Emek Erez, "Le Guin’in 'bilge ruhu' ve 'Tao Te Ching'", Gazete Duvar, 29 Mart 2018
Ursula K. Le Guin’in Taoculukla ilgilendiğini metinlerinden biliyoruz. 1998 tarihli bir söyleşisinde, “Lao Tzu’nun Taoculuğu nasıl yaşamak gerektiği ile ilgili. Oldukça uygulanabilir şeyler. Bütünüyle anarşist, kesinlikle hiçbir şeye saygısı yok. Seksen iki kısa şiirden oluşuyor tüm hayatınız boyunca kafanızda evirip çevireceğiniz, sizi geliştirmeyi asla bırakmayacak türden şeyler” diyordu. Kendisinin Rüyanın Öte Yakası adlı metnini de bu öğreti ile ilişkilendirerek oluşturduğunu hatırlamak gerek.
Le Guin’in Tao Te Ching’i
Geçtiğimiz günlerde yayımlanan, “Ursula K. Le Guin Yorumuyla Lao Tzu: Tao Te Ching adlı metin, yazarın bu öğretiyle, sadece anarşizan boyutu veya kitaplarında kullanacağı bir nesne olabileceği düşüncesiyle haşır neşir olmadığını gösteriyor. Çünkü kitap, Le Guin çevirisi ve yorumlarından oluşuyor ve sanırım bu versiyon Bülent Somay’ın yerinde ifadesiyle, “aslının ruhuna, diline ve estetiğine doğrudan Çinceden yapılmış birçok çeviriden daha yakın.” Daha önceki Türkçe çevirilere temas edenler için, bu metni okuyunca ne söylenmeye çalışıldığı daha da anlaşılacaktır.
Kanon dışı anarşizan perspektif
Taocu öğreti kanon dışı bir anarşizan perspektif çizer, genellikle olduğu gibi batı merkezli değerlendirmeler bu metnin anarşizan yanını görmezden gelirler. Süreyyya Evren Anarşizmin Geçmişi ve Tarihleri adlı kitabında, daha çok isimler ve batı ekseninde bir anarşist tarih yazımı olduğunu söyler. Bu anarşizm tarihinin sıkıntısı, çoğunlukla isimlere indirgenmiş bir yazım olmasının yanında, kullanılan isimlerin neredeyse hepsinin Avrupa kökenli olmasıyla da dikkat çeker. Bu durum anarşizmin, batı merkezli bir düşünce biçimi şeklinde algılanmasına neden olur. Örneğin; Fransa anarşizmi çalışıyorsanız evet bir anarşizm çalışmış olursunuz ama Çin, Meksika gibi ülkelerin anarşizmlerini çalışırsanız bu anarşizm çalıştığınız anlamına gelmez. Elbette bu metni direkt olarak anarşizme bağlamak anakronik bir yanılgıya düşmemize de sebep olabilir, Tao Te Ching daha çok yaşam tarzı önerisidir ancak metnin genel öğretisi hiç de anarşizan perspektiften uzak olmadığının göstergesidir.
Le Guin yorumu
Şimdi elimizde Le Guin yorumuyla böyle bir metnin olması bu nedenlerle de heyecan verici. Çünkü en başta alıntıladığımız söyleşide Le Guin’in bahsettiği gibi; “hayatınız boyunca kafanızda evirip çevireceğiniz, sizi geliştirmeyi asla bırakmayacak türden şeyler” yer alır bu metinde. Bize daha fazlasını istememeyi, güçlü olmadan gücü elde etmeyi, yapmadan yapabilmeyi, bilge bir ruha nasıl sahip olunabileceğini, göğün, yerin, doğanın farkında olup onun bir parçası olduğunu unutmamayı, olmamanın yararını, bedeni ciddiye almayı, bebeğin nasıl bir başlangıç olduğunu hatırlatır. Bu nedenle Le Guin’in yaşama bakışını da düşünürsek onun bu metni bu kadar önemsemesine şaşırmamalıyız.
