| ISBN13 978-605-316-021-2 | 13x19,5 cm, 424 s. |
Liste fiyatı: 322.00 TL İndirimli fiyatı: 257.60 TL İndirim oranı: %20 {"value":322.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1195","item_name":"Harita Metod Defteri","discount":64.40,"price":322.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Mahmud ile Yezida, 1980 | Osmanlıya dair Hikâyat, 1981 | Taziye, 1982 | Kum Saati, 1984 | Son Istanbul, 1985 | Sahtiyan, 1985 | Cenk Hikâyeleri, 1986 | Kırk Oda, 1987 | Lal Masallar, 1989 | Eski 45'likler, 1989 | Yaz Sinemaları, 1989 | Mırıldandıklarım, 1990 | Yaz Geçer, 1992 | Geyikler Lanetler, 1992 | Yaz Geçer - Özel Basım, 1992 | Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, 1993 | Omayra, 1993 | Bir Garip Orhan Veli, 1993 | Kaf Dağının Önü, 1994 | Metal, 1994 | Ressamın İkinci Sözleşmesi, 1996 | Murathan ' 95, 1996 | Li Rojhilatê Dilê Min / Kalbimin Doğusunda, 1996 | Başkalarının Gecesi, 1997 | Paranın Cinleri, 1997 | Başkasının Hayatı, 1997 | Dört Kişilik Bahçe, 1997 | Mürekkep Balığı, 1997 | Dağınık Yatak, 1997 | Oyunlar İntiharlar Şarkılar, 1997 | Metinler Kitabı, 1998 | Üç Aynalı Kırk Oda, 1999 | Doğduğum Yüzyıla Veda, 1999 | Meskalin, 2000 | 13+1, 2000 | Erkekler İçin Divan, 2001 | Soğuk Büfe, 2001 | Çocuklar ve Büyükleri, 2001 | Yüksek Topuklar, 2002 | 7 Mühür, 2002 | Timsah Sokak Şiirleri, 2003 | Yazıhane, 2003 | Yabancı Hayvanlar, 2003 | Erkeklerin Hikâyeleri, 2004 | Eteğimdeki Taşlar, 2004 | Çador, 2004 | Kadınlığın 21 Hikâyesi, 2004 | Bir Kutu Daha, 2004 | Beşpeşe, 2004 | Elli Parça, 2005 | Söz Vermiş Şarkılar, 2006 | Büyümenin Türkçe Tarihi, 2007 | Kâğıt Taş Kumaş, 2007 | Yedi Kapılı Kırk Oda, 2007 | Kullanılmış Biletler, 2007 | Dağ, 2007 | Kadından Kentler, 2008 | Eldivenler, hikâyeler, 2009 | Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, 2009 | Hayat Atölyesi, 2009 | İkinci Hayvan, 2010 | Gelecek, 2010 | 227 Sayfa, 2010 | Stüdyo Kayıtları, 2011 | Kibrit Çöpleri, 2011 | Şairin Romanı, 2011 | Şairin Romanı - Ciltli, 2011 | Doğu Sarayı, 2012 | Aşkın Cep Defteri, 2012 | Bir Dersim Hikâyesi, 2012 | Tuğla, 2012 | Mutfak, 2013 | 189 Sayfa, 2014 | Mezopotamya Üçlemesi, 2014 | Merhaba Asker, 2014 | Kadınlar Arasında, 2014 | İskambil Destesi, 2014 | Güne Söylediklerim, 2015 | Solak Defterler, 2016 | Aşk İçin Ne Yazdıysam, 2016 | küre, 2016 | Dokuz Anahtarlı Kırk Oda , 2017 | Edebiyat Seferleri İçin Vapur Tarifeleri, 2017 | Tren Geçti, 2017 | Çağ Geçitleri, 2019 | Hamamname, 2020 | Aile Albümü, 2021 | Devam Ağacı, 2021 | Erkekler Yalnızlıklar, 2021 | Evrak Çantası, 2022 | Işığına Tavşan Olduğum Filmler, 2022 | 995 km, 2023 | Otelde Bulunmuş Kitap, 2024 | Şiirin Eşya Deposu, 2024 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | Harita Metod Defteri Yayın Yönetmeni: Müge Gürsoy Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Kasım 2015 | 3. Basım: Şubat 2016 |
