| ISBN13 978-975-342-690-9 | 13x19,5 cm, 192 s. |
|
Görme Biçimleri, 1978 | G., 1984 | Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü, 1987 | O Ana Adanmış, 1988 | Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı, 1989 | Düğüne, 1996 | Fotokopiler, 1997 | 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus, 1997 | Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar, 1999 | Kral, 2001 | Buluştuğumuz Yer Burası, 2006 | Kıymetini Bil Herşeyin, 2009 | Bento’nun Eskiz Defteri, 2012 | Uçuşan Etekler, 2014 | Bir Fotoğrafı Anlamak, 2015 | İstanbul'dan Gelen Telefon, 2016 | Hoşbeş, 2016 | Sanatla Direniş, 2017 | Portreler (sert kapak), 2018 | Yedinci Adam, 2018 | Portreler (karton kapak), 2018 | Manzaralar (karton kapak), 2019 | Manzaralar (sert kapak), 2019 | Top Sende, 2020 | Yaranın Sayfaları, 2024 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Sunuş, s. 11-12 Geçen sene, Suse kasabasının kuzeyindeki tepelere inşa edilmiş, yüksek güvenlikli yeni hapishane açıldığında, şehir merkezindeki eski hapishane kapatıldı ve terk edildi. Eski hapishanedeki 73 numaralı hücrenin son sakini, ranzanın karşısındaki duvara mektup gözleri yapmıştı. Boş Marlboro kartonlarından yaptığı rafı, koli bandıyla sıkı sıkı duvara yapıştırmıştı. Her bir göz birkaç oyun kâğıdı destesi alabilecek büyüklükteydi. Üçünde mektup tomarları bulundu. Hücreye ışık, duvarın tepesindeki küçük, yuvarlak, erişilmez bir açıklıktan giriyordu. Hücrenin eni 2,5, boyu 3, yüksekliği 4 metreydi. Pencereleri parmaklıklı ve buzlu camlı uzun bir koridor, eski hapishanenin bu kanadındaki hücreleri sığınağa benzeyen bir ortak salona bağlıyordu. Salonda ilkel yemek pişirme aletleri, musluk, televizyon, banklar, masalar ve daima hazır bulunan silahlı gardiyanlar için yüksek bir platform vardı. 73 numaralı hücrenin son mahkûmu, terörist bir şebekenin kurucu üyesi olmakla suçlanmış, iki kere müebbet hapse mahkûm edilmişti ve adı Xavier'di. Mektup gözlerinde bulunan mektuplar ona gönderilmişti. Mektuplar okunduğunda kronolojik sıraya göre dizilmedikleri anlaşılıyor. A'ida –gerçek adı buysa– mektuplarına tarih düşerken yılları değil sadece ayı ve günü yazmış. Mektuplaşmanın uzun yıllar boyunca devam ettiği belli. R.'yle birlikte mektupları temize çekerken, çıkarım ya da tahminle yeniden kronolojik sıraya sokmak yerine, Xavier'in yaptığı düzenlemeye sadık kalmaya karar verdik. Bazen A'ida'nın mektuplarının arka sayfalarına (kâğıtların iki yüzüne birden yazmamış asla) notlar düşmüş Xavier. Bunları da temize çekip daha farklı bir karakterle kitaba aldık. A'ida besbelli ki mektuplarda, bir aktivist olarak sürdürdüğü hayatından bahsetmemeyi tercih etmiş. Ancak zaman zaman, tahminimce belli göndermeler yapmaktan da kendini alamamış. Kanasta oynadığına dair sözlerini buna yoruyorum. Gerçekten kanasta oynadığından şüpheliyim. Yine aynı ağzı sıkılıkla, yakın arkadaşlarının ve bulunduğu yerlerin isimlerini de değiştirmiş olmalı. A'ida ile Xavier evli olmadıklarından, onu görmek için izin almasının hiç imkânı yoktu. A'ida'nın yazdığı halde göndermediği bir-iki mektup da var. Bazı mektuplara, daha başından göndermeyeceğini biliyormuş gibi başlamış sanki; bazılarında da söylemek istediği şeylerin telaşesi, sonradan saklamaya karar verdiği şeyler yazmaya sevketmiş onu. Gönderilmiş ve gönderilmemiş mektupların nasıl elime geçtiği şu anda bir sır olarak kalmak zorunda çünkü bunu açıklarsam başkalarını tehlikeye atabilirim. Gönderilmemiş mektuplar da gönderilmiş olanlarla aynı mavi kâğıda yazılmış. Onları uygun gördüğüm tomarların içine koydum. Ama siz yerlerini değiştirebilirsiniz. Xavier ve A'ida şimdi her neredelerse, ölü ya da diri, Tanrı gölgelerini korusun. J.B. |