 1985 | Cenk Hikâyeleri, 1986 | Kırk Oda, 1987 | Lal Masallar, 1989 | Eski 45'likler, 1989 | Yaz Sinemaları, 1989 | Mırıldandıklarım, 1990 | Yaz Geçer, 1992 | Geyikler Lanetler, 1992 | Yaz Geçer - Özel Basım, 1992 | Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, 1993 | Omayra, 1993 | Bir Garip Orhan Veli, 1993 | Kaf Dağının Önü, 1994 | Metal, 1994 | Ressamın İkinci Sözleşmesi, 1996 | Murathan ' 95, 1996 | Li Rojhilatê Dilê Min / Kalbimin Doğusunda, 1996 | Başkalarının Gecesi, 1997 | Paranın Cinleri, 1997 | Başkasının Hayatı, 1997 | Dört Kişilik Bahçe, 1997 | Mürekkep Balığı, 1997 | Dağınık Yatak, 1997 | Oyunlar İntiharlar Şarkılar, 1997 | Metinler Kitabı, 1998 | Üç Aynalı Kırk Oda, 1999 | Doğduğum Yüzyıla Veda, 1999 | Meskalin, 2000 | 13+1, 2000 | Erkekler İçin Divan, 2001 | Çocuklar ve Büyükleri, 2001 | Soğuk Büfe, 2001 | Yüksek Topuklar, 2002 | 7 Mühür, 2002 | Timsah Sokak Şiirleri, 2003 | Yazıhane, 2003 | Yabancı Hayvanlar, 2003 | Erkeklerin Hikâyeleri, 2004 | Eteğimdeki Taşlar, 2004 | Çador, 2004 | Kadınlığın 21 Hikâyesi, 2004 | Bir Kutu Daha, 2004 | Beşpeşe, 2004 | Elli Parça, 2005 | Söz Vermiş Şarkılar, 2006 | Büyümenin Türkçe Tarihi, 2007 | Kâğıt Taş Kumaş, 2007 | Yedi Kapılı Kırk Oda, 2007 | Kullanılmış Biletler, 2007 | Dağ, 2007 | Kadından Kentler, 2008 | Eldivenler, hikâyeler, 2009 | Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, 2009 | Hayat Atölyesi, 2009 | İkinci Hayvan, 2010 | Gelecek, 2010 | 227 Sayfa, 2010 | Stüdyo Kayıtları, 2011 | Kibrit Çöpleri, 2011 | Şairin Romanı, 2011 | Şairin Romanı - Ciltli, 2011 | Doğu Sarayı, 2012 | Aşkın Cep Defteri, 2012 | Bir Dersim Hikâyesi, 2012 | Tuğla, 2012 | Mutfak, 2013 | 189 Sayfa, 2014 | Mezopotamya Üçlemesi, 2014 | Merhaba Asker, 2014 | Kadınlar Arasında, 2014 | İskambil Destesi, 2014 | Harita Metod Defteri, 2015 | Güne Söylediklerim, 2015 | Solak Defterler, 2016 | Aşk İçin Ne Yazdıysam, 2016 | küre, 2016 | Dokuz Anahtarlı Kırk Oda , 2017 | Edebiyat Seferleri İçin Vapur Tarifeleri, 2017 | Tren Geçti, 2017 | Çağ Geçitleri, 2019 | Hamamname, 2020 | Aile Albümü, 2021 | Devam Ağacı, 2021 | Erkekler Yalnızlıklar, 2021 | Evrak Çantası, 2022 | Işığına Tavşan Olduğum Filmler, 2022 |
Diğer kampanyalar için |  |
|
| | 995 km Kapak Tasarımı: Utku Lomlu |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 2023 | 3. Basım: Kasım 2023 |
Murathan Mungan’dan bu kez sürükleyici bir kara polisiye. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ama karmaşık görünenin de sonuçta su gibi açık olduğu bir siyasi/psikolojik ortam yaratıyor Mungan. Edebiyatımızda ender rastlanan, beklenmedik bir başkahramanın peşinde, ülkenin yakın geçmişinden tanıdık gelebilecek karmaşık ağların izini sürüyor. Kimi düğümleri çözüp yeni düğümler atarken okuru da nefes nefese bir yolculuğa davet ediyor.  | İÇİNDEKİLER |
