 | ISBN13 978-605-316-056-4 | 13x19,5 cm, 116 s. |
KAMPANYADA Liste fiyatı: 172.00 TL İndirimli fiyatı: 77.40 TL İndirim oranı: %55 {"value":172.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11230","item_name":"küre","discount":94.60,"price":172.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Mahmud ile Yezida, 1980 | Osmanlıya dair Hikâyat, 1981 | Taziye, 1982 | Kum Saati, 1984 | Son Istanbul, 1985 | Sahtiyan, 1985 | Cenk Hikâyeleri, 1986 | Kırk Oda, 1987 | Lal Masallar, 1989 | Eski 45'likler, 1989 | Yaz Sinemaları, 1989 | Mırıldandıklarım, 1990 | Yaz Geçer, 1992 | Geyikler Lanetler, 1992 | Yaz Geçer - Özel Basım, 1992 | Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, 1993 | Omayra, 1993 | Bir Garip Orhan Veli, 1993 | Kaf Dağının Önü, 1994 | Metal, 1994 | Ressamın İkinci Sözleşmesi, 1996 | Murathan ' 95, 1996 | Li Rojhilatê Dilê Min / Kalbimin Doğusunda, 1996 | Başkalarının Gecesi, 1997 | Oyunlar İntiharlar Şarkılar, 1997 | Paranın Cinleri, 1997 | Başkasının Hayatı, 1997 | Dört Kişilik Bahçe, 1997 | Mürekkep Balığı, 1997 | Dağınık Yatak, 1997 | Metinler Kitabı, 1998 | Üç Aynalı Kırk Oda, 1999 | Doğduğum Yüzyıla Veda, 1999 | Meskalin, 2000 | 13+1, 2000 | Erkekler İçin Divan, 2001 | Soğuk Büfe, 2001 | Çocuklar ve Büyükleri, 2001 | Yüksek Topuklar, 2002 | 7 Mühür, 2002 | Timsah Sokak Şiirleri, 2003 | Yazıhane, 2003 | Yabancı Hayvanlar, 2003 | Erkeklerin Hikâyeleri, 2004 | Eteğimdeki Taşlar, 2004 | Çador, 2004 | Kadınlığın 21 Hikâyesi, 2004 | Bir Kutu Daha, 2004 | Beşpeşe, 2004 | Elli Parça, 2005 | Söz Vermiş Şarkılar, 2006 | Büyümenin Türkçe Tarihi, 2007 | Kâğıt Taş Kumaş, 2007 | Yedi Kapılı Kırk Oda, 2007 | Kullanılmış Biletler, 2007 | Dağ, 2007 | Kadından Kentler, 2008 | Eldivenler, hikâyeler, 2009 | Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, 2009 | Hayat Atölyesi, 2009 | İkinci Hayvan, 2010 | Gelecek, 2010 | 227 Sayfa, 2010 | Şairin Romanı, 2011 | Stüdyo Kayıtları, 2011 | Kibrit Çöpleri, 2011 | Şairin Romanı - Ciltli, 2011 | Doğu Sarayı, 2012 | Aşkın Cep Defteri, 2012 | Bir Dersim Hikâyesi, 2012 | Tuğla, 2012 | Mutfak, 2013 | 189 Sayfa, 2014 | Mezopotamya Üçlemesi, 2014 | Merhaba Asker, 2014 | Kadınlar Arasında, 2014 | İskambil Destesi, 2014 | Harita Metod Defteri, 2015 | Güne Söylediklerim, 2015 | Solak Defterler, 2016 | Aşk İçin Ne Yazdıysam, 2016 | Dokuz Anahtarlı Kırk Oda , 2017 | Edebiyat Seferleri İçin Vapur Tarifeleri, 2017 | Tren Geçti, 2017 | Çağ Geçitleri, 2019 | Hamamname, 2020 | Aile Albümü, 2021 | Devam Ağacı, 2021 | Erkekler Yalnızlıklar, 2021 | Evrak Çantası, 2022 | Işığına Tavşan Olduğum Filmler, 2022 | 995 km, 2023 | Otelde Bulunmuş Kitap, 2024 | Şiirin Eşya Deposu, 2024 | Gençlik... Gençlik..., 2025 |
Diğer kampanyalar için |  |
|
| | küre Poetika Yazıları / Mavi Kitap Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Eylül 2016 | 2. Basım: Ekim 2016 |
"Şiir sanatı üzerine görüşlerimi içeren poetik kitapçıklar dizisinin ilk kitabı… Şiirin tükenmez kıvılcım ocağından aklımın payına düşenleri paylaşmak istedim. Bunun için de birçok düşünce ve deneme kitabının vazgeçilmezi olan 'fragman'lar biçiminde ilerleyen bir tarzı tercih ettim." — Murathan Mungan  | OKUMA PARÇASI |
