 | | ISBN13 978-605-316-428-9 | | 16.5 x 23.5 cm, 288 s. |
|
| Yerdeniz, 6 Kitap Takım, 0 | | Mülksüzler, 1990 | | Yerdeniz Büyücüsü, 1994 | | Rocannon'un Dünyası, 1995 | | Dünyaya Orman Denir, 1996 | | Balıkçıl Gözü, 1997 | | En Uzak Sahil, 1999 | | Kadınlar Rüyalar Ejderhalar, 1999 | | Atuan Mezarları, 1999 | | Tehanu, 2000 | | Yerdeniz Öyküleri, 2001 | | Bağışlanmanın Dört Yolu, 2001 | | Öteki Rüzgâr, 2004 | | Uçuştan Uçuşa, 2004 | | Dünyanın Doğum Günü, 2005 | | Marifetler, 2006 | | İçdeniz Balıkçısı, 2007 | | Sesler, 2008 | | Güçler, 2009 | | Lavinia, 2009 | | Rüyanın Öte Yakası, 2011 | | Aya Tırmanmak, 2012 | | Yerdeniz (6 Kitap Tek Cilt), 2012 | | Malafrena, 2013 | | Zihinde Bir Dalga, 2017 | | Lao Tzu: Tao Te Ching, 2018 | | Şimdilik Her Şey Yolunda, 2019 | | Yazma Üzerine Sohbetler, 2020 | | Yanılsamalar Şehri, 2025 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Önsöz, s. 8-9 Birkaç yıl önce Oregon Sahili’nde yürürken bir kitapçıya girdim öylesine ve şans eseri Bülbülü Öldürmek’in Fred Fordham tarafından yapılmış çizgi roman uyarlamasını buldum. Kitaba kuşkuyla yaklaştım. Benim için Harper Lee’nin romanı tanınan olsa da özellikle görsel sayılmaz, grafik yoruma uygun bir aday değildir. Ayrıca Bülbülü Öldürmek kelimenin tam anlamıyla bir klasiktir, geçtiğimiz yarım asır boyunca Amerika Birleşik Devletleri’nde edebiyatın ve eğitimin temel unsurlarından biri olmuştur; klasiklerin uyarlamaları da genellikle başarısızdır. Annemin, kendi türünün klasikleri kabul edilen kitaplarının birçoğundan ben sorumlu olduğum için bu konu üzerinde çok düşünmüştümdür. Fred’in Bülbülü Öldürmek yorumunun bir-iki sayfasını gördükten sonra kuşkularım dağılıp gitti. Uyarlama sadıktı ama riayetkâr değildi. Fred’in yorumu aslından hiçbir şey eksiltmemişti; çizgi romanı okuyan biri hemen arkasından kendisini eserin aslına yönelmek mecburiyetinde hissedebilir. Annemin en çok bilinen kitabı Yerdeniz Büyücüsü’nün grafik uyarlamasının sadece mümkün değil, aynı zamanda enfes olabileceğini ilk kez o zaman anladım. Üç çekincem vardı: Dile sadık kalmak, geçmiş görsel temsillerin tuzağına düşmekten kaçınmak ve okurun hayal gücüne yer bırakmak. Aralarında en hafifinin dil olduğu ortaya çıktı. Altı kitabı boyunca Ursula bizi Yerdeniz’deki birçok yerin ve insanın betimlemesiyle baş başa bırakmıştı. Fred, sürecine asıl metni dikkatle inceleyerek başlıyor. Bu uyarlamadaki bütün sözler neredeyse bire bir romandan alınmıştır; gerçi bazı durumlarda anlatının yerini karşılıklı konuşmalar alıyor. Çizgi romanın, romandaki bütün sözleri içerdiğini söylemiyorum tabii ki – grafik uyarlamalar hemen uzayıveriyor, o yüzden o güzelim metnin büyük bölümünü kesmek zorunda kaldık. Asıl romanda olan bazı olaylar burada ya birleştirildi ya çıkarıldı çünkü sözler kullanıldığı zaman işe yarayan birçok şey resimlerde yaramıyor. Fakat bu kitapta okuyacağınız sözler asıllarıyla hemen hemen aynı; biz çok az yeni söz ekledik. Fred ile ilk başlarda yaptığımız tartışmalar Yerdeniz Büyücüsü’nün görsel hâle getirilmesinin çalkantılı tarihçesi hakkındaydı. Bu kitapta ana şahsiyet olan Ged bakır tenli genç bir adam. Pek de kahraman sayılmaz. Bununla birlikte romanın çıkışından onlarca yıl sonra bazı yayıncılar ve film yapımcıları Ged’i beyaz, genellikle de orta yaşlı, kahraman duruşlu biri olarak betimlediler. Daha sonraki temsiller onun hayalindekilere yaklaşsa da bu ihanetler Ursula’nın aklından çıkmadı. Ömrünün son on yılında Ursula, Charles Vess ve David Lupton gibi bazı sanatçıların yapmış olduğu çalışmalar dahil kitabın resimlenmiş nüshalarına katkıda bulundu. Bu katkılar Yerdeniz Büyücüsü’nün, kendi yazılarından yansıyan insan çeşitliliğiyle resimlenebileceği konusunda bir umudu olduğunu doğruluyordu, ki bu aynı zamanda Fred ile benim de amacımızdı. Ama okurların kendi Ged’lerini, kendi Roke Adalarını tahayyül etmelerinden doğan zevkin yerine başka bir şey koymaktan nasıl kaçınacaktık? Ursula’nın eserleri çağrışımlarla yüklü olsa da her zaman okurlara kendi zihinsel resimlerini yaratmaları için bir alan bırakır. İster kapak resmi veya kitap içindeki çizimler olsun, ister çizgi roman veya hareketli görüntüler, “otoriter” bir temsil her zaman okurun yerini kapma riskini taşır. Bu açmazın bir çaresi olduğunu düşünmüyorum ama artık bu meseleyi farklı bir açıdan görmeye başladım. Asıl roman daima yanı başınızdadır. Elinize alıp ne görmek isterseniz görebilirsiniz, hayal gücünüz yazarınkiyle birleşir. Bu baskı farklı bir şey; Ursula’nın, Fred’in ve sizin hayal gücünüzün birleşebileceği bir alan. Her hâlükârda, Ursula’dan mealen aktarmak gerekirse, öyküyü yaşatanlar onu okuyan sizlersiniz. Theo Downes-Le Guin Portland, Oregon |