| ISBN13 978-605-316-132-5 | 13,5x21,5 cm, 504 s. |
Liste fiyatı: 440.00 TL İndirimli fiyatı: 352.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":440.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11317","item_name":"Portreler (sert kapak)","discount":88.00,"price":440.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Görme Biçimleri, 1978 | G., 1984 | Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü, 1987 | O Ana Adanmış, 1988 | Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı, 1989 | Düğüne, 1996 | Fotokopiler, 1997 | 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus, 1997 | Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar, 1999 | Kral, 2001 | Buluştuğumuz Yer Burası, 2006 | A'dan X'e, 2008 | Kıymetini Bil Herşeyin, 2009 | Bento’nun Eskiz Defteri, 2012 | Uçuşan Etekler, 2014 | Bir Fotoğrafı Anlamak, 2015 | İstanbul'dan Gelen Telefon, 2016 | Hoşbeş, 2016 | Sanatla Direniş, 2017 | Yedinci Adam, 2018 | Portreler (karton kapak), 2018 | Manzaralar (karton kapak), 2019 | Manzaralar (sert kapak), 2019 | Top Sende, 2020 | Yaranın Sayfaları, 2024 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | Portreler (sert kapak) Sanatçılar Üzerine Yazılar Özgün adı: Portraits Çeviri: Beril Eyüboğlu Yayıma Hazırlayan: Emine Bora, Eylem Can, Semih Sökmen Hazırlayan İsim: Tom Overton |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mayıs 2018 | 4. Basım: Ocak 2021 |
"Bir müzede ya da galeride sergilenen sanat eserini seyrettikten sonra, yaratıldığı atölyeye girmeye çalışırım. Ve orada, oluşum sürecinin hikâyesine ilişkin bir şeyler öğrenme umuduyla beklerim. Hikâyeye içkin umutlara, seçimlere, hatalara, keşiflere dair bir beklenti. Kendi kendime konuşur, atölyenin dışındaki dünyayı gözümde canlandırır, belki tanıdığım ya da asırlar önce ölmüş olan sanatçıya seslenirim. Kimi zaman yaptığı bir şeyden yanıt gelir. Hiçbir zaman bir neticeye varılmaz. Bazen her ikimizi de şaşırtan yeni bir alan açılır. Bazen de soluğumuzu kesen –bir gizin açığa çıkması gibi soluk kesici– bir hayal dünyası belirir." Berger’ın hayat boyu sanat ve sanatçılar üzerine kaleme aldığı yazılarını iki ciltte topluyoruz: İlki Portreler. Mağara resimlerinden günümüze kronolojik bir sırayla sunulan kitap, yazarın kelimelerle çizdiği sanatçı portreleri. Aynı zamanda Berger’ın alternatif sanat tarihi olarak da okunabilir. İkinci cildi ise Manzaralar adıyla yayımlayacağız. DİKKAT: Kitap karton kapaklı ve sert kapaklı olarak yayımlanmıştır: Karton kapaklı için bkz. http://www.metiskitap.com/catalog/book/36473 | İÇİNDEKİLER |
Önsöz John Berger
Giriş: Geçmişle Arkadaşlık Tom Overton
1. Chauvet Mağara Resimleri (MÖ yaklaşık 30.000) 2. Feyyum Portreleri (1.-3. yüzyıllar) 3. Piero della Francesca (yaklaşık 1415-92) 4. Antonello da Messina (yaklaşık 1430–79) 5. Andrea Mantegna (1430/1-1506) 6. Hieronymus Bosch (yaklaşık 1450-1516) 7. Yaşlı Pieter Brueghel (yaklaşık 1525-69) 8. Giovanni Bellini (1459 dolayları en verimli olduğu dönem, ölümü 1516) 9. Matthias Grünewald (yaklaşık 1470-1528) 10. Albrecht Dürer (1471-1528) 11. Michelangelo 12. Tiziano (?1485/90-1576) 13. Genç Hans Holbein (1497/8-1543) 14. Caravaggio (1571-1610) 15. Frans Hals (1582/3-1666) 16. Diego Velázquez (1599-1660) 17. Rembrandt (1606-69) 18. Willem Drost (1633) 19. Jean-Antoine Watteau (1684-1721) 20. Francisco de Goya 21. Honoré Daumier (1808-79) 22. J. M. W. Turner (1775-1851) 23. J. L. A. Théodore Géricault (1791-1824) 24. Jean-François Millet (1814-75) 