 | ISBN13 978-975-342-223-9 | 13x19,5 cm, 160 s. |
Liste fiyatı: 196.00 TL İndirimli fiyatı: 156.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":196.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"75","item_name":"Kadınlar Rüyalar Ejderhalar","discount":39.20,"price":196.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Yerdeniz, 6 Kitap Takım, 0 | Mülksüzler, 1990 | Yerdeniz Büyücüsü, 1994 | Rocannon'un Dünyası, 1995 | Dünyaya Orman Denir, 1996 | Balıkçıl Gözü, 1997 | En Uzak Sahil, 1999 | Atuan Mezarları, 1999 | Tehanu, 2000 | Yerdeniz Öyküleri, 2001 | Bağışlanmanın Dört Yolu, 2001 | Öteki Rüzgâr, 2004 | Uçuştan Uçuşa, 2004 | Dünyanın Doğum Günü, 2005 | Marifetler, 2006 | İçdeniz Balıkçısı, 2007 | Sesler, 2008 | Güçler, 2009 | Lavinia, 2009 | Rüyanın Öte Yakası, 2011 | Aya Tırmanmak, 2012 | Yerdeniz (6 Kitap Tek Cilt), 2012 | Malafrena, 2013 | Zihinde Bir Dalga, 2017 | Lao Tzu: Tao Te Ching, 2018 | Şimdilik Her Şey Yolunda, 2019 | Yazma Üzerine Sohbetler, 2020 |
Diğer kampanyalar için |  |
|
| | Kadınlar Rüyalar Ejderhalar Ursula K. LeGuin'den Seçme Yazılar Çeviri: Müge Gürsoy Sökmen, Bülent Somay, Meltem Ahıska, Deniz Erksan, Nurdan Gürbilek, Seda Tural Yayıma Hazırlayan: Deniz Erksan, Bülent Somay, Müge Gürsoy Sökmen Kapak ve Grafik Tasarım: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mayıs 1999 | 12. Basım: Temmuz 2024 |
"LeGuin bizimle rüyaların diliyle konuşur, kadınların ve ejderhaların öykülerini anlatır. Henüz gerçek olmamış öykülerdir bunlar. Konuştuğu dil ise hepimize tanıdık gelir. Bazılarımız dehşet içinde duymamaya çalışır, dinlemez, anlamaz onu. Ama bazılarımız dinler, cesareti olanlarımız o dili doğduğundan beri bildiğini fark eder. Henüz isimlendirilememiş olanı, henüz yaşanmamış olanı, hep duyulup da gürültü zannedileni söyler o dil. Grameri insanlık kadar eskidir; kelimeleri ilk kez duyduğumuzda bile tandık gelir. O yüzden LeGuin'i ya ilk duyduğumuzda katışıksız bir biçimde severiz, ya da elimizden atıp öyle biri hiç var olmamış gibi yaparız. LeGuin uzay gemisindeki bilge kocakarıdır. Varoluş kadar kadim bir lisanla konuşan ejderha, gücünü yalnızca zorunluluk karşısında kullanan büyücü... LeGuin hayatı boyunca 'iç ülkelere ve dış uzaya' sayısız yolculuk yaptı. Bu yolculuklardan bazılarını bir araya getirdik bu kitapta. Ancak onun anlattıklarıyla ne bir 'iç ülkeler haritası' çizebiliyoruz, ne de 'dış uzaya yolculuk' kılavuzu. Kendisinin de dediği gibi, 'Seyyahlar / kendi yolculuklarını anlatırlar, sizinkini değil.' Fantazi, bilimkurgu ya da deneme farkı gözetmeden, tüm LeGuin yazıları birer yolculuk öyküsüdür. O bize kendi öykülerini anlattı, şimdi de bizim kendi yolculuk öykülerimizi yazmamızı bekliyor." – Bülent Somay  | İÇİNDEKİLER |
Önsöz: Seyyahın El Kitabı, Bülent Somay Everest Rüyalar Kendilerini Açıklamalı Amerikalılar Ejderhalardan Neden Korkar? Çocuk ve Gölge Metin, Sessizlik, Gösteri Çuval Kuramı ve Kurgu Bu Fikirler Aklınıza Nereden Geliyor? Bilimkurgu ve Bayan Brown Bilimkurguda Mit ve Arketip Balıkçı Kadının Kızı Ruhtaki Stalin Kaçış Yolları Uzaylı Kocakarı  | OKUMA PARÇASI |
