 | ISBN13 978-975-342-476-9 | 13x19,5 cm, 192 s. |
KAMPANYADA Liste fiyatı: 222.00 TL İndirimli fiyatı: 133.20 TL İndirim oranı: %40 {"value":222.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"780","item_name":"Erkeklerin Hikâyeleri","discount":88.80,"price":222.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Mahmud ile Yezida, 1980 | Osmanlıya dair Hikâyat, 1981 | Taziye, 1982 | Kum Saati, 1984 | Son Istanbul, 1985 | Sahtiyan, 1985 | Cenk Hikâyeleri, 1986 | Kırk Oda, 1987 | Lal Masallar, 1989 | Eski 45'likler, 1989 | Yaz Sinemaları, 1989 | Mırıldandıklarım, 1990 | Yaz Geçer, 1992 | Geyikler Lanetler, 1992 | Yaz Geçer - Özel Basım, 1992 | Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, 1993 | Omayra, 1993 | Bir Garip Orhan Veli, 1993 | Kaf Dağının Önü, 1994 | Metal, 1994 | Ressamın İkinci Sözleşmesi, 1996 | Murathan ' 95, 1996 | Li Rojhilatê Dilê Min / Kalbimin Doğusunda, 1996 | Başkalarının Gecesi, 1997 | Oyunlar İntiharlar Şarkılar, 1997 | Paranın Cinleri, 1997 | Başkasının Hayatı, 1997 | Dört Kişilik Bahçe, 1997 | Mürekkep Balığı, 1997 | Dağınık Yatak, 1997 | Metinler Kitabı, 1998 | Üç Aynalı Kırk Oda, 1999 | Doğduğum Yüzyıla Veda, 1999 | Meskalin, 2000 | 13+1, 2000 | Erkekler İçin Divan, 2001 | Soğuk Büfe, 2001 | Çocuklar ve Büyükleri, 2001 | Yüksek Topuklar, 2002 | 7 Mühür, 2002 | Timsah Sokak Şiirleri, 2003 | Yazıhane, 2003 | Yabancı Hayvanlar, 2003 | Eteğimdeki Taşlar, 2004 | Çador, 2004 | Kadınlığın 21 Hikâyesi, 2004 | Bir Kutu Daha, 2004 | Beşpeşe, 2004 | Elli Parça, 2005 | Söz Vermiş Şarkılar, 2006 | Büyümenin Türkçe Tarihi, 2007 | Kâğıt Taş Kumaş, 2007 | Yedi Kapılı Kırk Oda, 2007 | Kullanılmış Biletler, 2007 | Dağ, 2007 | Kadından Kentler, 2008 | Eldivenler, hikâyeler, 2009 | Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, 2009 | Hayat Atölyesi, 2009 | İkinci Hayvan, 2010 | Gelecek, 2010 | 227 Sayfa, 2010 | Şairin Romanı, 2011 | Stüdyo Kayıtları, 2011 | Kibrit Çöpleri, 2011 | Şairin Romanı - Ciltli, 2011 | Doğu Sarayı, 2012 | Aşkın Cep Defteri, 2012 | Bir Dersim Hikâyesi, 2012 | Tuğla, 2012 | Mutfak, 2013 | 189 Sayfa, 2014 | Mezopotamya Üçlemesi, 2014 | Merhaba Asker, 2014 | Kadınlar Arasında, 2014 | İskambil Destesi, 2014 | Harita Metod Defteri, 2015 | Güne Söylediklerim, 2015 | Solak Defterler, 2016 | Aşk İçin Ne Yazdıysam, 2016 | küre, 2016 | Dokuz Anahtarlı Kırk Oda , 2017 | Edebiyat Seferleri İçin Vapur Tarifeleri, 2017 | Tren Geçti, 2017 | Çağ Geçitleri, 2019 | Hamamname, 2020 | Aile Albümü, 2021 | Devam Ağacı, 2021 | Erkekler Yalnızlıklar, 2021 | Evrak Çantası, 2022 | Işığına Tavşan Olduğum Filmler, 2022 | 995 km, 2023 | Otelde Bulunmuş Kitap, 2024 | Şiirin Eşya Deposu, 2024 | Gençlik... Gençlik..., 2025 |
| Armağan2. Basım Liste Fiyatı: 405.00 TL yerine armağan |
Diğer kampanyalar için |  |
|
| | Erkeklerin Hikâyeleri Murathan Mungan'ın Seçtikleriyle Kapak Resmi: Jack Vettriano Kapak Tasarımı: Emine Bora, Semih Sökmen Hazırlayan İsim: Murathan Mungan |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Temmuz 2004 | 7. Basım: Şubat 2016 |