"Geçmişi yalnızca ondan bir şey inşa edecekseniz anmalısınız," demiş eski ustalardan biri. Ben kendi payıma geçmişimden bunu yapmaya çalıştığımı söyleyebilirim. Ömrünün yıllarla ölçülen süresi “kaç ortalı” olursa olsun, yaşamı boyunca kendine çizdiği yol haritasını izleyerek bıkmadan usanmadan ders çalışan, elinden kolundan, kucağından defter, kitap, kalem eksik olmayan “bir çocuğun” anılarını yazdığı kitaba Harita Metod Defteri adının yakışacağını düşündüm. Umarım okunması, yaşanmasından daha güzel bir hayatın kitabı olmuştur. – Murathan Mungan | İÇİNDEKİLER |
Niyet Tren Baktım, her şey çok uzak Çilek ve bilezikler Akrebin kuyruğu "Mendilim köşe köşe..." Kuyunun ipi Beyaz mendil Aklımda! Dün gelen oğul Beni büyüten kelimeler Gri kaban Turgut amcanın gönderdiği kitap Berber aynaları Camaltı levha Belirsiz kalıntılar Harf "Takarafuka... takarafuka..." Mahcubiyetin öğrettikleri Şüphe, delilik ve aşk Tatlar renkler kokular Mardin dolması 1962 Mardin olayları "Politik kariyerim" Babamın yazıhanesi Cadde Anne tarafı "Hac’Kermo Faris Çelebi" konağı ve diğerleri Altınlar ve kemikler Asfaron Sobanın etrafında Yatılı hayal, yazılı hatıra Orduevi çay bahçesi Sinemalar, gazinolar, radyolar Yengeler ve diğerleri 47 plakalı krem rengi Ford’58 Sır yarası Urfa’da bir yıl Beşevler, Bahçelievler Gümüş Sokak Dilek taşı Cizre’de bir akşam Ömrün resimaltı Yıllar Avlu, saçak, kuş
| OKUMA PARÇASI |
Açılış bölümünden, Niyet, s. 13-20 Bu kitapta yer alan bazı metinlerde anlattıklarımın o sıralar yazmakta olduğum Paranın Cinleri içinde yer alacağını düşünüyordum. Oysa hiçbir hayat tek bir kitaba sığmaz; kitap bitmişti ve geride daha anlatmadığım pek çok şeyin kaldığını görüyordum. Sanırım Paranın Cinleri’ni takip eden ikinci bir kitap yazma düşüncesi böyle doğdu. Bana göre çocukluğumdan hatırladıklarım arasında hâlâ anlatılması gereken önemli anlar, olaylar vardı ve ne kadar yeni metin yazıp eklesem de bu ilk kitabın bitmeyeceğini, konunun benim için asla kapanmayacağını biliyordum: yalnız gelecek değil, çocukluk da uzun sürer... Bütünüyle özyaşamöyküsel malzemeyle çatılmış olan Paranın Cinleri gibi, Harita Metod Defteri de, içinde yaşanmış bazı olayların, anların, onların bende bıraktığı izlerin, izlenimlerin yer aldığı, hafızamın gerçeklere sadakatine yaslanan, tamamı anılardan oluşan bir anlatı kitabıdır. Ço... