| ISBN13 978-975-342-057-0 | 13x19,5 cm, 192 s. |
|
Yerdeniz, 6 Kitap Takım, 0 | Mülksüzler, 1990 | Rocannon'un Dünyası, 1995 | Dünyaya Orman Denir, 1996 | Balıkçıl Gözü, 1997 | En Uzak Sahil, 1999 | Kadınlar Rüyalar Ejderhalar, 1999 | Atuan Mezarları, 1999 | Tehanu, 2000 | Yerdeniz Öyküleri, 2001 | Bağışlanmanın Dört Yolu, 2001 | Öteki Rüzgâr, 2004 | Uçuştan Uçuşa, 2004 | Dünyanın Doğum Günü, 2005 | Marifetler, 2006 | İçdeniz Balıkçısı, 2007 | Sesler, 2008 | Güçler, 2009 | Lavinia, 2009 | Rüyanın Öte Yakası, 2011 | Aya Tırmanmak, 2012 | Yerdeniz (6 Kitap Tek Cilt), 2012 | Malafrena, 2013 | Zihinde Bir Dalga, 2017 | Lao Tzu: Tao Te Ching, 2018 | Şimdilik Her Şey Yolunda, 2019 | Yazma Üzerine Sohbetler, 2020 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Çiğdem Erkal, "Le Guin üzerine", 30 Ocak 2018 Sabaha karşı uyandığımda telefonuma gelen mesajdan aldım haberi. Galiba sabaha karşı üç buçuk civarıydı. Ne hissettim? Bekliyordum. Yorgunluğunu hissediyordum. Üzüldüm mü? Hayır. Üzülmedim. Üzülseydim hiç anlamamış olmaz mıydım zaten? Buruk bir huzur kapladı içimi. Nasıl anlatayım? Tehanu’nun peşinden bakan Tenar gibi. Zamanı gelmişti bence. Son yazılarında yaşlılığı ne kadar sevmediğini anlatıyordu zaten. Yaşlanmaktan, elden ayaktan düşmekten hiç mutlu değildi. Yorulmuştu sanki artık bu dünyadan. Burada yapacak işi de kalmamıştı. Biri hariç, ki onu zamanı gelince anlatacağım. Yapması gerekenleri cesurca yapmıştı. Başkalarının yapamayacağı şekilde, başkalarının cesaret edemeyeceği şekilde. Yaptıklarıyla var olarak. Yolu keşfederek, keşfettiklerini paylaşarak, arkadan gelenlere yol açarak. Yorulmuştu galiba bu dünyadan haklı olarak. Üstelik evindeyken gitmiş olduğunu duymak daha da bir rahatlattı beni. Hani bir işaret gibi. Hani sanki hastanede olsaydı, yapay olacaktı bir şeyler, onun rızası dışında olacaktı, kontrolü dışında. Ama evinde, huzur içinde, bundan bin yıl önce yaşarcasına, Gont adasındaymış gibi. Ne güzel. Ne mutlu. Artık evde ölenlere bile özeniyor insan. Onunla hiç tanışmak istemedim. Ona ulaşmaya hiç teşebbüs etmedim. Bir kere bile mail atsam mı acaba diye tereddüt etmedim. Emindim çünkü. Onunla çok iyi tanıştığımızı hep biliyordum. Emindim. Tereddüdüm yoktu. Onunla tanışıklığımı kelimelerle anlatmak mümkün mü? Bazı şeylerin karşılığı olan kelimeler daha icat olunmadı maalesef. Yeni bir ses, bir nota, yeni bir renk, yeni bir frekans boyu falan lazım galiba. Mevcut olanlarla anlatacak olursam: Hiç yabancım değil. Varlıklarımız sanki zaman ve zeminden azade hep dokunuyordu birbirine. İlginçtir her yaptığım çevirisi, hep tam zamanında aradığım cevabı verdi bana. İhtiyacım olan gücü verdi. Öyle birlikteydim ki onunla fazladan görmeme, konuşmama gerek yoktu. İrtibatım hep vardı. Muhabbetim hep vardı. Şimdi de bir kayıp hissetmiyorum. Hâlâ değiyor varlıklarımız birbirine. Eskiden dünya mesafesi vardı aramızda, şimdi bilmediğim başka bir mesafe. Ama bakıyorum yine yan yanayız. Giden ve kalan olmadığını, resmin bütün olduğunu bir kez daha öğrettin bana Le Guin. Biliyorum çok huzurlusun. Hissetmiyor, biliyorum. İnşallah ben de aynı huzuru yakalayabilirim zamanı gelince. |