| ISBN13 978-605-316-200-1 | 13x19,5 cm, 192 s. |
Liste fiyatı: 170.00 TL İndirimli fiyatı: 136.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":170.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11412","item_name":"Hamamname","discount":34.00,"price":170.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Mahmud ile Yezida, 1980 | Osmanlıya dair Hikâyat, 1981 | Taziye, 1982 | Kum Saati, 1984 | Son Istanbul, 1985 | Sahtiyan, 1985 | Cenk Hikâyeleri, 1986 | Kırk Oda, 1987 | Lal Masallar, 1989 | Eski 45'likler, 1989 | Yaz Sinemaları, 1989 | Mırıldandıklarım, 1990 | Yaz Geçer, 1992 | Geyikler Lanetler, 1992 | Yaz Geçer - Özel Basım, 1992 | Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, 1993 | Omayra, 1993 | Bir Garip Orhan Veli, 1993 | Kaf Dağının Önü, 1994 | Metal, 1994 | Ressamın İkinci Sözleşmesi, 1996 | Murathan ' 95, 1996 | Li Rojhilatê Dilê Min / Kalbimin Doğusunda, 1996 | Başkalarının Gecesi, 1997 | Oyunlar İntiharlar Şarkılar, 1997 | Paranın Cinleri, 1997 | Başkasının Hayatı, 1997 | Dört Kişilik Bahçe, 1997 | Mürekkep Balığı, 1997 | Dağınık Yatak, 1997 | Metinler Kitabı, 1998 | Üç Aynalı Kırk Oda, 1999 | Doğduğum Yüzyıla Veda, 1999 | Meskalin, 2000 | 13+1, 2000 | Erkekler İçin Divan, 2001 | Soğuk Büfe, 2001 | Çocuklar ve Büyükleri, 2001 | Yüksek Topuklar, 2002 | 7 Mühür, 2002 | Timsah Sokak Şiirleri, 2003 | Yazıhane, 2003 | Yabancı Hayvanlar, 2003 | Erkeklerin Hikâyeleri, 2004 | Eteğimdeki Taşlar, 2004 | Çador, 2004 | Kadınlığın 21 Hikâyesi, 2004 | Bir Kutu Daha, 2004 | Beşpeşe, 2004 | Elli Parça, 2005 | Söz Vermiş Şarkılar, 2006 | Büyümenin Türkçe Tarihi, 2007 | Kâğıt Taş Kumaş, 2007 | Yedi Kapılı Kırk Oda, 2007 | Kullanılmış Biletler, 2007 | Dağ, 2007 | Kadından Kentler, 2008 | Eldivenler, hikâyeler, 2009 | Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, 2009 | Hayat Atölyesi, 2009 | İkinci Hayvan, 2010 | Gelecek, 2010 | 227 Sayfa, 2010 | Şairin Romanı, 2011 | Stüdyo Kayıtları, 2011 | Kibrit Çöpleri, 2011 | Şairin Romanı - Ciltli, 2011 | Doğu Sarayı, 2012 | Aşkın Cep Defteri, 2012 | Bir Dersim Hikâyesi, 2012 | Tuğla, 2012 | Mutfak, 2013 | 189 Sayfa, 2014 | Mezopotamya Üçlemesi, 2014 | Merhaba Asker, 2014 | Kadınlar Arasında, 2014 | İskambil Destesi, 2014 | Harita Metod Defteri, 2015 | Güne Söylediklerim, 2015 | Solak Defterler, 2016 | Aşk İçin Ne Yazdıysam, 2016 | küre, 2016 | Dokuz Anahtarlı Kırk Oda , 2017 | Edebiyat Seferleri İçin Vapur Tarifeleri, 2017 | Tren Geçti, 2017 | Çağ Geçitleri, 2019 | Aile Albümü, 2021 | Devam Ağacı, 2021 | Erkekler Yalnızlıklar, 2021 | Evrak Çantası, 2022 | Işığına Tavşan Olduğum Filmler, 2022 | 995 km, 2023 | Otelde Bulunmuş Kitap, 2024 | Şiirin Eşya Deposu, 2024 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | Hamamname Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ağustos 2020 | 3. Basım: Ekim 2020 |