I Dar Sokaklar Otel Lobisi Bir Tarlanın Kıyısında Birinci Otobüs Hamam ve Kahve Antep Sokakları İkinci Otobüs Emanet Beden Mahpes Sinyal Mevki Hoca Kapısı Ecel Beşiği Üçüncü Otobüs Garip Bir Karşılaşma Kan Soğuk Kalp Ateş
II Umut’un Evindeki Gece İp Üstü Bıçak Sırtı Masanın Etrafı Motosiklet Arkasında Göktürk Rojda’nın Dosyasındakiler Filigran Son Dakika Selamet Çay Ocağı Su Farkı Her Şey ve Bir An
 | OKUMA PARÇASI |
Birinci Bölüm, Dar Sokaklar, s. 11-13 Sabah namazına uyandı. Beynindeki bir komut düğmesine basılmış gibi tam saatinde. Uyanırken hep biri dokunmuş ya da seslenmiş gibi birdenbire açılırdı gözleri, gene öyle oldu. Çocukluğundan beri hiç mahmurluk çekmeden birdenbire uyanır, gözlerini çabucak açardı. Uyku sersemliği nedir hiç bilmedi. Bu nedenle yüzünde yeni uyanmış bir insan ifadesi olmadı hiç. Dünyaya karşı hep uyanıktı. Uyanık ve diri. Akşamdan ısıttığı su hayli ılımıştı, boy abdesti aldı; abdest alırken ayaklarını uzun uzun yıkar, parmak aralarını özenle hilallerdi. Bütün gövdeyi ayakta tutan, davasında ona yol aldıran ayaklarının kıymetini, toprağa emniyetle basması gerektiğini bilirdi. Tarik. Tarikat. Yol. Hepsi birdi. Aceleci olmayan çabuk hareketlerle giyindi, önce sağ adımını atıp besmele çekip dua okuyarak çıktı evin kapısından. Yüzünde dünyaya bir nebze daha selamet getirecek olduğunu bilmenin inançlı, kararlı ifadesi vardı. Henüz ... Devamını görmek için bkz. |  |
 | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Abdullah Aren Çelik, "Bir katilin gözünden Türkiye", Gazete Duvar, 19 Ekim 2023 Musa Anter öldürüldükten sonra cenazesi üç kişiyle taşınıp defnedilir. Belleklerden çıkmayacak bir görüntüdür bu; nitekim kızı Rahşan Anter, "Hepimize babalık yaptığı için bizimle ilgilenmedi, babam son yolculuğunda böyle yalnız mı olmalıydı?” sözleriyle sitemde bulunur. Öldürüldüğünde 72 yaşındaydı. Kürtler ona 'Bilge Çınar' adını koymuşlardı, haksız da sayılmazlardı çünkü yaşlı bir çınar olduğu kadar bilge bir insandı da. Bir sabah, ajanslara öldürüldüğü ile ilgili haberler düştüğünde, bunun korkunç zamanların bir başlangıcı olacağı anlaşılmıştı. Öldürüldüğü yıllarda neredeyse bütün insanların aklında aynı soru vardı; Anter’i öldürmekten çekinmeyenler, bizim gibi sıradan insanlara neler yapmazlar ki! Nitekim bu ölümü takip eden aylar ve yıllarda günden güne işlenen cinayetlerin sayısı kaygı duyan insanları haklı çıkarırcasına arttı, öyle ki yalnızca şiddetin odağına alındığı... Devamını görmek için bkz. |  |
