| ISBN13 978-975-342-713-5 | 13x19,5 cm, 152 s. |
Liste fiyatı: 145.00 TL İndirimli fiyatı: 116.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":145.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"825","item_name":"Kıymetini Bil Herşeyin","discount":29.00,"price":145.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Görme Biçimleri, 1978 | G., 1984 | Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü, 1987 | O Ana Adanmış, 1988 | Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı, 1989 | Düğüne, 1996 | Fotokopiler, 1997 | 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus, 1997 | Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar, 1999 | Kral, 2001 | Buluştuğumuz Yer Burası, 2006 | A'dan X'e, 2008 | Bento’nun Eskiz Defteri, 2012 | Uçuşan Etekler, 2014 | Bir Fotoğrafı Anlamak, 2015 | İstanbul'dan Gelen Telefon, 2016 | Hoşbeş, 2016 | Sanatla Direniş, 2017 | Portreler (sert kapak), 2018 | Yedinci Adam, 2018 | Portreler (karton kapak), 2018 | Manzaralar (karton kapak), 2019 | Manzaralar (sert kapak), 2019 | Top Sende, 2020 | Yaranın Sayfaları, 2024 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | Kıymetini Bil Herşeyin Hayata Tutunma ve Direnişe Dair Notlar Özgün adı: Hold Everything Dear Dispatches on Survival and Resistance Çeviri: Beril Eyüboğlu Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan Kapak Fotoğrafı: Beril Eyüboğlu |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mart 2009 | 5. Basım: Haziran 2023 |
"Yirminci yüzyılın ortasında Walter Benjamin, 'Bugün içinde bulunduğumuz olağanüstü tehlike hali istisnai bir durum değil, kuraldır. Bu kavrayışa uygun bir tarih mefhumu geliştirmeliyiz,' diye yazmıştı. "Böyle bir tarih mefhumu bağlamında her basitleştirmenin, her yaftanın iktidar sahiplerinin işine yaradığını görmemiz gerekir; güçleri arttığı oranda basitleştirmelere olan ihtiyaçları da artacaktır. Öte yandan bu kör gücün zulmünü çekenlerin ya da ona karşı savaşanların çıkarlarına şimdi ve uzun vadede hizmet edilmesi, ancak çeşitliliği, farklılığı ve karmaşıklığı kavramak ve kabul etmekle mümkün olabilir." John Berger'ın 11 Eylül'den Irak Savaşı'na, Filistin'den Katrina felaketine, Nâzım Hikmet'ten Pasolini'ye birçok siyasal soruna ve sanatçıya ilişkin duygu ve düşüncelerini dile getirdiği yazılarından oluşan bir kitap Kıymetini Bil Herşeyin. İçtenliğini yansıtan zarif bir sadelikle kaleme aldığı bu yazılarla John Berger bizi dünyaya adil, müşfik, ama en önemlisi gören gözlerle bakmaya davet ediyor. | İÇİNDEKİLER |
Hemen Şimdi Umutsuzluğun Yedi Katmanı İnadına Yaşamak Söylesem Sevdamı Yumuşacık Neredeyiz? Terörizme Karşı Savaş mı, Terörist Bir Savaş mı? Korkuyu Tasavvur Edelim Taşlar Kafamızdaki Koro ya da Pier Paolo Pasolini Merhametsizliğin Ressamı? Duvarlara Karşı Durmanın On Yolu Hayatlar ve Nutuklar Kopan Bağlara Dair Mekânla İlgili On Not Arzunun Bir Başka Yüzü Dikkatle Bakınca – İki Kadın Fotoğrafçı Geçmişi Silmek Savaş Suçları ve Lübnan Sanat, Müzik ve Kültür (Basın Bildirisi) Notlar | OKUMA PARÇASI |