Böyle bir kitap yazma düşüncesi, daha ben Ankara’da yaşarken seksenlerde ortaya çıkmıştı. 1995 yılında 40. yaşım için hazırladığım Murathan ‘95 kitabımda yer alan “Ufuk Ayarı” bölümündeki “Ölmeden Önce” başlıklı yazımda okurlarımı bu tasarımdan şöyle haberdar etmiştim: “‘Hamamname’ diye bir kitap yıllardır dönüp duruyor kafamın içinde. Bir gizli tarih romanı. Birkaç yüzyıl önce bir Istanbul hamamına yerleştikten sonra, çeşitli hamamları gezerek günümüze kadar gelmiş, bir hamam cininin ağzından, İstanbul’un son birkaç yüzyılını, yalnızca hamamdan görünen yanlarıyla dinlemeyi ve dinletmeyi amaçlıyorum. Istanbul’un hamamlar tarihiyle, gündelik hayat ve bireysel hayatlar arasındaki büyük dolambaçlar, yeraltı tarihleri, külhanlar, su sarnıçları... Osmanlı sanatları ile çağdaş, anlatı teknikleri arasında yeni bir dil arayışı amaçlıyorum.” Oysa Hamamname’yle ilgili ilk notlar bu bilgilendirmeden çok sonra 26 Haziran 2009 yılından başlayarak kâğıda dökülmeye başlamıştı. Sonrası gene yıllar. Hamamname, ilk şiir kitabım Osmanlıya dair Hikâyat’tan sonra, Osmanlı malzemesine bu çapta bir yoğunlukla ilk geri dönüşüm sayılabilir. Bu kitabın harcında başta Reşad Ekrem Koçu olmak üzere, Ebüzziya Tevfik, Ahmet Refik, Enderunlu Vâsıf, Ahmet Rasim, Sermet Muhtar Alus, Semavi Eyice, Hamamcılar kethüdası Derviş Ismail, Enderunlu Fâzıl Bey gibi nice yazarın bıraktığı mirasın hakkı vardır. O mirasın nefesiyle yazılmıştır. — Murathan Mungan | İÇİNDEKİLER |
Girizgâh Zerreden peştamala Sarılık tası Suyun hafızası Kehanet asası Çeşmelerin dinlediği, suların söylediği Yahudi Batağı Çifte hamamlar Kadınlar hamamı Perili hikâye Biz uyurken Akarı Garip bir benî âdem Su falı Suda yıkanmış masal Sarnıç Sudan geldik, suyla gideceğiz Küçük kurnanın uzun hikâyesi Taştaki geçit Çarşamba Fener aydınlığı Hamam taksimleri, su geçişleri Gözyaşı Su dolaşması Cehennem Suyu Etin çağrısı Cellat Çeşmesi Peştamal kuşanma Aldığın suyu unutma Enfiye kutuları İsimsiz Kayıklar Hamlacı ile... Sakalar Renk harf ebru ejderha Yüzünde Ülker, adında Yadigâr Suyun peçesi Nokta Layhar kefeni Noktanın derinliği Tasvir nihayet
| OKUMA PARÇASI |
Girizgâh, s. 9-10 Git git bitmez bir uzun fasıldır ki, bir ucundan tutup anlatmaya başladın mı, deve sırtında üst üste yedi düvel seferi yapılır da muradın menziline varamadan gene yollarda kalınır. Lafın neresinden tutup kaldıracağını bilemez insan, ta Nuh tufanından kalma suyun güne geldiği yere varıp da dolduğu tasa el uzatır, onunla ağız çalkalar, zaman tazeler, kelime ıslatır. İnsan aklının erdiği yerde derin bir nefes alıp başlamak bile fanilerin ömür hesabıyla hayli zaman alır. Biz de öyle yapalım. Hangi hamamı, hangi hikâyeye mekân tutmalı şimdi, diye düşünürken akıl karıncalanmaz mı sanırsınız? Tophane’deki Yamalı Hamam, Küçük Ayasofya Camii yakınındaki Çardaklı Hamam, yoksa Vefa’daki Koğacılar Hamamı mı, diye yer beğenirken baş kaşınmaz mı? Daha doğrusu her birinin yerinde artık yeller eserken zamanın kapısını nasıl bulup da aralamalı? Misal, “Şehr-i İstanbul’da iki yüz adet hamam-ı dilkûşa, sahn-ı muhabbet vardır,” diye kaydı tutulan tar... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Beyza Ertem, "Suyun hafızasına emanet bir İstanbul: Hamamname", Gazete Duvar, 27 Ağustos 2020 Şiir, hikâye, roman, deneme, oyun ve senaryo türlerinde verdiği eserleriyle edebiyatımızın usta isimlerinden Murathan Mungan. Yaptığı her iş, mutlaka döneminde ilgi görmekte ve yazın dünyasını uzunca bir süre meşgul etmekte. Edebiyat camiası tarafından kendisinden hayli zamandır Hamamname isimli bir kitap bekleniyordu. Yazar, 1995 yılında yayımlanan “Murathan ‘95” kitabında yer alan “Ufuk Ayarı” bölümündeki “Ölmeden Önce” başlıklı yazıda, bir gizli tarih romanı düşüncesinin aklında olduğunu okuruyla paylaşmıştı. Osmanlı sanatları ile çağdaş anlatı teknikleri arasında yeni bir dil arayışı içinde olduğunu, bir hamam cininin ağzından İstanbul’un son birkaç yüzyılını anlatmayı amaçladığını söylemişti. Bu kitap, işte bu tasarının ürünü. Hamamname; yaşayanlarıyla, ölüleriyle, dünü ve bugünüyle İstanbul’un hikâyesi. İsmiyle Klasik edebiyatımızda hamaml... Devamını görmek için bkz. | |
Metin Celâl, "Bir hamam cininin İstanbul seyahatnamesi", Hürriyet Kitap Sanat, 4 Eylül 2020 Murathan Mungan velut bir yazardır. Okurları da onun sık sık ve edebiyatın değişik alanlarında kitaplar yayımlamasına alışkındır, ilgiyle izlerler. 2017’den sonra hızını yavaşlatmış gibi görünüyordu ki Hamamname geldi. Hamamname, kendini kolayca ele vermeyen bir kitap, arka kapak yazısı yok. Ön kapakta da Osmanlı nakışlarını anımsatan soluk iki desen arasında yine aynı solgunlukla yazarın ve kitabın adı yer alıyor. ‘Hamamname’ adı normal okura hamamla ilgili bir kitap okuyacağını, bu kitabın da ‘name’li olacağını düşündürür. Biraz divan edebiyatıyla ilgili okurlar ise ‘Hamamname’nin hamamla ilgili manzumelere verilen ad olduğunu anımsayacaktır. Kitabın adının bendeki ilk çağrışımı Murathan Mungan’ın 1985’te yayımlanan ilk öykü kitabı ‘Son İstanbul’daki ‘CÇ’ öyküsü oldu. ‘Hamamname’nin de o öyküdeki gibi hamamda geçen, hamama gelenler... Devamını görmek için bkz. | |
Selva Trak Ulupınar, "Bir ışık huzmesi: 'Hamamname', edebiyathaber.net, 9 Eylül 2020 Uzun yıllardır Osmanlı tarihini de dahil ederek İstanbul hamamları üzerine bir kitap yazma düşüncesi bulunan Murathan Mungan’ın Hamamname’si geçtiğimiz günlerde Metis Yayınları’ndan çıktı. Adının yanı sıra bir kalıp beyaz sabunu andıran beyaz zemin üzerine su yeşili kapak tasarımından kitabın su ve hamam kültürü üzerine olduğu öngörüsünde bulunan okur için ancak sayfalar ilerledikçe eserin deneme türünde yazılmış olduğu anlaşılıyor. Zira denemelerin her biri öykü tadında… İlkin bir hamama yerleşip ardından İstanbul’un çeşitli hamamlarına, sarnıçlara, külhanlara, bir sakanın kırbasına, ağzı dantelli bir sürahinin içine sızan Su Cini’nin ağzından Osmanlı Dönemi bireysel yaşamlarından kesitler sunan eser, ilgi çekici konularıyla okurun deneme türüne olan ilgisini arttıracak zengin bir içeriğe sahip. Çarpıcı bir ilk bölümle merak uyandırıyor Hamamname... Devamını görmek için bkz. | |
|