Le Guin eli değince
Elbette bu metne Le Guin’in elinin değmesinin epey artı yönü var. Yazarın şu cümleleri ne demek istediğimizi netleştirecektir; Tao Te Ching’i yöneticiler için el kitabı olarak gören akademik çeviriler, Taocu “bilge”nin biricikliğini, erkekliğini, otoritesini vurgulayan terimler kullanır. Çoğu popüler versiyonda bu dil yaygınlaştırılır ve iyice bozulur. Bense, günümüzün bilge olmayan, muhtemelen erkek de olmayan ve kapalı bir çevrenin anlayabileceği sırlar peşinde koşmak yerine doğruca ruha hitap eden sese kulak kabartacak okuruna, ulaşabileceği bir yol kitabı vermek istedim.” Tao Te Ching üzerine yaptığınız küçük araştırmalarda bile karşınıza yönetmekle, yöneticilikle ilgili bilgece sözler çıkar. Oysa bu öğretide, yönetme sanatına dair şiirlerde ilk anlamının dışında bir felsefe yatar. Yansıtılan yönetmenin “iyi” yanıdır oysa Lao Tzu’nun öğretisinde yönetme fikrine oldukça eleştirel bir bakış da hissedilir. Kendisini bilgelik anlamında hiyerarşik bir yere konumlamayan birisinin yolundan gitmek, insanın ruhani yanını es geçmeyen dişil bir sese kulak vermek, Le Guin’in yaptığı buydu ve bunu okurla paylaşmak istedi ki yorumlarındaki heyecanı, ona yüklediği anlam epey hissediliyor. Bazen komik buluyor, bazen keyifli, bazen anarşizan, bazen “tam da bugünler için söylemiş” diyor kısacası kitap bize, yazarın bu metne dair duygusunu da fısıldıyor. Metinden birkaç örnek ile devam edelim.
Dünya İnsanın Oyuncağı Değil
Dünyayı orasını burasını kurcalayarak
fethedeceğini sananların,
sonu hayırlı değildir.
Çünkü dünya kutsal bir nesnedir,
oynamamalıdır onunla.
Onu kurcalamak zarar vermektir,
ele geçirmek kaybetmektir.
Göklerin altında birileri önden gider, başkaları izler,
kimi sıcak eser, kimi soğuk,
kimi güçlüdür, kimi zayıf,
kimi başarılı olur, kimi başarısız.
O yüzden uzak durur bilge ruh,
aşırıdan, abartıdan, ölçüsüzlükten.
“Yapmamak” adlı bu metin Le Guin tarafından şöyle yorumlanıyor, “Lao Tzu için ‘her şeyde itidal’ güvenilir, pratik bir tavsiyeden ibaret değildir. Dünyanın kutsallığı hissini kaybetmek, ölümcül bir kayıptır. Dünyamızı aşırı hırs ve türlü icatlarla yaralamak, kendi kutsallığımızı tehlikeye atmaktır.” Dünyayla oynamak, ona müdahale etmek anlamını taşır. Havasına, suyuna, içerisinde barındırdığı türlere, aşırı hırsla daha fazlasını talep ederek yaklaşmak veya onu sadece insan türüne yararıyla bir deney nesnesi olarak değerlendirmek çok şey kaybettirir. Sanıyorum ki burada bahsedilmeye çalışılan da bu. Hem Le Guin yorumuna hem de metnin geneline baktığımızda kesin olmamakla birlikte böyle bir sonuç çıkarılabilir. Tao Te Ching'i elbette bütünüyle yorumlamak gerekiyor. Aradan yaptığımız alıntılar bizi sadece bir yönüyle karşı karşıya bırakıyor. Örneğin; bu metinden sonraki
“Savaşmamak” metnini de bu açıdan değerlendirebiliriz;
Bir Taocu hükümdara
fetih için silah kullanmayı önermez;
o taktik geri teper.
Ordunun geçtiği yerlerde
dikenlerle ayrık otları biter.
Savaşın ardından
gelir kötü hasatlar.
İyi önder amacına ulaşmakla yetinir,
kibirlenmez zaferiyle.
