| ISBN13 978-975-342-690-9 | 13x19,5 cm, 192 s. |
Liste fiyatı: 176.00 TL İndirimli fiyatı: 140.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":176.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"820","item_name":"A'dan X'e","discount":35.20,"price":176.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Görme Biçimleri, 1978 | G., 1984 | Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü, 1987 | O Ana Adanmış, 1988 | Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı, 1989 | Düğüne, 1996 | Fotokopiler, 1997 | 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus, 1997 | Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar, 1999 | Kral, 2001 | Buluştuğumuz Yer Burası, 2006 | Kıymetini Bil Herşeyin, 2009 | Bento’nun Eskiz Defteri, 2012 | Uçuşan Etekler, 2014 | Bir Fotoğrafı Anlamak, 2015 | İstanbul'dan Gelen Telefon, 2016 | Hoşbeş, 2016 | Sanatla Direniş, 2017 | Portreler (sert kapak), 2018 | Yedinci Adam, 2018 | Portreler (karton kapak), 2018 | Manzaralar (karton kapak), 2019 | Manzaralar (sert kapak), 2019 | Top Sende, 2020 | Yaranın Sayfaları, 2024 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | A'dan X'e John Berger Tarafından Kurtarılmış Mektuplar Özgün adı: From A to X A Story in Letters Çeviri: Aslı Biçen Kapak Kolajı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 2008 | 5. Basım: Temmuz 2023 |
"John Berger ince ince işlenmiş bir eser sunuyor bize. Şefkatle ve sonuna dek sorgulayan, eleştiren bir siyasi bakışla yontulmuş bir kitap bu, kontrollü öfkenin kitabı. Yazdığı her şey derin, itinalı ve detaylı: özgürlük ve tutsaklık, umut ve umutsuzluk, güç ve güçsüzlük, aşk ve âşık olduğumuz kişi elimizden alındığında duyduğumuz o korkunç özlem." –Arundhati Roy "A'dan X'e uzun yıllardır okuduğum en duygulu ve dokunaklı kitaplardan biri. Gücü, mevcut olanakları kullanışındaki tutumluluktan geliyor, her türlü zulme direnen kalıcı aşkı anlatış tarzından. Bize zulmeden güçler ne kadar amansız / habis / kötücül / gaddar olursa olsun, aşkın ve insan ruhunun asla yok edilemeyeceğini gösteriyor." –Harold Pinter | OKUMA PARÇASI |
Sunuş, s. 11-12 Geçen sene, Suse kasabasının kuzeyindeki tepelere inşa edilmiş, yüksek güvenlikli yeni hapishane açıldığında, şehir merkezindeki eski hapishane kapatıldı ve terk edildi. Eski hapishanedeki 73 numaralı hücrenin son sakini, ranzanın karşısındaki duvara mektup gözleri yapmıştı. Boş Marlboro kartonlarından yaptığı rafı, koli bandıyla sıkı sıkı duvara yapıştırmıştı. Her bir göz birkaç oyun kâğıdı destesi alabilecek büyüklükteydi. Üçünde mektup tomarları bulundu. Hücreye ışık, duvarın tepesindeki küçük, yuvarlak, erişilmez bir açıklıktan giriyordu. Hücrenin eni 2,5, boyu 3, yüksekliği 4 metreydi. Pencereleri parmaklıklı ve buzlu camlı uzun bir koridor, eski hapishanenin bu kanadındaki hücreleri sığınağa benzeyen bir ortak salona bağlıyordu. Salonda ilkel yemek pişirme aletleri, musluk, televizyon, banklar, masalar ve daima hazır bulunan silahlı gardiyanlar için yüksek bir platform vardı. 73 numaralı hücrenin son mahkûmu, terörist bir şebekenin ... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Irmak Zileli, "Tembel Okurun İtirafı!", Radikal Kitap, 17 Ekim 2008 Bazı romanlar, öyküler gerçek birer yaşamöyküsü oldukları açıkça hissettirilerek sunulur okura. Kimi yazarlar, romanın başında okura şu bilgiyi verir: “Bay X, öyküsünü anlatmam için kapımı çaldığında bir süre kararsız kaldım... Ama ısrarlarına dayanamadım.” Kimi zamansa romanın sonunda, okur şu soruyu sorarken bulur kendini: “Yoksa bütün bu anlatılanlar gerçek miydi?” Yazarın, roman karakterinin kapısını çaldığı iddiası karşısında hep bir kuşku düşer içime. Bu da kurgunun bir parçası olabilir mi? (Ki çoğunlukla böyledir.) Açıkçası bu tür bir ikilem yaşamak beni hep rahatsız etmiştir. Kendimi yazarın maskarası gibi hissettiğim bile olmuştur. Bizimle oyun oynuyor bu yazar milleti diye isyan ettiğim de! Şimdi itiraf etmenin zamanı. Bu aslında bir ‘tembel okur hastalığı’ymış! Gerçek ile gerçekdışının birbirinden net çizgilerle ayrıldığı, yazarın bütün yanıtları verdiği, okura hiçbir soru bırakmayan, kapağını ... Devamını görmek için bkz. | |
