 | ISBN13 978-975-342-944-3 | 13x19,5 cm, 160 s. |
KAMPANYADA Liste fiyatı: 196.00 TL İndirimli fiyatı: 88.20 TL İndirim oranı: %55 {"value":196.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1094","item_name":"Merhaba Asker","discount":107.80,"price":196.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Mahmud ile Yezida, 1980 | Osmanlıya dair Hikâyat, 1981 | Taziye, 1982 | Kum Saati, 1984 | Son Istanbul, 1985 | Sahtiyan, 1985 | Cenk Hikâyeleri, 1986 | Kırk Oda, 1987 | Lal Masallar, 1989 | Eski 45'likler, 1989 | Yaz Sinemaları, 1989 | Mırıldandıklarım, 1990 | Yaz Geçer, 1992 | Geyikler Lanetler, 1992 | Yaz Geçer - Özel Basım, 1992 | Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, 1993 | Omayra, 1993 | Bir Garip Orhan Veli, 1993 | Kaf Dağının Önü, 1994 | Metal, 1994 | Ressamın İkinci Sözleşmesi, 1996 | Murathan ' 95, 1996 | Li Rojhilatê Dilê Min / Kalbimin Doğusunda, 1996 | Başkalarının Gecesi, 1997 | Oyunlar İntiharlar Şarkılar, 1997 | Paranın Cinleri, 1997 | Başkasının Hayatı, 1997 | Dört Kişilik Bahçe, 1997 | Mürekkep Balığı, 1997 | Dağınık Yatak, 1997 | Metinler Kitabı, 1998 | Üç Aynalı Kırk Oda, 1999 | Doğduğum Yüzyıla Veda, 1999 | Meskalin, 2000 | 13+1, 2000 | Erkekler İçin Divan, 2001 | Soğuk Büfe, 2001 | Çocuklar ve Büyükleri, 2001 | Yüksek Topuklar, 2002 | 7 Mühür, 2002 | Timsah Sokak Şiirleri, 2003 | Yazıhane, 2003 | Yabancı Hayvanlar, 2003 | Erkeklerin Hikâyeleri, 2004 | Eteğimdeki Taşlar, 2004 | Çador, 2004 | Kadınlığın 21 Hikâyesi, 2004 | Bir Kutu Daha, 2004 | Beşpeşe, 2004 | Elli Parça, 2005 | Söz Vermiş Şarkılar, 2006 | Büyümenin Türkçe Tarihi, 2007 | Kâğıt Taş Kumaş, 2007 | Yedi Kapılı Kırk Oda, 2007 | Kullanılmış Biletler, 2007 | Dağ, 2007 | Kadından Kentler, 2008 | Eldivenler, hikâyeler, 2009 | Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, 2009 | Hayat Atölyesi, 2009 | İkinci Hayvan, 2010 | Gelecek, 2010 | 227 Sayfa, 2010 | Şairin Romanı, 2011 | Stüdyo Kayıtları, 2011 | Kibrit Çöpleri, 2011 | Şairin Romanı - Ciltli, 2011 | Doğu Sarayı, 2012 | Aşkın Cep Defteri, 2012 | Bir Dersim Hikâyesi, 2012 | Tuğla, 2012 | Mutfak, 2013 | 189 Sayfa, 2014 | Mezopotamya Üçlemesi, 2014 | Kadınlar Arasında, 2014 | İskambil Destesi, 2014 | Harita Metod Defteri, 2015 | Güne Söylediklerim, 2015 | Solak Defterler, 2016 | Aşk İçin Ne Yazdıysam, 2016 | küre, 2016 | Dokuz Anahtarlı Kırk Oda , 2017 | Edebiyat Seferleri İçin Vapur Tarifeleri, 2017 | Tren Geçti, 2017 | Çağ Geçitleri, 2019 | Hamamname, 2020 | Aile Albümü, 2021 | Devam Ağacı, 2021 | Erkekler Yalnızlıklar, 2021 | Evrak Çantası, 2022 | Işığına Tavşan Olduğum Filmler, 2022 | 995 km, 2023 | Otelde Bulunmuş Kitap, 2024 | Şiirin Eşya Deposu, 2024 | Gençlik... Gençlik..., 2025 |
Diğer kampanyalar için |  |
|
| | Merhaba Asker Murathan Mungan'ın Seçtikleriyle Yayıma Hazırlayan: Eylem Can Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Şubat 2014 |