25. Gustave Courbet (1819-77) 26. Edgar Degas (1834-1917) 27. Le Facteur Cheval (1836-1924) 28. Paul Cézanne (1839-1906) 29. Claude Monet (1840-1926) 30. Vincent van Gogh (1853-90) 31. Käthe Kollwitz (1867-1945) 32. Henri Matisse (1869-1954) 33. Pablo Picasso (1881-1973) 34. Fernand Léger (1881-1955) 35. Ossip Zadkine (1890-1967) 36. Henry Moore (1898-1986) 37. Peter Lazslo Peri (1899-1967) 38. Alberto Giacometti (1906-66) 39. Mark Rothko (1903-70) 40. Robert Medley (1905-94) 41. Frida Kahlo (1907-54) 42. Francis Bacon (1909-92) 43. Renato Guttuso (1911-87) 44. Jackson Pollock (1912-56) 45. Jackson Pollock ve Lee Krasner (1908-84) 46. Abidin Dino (1913-93) 47. Nicolas de Staël (1914-55) 48. Prunella Clough (1919-99) 49. Sven Blomberg (1920-2003) 50. Friso Ten Holt (1921-97) 51. Peter de Francia 1921-2012 52. Francis Newton Souza (1924-2002) 53. Yvonne Barlow (1924-) 54. Ernst Neizvestny (1925-) 55. Leon Kossoff (1926-) 56. Anthony Fry (1927-) 57. Cy Twombly (1928-2011) 58. Frank Auerbach (1931-) 59. Vija Celmins (1938-) 60. Michael Quanne (1941-) 61. Maggi Hambling (1945-) 62. Liane Birnberg (1948-) 63. Peter Kennard (1949-) 64. Andres Serrano (1950-) 65. Juan Muñoz (1953-2001) 66. Rostia Kunovsky (1954-) 67. Jaume Plensa (1955-) 68. Cristina Iglesias (1956-) 69. Martin Noel (1956-2008) 70. Jean-Michel Basquiat (1960-88) 71. Marisa Camino (1962-) 72. Christoph Hänsli (1963-) 73. Michael Broughton (1977-) 74. Randa Mdah (1983-) Yazıların Alındığı Orijinal Kaynaklar | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, s. 13-14 Sanat eleştirmeni olarak anılmaktan oldum olası nefret etmişimdir. On yılı aşkın bir süre sanatçılar, sergiler, süreli müze sergilerine ilişkin düzenli olarak gazete ve dergilerde yazıp çizdiğim doğru. Ne var ki gençliğimden beri içinde hayat bulduğum çevrede, birini sanat eleştirmeni olarak nitelemek hakaret sayılırdı. Sanat eleştirmeni, pek az bildiği ya da hiçbir şey bilmediği konularda ahkâm kesen, yargılayan biriydi. Bir sanat simsarı kadar değilse de, münasebetsizin tekiydi. Her yaştan ressam, heykeltıraş ve grafik sanatçısının asgari düzeyde tanıtım, sahiplenilme ya da takdirle, hayata tutunabilmek ve sanatını icra edebilmek için mücadele ettiği bir çevreydi sözünü ettiğim. Maharetliydiler, yüksek standartları vardı, alçakgönüllüydüler, dostları eski ustalardı ve birbirlerini kardeşçe eleştirirlerdi ama sanat piyasasını ve simsarları umursamazlardı. Aralarında siyasi mülteciler çoğunluktaydı; bu yüzden doğal olarak kanundışıy... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Ali Bulunmaz, "John Berger'dan 'Portreler'", Cumhuriyet Kitap Eki, 7 Mayıs 2018 John Berger’ın öldüğü gün (2 Ocak 2017), dünyaya ve insana önce bakan, sonra onlar üzerine kalem oynatan, metinlerinde ve konuşmalarında sükûneti ve coşkuyu bir arada verebilen bir bilgeyi de yitirdik. Acıyı, bir dikkat çekme aracı hâline getirmeyen ve mutluluğu içini boşaltmadan ele alan Berger, fazlalıklardan arındırdığı ve eksikliklerini giderdiği cümleler kurdu. Daha doğrusu, kendi deyişiyle kurmaya çalıştı. Anlattığı hikâyelerde, kurmacalarında ve denemelerindeki sakinlik, aceleyle akan yaşamda bizim için bir uyarı gibiydi; aynı şekilde savrukluğumuz, bencilliğimiz, bakıp görmeyen ya da tembelleşmiş gözlerimiz için de… Büyük kısmı kırsalda geçen ve çok okunan başka yazarlarınkine pek benzemeyen Berger’ın yalın hayatı, kaleme aldıklarına da yansımıştı. Bunun özünde durup düşünmesi bulunuyordu belki de; hatta söyleşilerinde, yapımcılığını üstlendiği programlarda ve dersleri... Devamını görmek için bkz. | |