Açılış bölümünden, s. 7-8 Şiiri diğer söylediklerimizden ayıran nedir? Onu şiir yapan? Daha sonra onu bizim, yani “birinin”, altındaki imza sahibinin şiiri yapacak olan? Onun hem “şiir” olduğunu, hem de imza sahibinin “şiiri” olduğunu gösterecek olan nedir? Yalnızca bir türe adını veren “kurallar bütünü” ve bir şiire kişisel yankısı vuran “ses” mi? Bu basitmiş gibi görünen sorulara verilecek yanıtları “sahiden” idrak etmenin aslında yıllar aldığını az kişi bilir. Bazı şairler bir-iki kitapla, bazı şairlerse daha fazla kitabın sahibi olduktan sonra ancak ulaşabilir bu konunun dillendirilebildiği, biraz daha rahat konuşulabildiği serin yere. Ayrıca ilkini, yani yazılan şeyin şiir olması için türün kurallarıyla uyumunu halledebilenlerin çoğunun, ikincisini yani kendi sesini bulamadığı bilinir. Şiiri, şiirin ne olduğunu, nasıl yazıldığını öğrenmiş, ama kendi şiirini, imzasını görünür kılan kişisel dilini, söylemini kuramamış olabilir bir şair. Bunu anlamak da bazı durumlarda yıllar alabilir. Hem unutmamak gerek: İnsanların geç öğrendikleri konuların önemli bir bölümü kendileri hakkındadır. Yolla ölçülür bazı şeyler, yaşla değil. Ayrıca ne yol sabit bir şeydir, ne insanın kendisi... Yol dedikleri, yalnızca çok yıl yaşamış olmakla alınacak ya da geçen zamanın alınmasını giderek kolaylaştıracağı bir şey değildir. Onca yaşa karşın, yolun yarısına bile gelemeyenlere ne demeli? Bazı uzaklıklar yıllarla kapatılmaz. Uzaklık, içi d... Devamını görmek için bkz. |  |
 | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Feridun Andaç , "Anlamın, imgenin tutkulu anlatıcısı", Gazete Duvar, 20 Ekim 2016 Murathan Mungan’ı her okuyuşta yazıdaki hayat imgesi belirir karşımda. Öyle ki; onun öyküden şiire akan anlatı yolunun en belirgin öğesi olan anlatı/cı imgelemi yer yer kendi anlatı yatağında, birçok anlam yordamı çıkarır karşımıza. Yaşayan ve yazan olmakla birlikte; düşleyen ve yazan, düşünen ve anlatan anlatıcı figürü görürüz orada. Harita Metod Defteri, onun bu yanını tümüyle gösteren/açımlayan/anlatan bir yazı adasıdır bu anlamda. Bu kitabın kuruluşuna yansıyan her başlık/söz, yazı/anlatım Mungan’ın anlatıcı kimliklerini gösterir bize. Sürekli “giden” biriyle karşılaşırız ilkten. Çocukluğuna, hatırladıklarına… Düşlerine ve okuduklarına. Sonra biriktirerek yazdıklarına giden bir anlatıcı. Ondaki soran/sorgulayan yan işte bu söz labirentlerinden geçerek bulur bizi “Yükünü hafifletmeyi bilmiş, kalbini ovup yeniden parlatmayı becerebilmiş bir erişkinlik hali anlatmaya çalıştığım.” Bu sözlerine dönerken, ondaki yazma arzusunun yaşama tutkusundan geçen bir bakışla kuşanmış olma halini de anlama yordamını da verir bize. Yazı/n dünyasının her evresinde kendi olabilmiş, ama her geçiş zamanında da sözünü kıvandırabilmiş bir anlatıcıdır o. Nereye, ne yana; hangi duruma, olaya, olguya bakarsa baksın oradan bir duygu yumağı çıkarmaya, yaşama bağlanmak/tutunmak nedeni yaratmaya adanmış bir yüreklilik buluruz onda.... Devamını görmek için bkz. |  |
Özkan Ali Bozdemir, "Kristali görme arzusu", Cumhuriyet Kitap, 27 Ekim 2016 Murathan Mungan’ın Küre ismini taşıyan yeni kitabında; şiir üstüne düşünen, şiiri yaşamının merkezine alan, türler arasında gezindiği halde her seferinde şiiri eserlerinin çekirdeğine yerleştiren bir edebiyatçının notlarına tanıklık ediyor okur. Amerikalı eleştirmen Michael Riffaterre metinlerarası ilişkiyi “bir metnin parçasının okunmasıyla ilgili olarak bellekte olan, gönderimde bulunan metinlerin tamamı” şeklinde yorumluyor. Bu ifade, farklı sanat disiplinlerinin birbiri üzerindeki etkisini ve temelde aynı kaynaktan beslendiği düşüncesini açıklıkla işaret ediyor aslında. Metinlerarasılığın izlerine, yalnızca edebiyat içerisinde değil, sanatın öteki verimlerinde de rastlarız. Bir tablonun karşısında yaşadığımız tarifsiz duygu, bazen bir öykünün ilk cümlesine dönüşür; bir sinema filminde gördüğümüz sahneyi geçmişte