"Türkiye'nin özellikle son yirmi-otuz yılının önemli ve acılı bir gündem maddesini oluşturan şüpheli asker ölümlerinin etrafında dolaşan, her yazarın, konuyu kendi yazarlık meşrebine uygun bir tutum ve yaklaşımla ele alıp işlediği, özel olarak bu kitap için yazılmış on altı öykü yer alıyor bu kitapta. "Ne yazık ki şüpheli asker ölümleri ve asker intiharlarında Türkiye bugün dünyada ilk sırada yer alıyor. "Askeri sınıflandırmaya göre otuz yılda kaç tabur, kaç bölük askerin 'intihar ve şüpheli ölüm sonucu' yaşamını yitirmiş olabileceği gerçeği, tek tek her birinin arkasındaki hikâyenin yeniden konuşulmasını gerektirmiyor mu? Çünkü bunu konuşmak demek, aslında Türkiye'nin hikâyesini konuşmak demek. "... ve bu öykü seçkisiyle, zorunlu askerlik kurumunun, militarizmin, kirli savaşın açık ve gizli kurbanı olmuş TSK'nın 'askeri zayiat' olarak gördüğü bütün o gencecik ölülerin anısına bir saygı nişanesi olarak, edebiyat toprağına alçakgönüllü bir mezar taşı dikmek, mezarlarına bir demet çiçek bırakmak istedik." — Murathan Mungan  | İÇİNDEKİLER |
Şüpheli Asker Ölümleri Murathan Mungan
Kahraman Niyazi Zorlu
Kâhin Sibel K. Türker
Süha Müge İplikçi
Estağfurullah Asker! Behçet Çelik
Nöbete Benim Yanımdan Gitti Toprak Işık
Ammo'ya Bir Tabut Neslihan Önderoğlu
Tel Örgü Türker Armaner
İki Siyah Erkek Donu Haydar Karataş
Bir İki Üçler, Yaşasın Türkler Hakkı İnanç
Kişer Pari Mama Seray Şahiner
Anı Sema Kaygusuz
Askerin Arkadaşı Jaklin Çelik
Kir'le Başlayıp Kor'la Biten Bora Abdo
Sana Şafak Yok! Aslı Tohumcu
Altıotuzbeş Murat Özyaşar
Sağol, Sağol Şule Gürbüz
 | OKUMA PARÇASI |
Şüpheli Asker Ölümleri, Murathan Mungan s. 9-17 Onun ölümünün ardından adını vermeyen bir kişi ailesini arayarak Mustafa'nın arkadaşı olduğunu söylemiş ve şu bilgileri vermişti: "Çocuğunuzu öldüresiye dövdükleri sırada üzerinde sivil elbiseler vardı, sonra onu bir malzeme deposuna götürdüler. Burada, bir üniforma giydirdiler ve intihar süsü vermek için astılar. Ardından, sivil kıyafetlerini attılar. Onlar gittiklerinde, ben elbiseleri topladım ve size ulaşması için gizlice çantasına koydum." (Gerçek bir hikâyenin belgelerinden) Bugüne kadar "Murathan Mungan'ın Seçtikleriyle" üst başlığı altında yayımlanan Ressamın İkinci Sözleşmesi, Çocuklar ve Büyükleri, Yabancı Hayvanlar, Kadınlığın 21 Hikâyesi, Erkeklerin Hikâyeleri gibi seçkiler, yazarların önceden yayımlanmış kitaplarında yer alan öykülerden derlenmişken, Bir Dersim Hikâyesi, "1938' deki Dersim katliamı" teması etrafında bu kitap için özel olarak yazılmış öykülerden oluşmaktaydı. 2007'de yayımlanan Büyümenin Türkçe Tarihi'nin de benzer biçimde çatıldığını söyleyebilirim. Türkçede yazılmış hangi öykünün kendilerine, edebiyata özgü bir aydınlanma ânı yaşatarak, ne tür bir farkındalık yaratıp "büyümelerine" katkısı olduğunu sorduğum yazarların, kendilerine örnek seçtikleri öykülerle, buna ilişkin deneyimlerini anlattıkları denemelerin arka arkaya yer aldığı; dolayısıyla "öykü" ve "deneme" veriml... Devamını görmek için bkz. |  |
 | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Melike Uzun, "Militarizme karşı Merhaba Asker", BirGün Kitap Eki, Şubat 2014 Mungan seçkinin önsözünde yapıt hakkında “… önceden seçilip belirlenmiş bir temanın izini süren yazarların bu kitaplar için özel olarak kaleme aldıkları öykülerden oluşuyor.” diyor. Bu yöntemle oluşturulan “tasarım kitap”larda öykü ısmarlanmış olduğu için ruhsuz, plastik kokulu bir yapıtın ortaya çıkma olasılığı vardır. Bu istenmeyen olasılık kitap ortaya çıktıktan sonra genellikle realiteye dönüşür. “Merhaba Asker” de ise tam tersi, birkaç öykü dışında, yazarların çoğu şüpheli