Esra Yalazan, "John Berger’ın ‘Portreleriyle’ zamansız bir yolculuk", ahvalnews2.com, 19 Mayıs 2018 Bazı yazarları sevmek için özel bir çaba sarfetmeniz gerekmez. Onlar kozalarında saklı olan doğal bilgeliğin tohumlarını hayatı taçlandırmak için yeryüzüne saçarken, tınısı ve derinliğiyle hissedilebilen bir dille varolurlar. O dil sadece kelimelerden oluşmaz. Hafızanın labirentimsi geçitlerinden dış dünyaya açılan bakışın değdiği her yerde onların izlerini görebilirsiniz. John Berger bana göre o yazarlardan biridir. Onu kaybettiğimiz günlerin hemen sonrasında (2 Ocak 2017) yazmıştım; “Berger, kitaplarında işçilere, yoksullara, çocuklara, resimlere, ölülere, henüz doğmamışlara, taşlara, ağaçlara, kuşlara, kahramanlarına ve kelimelere, kendisini dili kadar gerçek kılan hakiki bir bakışla temas eder. Ne yazarsa yazsın – hikaye, makale, sanat eleştirisi, senaryo, roman, mektup, şiir, deneme veya kısa notlar – şiirin ölümsüzlük vaadine benzer, kendini dil aracı... Devamını görmek için bkz. | |
Hıdır Eligüzel, "John Berger ve Kayanın İçindeki Yoldaşları", yenicikanlar.com.tr, 4 Haziran 2018 John Berger’ın hayat boyu sanat ve sanatçılar üzerine kaleme aldığı yazılarını iki ciltte toplama kararı aldı. Bu minvalde çıkan ilk kitap da Beril Eyüboğlu’nun çevirisini yaptığı Portreler oldu. İkinci kitap ise Manzaralar adıyla çıkacak. Bir sanat eleştirmeni ve yazarı olarak Berger’ın Portreler kitabı uzun ömründe ortaya koymaya çalıştığı sanat kavrayışının yansımasının yanı sıra alternatif bir sanat tarihi okuması da sunuyor. Kitapta M.Ö. 3000 yıl dolaylarında Chauvet Mağara Resimleri’nden itibaren insanın, içinde bulunduğu ekolojik yaşamı kaydetmeye başladığını, bunu yaparken de çağdaş insanla benzer becerilerde olduğunu ifade eden Berger farkın mekânsal olduğunu öne sürmektedir: (…) onların imgelerinin imge olarak var olduğu ve hayal edildiği mekân. Bu noktada çağdaş sanatın yeni bir konuşma şekli bulmanın zorunluluğunu çünkü ... Devamını görmek için bkz. | |
Ali Çakmak, "John Berger’ın yurdu", Duvar dergisi sayı: 33, Aralık-Ocak 2018 Ölümünden iki yıl önce çekilen bir belgesel, Quincy’de Dört Mevsim, John Berger hakkında düşünmek için iyi bir başlangıç noktası olabilir. Berger’ın hikâye anlatıcılığı, karşısındakiyle birlikte düşünme kabiliyeti, neoliberalizme karşı mücadele üzerine önerileri, sanatın mümkün kıldığı direniş biçimleri hakkındaki tezleri ya da tabiata, hayvanlara karşı duyduğu derin dikkat ve şefkat üzerine kurgulanmış belgesel onun şahsiyeti ve dünyada işgal ettiği yere sadelikle ama aynı zamanda belirgin bir hayranlıkla yaklaşıyordu. Kamera dışarıdan Berger’ın kırk yıla yakın bir süredir yaşadığı Alpler’deki 100 nüfuslu küçük Quincy köyüne yaklaştığında evinin dış duvarında yüksekçe bir yerde bir fotoğraf, Filistinli şair Mahmud Derviş’in fotoğrafı dikkati çekiyordu. Quincy, 2008 yılında hayatını, ama ondan çok daha önce (bir bakıma doğar doğmaz) yurdunu kaybeden Mahmud Derviş’e de yu... Devamını görmek için bkz. | |
