ISBN13 978-605-316-106-6
13x19,5 cm, 120 s.
Yazar Hakkında
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarla Söyleşiler
Liste fiyatı: 132.00 TL
İndirimli fiyatı: 105.60 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Yücel Kayıran diğer kitapları
Çalgın, 2006
Son Akşam Yemeği, 2014
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Kolektif
Metis Ajanda 2025: Ailenizin Ajandası
1. Basım
Liste Fiyatı: 75.00 TL yerine armağan
Diğer kampanyalar için
 
Yücel Kayıran
Efsus'a Yolculuk
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Ekim 2017
3. Basım: Eylül 2021

2018 Yunus Nadi Şiir Ödülü

OKUMA PARÇASI

s. 7-9

ne zaman yıkıldı doğrularıma inancım

ve yönüm kendi yoluma çevrildi

sona erdi sanki içimdeki başkalaşım

direncim, hep aynı duygu durumunda olmaktan

oysa duygudan hoşlanmadım hiç

kaygan bir sıvının beni kendine göre şekillendirmesinden

olduğu yerde olmaktan ibaret bir ben

kendinde kaynayanla yek vücut

durdum bir kaynağın önünde

dağın dibinde dinlenmiş su

soğuktu, çömelip avucuma doldurarak içtim

hayatımı değiştirebiliyor değildim ben

bağlandığımı terk edebiliyor değil

su değil, dolu değil, yağmur tadı vardı bende

sağanaktan sonra topraktaki koku

tanığım yok başkasının gözünde kanıtlayamam

gövdemi kendisine bırakmadım hiç

istemedim gitsin istemenin peşi sıra

özgürlük değildi gitmek istemenin peşi sıra

özgürlük kendi eğilimlerime karşı vücut buluyordu bende

vücuda getirmiyordu beni kendi etimde

bir kâbusun içinde yaşar gibi yaşadım

gövdemin direnci karşısında

yoktu bir esenlik şansı

n...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Haydar Ergülen, "Türk şiirinin bir başyapıtı", Hürriyet Kitap Sanat, 26 Ekim 2017

Bu yazı Türk şiirini zenginleştiren, büyüten bir şairin yeni kitabı üstünedir. Şiiri renklendiren, değiştiren, çeşitlendiren. Şiir üstüne hayli söz almış, yeni şeyler söylemiş, iddialar getirmiş, kavga etmiş bir şair.

Yücel Kayıran, ‘Efsus’a Yolculuk’ ediyor. Efsus, Maraş’ın ilçesi Afşin’in eski adı. Çok Eski Adıyladır dediği gibi Ece Ayhan’ın. Yücel Kayıran’ın yolculuğu da çok eskiden çocukluğuna ve oradan şiire sürüyor. Hiçbir şey çocukluktan eski ve o kadar da yeni olamaz.

Bu yolda yalnız değil Kayıran. Kendi şiiri var onunla beraber bu büyük yolculuğa çıkmış, daha doğrusu uzun zaman başka kitaplarda, başka sözcüklerle ve başka adlar altında yaşamış şiirler, bir bakıma Ashab-ı Kehf efsanesindeki Yedi Uyurlar gibi yeniden uyanmışlar ve yola koyulmuşlar. Yücel onları geride bırakmamış.

Bu büyük yolculuk başka büyük kitapları, şiirleri de hatırlatıyor. En çok d...

Devamını görmek için bkz.

Halim Şafak, "Kayıran’ın geçmiş ve bugünle geleceğin lehine hesaplaşması", Evrensel, 31 Ekim 2017

İnsanın etrafını özellikle kasaba ve köylerde onu toplumsallaştırması ve politikleştirmesi mümkün olgular içinde başa alabiliriz. Bu aynı zamanda etrafı bireysel ve toplumsal geçmişe dahil etmemizin de nedenidir. Kaldı ki politikliğin kan bağının hem içinde hem de dışında 12 Eylül kadar bugünde de otoriteye karşı daha çok dayanışma ve temelli bir etraf oluşturduğunu yaşadıklarımızdan biliyoruz. Ahmet Oktay’ın “insan etrafıdır” demesi de bunun oluşturduğu hayat ve ortaya çıkardığı sonuçla ilgilidir. Bugündeki hali tartışma konusu ise de karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma kırın ve onun kasaba ve köylerinin Karl Marx’ın demesiyle beden güçlerinden başka hiçbir şeyleri olmayanların öne çıkan özelliklerinden biridir. O yüzden çoğu şey birlikte eylenmiş ve yaşanmıştır.