Neredeyiz?, s. 43-49 Günümüzdünyasında halihazırda yaşanan ıstırapla ilgili hiç değilse bir çift söz söylemek istiyorum. Gezegenimizde aşırı güçlenen ve saldırganlaşan tüketim ideolojisi, bizi bu ıstırabın geçici olduğuna ve kendimizi ondan koruyabileceğimize inandırmaya çalışıyor. İdeolojinin merhametsizliğinin mantıksal temeli bu. Istırabın hayatın bir parçası olduğu herkesin malumudur ve insanlar bunu unutmak ya da kendilerine göre bir açıklamada bulunmak ihtiyacındadır. Cennet'ten, ıstırap nedir bilinmeyen bu yerden Kovulma efsanesinin birbirinden değişik anlatıları, yeryüzünde yaşanan acılara bir kılıf bulma çabası olarak açıklanabilir ancak. Komşu Cehennem Krallığı'nın icat edilmesi de bu yüzdendir; acı çektirerek cezalandırma krallığı. Fedakârlık da aynı mantıkla keşfedilmiştir. Sonra, çok daha sonra Bağışlama ilkesi devreye girer. Felsefenin doğmasına ise, "Neden ıstırap çekilir?" sorusunun yol açtığı iddia edilebilir. Ne var ki, bütün bunların dille... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Orhan Tüleylioğlu, “Mutluluk rastlantısaldır, devamı olmaz”, Milliyet Sanat, Mayıs 2009 Deneme, inceleme, roman, öykü gibi farklı türlerde başarılı yapıtlara imza atan John Berger, ülkemiz okurlarının da sevdiği yazarlardan. Her yazdığı ilgiyle karşılanan, yapıtlarında daha çok, çağın temel sorunlarına ve bunların neden olduğu felaketlere değinen Berger, birçok siyasal soruna ve sanatçıya ilişkin düşüncelerini dile getirdiği yazılarından oluşan Kıymetini Bil Herşeyin adlı kitabında da, okura alışılmadık bakışlar, yaklaşımlar sunmayı sürdürüyor. 11 Eylül’den Irak Savaşı’na, Filistin’den Katrina felaketine, Nâzım Hikmet’ten Pasoloni’ye uzanan yazılarında okura insan olmanın değerlerini anımsatıyor. Kendisiyle yapılan bir söyleşide “Kelimelerin siyasiler, editörler, sözde entelektüeller ve medya tarafından bu denli taciz edildiği şu dönemde, şiir bize en derin hakikati anlatabilir” diyen Berger, Hayata Tutunma ve Direnişe Dair Notlar alt başlığını taşıya... Devamını görmek için bkz. | |
Pakize Barışta, “John Berger ve Kıymetini Bil Herşeyin”, Taraf, 5 Nisan 2009 Edebiyat kimin yanında durur daha çok? İnsanlık halleri içinde kurtuluşun yanında durmaz mı? Edebiyatın sınırsızlığı, yanında durduğu insanın mağdur halinin sınırsızlığıdır aslında. “Günümüzde sınırsızlık, yoksullardan yanadır” diyor John Berger. Kıymetini Bil Herşeyin, John Berger’ın bir hayata tutunma ve direniş kitabı. İçinde son yıllarında yazdığı önemli makaleler var. İnsanı alarme eden, hangi manada olursa olsun direnişe çağıran yazılar bunlar; o kadar telaşlı ki yazar, ilk çağrısına Hemen Şimdi adını vermiş. “Hareketin vaadi, gelecekteki zaferidir; oysa rastlantıya bağlı durumlarda vaat anlıktır. Böyle anlar, ister hayat koşullarını iyileştirsin ister felaketle sonuçlansın, eylem içinde özgürlük deneyimleridir. (Eylemsiz özgürlük olmaz zaten.) Bu gibi anlar –hiçbir tarihsel ‘sonucun’ asla olamayacağı denli- aşkındır; Spinoza’nın ifadesiyle ebedidir, sonsuzl... Devamını görmek için bkz. | |
Behçet Çelik, “Hiçleştirmeye karşı sürekliliği korumak”, Star Kitap Eki, 3 Temmuz 2009 Kıymetini Bil Herşeyin, ‘Hayata Tutunma ve Direnişe Dair Notlar’ alt başlığını taşıyor. Bu alt başlık, ölümle burun buruna yaşayan, yaşayabilmek için de direnmek zorunda olan insanlar ve halklar hakkında kaleme alınmış yazılarla karşılaşacağımızı duyuruyor. Peki, kimlerdir bu durumda olanlar? Yıllardır savaşlarla iç içe yaşanan yerler gelebilir aklımıza ilk başta. Berger’ın Filistin ve Irak’taki direnişler hakkında kaleme aldığı yazılar da bunu doğruluyor. Öte yandan, Berger’ın dikkatimizi çektiği daha kalabalık insan toplulukları da var: Yoksullar. Bu nedenle, Berger’ın direnişe dair notları sadece işgalci devlet ya da devletlere karşı bir tutum alma çağrısı değil, aynı zamanda bu işgalci devletlerin çıkarlarının aslında kimlerin çıkarı olduğunu görüp onlara karşı da tutum alma çağrısı. Bağdat’ın düştüğü günlerde kaleme aldığı ‘Korkuyu Tasavvur Edelim’ başlıklı yazıda ‘ABD... Devamını görmek için bkz. | |