Şeyhmus Diken, "Dar küçelerde kör bıçaklara getirilenlerin romanı '995 km'", Bianet, 21 Ekim 2023 Murathan Mungan, edebiyatında sürpriz yapmayı pek sever. Şairin Romanı'nın yayınından bu yana klasik okurları beklemedeydi. Ne gelecek diye! Öyle bir romanla okurunun karşısına çıktı ki, kapkara zifir karanlık bir dönemin çatalkara hikâyesi, adeta "alın size olanca gerçeklik üzerinden bir dönem romanı” diyerek. Kurgu edebiyat yapan yazarların kimileri roman kahramanları arasında çoğu kez tercih “hakları”nı kullanarak iyi kahramanlardan yana taraf gibi yazarlar. Kötü kahramanları ise adeta lanetleyerek… Kimileri de bu hataya düşmez. İşte edebiyatın hası asıl o zaman ortaya çıkar. Murathan Mungan “995 km”de tam da bunu yapmış. Hem de kıvamında. 1990’lı yılların ilk yarısı Diyarbakır’ına odaklamış projektörü. Hani doksanlı yılların o ilk yarısındaki zaman dilimi içinde hemen her gün, üstelik sade Diyarbakır’da değil! Batman’da, Cizre’... Devamını görmek için bkz. |  |
Eylem Ata Güleç, "Deşifre eden edebiyat", Bianet, 21 Ekim 2023 Rakel Dink “Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim,” dediğinde ülkenin karanlığı kırk yıldır bebeklerden katil yaratıyordu. O karanlık ellerin nereye uzandığını, hangi bebeklerin nasıl muamelelerle katile dönüştürüldüğünü sorgulayın diyen Dink’e ne adalet, ne siyaset ne de sosyoloji yanıt verebildi. Murathan Mungan, Rakel Dink’e yanıt niteliğinde bir romanla, 995 km ile ülke siyasetine, kirli savaş gerçekliğine ve Kürt kapanına kısılmış sosyolojimize ışık düşürüyor. 995 km'de Mungan, karakterinin duyusal yaşantısıyla zihinsel yaşantısını birini diğerine indirgemeden aralarındaki paralelliği gözeterek yansıtıyor. Bu nedenle yazarın kamerası iki optikli, aynı anda iki odağa ışık yolluyor. Romanda dört gün ve 995 km’lik yol boyunca karakterin zihninden geçenler ve çevresiyle nasıl bir etkileşim içinde olduğu görülüyor. Görülüyor diyoru... Devamını görmek için bkz. |  |
Sırma Köksal, “Dünya mı küçük, biz mi her yerdeyiz?", K24, 26 Ekim 2023 Murathan Mungan son romanı 995 km için verdiği röportajlarda hafıza sorunu olan bir toplum olduğumuzu ve bu romanın bir öğretme değil, hatırlatma romanı olduğunu vurguluyor. Elbette edebiyatın öğretmek gibi bir işlevi yoktur, ancak çoğu zaman öğretici de olur. Başka dönemlerin ve toplumların yaşamlarından taşıdığı izlerle tek gerçekliğin bizim içinde yaşadığımız gerçeklik olmadığını göstermenin yanı sıra –daha da önemlisi– elimizdeki, bizim olan gerçekliğe başka bir açıdan bakmanın da olanaklarını açar. Buradan bakarsak 995 km bir hatırlatma romanı değil. Hatırlatma ancak bir zamanlar bilinmiş bir şeyin varlığıyla mümkündür. Bilinmiş olan şey belli kesimler, ‘90’lı yıllarda Güneydoğu’da yaşananlara tanık olanlar ve yaşananları bilmeyi seçenler için var. Onlar da zaten hiç unutmadılar. Son kayıp bulunana, son faili meçhul aydınlatılana kadar da bu hafızanın temizlenebileceği... Devamını görmek için bkz. |  |