Erkeklerin bağımsızlık merakları, serüven tutkuları, sevgi gereksinimleri, sahiplenme istekleri, bağlanma korkuları, toplumsal rolleri ve birlikteliğin tuzaklarından kalkarak çoğaltılabilecek nice durumun yarattığı iki cins arasındaki ezeli sorunlar içinde sıkışıp kalmış hikâyeler... "Bu da erkeklerin hikâyeleri," diye okunabilir bu kitap. Ya da erkeklerin nasıl gördüğü, nasıl hissettiği, nasıl yaşadığı ve nasıl anlattığı üzerine olan bu hikâyeler için "bir de erkeklerden dinleyelim bakalım," denebilir. Yazarların yalnızca erkeklerden seçildiğine bakılırsa, "erkek yazarların hikâyeleri" diye de yorumlanabilir. – Murathan Mungan  | İÇİNDEKİLER |
Önsöz, Murathan Mungan Kendini Öldürenler, Cesare Pavese Matmazel Claude, Henry Miller Sesler, Vladimir Nabokov Meslek Seçimi, Bernard Malamud Merhem, John Cheever Kameriye, Raymond Carver Fazla Karıştırma, Alberto Moravia Gün Boyu Gece Yarısı, Hanif Kureishi Benim Anlatışım, Truman Capote Buluşma, Charles Bukowski Laçen'le Hıdır'ın Öyküsü, Paul Bowles Araya Giren, Jorge Luis Borges Otostop Oyunu, Milan Kundera Benzin İstasyonundaki Kadın, Bernhard Schlink Bir Aile Yemeği, Kazuo Ishiguro Aydınlık ve Temiz Bir Yer, Ernest Hemingway  | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, Murathan Mungan, s. 9-11 Anlam esnekliği bakımından yorumlamaya açık olan bu kitabın adı, "Bu da erkeklerin hikâyeleri," diye okunabilir. Ya da erkeklerin nasıl gördüğü, nasıl hissettiği, nasıl yaşadığı ve nasıl anlattığı üzerine olan bu hikâyeler için "bir de erkeklerden dinleyelim bakalım," denebilir. Yazarların yalnızca erkeklerden seçildiğine bakılırsa, "erkek yazarların hikâyeleri" diye de yorumlanabilir. Bir kitabın adı, hemen her kitapta olduğu gibi, okurun kulağında asıl okunup bittikten sonra yankısını bulur; okurun kendi okumasının, kendi anlamlandırmasının tınısını taşır. Bana öyle geliyor ki, sonuçta adı erkeklerin hikâyeleri olsa da daha çok kadınlar okuyacak bu kitabı. İlişki kurmada ya da sürdürmede, birlikte yaşamakta ortak bir dil tutturmada çeşitli güçlükler yaşayan; kadınlar tarafından kapana kıstırılma, tuzağa düşürülme, kafeslenme kuşkuları taşıyan erkeklerin ilişkiden anladıklarıyla kadınlarınki birbirinden farklı olmuş tarih boyunca. Anlaşıldığı kadarıyla yüzyılları dolduran bütün bu hikâyelerin, oyunların, romanların filmlerin gürültüsü de buradan çıkıyor. Erkeklerin bağımsızlık merakları, serüven tutkuları, sevgi gereksinimleri, sahiplenme istekleri, bağlanma korkuları, toplumsal rolleri, birlikteliğin tuzakları ve buradan kalkarak çoğaltılabilecek nice durumun yarattığı iki cins arasındaki ezeli sorunlar arasında sıkışıp kalmış olan erkeklerin hikâyeleri toplu olarak okunduğunda başka bir boyut kazanıyor. Devamını görmek için bkz. |  |
 | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Haydar Ergülen, “İtina İle…”, Radikral Kitap, 1 Ekim 2004 Şu eylülün yaptığına bakın, yine geldi ve önce şiir esnafının yazıhanesine uğradı: Hoşgeldin hüzün! Murathan Mungan "Yaz geçer/yine gelir" dizelerini eylülde yazmış olmalı. Eylül sanki hep bir 'geçmiş zaman' duygusudur, o yüzden de eski zamanların şiirleri gelir, insanın içine oturur. Turgut Uyar ve Edip Cansever uzun uzun okunur, sanki bahara kadar ikisinin okunması uygundur. Yeni bir şiir yazılamaz çünkü, yeni bir şiir de okunmaz, eylülün şairleri onlardır. Kışlıkları çıkarma vakti de gelmiştir bir bakıma, şiirin kışlıklarıysa eskilerdir. Yalnız şiirin mi, hikâyenin de elbet! Elimde Murathan Mungan'ın seçtikleriyle iki kitap var, ikisi de Metis'ten, Kadınlığın 21 Hikâyesi ile Erkeklerin Hikâyeleri. Haftaiçi yalnızca geceleri okuyabilsem de, içimde hep bir akşamüstü duygusu, gri, biraz üşüyerek, kedilerin ilgi ve şefkat bekleyen bakışlarının hep üzerimde olduğunu unutmadan ve saati hep unutarak... Akşamı beklemek. Eylülü beklemek akşamı beklemek mi biraz da? Uzaklar bu kadar yakın mıydı diye küçük hayretler içinde sessiz şaşkınlıklara düşmek ve geri dönebilecek kadar kaybolmak arzusu. Murathan Mungan'ın seçtiği hikâyeleri okurken, ortaokul, lise yıllarımda okuduğum, Varlık'tan çıkmış Amerikan Hikâyeleri Antolojisini hatırladım. Hikâyeler, uzun şiirlerdir. Bir ucu çocuklukta, bir ucu bugünde. Eskiden büyümek için okurdum, şimdi hatırlamak için okuyorum. Hikâye hatırlatır, ke... Devamını görmek için bkz. |  |
Müge İplikçi, “Yaşamdan çalınan sır”, Radikal Kitap, 29 Ekim 2004 Karşımdaki bir edebiyat metni olduğunda onu yaşamla denkleştirme, ardından da bu denklemi teorize etme konusunda kafam hep karışmıştır. Onun yaşamdan çalınan hengameli anları bir ışık prizmasından süzdüren hareli bir keyif olduğunu düşünmüşümdür çoğunlukla; bu keyfin bir ömür boyu sürecek hazza dönüşmesi karşısındaysa yapılacak fazla bir şey yoktur, bal gibi de kölesi olmuşsunuzdur edebiyatın! "Yaşamdan çok yoruldum, beni oyalasa oyalasa edebiyat oyalar" diyerek başta sığındığınız edebiyatın en önemli işlevi sizi yaşam çölünden kurtarması ve bir serabın içine bırakmasıdır, doğru. Ancak zamanla bu serabın çölle anlam kazandığının kaçınılmaz bir gerçek olduğunu da keşfedersiniz. Kısacası edebiyatın yaşama karşı sunduğu coşkunun ve düşselliğin nedeni kimbilir belki de şudur: Edebiyat, yaşamdan çaldığı yalnız küçük anların, yaşamda gerçekleşemeyen yüzünün çoğullaşarak gerçekleşebildiği yegane yerdir. Bu tılsımlı sahte dünya tam da bu sahteliğiyle bir hayat iksiri vaat edebilir bize, "inanmak ya da inanmamak size kalmış diyerek". Tam da o zaman edebiyat tutkunu olmanın bir meczupluk olup olmadığını sorabiliriz, ardından gelecek cevabı pek de önemsemeyerek. Evet, önemsemeyerek, zira bu hususta verilecek hiçbir cevap birkaç formülün ötesine geçemez ve bir iksiri çözseniz çözseniz sadece ruhunuzda çözebilirsiniz -ki buna da çözüm denmez! Gerçek bir edebiyat metninin tanımı arapsaçıdır bende bu yüzd... Devamını görmek için bkz. |  |