asker ölümlerinin yüreğimize düşürdüğü “kor”u , kocaman bir ateşe döndürmeden, tam da olması gerektiği gibi, usul usul ama uzun süre yanacak biçimde harlandırıyor. Kitabın önsözünde Murathan Mungan şüpheli asker ölümlerinin anlamını, sürecini, istatistiğini genişçe anlatmış. Konunun acıtan gerçekliğini bir de ben tekrarlamak istemiyorum. Ancak öyküleri okurken kafamda bir isim dolaştı durdu : Sevag. Sevag Balıkçı 2011’de Ermeni Tehcirini Anma Günü 24 Nisan’da askerliğini yaparken asker arkadaşının silahından çıkan kurşunla öldürüldü. Sevag öldürülmeden önce nişanlısına A. Adlı arkadaşının “Ermenistan’la savaş olursa ilk öldüreceğim insan sensin” dediğini, Ermeni olduğu için herkesin aleyhinde konuştuğunu, imam olan bir arkadaşının kendisine Müslüman olması konusunda telkinde bulunduğunu, korktuğunu anlatmıştı. Olayın 24 Nisan’da meydana gelmesi, Sevag’ın nişanlısına söyledikleri, olay... Devamını görmek için bkz. |  |
Tülin Er, "Nasılsın asker?", Radikal Kitap Eki, 21 Şubat 2014 Mario Giordano’nun 1971’de Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir deneyden esinlenerek kaleme aldığı Black Box (Deney, Sel Yayıncılık) romanından iki kez (hem Almanya’da hem de ABD’de) sinemaya uyarlanan Deney (Das Experiment) filmi ast-üst ilişkisinin en karanlık boyutuna ışık tutar. Günlük yaşamda aynı otobüsü paylaşan, aynı marketten alışveriş yapan, aynı mahallede yaşayan insanların bir kısmına mahkûm bir kısmına gardiyan rollerinin verilerek bir hapishaneye kapatıldığı bu deneyin vardığı korkunç son, dikey örgütlenmelerin potansiyel tehlikesini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermesi bakımından kesinlikle izlenmesi gereken bir yapım. 1971’de Stanford Üniversitesi’nde yapılan deneyde, öğrenciler arasından seçilen ve bir kısmına mahkûm, bir kısmına gardiyan rolleri verilen kişilerden mahkûm rolündekilerin bazılarının duygusal travmalar geçirmesi, gardiyan rolündekilerin bir kısmının sadist eğilimler sergilemesi dolayısıyla deneye altıncı gününde son verilmiştir. Karşısındakinden itaat beklemek, özünde de sağlıksız bir ihtiyaç. Deney belki de bunu en güzel örnekleyen eserlerden biri. Günün birinde kendisine altın tepside sunulan yetki içinde yaşamaktan hoşlanan, varlığını sadece başkalarına emir yağdırıp durmaktan ibaret kılan her zihniyet, sadece kendine dair gerçekdışı yanılsamalara kapılmaz, çevresindekiler için korkunç sonuçlar doğurabilecek tehlikelere de yol açabilir... Devamını görmek için bkz. |  |
Ahmet Ergenç, "Şüpheli asker ölümlerinin hikaye hali", Sabit Fikir Dergisi, 13 Mart 2014 Asker Sevag’ın acı hikayesini hatırlarsınız. Bundan iki yıl önce çok manidar bir tarihte, Ermeni soykırımının yıl dönümü olan 24 Nisan’da "kazara ölmüştü". Sevag’ı "kazara" öldüren askerin Türk-İslam sentezinin en vahşi savunucularından BBP sempatizanı olması ve tanıkların ifadelerinin çelişmesi, Sevag’ın "kazara" değil, kasten, bu ülkede Ermenilere yönelik nefretin bir uzantısı olarak "öldürüldüğü" fikrini güçlendiriyordu. Son yıllarda bilhassa Ermeni, Kürt ve Alevi askerlerin payına düşen bu "kazara" ölümlerin artması "şüpheli asker ölümleri"nde güzide ülkemizi dünya birinciliğine taşıdı. Bu ölümler bazen "intihar" bazen de "arkadaşlarıyla şakalaşırken vuruldu" gibi