Bülent Somay, Önsöz, "Seyyahın El Kitabı", s. 7-10 Fantazi edebiyatında yeri hemen Tolkien'ın yanıbaşında. Kitapçı dükkânlarında Bilimkurgu Romanını Pembe Dizi raflarının yanından kaldırtıp layık olduğu yere, "20. Yüzyıl Romanı" mertebesine yerleştiren üç isimden biri, Dick ve Lem'le birlikte. Ancak dönüp tekrar tekrar okuduğun Le Guin'ler hangileri diye soracak olursanız, tereddüt etmeden "Denemeleri" diye cevap veririm. Kuşkusuz Mülksüzler'in yeri başkadır. Her dört-beş yılda bir Yerdeniz'in büyülü dünyasına bir hac yolculuğu yapmak farz olmuştur. Ama Le Guin'in denemelerindeki tavizsiz, dolambaçsız dil, söyleyeceğini "sonuçlarından ve yerleşik güçlerle düşeceği çelişkilerden korkmadan" söyleyen üslup, insanı en az bilimkurgu romanları ya da fantazileri kadar derinden etkiler. Bunun en önde gelen nedeni, Le Guin'in dilini "kurgu" dokusundan arındırdığınızda ortada tüm çıplaklığı, acımasızlığı (ve bazen dehşeti) ile kalan samimiyettir. Amacının daima "kimsenin duygularını incitmeden mümkün olduğu kadar çok şeyi altüst etmek" olduğunu söyler Le Guin. Altüst edici (subversive) söylemler duygularınızı incitmese bile savunma mekanizmalarınızı elinizden alır çoğu kez; acımasız bir dünyaya karşı arkasına sığındığınız duvarları yıkmasa bile geçersiz kılar, kendinizi apansız çırılçıplak hissetmenize neden olur. LeGuin'in denemelerini okumanın böyle bir "soyucu" etkisi var: Kendi bedeninize (erkek imgesinde kurulmuş benliğimize), kurumlara (d... Devamını görmek için bkz. |  |
"Rüyalar Kendilerini Açıklamalı", s. 15-23 Bu yılın ilk aylarında Andy Porter New York'tan telefon ederek Algol dergisi için yazmamı istediği yazıyı anlatmaya çalıştı. Hoş bir konuşmaydı ama cızırtılı bir bağlantı, benim tarafımda kurabiye ve ilgi isteyen bir şahsın çeşitli gürültülü müdahaleleri ve biraz yanlış anlama yüzünden işler karıştı. Andy "Okurlara kendinden söz et" gibi şeyler söylüyordu, ben de "Nasıl, neden?" gibi sorular soruyordum. Bazı insanlar telefonla konuşabiliyorlar. Herhalde bu nesneye inanıyorlar. Benim için telefon, doktordan randevu almaya, bir de dişçimle randevularımı iptal etmeye yarar. İnsan iletişiminin ortamlarından biri sayılmaz. Koridorda dikilip, kediyle çocuk ikisi birden bacaklarıma dolanıp çekiştirerek ve mırlayarak kurabiye ve kedi maması isterken, kulağımdaki vücudu olmayan bir sese Jung'un içe dönük/dışa dönük yelpazesinin yalnızca insanlar değil yazarlar için de geçerli olduğunu anlatamıyorum. Yani bazı yazarlar kendileri hakkında konuşmak isteyebilirler, hatta buna ihtiyaçları vardır, ne bileyim, Norman Mailer gibi mesela; ama bazı yazarların ihtiyacı ve isteği de özel hayatlarının gizli kalmasıdır. Özel Hayat mı! Ne kadar seçkinci, Viktorya çağına özgü bir kavram. Son günlerde bu kavram en az tevazu kadar antika geliyor insanın kulağına. Ama bütün bunları telefonda anlatamıyorum, dilim dönmüyor. Şunu da söyleyemiyorum (yani söylemeye çalıştım da, herhalde kedi açlıktan telefonun kablosunu kemirdiği için bağl... Devamını görmek için bkz. |  |
 | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Mustafa Yelkenli, "Ursula K. LeGuin'in Dünyası", Virgül, Sayı 26, Ocak 2000 "İnsan haftada on beş saat çalışmayla hayatını kazanabiliyorsa, başka şeyler için pek fazla zamanı kalıyor demektir. O kadar ki, belki de hayatlarını renklendirecek çocukları, el işçiliği, aşçılık, şarkı söylemek gibi yetenekleri ya da kafa yoracak pek enteresan düşünceleri olmayan huzursuz tipler, bu zaman bolluğu yüzünden şöyle bir dolanıp mamut avlamaya karar vermiş olabilirler. Sonra da, becerikli avcılar sırtlarında bir ton et, bol bol fildişi ve bir hikâye okuyarak yorgun argın geri dönüyorlardı. Hayatı değiştiren et değildi burada. Hikâyeydi." Kuşkusuz hikâyedir. İnsanın anlatacak bir şeyi yoksa, yaşam denilen serüven nedir ki? Belki biraz abartılı olacak ama, insanın yaşamına yön veren, gelişimin itici motoru olan şey hayal gücü ve bu hayal gücünü sonsuz mecralara akıtacak olan şey de hikâyedir. Sanat bu olgunun bir devamı değil mi? Ve giderek bilim, teknoloji bunlardan beslenmiyor mu? Söz veya anlatım... Anlatımı çeşitlendiren, giderek zenginleştiren sonsuz hayal gücü... Yukarıdaki alıntıda Ursula K. Le Guin söz, hikâye ve eylemi teke indirgeyerek hayal gücüne bağlar. Hayal gücünü önemser bir tavırla denemelerini yazarken başarılı ürünler verdiği bilimkurgunun ve fantastik dünyanın konuları arasında boğulmaksızın yazın dünyasında etkinliği olan her şeyi, psikolojiyi, tarihi de gözler önüne sermeye çalışır. Ancak kuşkusuz tüm bu konuların başında da bilimkurgu gelir. ... Devamını görmek için bkz. |  |
Emek Erez, "Hayal gücüne inanmak ve gölgemizle yüzleşmek", Edebiyat Haber, 16 Aralık 2015 Bilim kurgu ve fantezi edebiyatın büyülü kalemi Ursula K. Le Guin. Hayal gücünün önemine inanmış, kendisi hakkında konuşmayı çok sevmeyen, büyüklerin dünyasının gerçekliğindense çocukların gerçekliğini öne çıkaran, kendimizin farkında olmamızı, fantezilerden ve ejderhalardan korkmamızı öğütleyen bilge bir yazar. Le Guin hakkında çok şey söylenebilecek bir isim onu daha yakından tanımamızı sağlayacak kitap ise: bence Metis’in “seçkiler” dizisinden çıkan; Kadınlar Rüyalar Ejderhalar. Kitap Bülent Somay’ın ön sözü ile başlıyor. Somay, Le Guin’in denemelerini okumanın “soyucu” bir etkisi olduğunu vurguluyor ve bu etkinin bizi kendi bedenimize, kurumlara, (devlete, bilime, “gerçekliğe” ve gerçekçiliğe) olan inancımızı tüm dehşetleriyle üzerimize salıveren bir kuşkuya düşürdüğünü ekliyor. Ayrıca Somay’a göre yazarın amacı: Duygularımızı incitmeden mümkün olduğu kadar her şeyi alt üst etmek. Bu konuda kendisine katılmalı diye düşünüyorum evet Le Guin, bizim bence bilincimizle ve hayal gücümüzle oynayarak bizi gerçeklik karşısında şüpheye çağırıyor. Gerçekliği tüm çıplaklığıyla sunmaktansa bizi, samimi bir dille bir masalın içindeymişizcesine kurgulanmış bir dünyaya sokuyor. Ve bu dünya kuşkulu bir dünya, kesin gerçeklerin, evrenselin dünyası olmaktan çok okurun kendisini var edebildiği, yazarın otoritesini hissetmeden kendi dünyasını kurabildiği bir yer. ... Devamını görmek için bkz. |  |
|