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Ali Bulunmaz, "Murathan Mungan çocukluğunun başını okşuyor", kulturservisi.com, 6 Kasım 2015 Paranın Cinleri'ni, yayımlandığı 1990’ların sonunda okuduğumda, Murathan Mungan’ın neredeyse bütün bir çocukluğunu incecik bir kitaba sığdırdığına inanmamıştım. Mutlaka eksik bırakılan veya zamanını bekleyen metinlerin bulunduğu hissi uyanmıştı bende. Harita Metod Defteri, Mungan’la ilgili “şüphemi” doğruladı. Bu defa devasa bir kitap geldi. Benim için 1990’ların sonu 2000’lerin ilk çeyreğine doğru ilerlediğimiz bu vakitleri, Mungan için de hayatının dönüm noktalarını birbirine bağlamış oldu bu çalışma. ‘Yazıdan medet ummak’ Defterlerimden birine “Önünde sonunda çocukluğumuza döner, pek çok şeyi gülümseyerek hatırlarız” diye bir cümle yazmışım, Harita Metod Defteri'ni karıştırmaya başladığımda hatırladım. Bunu niye yazdığımı düşünürken yanıt Mungan’dan geldi: “Birçok insanın yaşamında görüldüğü gibi d... Devamını görmek için bkz. | |
Eray Ak, "Büyümek gurbete çıkmaktır", Cumhuriyet Kitap Eki, 12 Kasım 2015 Murathan Mungan'ın bütünüyle özyaşamöyküsel malzemeden çatılmış olan kitabı Paranın Cinleri gibi Harita Metod Defteri de, içinde yaşanmış bazı olayların, anların, onların yazarda bıraktığı izlerin, izlenimlerin yer aldığı, hafızasının gerçeklere sadakatine yaslanan, tamamı anılardan oluşan bir anlatı kitabı. İnsanın en güçlü tarafı nedir diye sorulacak olsa fazla düşünmeden "hafıza" yanıtını verebilirim kendi adıma. Birçok kişi için de aynı yargının geçerli olduğunu varsaymak ise şaşılacak bir durum olmasa gerek. Şaşırmamız gerekenler bu sorunun tam tersi sorulduğunda başlıyor bence. Yani, insanın en güçsüz tarafı nedir diye sorulduğunda da "hafıza" yanıtı aldığımız anda. İnsanı yaşatan hafızası, kabul ancak yine aynı hafıza, yaşama direncimizi kırıp meydana gelenler karşısında yıkılmamıza neden olabiliyor. Ya da yine aynı hafıza, bizi derin kederl... Devamını görmek için bkz. | |
Asuman Kafaoğlu-Büke, "Çocukluğunun başını okşuyor Murathan", Radikal Kitap, 16 Kasım 2015 Dostlarım tarafından ağzı sıkı biri olarak bilinirim. Sır saklamaya, insanlar arasında laf taşımamaya aşırı önem veririm. Anı kitapları üzerine yazarken bu huyumdan dolayı zorlanıyorum, özellikle büyük bir içtenlikle aktarılan anılar, kendimi yazarın sırdaşı gibi hissetmeme yol açıyor. Sadece bana anlatılmış aile sırları, kimsenin bilmediği acı anıları bir anda yazı konusu yaparak gazetede ulu orta bahsetmek doğru gelmiyor. Bu duyguyu Selim İleri, Enis Batur ve Orhan Pamuk’un anıları üzerine yazarken hissetmiştim. Şimdi de Murathan Mungan’ın Harita Metod Defteri’nde çok yoğun hissettim. Sırdaşlık duygusunu veren şey sanırım en başta bu anıların aktarılmasının yazarda yarattığı acıyı hissetmekle başlıyor. Okur olarak, yıllar boyunca ertelenen yüzleşmeleri cesurca ortaya çıkartmanın zorluğunu anlıyoruz. Örneğin roman ya da öykü yazmanın vereceği rahatlamayı s... Devamını görmek için bkz. | |