gerekçelerle "açıklanıyor," daha doğrusu geçiştiriliyor ve asla gereği gibi soruştulamıyor; malum karşımızda bir "askeri bölge" var, askeri bölgeye girilmez ve Yıldırım Türker’in dediği gibi, “TSK halka malumat değil, talimat verir.” Solak birinin kendini sağ eliyle, sağ şakağından vurması gibi bir açıklamanın da "doğru" kabul edilmesi beklenir. Bu ölümler bir bakıma sivil hayattaki "faili meçhul"lerin askeriyedeki karşılığı gibi. Türkiye toplumunun mikrokozmosu Murathan Mungan, Merhaba Asker’de bu şüpheli asker ölümlerini anlatan hikayeleri derlemiş. Bir nevi "edebi kuratör" olarak bir araya getirdiği hikayeler Türkiye toplumunun mikrokozmosu sayılabilec... Devamını görmek için bkz. |  |
Fisun Yalçınkaya, "Adı konulmamış gönül bağları", Milliyet kitap, Mart 2014 İki kadının birbirine duyduğu aşk hakkında, Türkiye’de yazılmış, eli yüzü düzgün kaç roman, kaç öykü sayabilirsiniz? Elle tutulur klasikleşmiş kaç lezbiyen karakter vardır edebiyatımızda? Ya da son 20 yılda sayısı bini aşan şüpheli asker ölümlerinin acısını çekenler, ölen o askerlerin neler yaşadığı kaç öyküye, şiire ya da romana yansıdı? Şöyle bir bakınca çıkan her yayını takip eden bir okurun bile zor yanıtlayacağı sorular bunlar. Oysa, bu iki, kocaman, fil kadar büyük gerçek, bizimle aynı odada oturuyor. Ama onlar hakkında susmaya, kalemi elimize alıp yazmamaya devam ediyoruz. İkisi de politik, ikisi de görünürlüğü az konular. İşte bu iki konu hakkında iki öykü kitabı yayımlandı. Metis Yayınları’ndan çıkan Murathan Mungan’ın seçtiği yazarlara yazdırdığı öykülerden oluşan “Kadınlar Arasında” ve “Merhaba Asker”. Murathan Mungan’ın bir edebiyat küratörü olarak konuları ve yazarları seçtiği iki kitap hem edebiyat okurlarına birbirinden ilginç yazarlar ve yeni öykülerle tanışma şansı sunuyor hem de iki konuyu da gündemimize taşıyor. İki kitabı aynı tarihte yayımlayarak konuların politik zemin ortaklığına dikkat çekmeyi amaçladığını söyleyen Murathan Mungan, her iki kitaba da kapsamlı birer önsöz yazarak kitapları hazırlama amacını detaylı olarak anlatıyor. Edebiyatın sınırları Mungan “Kadınlar Arasında”nı... Devamını görmek için bkz. |  |
Eray AK, "Fısıldananları bağıranlar", Cumhuriyet Kitap Eki, 20 Mart 2014 Murathan Mungan üretken bir yazar. Edebiyatın hemen her dalında kalem oynatıyor ve onun kaleminden çıkan her şeyin okuyucusu hazır; ürettiği, yarattığı her dünya mutlaka ciddi bir karşılık buluyor. Tanınmış yazar, bu yaratımlarının yanında, "Murathan Mungan'ın Seçtikleriyle" üst başlığıyla çeşitli öykü derlermeleri de yapıyor. Hatırlatacak olursak; Ressamın İkinci Sözleşmesi, Çocuklar ve Büyükleri, Yabancı Hayvanlar, Kadınlığın 21 Hikâyesi ve Erkekliğin Hikâyeleri bunlardan bazılarıydı. 2007'de yayımlanan Büyümenin Türkçe Tarihi de bir öykü derlemesiydi ancak diğerlerinden bir farkı vardı. Önceki derlemelerde Mungan, yazılmış öykülerden toplamıştı kitapları. Büyümenin Türkçe Tarihi'nde ise yazarlara, "Bu öyküden sonra büyüdüğümü anladım," dedirten öyküleri seçtirmiş ve bu ânı, hatırladıklarıyla, deneyimleriyle kaleme geirmelerini istemişti onlardan. Mungan, Büyümenin Türkçe Tarihi'nden sonra da devam etti derleme çalışmalarına. Bir Dersim Hikâyesi, bu bağlamda çok önemli bir yerde duruyor. Bir Dersim Hikâyesi'nde birçok önemli yazar bir araya gelerek, kendi Dersim hikâyelerini anlatmıştı. Buna paralel de "tabu" olarak görülen bir konu, önemli yazarların hayal dünyasından sayfalara akmıştı. "Murathan Mungan'ın Seçtikleriyle" dizisi için de önemli bir dönemeçti ... Devamını görmek için bkz. |  |