Bülent Usta, “Bir mutsuzluk yazısı”, Birgün, 1 Nisan 2009 Demokritos, “Kalabalıklar, mutsuzluk içinde bilgeleşir” derken ne demek istemişti? Peki neden savaşları ve acıları sona erdirmeye yetecek kadar bilgeleşemiyordu kalabalıklar? Yoksa tahmin edildiği kadar mutsuz değiller miydi? Bu soruları içimden sormuş olsam da, üç kulaklı bir kedi olan dostum İvam, duymuş olmalıydı ki beni, “ne kadar mutsuz olduklarını ölçecek mutluluk bilgisinden yoksunlar” diye mırıldandı yattığı yerden. ... John Berger’ın Kıymetini Bil Herşeyin adlı bir kitabı çıktı çok yeni, Metis Yayınları’ndan. 11 Eylül’den Irak Savaşı’na, Filistin’den Katrina felaketine, mutsuz insan coğrafyalarında gezinen denemelerini okuyorum bu aralar. Hatta kitapta sık sık karşıma Nâzım Hikmet’in dizeleri de çıkıyor. John Berger, kitabın sayfaları arasından şöyle fısıldıyor kulağıma: “Geceleyin yazıyorum, ama sadece zulüm değil gördüğüm. Eğer öyle olsaydı, belki de yazmaya devam etme cesaretini gös... Devamını görmek için bkz. | |
Bülent Kale, “Siz de görün açık maviyi”, Agos Kitap/Kirk, 10 Ağustos 2009 John Berger’ın makaleyi, denemeyi, eleştiriyi, sohbeti şiirle, şarkıyla, resimle, öyküyle harmanladığı on dokuz metinden, yine Berger’a ait iki çizimden ve Gareth Evans’ın Berger’a ithaf ettiği kitaba da adını veren etkileyici şiirinden oluşan Kıymetini Bil Herşeyin, Metis Yayınları tarafından, haklı olarak, ‘edebiyat/anlatı’ dizisine dahil edilmiş. Kitabın öne çıkan önemli özelliklerinden biri bu. Çünkü konusu ne olursa olsun (Irak İşgali, Filistin, Katrina Kasırgası, Afganistan, 11 Eylül ya da Nazım Hikmet, Bacon, Passolini vs.), bu politik metinlerin her birinde edebiyat mevcut. Ancak bu metinlerde ‘işlevsel’, ‘rafine’ bir edebiyat pratiği söz konusu. Yazarın anlatmak istediği şeyin altını çizen, okurun dikkatini bakmasını istediği yere çeken ve metnin son haline belirleyici bir katkı sunan bir edebiyat uygulamasıyla karşı karşıyayız. Böyle olunca, edebiyat, ‘edebiyat yapmaya’ benzem... Devamını görmek için bkz. | |
Naime Narin, “Duvarın biz tarafı: Hiçbir yer’in her yerindekiler”, Virgül, Temmuz-Ağustos, 2009 Virginia Woolf, 1920’lerde yazdığı bir makalede, Richmond-Waterloo treninde görüp Bayan Brown adını verdiği yoksul bir kadını anlatır: Temiz fakat yıpranmış, abartılı düzenliliği paçavralardan veya kirden daha fazla fakirliği çağrıştıran yaşlı hanımlardan biriydi: Her şeyi ilikli, bağlı, tutturulmuş, yamanmış ve temizlenmişti. Ona ıstırap veren bir şeyler vardı, görünüşü kederli ve endişeliydi, üstelik çok da ufak tefekti. Temiz küçük botları içindeki ayakları ancak yere değiyordu. Ona bakacak kimsesinin olmadığını, kararlarını kendi başına vermesi gerektiğini, senelerce önce terk edildiğini ya da dul kaldığını, belki de tek oğlunu büyüterek geçirdiği sıkıntılı, ziyan olmuş bir hayatı olduğunu ve oğlunun artık kötü yola sapmaya başladığını hissettim. (Akt. Ursula K. Le Guin, Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar) Woolf’un aynı makalede “çok ufak tefek, çok direngen, hem çok k... Devamını görmek için bkz. | |
