ISBN13 978-975-342-887-3
13x19,5 cm, 208 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarın Metis Yayınları'ndaki
diğer kitapları
Yerdeniz, 6 Kitap Takım, 0
Mülksüzler, 1990
Yerdeniz Büyücüsü, 1994
Rocannon'un Dünyası, 1995
Dünyaya Orman Denir, 1996
Balıkçıl Gözü, 1997
En Uzak Sahil, 1999
Kadınlar Rüyalar Ejderhalar, 1999
Atuan Mezarları, 1999
Tehanu, 2000
Yerdeniz Öyküleri, 2001
Bağışlanmanın Dört Yolu, 2001
Öteki Rüzgâr, 2004
Uçuştan Uçuşa, 2004
Dünyanın Doğum Günü, 2005
Marifetler, 2006
İçdeniz Balıkçısı, 2007
Sesler, 2008
Güçler, 2009
Lavinia, 2009
Rüyanın Öte Yakası, 2011
Yerdeniz (6 Kitap Tek Cilt), 2012
Malafrena, 2013
Zihinde Bir Dalga, 2017
Lao Tzu: Tao Te Ching, 2018
Şimdilik Her Şey Yolunda, 2019
Yazma Üzerine Sohbetler, 2020
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Ömer Özgüner, “En gerçekçi şekilde aya tırmanmak, Vatan Kitap, Kasım 2012

Sanıyorum Türkiye okurunun kaderi bu, pek çok değerli yazarla geç tanışmak. Tıpkı Ursula K. Le Guin gibi. 90’lı yılların başları, toplumsal hareketler açısından bereketli yıllardı: İşçi eylemleri, öğrenci hareketleri, İslamcı gençlerin cami gösterileri… Ama bir yandan başta Sovyetler Birliği’nde olmak üzere “Doğu Bloku” ülkelerinde reel sosyalizm yıkılıyordu. İşte tam o zamanlarda yani eşitlikçi ve özgür bir dünyanın artık imkansız sanıldığı zamanlarda imdada Mülksüzler romanıyla Ursula K. Le Guin yetişti.

Her şey paylaşılabilir

Cinselliğin, kadın erkek ilişkilerinin, eşitliğin ve hepsinin temelinde mülkün paylaşıldığı ve hatta olmadığı bir ütopik dünyayla… 1974 yılında yazdığı Mülksüzler bize doksanlarda nasip olmuş ve bir kuşağı biraz daha umutlandırmıştı. Le Guin’in Mülksüzler’le oluşturduğu kuvvetli hayran kitlesi sayesinde de yirmiye yakın eseri Türkçe çevrilebildi.

Bu kez elimizde Aya Tırmanmak var. Bu öyküler de aslında doksanların ortalarına kadar yaptığı “koleksiyondan.” İlk basımı 1996 tarihli. Bütün bunları –geç tanışmayı saymazsanız– dert etmeyin çünkü gerçekten öyküler eskimeyecek kadar klasik. Ama alıştığınız bilim kurgu öykülerinden farklı. Hatta tersine gerçekçiliği iç acıtacak kadar yoğun bazı öyküleri. Özellikle de kitabın en uzun öyküsü “Dört Buçuk”un…

Altı karakterin birbirine bağlı ve tuhaf bir biçimde yeniden okunabilecek hikâyesi gerçekçi türün en bariz örneği. Down sendromlu çocuklar, babasız çocuk doğuran anneler, ayrılan ebeveynler, pişmanlık duyguları, lezbiyenlik ve hayatın acımasızlığı. Mesela Kızı Ann’ı yıllar önce terk eden baba Stephen’in geçmişiyle yüzleşmesi bu öykü hakkında küçük de olsa bir ipucu verebilir; “Annenin bana verdiği acıyla yüzleşememiştim. İnkâr etmişim. Maço, sert erkekerkek adam acı çekmez. İnsan böyle saçmalıkları senelerce sürdürebiliyor. Ama eninde sonunda insanın kıçında patlıyor. Bir bakıyorsun tek yaptığın içinde boğulmak, içini, bokunu biriktirmek olmuş.”

Ahlak sorgulaması

Çok sıradan gibi akan bu öykünün derinliğinde ahlakçılık, çaresizlik ve kötülük sorgulanıyor. Bunu neden böyle yaptığını anlamak için Le Guin’in, makalelerini topladığı Kadınlar Rüyalar Ejderhalar kitabındaki şu sözlerine kulak vermek iyi olur: “Buna karşılık, güçlü duygular, güçlü karakterler tarafından canlandırılsa da, bu duygulara ilişkin fikirler etraflıca düşünülmemişse bir öyküyü götürmeye yetmezler. Eğer zihin duygularla birlikte çalışmıyorsa, duygular bir arzu tatmini (duygusal piyasa romanlarında olduğu gibi), hiddet (ana akım türünün çoğu örneğinde olduğu gibi) veya hormon havuzunda (pornografide olduğu gibi) çalkalanıp duracaktır.”

Kitapta yer alan bazı öyküler de fantastik edebiyat türüne ait. Kitaba adını da veren “Aya Tırmanmak” bunlardan biri. Bu, kadim bir zamanda geçen farklı bir öykü. Savaşın ardından zor bir dönemde bir çocuk ve iki erişkinin altı sayfalık bu hikâyesinde olaylar asla tanımlanmıyor ve sizin düş gücünüze bırakılıyor.

“Ruby 67 Numarada” ise birbirini yetmiş yıldır tanıyan iki yaşlı kadının kısa yolculuğundan küçük bir kasabanın sıradan dertleri ve değişimi üzerine kurulu bir hikâye ve Le Guin tüm bunları beş sayfada anlatıyor üstelik!

Bir pazar günü, bir deniz kenarını anlattığı tek sayfalık “Yazın Seatown’da Pazar Günü” ise az sözcükle öyle çok şey anlatıyor ki: Nereye gittiler nereye? Gittiler. Eve yapay hayatın küçük parlak kutusuna…

On sekiz öykünün yer aldığı kitapta bunlar hariç diğer favorilerim ise şöyle: “Bodrumdaki Kaşıklar”, “Çocuk Gelin”, “Babasının Koca Kızı” ve “İhtiyarlar.”

Şu anda 83 yaşını deviren Ursula K. Le Guin’in babası ünlü antropolog Alfred Krober, annesi de kendi gibi yazar Theodora Krober… Bilimkurgu yazarı olarak başladığı yazı serüveni 1974 yılında yazdığı Mülksüzler’e kadar altı romana ulaşmıştı. Romanın yanı sır öykü, şiir, çocuk romanları kendi de üç çocuk sahibi- da yazan Le Guin Portland Oregon’da yaşıyor. Ve hâlâ üretiyor.

Ve şimdi bir itiraf zamanı… Bilimkurgu türünden çok derin haz almayan biri için okunacak ender yazarlardan biridir Le Guin. Aya Tırmanmak ise gerçekçiliğin her türü ve insanı içine çeken fantastik öyküleriyle okuru çarpıyor. İyiliğin, garipliğin ve elbette kötülüğün çarpıcılığı bu. Yine Le Guin’in tarif ettiği türden bir kötülük bu: “Kötülük eğer insan gibi yaşamak istiyorsa, bütün yaşamımız boyunca karşılaşacağımız, yeniden ve yeniden hesaplaşacağımız ve kabul edeceğimiz ve birlikte yaşayacağımız acılar, azaplar, yazıklar, kayıplar ve adaletsizliklerdir.”

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X