Kahraman Çayırlı, "Aynı aynalara dönmek: Harita Metod Defteri", Taraf Gazetesi, 24 Kasım 2015 Son Istanbul, Kırk Oda, Lal Masallar, Yaz Sinemaları, Yaz Geçer, Kaf Dağının Önü, Paranın Cinleri, Dört Kişilik Bahçe, Dağınık Yatak, Üç Aynalı Kırk Oda, Yüksek Topuklar, Çador, Elli Parça, Kağıt Taş Kumaş, Yedi Kapılı Kırk Oda, Dağ, Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, İkinci Hayvan, Kibrit Çöpleri. Okuduğum Murathan Mungan kitapları bunlar. Alıp da okumaya fırsat bulamadıklarım da var, en az bir bu kadar daha... Yıllardır beklediğim, beklediğimiz Harita Metod Defteri'ni nihayet okuyorum. Paranın Cinleri'nin yirmi ile çarpılmışı gibi düşünün. Altı çizilesi, oturup uzun uzun düşünülesi, perdelere yazılası onl... Devamını görmek için bkz. | |
Tuğçe Isıyel, "Harita Metod Defteri: Yaralar Çocukluktandır", Bianet, 12 Aralık 2015 Otobiyografik kitaplar, yazarın arka bahçesi gibidir. Onları okudukça sanki siz de çocukluğunuzun tozlu tavan arasında sizden gizlenen bir şeyleri arar gibi hissedersiniz. Yazarınıza dair karşı koyamadığınız bir merak ve heyecan duygusu ele geçirir tüm benliğinizi. Başkasının hayatına dair gizli bir şeyler arama mevzusunun tohumları kuşkusuz ilk erken dönem ilişkilerimizde atılmıştır. Belki de öncelikle anne-babanın arasında ne oluyor sorusuyla. Eğer bu ilk soruların ardından ruhunuza bir engel koyulup, merak engelli bir birey olmadıysanız şanslısınız. Çünkü daha sonraları bu merak sizin kendi varoluşunuza, başkalarının varoluşuna, hayata dair birçok şeye ulaşmaya çalışmanız için elinizden tutacaktır. Kendini merak etmeyen ötekini de etmez elbette. O yüzden bu yazıda sözünü edeceğim kitap, bu meraka yenik düşenler için daha çekici olacaktır kuşkusuz. Okuduğunuz otob... Devamını görmek için bkz. | |
Soner Yalçın, "Harita Metod Defteri", Sözcü Gazetesi, 25 Aralık 2015 Mecnun Odyakmaz’ı bilirsiniz. Sivasspor Başkanı’dır. Sivaslıdır. Türk’tür. Milliyetçidir. Murathan Mungan’ı bilirsiniz. Mardinlidir. Yazardır. Şairdir. Arap’tır. Sosyalisttir. Musa Anter’i bilirsiniz. Nusaybinlidir. Yazardır. Şairdir. gazetecidir. Kürt’tür. Kürt siyasi hareketlerinin önde gelen isimlerindendi. Bu üç isim de akrabadır… Akrabalık bağları nasıl mıdır? Bu sorudan önce yazacaklarım var. İnsanın tek kimliği yok; gazetecilik kimliğimin diğer kimliklere baskın olmaması için elimden geleni yaparım. Örneğin, edebiyatla bağımı koparmamaya çalışırım. Bu hafta Suriye-kimyasal silahlar ve Türkiye konusunda üç zor makale yazdım. Çalışırken ortaya çıkan gerçekler insanın sinirini bozuyor. Böyle zamanlarda kurtarıcım, müzik ve edebiyat olur. Bu hafta Murathan Mungan’ın Harita Metod Defteri adlı yeni çıkan kitabını aldım ve hemen okudum.Devamını görmek için bkz. | |
