| ISBN13 978-975-342-133-1 | 13x19,5 cm, 160 s. |
|
Görme Biçimleri, 1978 | G., 1984 | Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü, 1987 | O Ana Adanmış, 1988 | Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı, 1989 | Fotokopiler, 1997 | 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus, 1997 | Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar, 1999 | Kral, 2001 | Buluştuğumuz Yer Burası, 2006 | A'dan X'e, 2008 | Kıymetini Bil Herşeyin, 2009 | Bento’nun Eskiz Defteri, 2012 | Uçuşan Etekler, 2014 | Bir Fotoğrafı Anlamak, 2015 | İstanbul'dan Gelen Telefon, 2016 | Hoşbeş, 2016 | Sanatla Direniş, 2017 | Portreler (sert kapak), 2018 | Yedinci Adam, 2018 | Portreler (karton kapak), 2018 | Manzaralar (karton kapak), 2019 | Manzaralar (sert kapak), 2019 | Top Sende, 2020 | Yaranın Sayfaları, 2024 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Türey Köse, "AIDS’li Zamanların Lanetlenmiş Sürgünleri", Cumhuriyet Kitap Eki, 5 Şubat 1998 İngiliz yazar John Berger Düğüne adlı kitabında, vücudu AIDS istilasına uğramış gencecik bir kadınla ona tutkun bir erkeğin öyküsünü anlatıyor. Berger'in kitabında, mutlu aşk öykülerinin "mutlu son"u düğün ritüeli, ölüme geçiş ritüeline dönüşüyor. Berger, modern zamanların bu illetine bir ağıt yazmış. Kitapta, 24 yaşında bir kadınla sevgilisinin düğünden ölüme uzanan öyküsü ve bu hayata veda sürecinde yakınlarının "zor" tanıklığı anlatılıyor... Ninon AIDS'li bir genç kadın ve Gino kendisine tutkun olan erkek. Dudakta uçukla gelen bir ölüm fermanı. Sevdiği kadını ölüme "düğün"le uğurlayan bir erkek… "Düğün"lerinden vazgeçmeyen, ancak mahkûmiyetin sarsıcı bilgisini de unutamayan bir kadınla bir erkek... Kitapta Ninon'un yakınları hastalığı aralarında "SIDA" (AIDS'in Fransızcası) yerine "Stella" diye anıyorlar. Ninon, bedenini tüketen, eriten "Stella"ya isyan ediyor: "Kendimi verme hüneri alındı elimden. Kendimi birine sunacak olsam, ölüm sunarım ona. Sokakta yürürken delikanlıların bana baktıklarını görünce, hep ölüm olduğumu hatırlıyorum. Bana bir kere, iki kere ya da yüz kere yaklaşacak olsan, ben de seni sevsem ölürsün. Ama kaput kullanınca bir şey olmaz, diyorlar. Kaput olunca, kauçuktan bir zar giriyor seninle ölümün arasına, seninle benim arama da kauçuktan bir zar. Kauçuk yalnızlık. Sonsuza kadar kauçuk yalnızlık. Hiçbir şey birbirine değmiyor artık." |