Sabri Kuşkonmaz, “Postliberal gurbetteki hemşerimiz John Berger”, Birgün, 17 Ağustos 2009 John Berger 83 yaşında. Yazar, düşünür, edebiyatçı. İngiliz doğup Fransız yaşayan bir insan. Kendisine sorulan “Hâlâ Marksist misin?” Sorusuna yanıt verdiğinde ise 79 yaşında. Sorunun yanıtını yazmadan önce, dünyanın “acılı” coğrafyasında bize hızlandırılmış bir gezi yaptırıyor. Bu coğrafyanın içinde Selimiye de var. Nâzım ve şiirleri de var. Hapisteki Nâzım’ı ve Nâzım’ın sevdasını anlatıyor. Başka sevdaların yanı sıra. “Evet ben, başka şeylerin yanı sıra, hala Marksistim” diyor. Yanıtın yer aldığı metnin başlığı “Mekânla İlgili On Not.” Haziran 2005’de yazılmış. Yani postliberal dünyanın büyük krizi öncesinde yazılmış. Henüz Kapital ve Karl Marks bu denli yüksek reytinge ulaşmadan önce. Kriz döneminde bu iki isme tüm dünyada tam bir iadei itibar yapılmış olması bir yana, John Berger’ın yanıtıyla biz, gurbetteki bir hemşerimizi görmüş gibi oluyoruz. “Evet, evet, biz ... Devamını görmek için bkz. | |
Canan Armoni Altın, “Direnişe dair notlar”, Radikal Kitap Eki, 11 Eylül 2009 Günümüz dünyasında hayatımız bir bombardıman altında geçiyor. Her türlü bilgiye istediğimiz anda ulaşma imkânının yeniliğini çoktan geride bıraktık, artık her türlü bilginin bize istediği anda ulaşması söz konusu. Bu bombardımanın içinde nitelikli bilgiyi ayırt etmeye zaman yok. Zihni karmakarışık bir toplum haline geliyoruz... Kimi zaman da gerçek anlamda bir bombardıman bu. Küreselleşen dünyadaki her şey gibi yanıbaşımızda olan bir şehrin üzerindeki bombardıman; ve biz günümüzde bunu teknoloji aracılığıyla bulunduğumuz yerden canlı olarak izliyoruz. Az önce izlediğimiz dizi ne kadar gerçekse, bu da ancak o kadar gerçek bizim için. Kendi yaşadığımız sözde bilgi bombardımanı içerisinde, her şey gibi bunun üzerine düşünmeye de zaman ayıramıyoruz. John Berger, yeni kitabı Kıymetini Bil Herşeyin’i, bu iki türlü bombardımanın arasına sanatı koyarak düşünmek için zaman yaratan bir bak... Devamını görmek için bkz. | |
Yıldırım Türker, “Berger’la görmenin yolları”, Radikal, 24 Temmuz 2010 ‘Suçlar unutulmamalı, belgelerini, kayıtlarını muhafaza etmeliyiz. Çünkü suçluların ilk işi bunları yok etmektir. Bu efendiler yalnızca masumları katletmekle kalmaz, hafızayı da yok ederler. Yeni dünya tiranlığına karşı yükselen muhalefete ilham vermesi için bu kayıtların tutulması şarttır. Silahlarla donanmış bu zorbalar askeri ya da ekonomik bütün savaşları kazanabilirler, ama adına iletişim savaşı dedikleri savaşı kaybettiler. Dünya kamuoyunun desteğini kazanamadılar. Gitgide daha çok insan HAYIR diyor. Bu yenilgileri zorbalıklarının sonu olacak, ama bu son kim bilir daha kaç trajedi, kaç istila ve felaketten sonra gelecek. Daha ne kadar yoksullaştıracaklar bizi? İşte kayda geçirmenin, delilleri muhafaza etmenin, hatırlamanın aciliyeti bundandır. İşledikleri suçlar unutulmayacak, her kıtada ağızdan ağza dolaşacak. Her geçen gün daha çok insan HAYIR diyecek. Bugün sevdiğimiz ve korumak istediğimiz ... Devamını görmek için bkz. | |
|