Erdinç Akkoyunlu, "Murathan Mungan’dan 90’ların Cadı Kazanı: 995 km", Oggito, 26 Ekim 2023 Bir yazarın karşılaştığı imgenin hikâye mi, roman mı, senaryo mu yoksa oyun mu olacağını anladığı o karar anını edebiyat eleştirmenleri de yaşar. Bir metinle karşılaşınca ‘Ondan yazı çıkar’ dürtüsü harekete geçer. Murathan Mungan’ın arkası bir kurşun ön tarafı da otobüs olan 995 km isimli romanının kapağını görmemle ‘Bu metni yazmak istiyorum’ arzusunu aynı anda yaşadım… Metis Yayınları da talebim üzerine romanı bana ertesi gün ulaştırdı… Murathan Mungan’ın 255 sayfalık romanı 995 km’yi 10 günde okudum. Kısa bir roman için uzun bir zaman bu. Çünkü hayli yoğun bir metinle karşılaştım. Okurken yorulmuyorsunuz fakat romanın yoğun atmosferini kaçırabilme korkusu metinde adımları yavaş atmayı gerektiriyor. Bu romana başlarken hiç de ummadığım bir durumdu bu. Metnin çok daha çabuk akacağını sanmıştım fakat Mungan’ın bir yazarın üzerinde uzun süre düşündüğü metni ... Devamını görmek için bkz. |  |
Mahmut Mutman, "Tanık olarak yazar ya da edebiyatın özgürlüğü", Bianet, 5 Kasım 2023 Genel kültür içinde yazmak ve okumak verili aldığımız edimler. Yazarlar yazar, okurlar okur. Yazarlar yeteneklidir, okurlar bağlı. Peki ama nedir bu basit görünen, verili aldığımız yazma ve okuma eylemleri, edebiyat bir başka üretim-tüketim döngüsü mü? bianet’in 9 Ekim 2023 tarihli haberine göre, son romanı 995 km için Murathan Mungan ilginç bir şey söylemiş: “Anter cinayetini anlatıyorum, ama siz Elçi diye de okuyabilirsiniz.” “Faili meçhul” cinayetlerin yer değiştirilebilirliğine verilen bu referans adeta bizatihi cinayetlere verilmiş bir yanıt değil mi? İstediğiniz kadar faili meçhul kılın, edebiyat faili biliyor. Ama neyi, kimi biliyor, nasıl bir “bilgi” bu, özellikle söz konusu olan şey, hukuki değeri olan bir bilgi, bir kanıt, vb. olmadığına göre? Devam edelim, yazarı dinlemeye: “Musa Anter bizim hısmımızdır, akrabalık ilişkimiz vardır ve bu kitaba s... Devamını görmek için bkz. |  |
Özgün Enver Bulut, "995 km Boyunca Ülke Tarihi", Birikim, 9 Kasım 2023 “İnsan hiç anlamıyor böyle birinin ölmesini.” [1] “Hafıza bir görüntü ister,” demiş Bertrand Russell. Öyledir, zihnimizde görüntüsü kalmamış şeyleri hatırlamayız ya da bir olayın bizdeki izi ne kadar silik olsa da onu mutlaka bir imgeyle hatırlamaya çalışırız. “Gözümüzle görmediğimize inanmayacağımızı söylemelerimiz bundandır belki.” [2] 995 km’yi okumaya başladığım ilk sayfadan itibaren, alıntıyla başladığım Harita Metod Defteri’ne doğru gittim. Oradaki gibi, gözümüzle görmek istediğimiz görüntülerin tanıklığını yaptırıyor Mungan ve inanabilmemiz için 995 km süren bir yolculuğa çıkarıyor. Daha da önemlisi 90’lı yıllara doğru görüntüleri hafızalara yerleştirme derdinde. Mekân ve kent Romanda ilk anda dikkat çeken şey mekânlarla kurulan ilişki. Mekânların anlatımına özel bir önem vermiş Mun... Devamını görmek için bkz. |  |