İnan Çetin, "Çocukluk insanın sılasıdır", Zaman Kitap Eki, 9 Aralık 2015 Kimi yazarlar özyaşamöyküsünü yazarken kendisi olmaktan çıkar, yaşadıklarına dışarıdan biri gibi bakar. Ben bu tür yazarları kâhinlere benzetirim ama bir farkla, geriye dönüp yorum yapmaya ve geçmişi yeniden inşa etmeye çalışan kâhinlerdir onlar. Gerçeğe bağlıdırlar, çünkü yazdıklarının harcı doğrudan kendileridir. Her insanın özyaşamöyküsü bir yaratımdır aslında, hayatın temel eserlerinden bir parçadır. Onu dikkatle ve yetenekle üretmek ise kişiyi sanatçı yapar. Yeri ve zamanı geldiğinde sanatçı tarafından üretilen bu eser, içinde yorumlamayı da barındırır ve yaşamöyküsünün üstündeki perdeler kaldırılır. Bir insanın anılarını kaleme almasının zor tarafı da, gerçeğe çekilen perdeleri açıp geçmişiyle, hayat hikâyesiyle, daha doğrusu içinde yaşayan gerçeklerle yüzleşmesi olsa gerek. Belki de bu yüzden bazı yazarlar özyaşamöykülerini yazarken bir yabancıyla karşı karşıya kaldıklarını, o... Devamını görmek için bkz. | |
Şeyhmus Diken, "Ve Hayat’ın Orta Sayfasından Solgun Manzaralar", Bianet, 16 Ocak 2016 Ömrümüzün son kırk yılını hoyratça, acımasızca yiyip tüketen bir zaman diliminin en zalim anlarını yaşıyoruz. Yarın, sahiden başımıza ne geleceğini bilmeden. O kadar acımasız, o kadar tahammülsüz, o kadar kendi düşüncesinden başka, herkesinkine düşman bir muktedir dili ve zulmü altındayız ki; ne dilimizdeki kelam ne de tek silahımız olan kalem anlatmaya kifayet etmiyor. Böylesi zamanlarda insan dediğin, kendine “sığınak” arar. Gündemin acımasız tahakkümünden bir nebze kaçabilmek için. Kimileri bir bardak şarap ya da bir duble rakıda bulur teselliyi. Kimisi yârinin kucağına koyar başını. Bense her daim yaptığım gibi sahici edebiyatın dünyasına attım zihnimi. Hafıza ile, geçmişle anılar manzumesi üzerinden edebiyatın sığınağına tutundum. İyi de oldu. Kitaplarını ve dahi yazdıklarını merakla beklediğim, okuduğum yazarlarımdandır Murathan Mungan. `Harita Metod Defteri... Devamını görmek için bkz. | |
Zehra Onat, "Kendi Çocukluğunun Başını Okşayan Adam, Murathan", Artful Living, 17 Ocak 2016 Otobiyografik özellikler taşıyan Paranın Cinleri’nin ardından Mungan, 18 yıl sonra, bu defa çocukluk yıllarını anlatıyor. Metis Yayınları tarafından yayımlanan Harita Metod Defteri, yazarın çocukluk yaralarından kurtulmasında etkili bir yol olmuş... Bir Ortaçağ portresinin karşısında olduğunuzu hayal edin. Tablodaki yüzde gördüğünüz acı, keder ne kadar derinse, resmedilen kişinin iç dünyasına, geri planda sakladıklarına bakma ihtiyacı da o kadar az olacaktır. Oysa duygularını tam anlamıyla ele vermeyen resimlerde durum biraz farklıdır. O yüzü tamamlamak için üzüntüsüyle, sevinciyle bir hikayeye ihtiyaç duyarız. Murathan Mungan’ın geçtiğimiz ay Metis Yayınları tarafından yayımlanan Harita Metod Defteri’ni de bu gözle okuyabilirsiniz; görünenin ardındakiler için... Otobiyografik özellikler taşıyan Paranın Cinleri’nin ardınd... Devamını görmek için bkz. | |