Şükran Yücel, “Kadınları ve erkekleri anlama kılavuzları”, İzmir Life, Eylül 2004 Bir süredir her tür konu ve sorun için yeni kılavuzlar yazılmaya başladı. Kadınlar ve erkekler üzerine de böyle kılavuz kitaplar eksik olmuyor. Aslında kadınlarla erkeklerin birbirlerini anlamak için “kılavuz”a gerekleri olabilir ama bu tür kılavuz kitapların bir yarar sağlayacağını sanmam. Medyada gün geçmiyor ki, erkeklerle kadınlar için yeni modeller, sihirli formüller çıkmasın. Her tür tüketime yönelik bu yayınlar ve reklamlar kadınlarla erkekleri etkiliyor ki, iki cinse hitap eden yeni ve farklı ürünler çıkıyor devamlı. Televizyonda reklamı yapılan pek çok ürün kadınların erkekleri etkilemesi veya erkeklerin kadınları etkilemesi üzerine mesajlarla satışı garantiliyor. Filanca şampuanla erkekleri mıknatıs gibi çekersiniz, falanca kokuyla hayalinizdeki kıza kavuşursunuz, şu marka arabayla muradınıza erersiniz gibi sloganlar o ürünü satın almasak bile beynimizin kıvrımları arasında bir yerde saklı kalıyor. Kadınla erkek arasındaki bu gizemli birliktelik ve farklılık durumları insanlık tarihinin başından beri en çekici konu olmayı sürdürüyor olmalı ki, popüler kültür de sürekli kadınlar ve erkekler üzerinden yeni söylemler üretmeye çalışıyor. Tabii bu söylemlerin ne kadar yeni olduğu tartışılır. Kadınlarla erkeklerin ilişkilerinin ince ve gizemli noktalarını anlamak için bence en iyi başvuru kaynağı edebiyat. Metis Yayınları’nın arka arkaya çıkardığı Erkeklerin Hikâyel... Devamını görmek için bkz. |  |
Yasemin Güniz Sertel, “'Erkeklerin Hikâyeleri' üzerine”, Cumhuriyet Kitap Eki, 28 Ekim 2004 Erkeklerin Hikâyeleri, Murathan Mungan'ın ortak yönlerini yakaladığı onaltı öyküden oluşturduğu bir seçki. Bu seçkiyi oluşturan öyküler arasındaki ortak yönlerden biri hepsinin erkek yazarlar tarafından üretilmiş olması ve bu yazarların, erkekleri, yani kendilerini ifade etmiş olmaları. Her ne kadar öyküler farklı dönemlerin ve farklı kültürlerin yazarları tarafından farklı yaklaşımlar sergilenerek ortaya konmuş olsa da ve böylece toplumsal ve kültürel farklılıkları yansıtsa da, bu öyküler temelde erkeklerin evrensel doğasını gözler önüne sermekte. Seçkideki öyküler kitabın önsözünde Murathan Mungan'ın da belirttiği gibi erkeklerin "bağımsızlık merakları, serüven tutkuları, sevgi gereksinimleri, sahiplenme istekleri, bağlanma korkuları, toplumsal rolleri..." üzerine kurulmuş. Kitapta erkek dünyası kimi zaman birbiriyle çelişen yönleriyle sergilenirken kadın-erkek ilişkisinde yaşanan ezeli sorunlar ve erkeklerin bu ilişkiden beklentileri de seçkideki ana temalardan birini oluşturmakta. Erkeklerin Hikâyeleri'ni oluşturan birbirinden farklı öyküler, kadın-erkek tiplemeleri ele alınarak incelendiğinde, kendi içlerinde mevcut olan ortak yönleri, okuyucuyu bu öyküleri iki alt gruba ayırarak değerlendirmeye yöneltmektedir. Öykülerin büyük bir kısmını içeren bu alt grupların ilkinde erkek doğası kadınlarla ilişkisinde tüm acımasızlığıyla sergileniyor. ... Devamını görmek için bkz. |  |
|