Mehmet Hanifi, "995 km’nin uzaklığı ve soğukkanlılığı", edebiyathaber.net, 11 Kasım 2023 995 km, isimsiz kahramanın soğukkanlı bir biçimde dini vecibelerini yerine getirirken, yazarın ne anlatacağı hakkında bilgi sahibi olmayan okur açısından kitabın bu minvalde evirileceği düşüncesi uyandırır ilk sayfalarda. Öyle ki, belirsiz/gölgesiz kahraman abdestini alır, namazını kılar, duasını eder, inançdaşlarıyla selamlaşırken olağan gelir. Hatırlatır, uyarır, eleştirir karşılaştıklarını, çünkü yoksunluktan beslenen bir kişilik bütünlüğüne sahiptir. Kendini karşındakinin gözüne sokan bir tutumu vardır. Bütün bu günlük rutinlerden sonra asıl hazırlığına soyunur, krokisi verilen planı koşulsuz şartsız ve harfi harfine uygular. Din ve iman kendinin kamufle aracıdır onun için. Görünmeyen bir el bu eylemi gerçekleştirmesinde kolaylaştırıcı rolüne soyunur, onun özgüvenini perçinler. Belinde silahı, arkasında sırtı yere gelmeyecek bir güç duruyorsa ... Devamını görmek için bkz. |  |
Süreyya Evren, "Hafta sonu bir yere gitmeden yapılan 995 km", K24, 16 Kasım 2023 Hafta sonu Murathan Mungan’ın 995 km’sini bitirdim. Cömertçe yazılmış, tam bir siyasi roman. “Tam bir siyasi roman” derken ne kastediyorum: Politik bir mesele ve ona dair politik bir dert (yani belirli bir görüşün bakışın savunulması) romanın tam ortasında. 1990’larda işlenen politik bir cinayet. Dönemi bilenler veya yaşamış olanlar, romandaki karakterin adı farklı da olsa Musa Anter cinayetiyle ilişkilendirecekler – ki kitabın da bu ilişkilendirmeye itirazı yok. Saim Baran’ın (okurun romanda Anter olarak okuma eğiliminde olacağı karakter, ama sonuçta başka bir ülkede ya da konuyu bilmeyen bir okurun gözünde salt Saim Baran) katilinin ağzından, zihninden, onun yaşam pratiğini tüm detaylarıyla takip ederek başlıyor kitap. İlk kısım blok biçimde buna adanmış; evden çıkma, cinayet işleme ve cinayet bölgesinden otobüslerle kaçma. Kitabın bu “suç”u hatırlatmak, tartışmak,... Devamını görmek için bkz. |  |
Abdullah Ezik, "90’lara dair bir hatırlama romanı: 995 km", artigercek.com, 1 Kasım 2023 1990’lı yıllar, Türkiye’de sosyal, siyasi, ekonomik ve toplumsal anlamda birçok değişikliğin söz konusu olduğu, her şeyin 2000’lere doğru gidilirken giderek farklılaştığı, zor bir tarihsel süreç olarak düşünülebilir. Bir yandan birçok toplumsal sorun ile boğuşan, fiğe yandan ekonomik kriz ve askeri müdahaleler ile yüzleşen Türkiye, oldukça karanlık ve sancılı bir süreçten geçer. Öyle ki 90’lı yılların karanlığının uzun bir süre devam ettiği de ifade edilebilir. 90’lı yıllarla ilgili en karanlık meselelerden birisi de faili meçhul cinayetler ve bu cinayetlerin toplumda meydana getirdiği infialler olarak görülebilir. Öyle ki birçok aydının, yazar ve gazetecinin hedef alındığı bu süreç boyunca işler giderek çığırından çıkmış; derin devlet, örgüt ve silahlı yapılanmalar üzerine farklı tezler ileri sürülmüştür. Toplumu derinden etkileyen bu olaylar daha sonraki süreçte ede... Devamını görmek için bkz. |  |
|