| ISBN13 978-975-342-695-4 | 12,5x19,5 cm, 72 s. |
|
Mahmud ile Yezida, 1980 | Osmanlıya dair Hikâyat, 1981 | Taziye, 1982 | Kum Saati, 1984 | Son Istanbul, 1985 | Sahtiyan, 1985 | Cenk Hikâyeleri, 1986 | Kırk Oda, 1987 | Lal Masallar, 1989 | Eski 45'likler, 1989 | Yaz Sinemaları, 1989 | Mırıldandıklarım, 1990 | Yaz Geçer, 1992 | Geyikler Lanetler, 1992 | Yaz Geçer - Özel Basım, 1992 | Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, 1993 | Omayra, 1993 | Bir Garip Orhan Veli, 1993 | Kaf Dağının Önü, 1994 | Metal, 1994 | Ressamın İkinci Sözleşmesi, 1996 | Murathan ' 95, 1996 | Li Rojhilatê Dilê Min / Kalbimin Doğusunda, 1996 | Başkalarının Gecesi, 1997 | Paranın Cinleri, 1997 | Başkasının Hayatı, 1997 | Dört Kişilik Bahçe, 1997 | Mürekkep Balığı, 1997 | Dağınık Yatak, 1997 | Oyunlar İntiharlar Şarkılar, 1997 | Metinler Kitabı, 1998 | Üç Aynalı Kırk Oda, 1999 | Doğduğum Yüzyıla Veda, 1999 | Meskalin, 2000 | 13+1, 2000 | Erkekler İçin Divan, 2001 | Soğuk Büfe, 2001 | Çocuklar ve Büyükleri, 2001 | Yüksek Topuklar, 2002 | 7 Mühür, 2002 | Timsah Sokak Şiirleri, 2003 | Yazıhane, 2003 | Yabancı Hayvanlar, 2003 | Erkeklerin Hikâyeleri, 2004 | Eteğimdeki Taşlar, 2004 | Çador, 2004 | Kadınlığın 21 Hikâyesi, 2004 | Bir Kutu Daha, 2004 | Beşpeşe, 2004 | Elli Parça, 2005 | Söz Vermiş Şarkılar, 2006 | Büyümenin Türkçe Tarihi, 2007 | Kâğıt Taş Kumaş, 2007 | Yedi Kapılı Kırk Oda, 2007 | Kullanılmış Biletler, 2007 | Dağ, 2007 | Kadından Kentler, 2008 | Eldivenler, hikâyeler, 2009 | Hayat Atölyesi, 2009 | İkinci Hayvan, 2010 | Gelecek, 2010 | 227 Sayfa, 2010 | Stüdyo Kayıtları, 2011 | Kibrit Çöpleri, 2011 | Şairin Romanı, 2011 | Şairin Romanı - Ciltli, 2011 | Doğu Sarayı, 2012 | Aşkın Cep Defteri, 2012 | Bir Dersim Hikâyesi, 2012 | Tuğla, 2012 | Mutfak, 2013 | 189 Sayfa, 2014 | Mezopotamya Üçlemesi, 2014 | Merhaba Asker, 2014 | Kadınlar Arasında, 2014 | İskambil Destesi, 2014 | Harita Metod Defteri, 2015 | Güne Söylediklerim, 2015 | Solak Defterler, 2016 | Aşk İçin Ne Yazdıysam, 2016 | küre, 2016 | Dokuz Anahtarlı Kırk Oda , 2017 | Edebiyat Seferleri İçin Vapur Tarifeleri, 2017 | Tren Geçti, 2017 | Çağ Geçitleri, 2019 | Hamamname, 2020 | Aile Albümü, 2021 | Devam Ağacı, 2021 | Erkekler Yalnızlıklar, 2021 | Evrak Çantası, 2022 | Işığına Tavşan Olduğum Filmler, 2022 | 995 km, 2023 | Otelde Bulunmuş Kitap, 2024 | Şiirin Eşya Deposu, 2024 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Necmiye Alpay, "Bulutlardan harita", Milliyet Kitap Eki, 11 Mart 2009 Murathan Mungan'ın yeni şiir kitabının adı, Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, şairin önceki kitaplarından birini akla getiriyor: 1992 tarihli, "M" soğuk damgalı Yaz Geçer’i. Ve onunla birlikte, Behçet Kemal Çağlar'ı: "Gül açar, bülbül öter, yaz geçer". Çağrışım yoluyla geriye doğru sıralanan bu üç söz, birbirinin gücünü aritmetik değil, geometrik olarak artırıyor. Tekil bir özne ile, geniş zaman kipinde çekilmiş bir yüklemden oluşan bir cümle yapısı var burada. Behçet Kemal Çağlar bu türden üç cümleyi art arda dizerek, üçünü aynı sürecin parçaları gibi okuma olanağı yaratmış. Tek cümle gibi okuma olanağı, bu cümleleri bir bağlamla donatmakta, dolgu malzemesi olarak bir süreç fikri eklemektedir. Şiirin ilk eldeki alımlanışı da buna göredir. Murathan Mungan, Çağlar'ın üç (yan)cümlesinden birini çekip alarak, üçünü ayrı ayrı da okuyabileceğimizi ve o okumada duygu etkisinin geometrik olarak artacağını göstermiş oluyor. Yüksek gerilimli okuma Bu artışın nedeni, "Yaz geçer" cümlesinin bir başına alınması yoluyla, üç yancümleli yapıdaki bağlamın ortadan kaldırılmış olmasıdır. Bağlamın yok olması, okuru dilsel açıdan çok tanıdık olan bu kısacık cümle karşısında bir boşluk duygusuna itmekte, dolayısıyla bir bağlam arayışına girerek sanatsal yaratıma katılmaya zorlamaktadır, hem de güçlü bir biçimde. Bize böylesine tanıdık gelen hiçbir sözü havada bırakamayız çünkü; bizi kendine çeker o söz, zihnimizdeki bir ya da birkaç düğmeye birden basar, birkaç mekanizmayı birden harekete geçirir. "Yaz geçer"de bu özellik, Cesar Pavese'nin ünlü şiiri "Çalışmak yorar"dakinden bile fazladır belki. Mungan böylelikle Çağlar'ın dizesine ait ikinci ve çok daha yüksek gerilimli bir okuma olanağını açığa çıkarırken, bir sanatçı olarak taşıdığı genel özelliklerden birini de ortaya koymuş oluyor: Kültürün sahiplerindendir Mungan; değerli olanı kayda geçirmek, ağırlıklandırmak, yeni yaratımlar için ortam sağlamak anlamında. Derlediği kitapların ve daha pek çok işaretin yanı sıra yeni kitabında da klasik şarkılara ve bazı edebiyat yapıtlarına göndermelerini sürdürmesi bu eğilimle açıklanabilir sanıyorum. Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, geçmek fiili üzerine kurulu şiirlerden oluşuyor. Daha çok da zamanın, dolayısıyla ömrün geçişi ve bu geçişin getirdikleri üzerine kurulu. Yoğun bir aşk ve hayat felsefesi barındırarak. Kitabın adından itibaren, 'geçmek' fiilinin birbirine eşit güçteki iki anlamı birden devreye giriyor ve böylece imge dallandırılıyor. 'Yaz' hem bir mevsimin adıdır burada, hem de yakından ya da uzaktan, birinin geçmesi gibi geçebilen, neredeyse bir gövde sahibi ya da gölge olan bir varlıktır. Üçüncü bir okuma olanağı da, gizli özneli olanı elbette: '[O,] bazı yazlar, uzaktan geçer'. Şiirler her üç okuma olanağını da fazlasıyla desteklemektedir. Yüksek dizesellik Murathan Mungan'ın poetikası da Selim İleri'nin poetikası gibi, popüler olan ile daha zorlu edebiyatların bir arada yer alabildiği bir bütün oluşturuyor: Yer yer, okuru hemen yakalayan (bu anlamda 'popüler' denebilecek) bir lirizmin kollarındayız bu şiirlerde. Yer yer de, imgesel olmakla birlikte, anlatısal, hatta öykülemeye yönelen ve lirizme ince ince meydan okuyan metinlerle yüz yüzeyiz. Bu ikisinin farklı bileşimleriyle de karşılaşabiliyoruz. Yaz Geçer kitabı gibi, Bazı Yazlar Uzaktan Geçer’de de çok belirgin bir çeşitlilik bu. Mungan'ın bir önceki şiir kitabı Dağ ise, daha türdeş bir biçimde, sonuncu özelliği taşıyordu. Lirizmin yükseldiği yerlerde, dizesellik de yüksek. Dizesellikten kastım, şiirin, bir başına taşınabilecek, bir başına yaşarlık kazanabilecek güçteki dizeler içermesi: "ta içimizde duyarız gelecek günlerin geçmişini" (Yaz Geçer’deki "Yaz Bitti" adlı şiirden) Ama belki daha da yüksek bir zirveyi, dizesellik ile anlatısallığın birleştiği noktalarda görüyoruz: "bir anda koltukla kapı arasına sığar zamanlar" (Bazı Yazlar Uzaktan Geçer’de, "Perde, rüzgâr" adlı şiirden) Zamanlardır, geçmektedir, "geçer gidersin" ("Takvim Resmi" adlı şiir), "geçip gidiyorsun" ("Bilmiyorsun" adlı şiir), "geçip giden" ("Delta" adlı şiir). |