Mehmet Said Aydın, "Neresi sıla bize, neresi gurbet?", K24, 4 Şubat 2016 “21 Nisan 1955 yılında, İstanbul’da, Üsküdar Zeynep Kamil Hastanesi’nde doğdu. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları, memleketi olan Mardin’de geçti. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. Aynı bölümde ‘master’ yaptı. (...) Uzun bir süredir serbest yazar olarak çalışıyor.” Müstesna bir kitap çıkmıştı 1996 yılında, alıntı da oradan, “Özyaşam Öyküsü” kısmından. Künyesinden alıntılıyorum: “[Murathan'95] İlk ve Tek Basım: Mayıs 1996 (On bin adet basılmıştır ve kitabın özel niteliği göz önünde tutularak tekrar basımı yapılmayacaktır.)” “Bu kitap nedir?” kısmında yazar konuşuyor: “[B]ir tür derleme ya da seçmeler kitabı; bir ‘retrospektif’, ya da bir albüm kitap, diye adlandırılabilir. Bana göre ise, okurun huzurunda kırk yaşıma küçük bir saygı duruşu... Profesyonel yazar olmaya karar vermiş biri olarak, ilk imzalı yazısını, yirmi yıl önce... Devamını görmek için bkz. | |
Şâmil Yılmaz, "Bir terbiye tutanağı", Birgün Kitap Eki, 8 Nisan - 5 Mayıs 2016 Harita Metod Defteri bizlere bir şey öğretiyorsa şayet, tam da insanın kendi çocukluğuna iyi ebeveynlik yapmasının nasıl bir şey olduğunu öğretiyor… “Bir hayattan iyi edebiyat yapmanın yanı sıra,” diye de ekleyelim; çünkü bu, meselenin asıl özüymüş gibi görünüyor. Şu iddiayı kışkırtıcı olmanın ötesinde bir ciddiyetle sahiplenmeye çalışalım: Klasik kavrayış tarafından kurmacanın dışında tutulan otobiyografik anlatılar da, zamanla girdikleri ilişki düşünüldüğünde, en az “hayal ürünü” olan edebi anlatılar kadar kurmacadır. Her ikisi de, biçimsiz bir bütün olan zamanı çeşitli anlatı stratejileri aracılığıyla ehlileştirir- ya da tam tersine, onun biçimsizliğini görünür kılarlar. Bu biçimsizlik, düzenleyici bir zaman bilincinin yokluğudur. Anlatı, zamanı ‘yapar’ ve ister hayal ürünü olsun ister gerçekten yaşanmış, anlatmak, temelde bu bilinçle hesaplaşmak demektir. Anlaşılmı... Devamını görmek için bkz. | |
Feridun Andaç , "Anlamın, imgenin tutkulu anlatıcısı", Gazete Duvar, 20 Ekim 2016 Murathan Mungan’ı her okuyuşta yazıdaki hayat imgesi belirir karşımda. Öyle ki; onun öyküden şiire akan anlatı yolunun en belirgin öğesi olan anlatı/cı imgelemi yer yer kendi anlatı yatağında, birçok anlam yordamı çıkarır karşımıza. Yaşayan ve yazan olmakla birlikte; düşleyen ve yazan, düşünen ve anlatan anlatıcı figürü görürüz orada. `Harita Metod Defteri`, onun bu yanını tümüyle gösteren/açımlayan/anlatan bir yazı adasıdır bu anlamda. Bu kitabın kuruluşuna yansıyan her başlık/söz, yazı/anlatım Mungan’ın anlatıcı kimliklerini gösterir bize. Sürekli “giden” biriyle karşılaşırız ilkten. Çocukluğuna, hatırladıklarına… Düşlerine ve okuduklarına. Sonra biriktirerek yazdıklarına giden bir anlatıcı. Ondaki soran/sorgulayan yan işte bu söz labirentlerinden geçerek bulur bizi “Yükünü hafifletmeyi bilmiş, kalbini ovup yeniden parlatmayı becerebilmiş... Devamını görmek için bkz. | |
|