Kemal Varol, "John Berger'ın kurtardığı mektuplar", Kitap Zamanı, 3 Kasım 2008 Günümüzün en önemli entelektüellerinden John Berger'ın şiirden romana, öyküden senaryo yazımına, oradan sanat eleştirmenliğine uzanan çok geniş bir ilgi alanı olduğu, bu alanların tümünde başarılı yapıtlar ürettiğini biliyoruz. Üstelik bu alanların tümünde yapıtlarıyla belirli bir dönüşümü de hedef aldı Berger. Örneğin, yazarın bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de büyük bir beğeni ile karşılanan Görme Biçimleri adlı kitabı yalnızca sanat eleştirisine yeni bir boyut kazandırmakla kalmadı, çağımızın görüntüler dünyasının arka planındaki ideolojik yönü açık eden bir yapıt olarak da büyük önem kazandı. Aynı ideolojik konumlanış Berger'ın romanlarında da karşımıza çıktı. Tıpkı yazarın yaşamında olduğu gibi. İngiliz yaşam tarzına tepki olarak ülkesini terk edip Fransız Alpleri'ndeki bir köye yerleşen John Berger aynı zamanda politik bir aktivist olarak da anıldı. Booker McConnel'in Batı... Devamını görmek için bkz. | |
Pakize Barışta, "John Berger’ın anti-romanı: A’dan X’e romanı", Taraf Gazetesi, 19 Ekim 2008 Aşkın, zalim tarafından hiçbir zaman yok edilemeyeceğine dikkatimizi çekiyor John Berger. Zulme karşı direnen tek şeyin kalıcı aşk olduğunu, neredeyse kanıtlıyor A'dan X'e adlı romanında. Ve güç denilen şeyin her halükarda hastalıklı, gaddar, bulaşıcı, tutsak edici, habis bir insanlık ve evren düşmanı olduğunu da hatırlatıyor. John Berger Tarafından Kurtarılmış Mektuplar alt başlığıyla yayımlanan roman, devrimci terörist bir örgütün kurucularından olmakla suçlanıp, iki kez müebbet hapse mahkum olan Xavier’ye, yıllar boyunca sevgilisi tarafından gönderilmiş olan mektuplardan oluşuyor. Gerçekle kurgunun her an için yer değiştirdiği ve aynı zamanda anlamsızlaştığı bir anti-roman bana göre A'dan X'e. “Evren beyne benzer makineye değil. Hayat şu anda anlatılan bir hikâyedir. İlk gerçeklik hikâyedir. Tamircilik bana bunu öğretti.” A'dan X'eDevamını görmek için bkz. | |
Bülent Kale, "Yasadışı bir aşk bu: ‘Özgürlük savaşanın’ diyor", Agos Kitap / Kirk, Sayı: 3, 2009 Türkçedeki yanlış bir kalıbı kırarak başlayalım A’dan X’e /John Berger Tarafından Kurtarılmış Mektuplar’dan bahsetmeye. Cezaevine giren insanlar ‘içeri’ düşmezler, ‘dışarı’ düşerler. Hayatın öznesi olmak isteyen gayretli insanlar, muntazaman hayatın dışına atılır ve cezaevine kapatılırlar. Sistem, hep yaptığı gibi belden aşağı vurur; hayata hudutsuz katılmak isteyen insanların en değerli şeylerini ellerinden alır, onları hayatın dışına kapatır. İçeriden dışarı, kadından erkeğe, A’dan (tanıdığımız kişiden) X’e (tanımadığımız kişiye), A’ida’dan Xavier’e yazılan bu mektuplar, bize bir hikâye anlatırlar. Kitabın İngilizce orijinalinin adı da –okurla yazarı buluşturma anlamında, Türkçe adından daha işlevsel olan– ‘Mektuplardan Bir Hikâye’dir. Nasıl bir hikâye anlatır bize A’dan X’e, Bir aşk hikâyesi anlatır, bir direniş hikâyesi, ve bir fi... Devamını görmek için bkz. | |
Naime Narin, "Duvarın biz tarafı: Hiçbir yer’in her yerindekiler", Virgül Dergisi, Temmuz-Ağustos, 2009 Virginia Woolf, 1920’lerde yazdığı bir makalede, Richmond-Waterloo treninde görüp Bayan Brown adını verdiği yoksul bir kadını anlatır: Temiz fakat yıpranmış, abartılı düzenliliği paçavralardan veya kirden daha fazla fakirliği çağrıştıran yaşlı hanımlardan biriydi: Her şeyi ilikli, bağlı, tutturulmuş, yamanmış ve temizlenmişti. Ona ıstırap veren bir şeyler vardı, görünüşü kederli ve endişeliydi, üstelik çok da ufak tefekti. Temiz küçük botları içindeki ayakları ancak yere değiyordu. Ona bakacak kimsesinin olmadığını, kararlarını kendi başına vermesi gerektiğini, senelerce önce terk edildiğini ya da dul kaldığını, belki de tek oğlunu büyüterek geçirdiği sıkıntılı, ziyan olmuş bir hayatı olduğunu ve oğlunun artık kötü yola sapmaya başladığını hissettim. (Akt. Ursula K. Le Guin, Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar) Woolf’un aynı makalede “çok ... Devamını görmek için bkz. | |
|