Böbürlenmeden, zorbalık etmeden,
büyüklenmeden ulaşır amacına,
başarır elinde olmadan,
şiddetsiz başarır.
Şeyler önce serpilir sonra yok olurlar.
Yol öyle değildir.
Yol olmayanın tez zamanda sonu gelir.
Le Guin’in yorumu şöyle, “Lao Tzu’nun pasifizminin bu ilk dolaysız ifadesi, bir önceki şiirinden kaynaklanır (“Yapmamak”tan bahsediyor). Lao Tzu öğretisi yapmadan, eylemeden bir şeylere ulaşmanın mümkün olduğuna inanır. “Wu wei” kavramı bu öğretide önemli yer tutar ve “yapmamak, eylememek” anlamlarına gelir. Bu öğretinin insanları pasifize ettiği gerekçesiyle Bookchin gibi isimler tarafından eleştirildiğini de hatırlayalım. Ancak buradaki pasifizmin daha çok doğaya ve onun düzenine müdahale etmemek anlamını taşıdığı da karşılaştığımız bir yorumdur ki kişisel kanaatim de bu yönde. Yukarıda alıntıladığımız iki şiirde de vurguya baktığımızda bunu görüyoruz. “Ordunun geçtiği yerlerde, dikenlerle ayrık otları biter. Savaşın ardından gelir kötü hasatlar.” Savaşlar da bir şekilde dünyanın gidişatına müdahale etmeyi içerir. Sadece insan değildir zarar gören, doğa, toprak, hayvan her şey zarar görür. Alıntıladığımız dizelerde söylenen de bunu ifade ediyor. “Ordunun geçtiği yer” çoraklaşır ve savaş sonrası elimizde dikenler ve ayrık otları kalır.
Tao Te Ching’in güncelliği
Tao Te Ching'in hâlâ bu kadar etkileyici olmasının bir nedeni de güncelliği sanıyorum. Dünya her dönem benzer dertlerle cebelleşmiş sanki öyle bir his doğuruyor Lao Tzu öğretisi. Le Guin’in de kitapta, “kaç yüzyıl önce yazılmıştı bu kitap? Bu bölüm şimdiki zamanda yazılsaymış da olurmuş” gibi yorumlarına rastlıyoruz.
Saraylar ihtişamla dolu
tarlalar ayrık otlarıyla
ambarlar hiçbir şeyle.
Takıp takıştıran süslü insanlar,
silah taşıyan,
çok içip, çok yiyenler,
çok şeyleri, çok paraları olanlar:
Utanmaz hırsızlardır.
Şüphesiz yol değildir onların yolu.
“İçgörü” adlı metnin bir kısmından yaptığım alıntı ne kadar uzağımızda gerçekten. Le Guin’in kısaca yorumladığı gibi: “Kapitalizm de böyle işte!” Bir yanda açlıktan ölüm tehlikesi ile yaşayanlar, diğer yanda her yıl fazla ürününü imha eden şirketler: “Şüphesiz yol değildir onların yolu.”
Ursula K. Le Guin Yorumuyla Lao Tzu: Tao Te Ching bize yaşama, dünyaya, insana, doğaya daha farklı bakabileceğimiz bir hayat öneriyor. Sadece bireysel varlığımıza değil, politik bakışımıza dair de hâlâ çok şey söyleyen bir öğreti. Kitabın bu versiyonunu daha özel kılan ise Le Guin’in ışığını taşıması ve onun pırıltısını hissettirmesi. Çünkü o bilge bir ruh Lao Tzu şiirindeki şu dizelerdeki gibi;
“Bilge ruhlar istifçi değildir;
ne verirlerse başkasına o kadar artar ellerindeki,
ne kadar verirlerse o kadar zengin olurlar.”
Kaynak: Evren, S., (2013), Anarşizmler: Anarşizmin Geçmişi ve Tarihleri, (Çev. Barış Yıldırım, Elmas Deniz), İstanbul: İletişim. Söyleşi için: Notos, 66. Sayı, s.53.