Armağan Ekici, "Hikaye Anlatıcı, Berger", Sabitfikir, 8 Haziran 2018 1987 Haziran’ı, 16 yaşımdayım; Ankara’dan Tire’ye, anneannemin evine gelmişiz. Şimdi takvime bakınca, Ramazan bayramı için gelmiş olmamız gerektiğini anlıyorum. Üç aydır, kapakları, konuları dikkatimi çeken bir dergiyi takip etmeye başlamışım; büyük çoğunluğunun adını hayatımda hiç duymadığım insanların şiirlerini, yazılarını, resimlerin, karikatürlerini merakla takip ediyor, 16 yaşında bunlar ne kadar anlaşılabilir, öğrenilebilirse, okuyor, öğreniyorum. Derginin haziran sayısı o günlerde çıkmış; evden çıkıp anacaddeyi yokuş aşağı takip ederek Tire meydanına yaklaşırken sağdaki (kitap da satan) büyük gazete bayiine gitmeyi, buradan gazete alıp gelmeyi, dükkanın gazete mürekkebi kokusunu seviyorum; işte bu dükkandan Gergedan’ın 4. sayısını alıyorum. Bir zamanlar Pazar Postası diye bir dergi çıkmış olduğu, Pazar Postası’nın İkinci Yeni diye bir akımda önemli bir yer tutmuş olduğunu, Cema... Devamını görmek için bkz. | |
Metin Yetkin, "John Berger’den alternatif bir sanat tarihi", Hürriyet, 7 Haziran 2018 John Berger, 1926 yılında Londra’da doğdu. Senaryo ve belgesel yazarı, romancı, ressam olarak çalıştı, çeşitli sergiler açtı. On yıl boyunca New Statesman dergisi için sanat eleştirileri kaleme aldı. İlk romanı Zamanımızın Bir Ressamı 1958’de yayımlandı. 1972 yılında ise ‘G.’ romanıyla Booker ödülünü aldı. Ödülün köle ticaretiyle ilişkisi olduğu ortaya çıkınca aldığı paranın yarısını siyahi vatandaşların haklarını savunan Kara Panter Partisi’ne, diğer yarısını ise göçmen işçilere yapılan emek sömürüsünü anlatan bir projeye verdi. Zaten Berger’in ‘beni eğitenler’ olarak nitelediği insanların çoğu siyasi mültecidir... BBC için hazırladığı Görme Biçimleri isimli seride imgenin peşine koştu ve ünü daha çok yayıldı. Metis’ten geçen günlerde çıkan Portreler ise 1999 yılında yayımlandı. Bu kitapta Berger, resmin ve ressamın öyküsünü anlatmaya Chau... Devamını görmek için bkz. | |
Şule Tüzül, "John Berger’in Portreleri ile Hayata Bakmak", edebiyathaber.net, 18 Eylül 2018 İyi ki şu dünyadan John Berger geçti. Aslında geçti demek yanlış elbette; sadece geride bıraktığı onlarca makale ve kitap değil, dünyanın her yerinde edindiği dostları, dünyanın her yerinde bıraktığı anıları ile de aramızda varlığını sürdürüyor. Pek çoğumuz için hiç tanımadan en yakın dostumuz, dert ortağımız, sığındığımız ve huzur bulduğumuz bir liman. Hem varlığı hem de bu kadar üretken olduğu için çok şanslıyız; kitaplarını dönüp dönüp okuyarak hiç sıkılmadan bir ömür geçirebilirim. Metis Yayınları sağ olsun, John Berger okumanın o doyumsuz hazzını yaşatacak bir kitap daha yayımladı: Portreler. Kitap, M.Ö. 30.000’lerdeki mağara resimlerinden başlayarak günümüzde yaşayan sanatçılara kadar, Berger’in onlara dair yazılarının bir derlemesi. Yaklaşık 500 sayfadan oluşan ve 74 yazının bulunduğu bir hazine de diyebiliriz. Yazılara konu olan sanatçıları tanısan... Devamını görmek için bkz. | |
Nilay Örnek, "Portreler", K24, Aralık 2020 John Berger en son üniversitede “görme biçimleri”mi değiştirmişti, yıllar sonra Portreler'iyle 2020’me derman oldu. Yıllar yılı da beni başka diyarlara götüren bir tavşan, bir “merak dolabı” yahut bir “çiçek dürbünü”, sanatı, sanatçıyı, insanı anlama, farklı bakma rehberi, ilginç portre ya da bakış açılarıyla tanışma fırsatı olacak... Portreler, Berger’in hayatı boyunca sanat ve sanatçılar hakkında kaleme aldığı yazılardan oluşan iki ciltlik kitabının ilki, diğeri Manzaralar imiş. Manzaralar bende yok. Metis Yayınları’ndan ikisi de... Kitabı hazırlayan Tom Overton’un, John Berger’in hikâyeciliğini anlatışıyla başladığı Portreler, 74 “portre” üzerinde duruyor. Chauvet mağara resimleriyle başlayıp Louvre’da ilk gördüğümde beni şaşkına çeviren Feyyum portreleriyle ilerleyen kitaptaki her kısa yazı, insana yeni bir merak alanı, insan-dönem hikâyesi, y... Devamını görmek için bkz. | |
|