okuduğumuz bir şiirin güçlü imgeleriyle ilişkilendiririz. Türler arasındaki bu geçiş, sanatın sonsuz anlatım olanakları içerisinde tek bir merkezin yer almadığını işaret etmesi ve etkileşimlerle çoğalan bu duygu evreninin gücünü ortaya koyması bakımından da ayrıca önemli. Şair Olmanın Yükü Metinler arasında dolaşmayı seven ve yazdığı hemen her eserde bu geçişi büyük bir ustalıkla kurgulayan Murathan Mungan, yeni kitabı Küre’de bu kez şiire odaklanıyor. Küre, şiirin tanımını, etki alanını, yazılış süreç... Devamını görmek için bkz. |  |
Seval Şahin, "Bir zettel: Küre", Sabitfikir Dergisi, 9 Kasım 2016 Murathan Mungan 1980’lerden sonra edebiyat dünyasına girmiş ve bu dünyada kendine has bir yer edinmiş, edebiyatın neredeyse her türünde eser vermiş bir isim. Edebiyata yaklaşımında ve onu ortaya koyuş biçiminde sadece metin değil metnin sunumu, kitabın bir nesne olarak metinle bütünleşmesi de onun için önemli bir etken. Eserlerinin kitap olarak farklı seriler halinde ancak ayırt edici niteliklerle ya da ressamların onun kitapları için yaptığı özel kapak resimleriyle yayımlanması, onun metinlerinde görüntü ve dış dünyayla kurduğu bağlantıyı da beraberinde getiriyor. Nitekim Mungan’ın metinlerine baktığımızda aynı zamanda iyi bir okur olduğunu ve resimden de oldukça bahsettiğini görebiliriz. (Tabii müzikten söz etmeye hiç gerek yok. Müzik, onun uzmanlık alanlarından...) Küre, “Poetika Yazıları” ve “Mavi Kitap” alt başlığıyla yakın bir zaman önce yayımlandı. Yine Mungan’ın kitabı bir nesne olarak metinle buluşturduğu bir eserle karşı karşıyayız. Daha önce yayımlanmış yazılarından ve bazı notlardan oluşan bu kitap, onun şiir üzerine yazılarını bir araya getirdiği ilk kitabı… Kitaba adını veren “küre” de eserde şu şekilde yer alıyor: “KÜREYE BENZER ŞİİR. Kendi yasaları içinde ışıyan bir kristal. Belki de şiir için ilk kamaşma. Kristali görme arzusudur şiir. Işığın yasalarını, aydınlattıklarını anlama arzusu. Bu yüzden belki de küreye benzer şiir. Öte yandan: Sizin yazdığınız, ... Devamını görmek için bkz. |  |
Şule Tüzül, "Şiirden hayata hayattan şiire 'Küre'", Edebiyat Haber, 19 Ocak 2017 Murathan Mungan’ın hangi kitabını okusam, çok özel bir yolculuğa gideceğimin bilinci ile başlarım okumaya ve heyecanlanırım. Hiç hayal kırıklığına uğramam bu yolculukta. Ve hiç şaşırmayacağımı sanırım; yine de her seferinde şaşırtır beni Mungan. Bu yolculuk özeldir; roman, öykü, şiir, deneme, tiyatro oyunu, hangi kitabı olursa olsun, kendimle ve kitapla baş başa kalacağım, kendimle karşılaşacağım, yüzleşeceğim, aradığım cevapları bulacağım, sorularıma yeni sorular, arayışlarıma yeni arayışlar eklediğim, ufkumun, bilincimin, algımın, yüreğimin açıldığı, berraklaştığı, uçsuz bucaksızlaştığı bir yolculuk… Sanki bana özel yazılmış gibi yol alırım sayfalarda, binlerce okurun da aynı yoldan geçtiğini bilerek… Küre. Mungan’ın şair olmak ve şiir üzerine yazdığı kısa kısa notlarından derlediği bir kitap. Evet kısa kısa notlar… Ama Mungan’ın hangi cümlesi kitaplarının arasında, sayfalarda öylece kalıyor ki? Şiir üzerine, şair olmak/olabilmek üzerine söylenen her bir kelam, üzerine belki saatlerce konuşulacak, sayfalarca yazılabilecek kadar yoğun, zengin, derin. Her bir cümle taşıyor sayfalardan… Üstelik, her cümlede şiirin yerine hayatı koyun, aşkı koyun, yaşamınızın merkezine oturan herhangi başka bir şeyi koyun, tutkularınızı, çıkmazlarınızı, düşlerinizi koyun, Mungan’ın cümleleri hepsine uyuyor, hepsine ulaşıyor, hepsine bulaşıyor. Şiir de böyle bir şey değil mi z... Devamını görmek için bkz. |  |
|