Halim Şafak, "biraz önce vuruldum", Bireylikler Dergisi, Mayıs-Haziran 2014 Militarizme dönük ilgimiz uzun yıllar teorik düzeyde bile değildi. Politik ve ideolojik biçimlenmemize bağlı olarak bize çok uzak bir kavramdı. Askerlikle ilgili ve askerlikte olup bitenler sözel kültürle yani anlattıklarımızla /anlatılanlarla sınırlıydı. Militarizm meselesi nerdeyse sözel kültür ve onun alanı olmasıyla açıklanabilen bir şeydi. Temel özelliği de kendine yönelen her türden eleştiriyi geçersizleştirebilmesiydi. Bu noktada solun orduyla kurduğu büyük ölçüde olumlu ilişki de militarizmi tartışmamıza pek izin vermedi. Üç darbeye ve onların ortadan kaldırılamamış belki de hiçbir zaman kaldırılamayacak etkilerine rağmen böyleydi. Seksenlerle daha çok da doksanlardan sonra militarizm hem kavram hem de sorun olarak tartıştıklarımıza dâhil olmaya başladı. Bu aynı zamanda satır arasında vicdani reddi söz konusu etmeye başladığımız dönemdir. Solda militarizm bağlamında tam bir kırılmanın oluştuğunu falan söylemiyorum. İktidar talep etmeden dünyayı değiştirme arzusu gelişmedikçe bu dediğim hiçbir zaman mümkün olmayacak. Süreç içinde askerlikler ve onların öyküleri de haber olarak gelmeye başladı. Bunlardan da önemlisi “eğitim zayiatı”, “görev şehidi”, “kaza”dan geçip “şüpheli ölüm”, intihar” gibi ölüm ve öldürmeleri tartışır olmuştuk. Orduda kalan hayatların hikâyelerinden artık az çok haberliydik. Dünya biraz olsun başka bir yerdeydi ve her tür... Devamını görmek için bkz. |  |
Hüseyin Bul, "Merhaba Asker adlı öykü seçkisi üzerine", Edebiyat Haber, 2 Haziran 2014 Murathan Mungan çok çalışkan bir yazar/şair/oyun yazarı. Mungan’ın daha pek çok maharetinin olduğunu hepimiz biliyoruz. Mungan isminin yanına ne koyarsanız koyun fazla olmaz. Söyleşiler yapar, derlemeler, seçkiler hazırlar sinema üzerine yazılar v.s. Metis yayınlarından Merhaba Asker öykü seçkisiyle birlikte Kadınlar Arasında öykü seçkisi kitapları aynı anda yayımlandı. İki kitabı da Mungan hazırlamış. Merhaba asker’deki öyküler başka bir yerde yayınlanmayan, tamamen bu kitabın konseptine, ruhuna uygun bir bütünlük oluşturacak şekilde yazılmış öykülerden oluşuyor. Kitaptaki bütün öyküler askerle, askerlikle ilgili. Her yazar başka yerden bakmış. Çoğu içerden-birinci tekil ağızdan-kimi de dışarıdan bir gözlemcinin, anlatıcının gözünde (ağzından) anlatılmış. Kimi bizzat askerin kendisi olmuş, kimi de acılı annenin, sevgilinin, arkadaşın yanında olmuş. Mungan’ın Şüpheli asker ölümleri giriş yazısı kitaba başlarken okuyucuyu nelerin beklediğini haber verir nitelikte. Birçok tanıdık yazar var kitapta. Niyazi Zorlu (Kahraman), Sibel K.Türker (Kâhin), Müge İplikçi (Süha), Behçet Çelik (Estağfurullah Asker), Toprak Işık (Nöbete benim yanımdan gitti), Neslihan Önderoğlu (Ammo’ya bir tabut), Türker Armaner (Tel örgü), Haydar Karataş (İki siyah erkek donu), Hakkı İnanç (Bir iki üçler, yaşasın Türkler), Seray Şahiner (Kişer Pari Mama), Sema Ka... Devamını görmek için bkz. |  |
|