Yücel Kayıran baştan beri etrafı bireyliğin bir sonucu olması kadar politik mücadelenin ke...

Devamını görmek için bkz.

Mustafa Günay, "İç-Coğrafyada Tinsel Bir Yolculuğun Şiiri", Aydınlık Gazetesi Kitap Eki, 17 Kasım 2017

Yücel Kayıran’ın yeni şiir kitabı Efsus’a Yolculuk uzun bir şiirden oluşmaktadır. Bu yazıda çok katmanlı bu uzun nehir şiirin bazı yönlerine değinmekle yetinmem uygun olur. Kitap hakkında daha uzun soluklu, ayrıntılı eleştiri, çözümleme ve yorumların zaman için yapılacağını düşünüyorum. Zaten bunu fazlasıyla hak eden bir şiirle karşı karşıyayız. Her okurun, okuma sürecinde kendi yolculuğunu yapacağını ya da yaptığı yolculukları da bu şiirin eşliğinde yeniden düşüneceğini umuyorum.

Nasıl bir yolculuktan söz ediyor şair, nereden nereye bu yolculuk? Kitabının adının işaret ettiği tarihsellik, bazı ipuçları verir nitelikte. Gerek içeriği gerekse biçimsel/söylemsel bakımlardan Türk şiirinde bir ilki oluşturan bu kitaba bir bildungsşiir denebilir, bildungsroman kavramından esinlenerek. Bir kişinin tinsel gelişimini, kendi kimliğinin/kişiliğinin gel...

Devamını görmek için bkz.

Enver Topaloğlu, "Issız bir kitap: 'Efsus'a Yolculuk'", Gazete Duvar, 18 Kasım 2017

Doksanlı yılların şiir ortamında ilk kitabı Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsunu’yla (1997) adını duyurduktan sonra Beni Hiç Göremezsin (2004) Çalgın (2006) ve Son Akşam Yemeği (2014) yayımlanan Yücel Kayıran’ın son kitabı Efsus’a Yolculuk oldu. Kayıran, Beni Hiç Göremezsin ile 9. Altın Portakal Şiir Ödülü’nü (2005) aldı. Bazı ödüller, o ödülleri alan şairlerden okurun beklentisini yükseltiyor. Altın Portakal Şiir Ödülü de onlardan biriydi. Birkaç yıl önce bu ödülün düzenlenmesine son verildi. Kitaplarına ve şiirine gösterilen ilgiye bakarak Yücel Kayıran’ın da şiir okurunun beklentisi yüksek bir şair olduğunu söyleyebiliriz. Buna göre şiir okurunun Kayıran’ın son kitabından da beklentisinin yüksek olması olağan görülmeli. Kayıran’ın kitabı hakkında sıcağı sıcağına çıkan tanıtım yazıları; Haydar Ergülen’in, Halim Şafak’...

Devamını görmek için bkz.

Fahri Öz, "Kayıran'ın Şiirinde Önemli Bir Dönüm Noktası: Efsus'a Yolculuk", Varlık dergisi, Aralık 2017

Uzun şiir modernizmle birlikte, hatta çok daha öncesinden, terk edilen, ayak basmaya cüret edilmeyen bir şiir mecrası. Uzun şiir denince akla Ezra Pound'un "bir insanın ağzından anlatılan bir ulusun konuşması" diye tanımladığı epik gelir ilkin. Homer'in 15 bin dizelik İlyada'nın benzeri uzun şiir hem Batı hem Türk şiirinde az rastlanan şeyler. 17. yüzyıl İngiliz şairi John Milton'ın 10 bin 550 dizelik Kayıp Cennet'inin de çok fazla benzeri yok. Epikle uzun şiirin yerini 18. yüzyıldan beri roman aldı. Moderniteyle birlikte birçok toplumda bütünleşik, tek bir değerler dizisinden bahsetmek mümkün olmadığı için epik türü eski özelliklerini ve tezahürlerini terk etmiştir. Bütün toplumu yansıtma iddiasını taşıyan tek sesli, otoriter bir anlatı olarak epik geçerliliğini yitirmiştir. Bu yüzden modern edebiyatta farklı türleri ve kipleri barındıran uzun şiirle...

Devamını görmek için bkz.

Ali Galip Yener, "Efsus’a Yolculuk üzerine notlar", Cumhuriyet Kitap, 28 Aralık 2017

Yücel Kayıran, Efsus’a Yolculuk ile okura, kendi içsel yolculuğunu oluşturma imkânı vererek çok değerli bir işe imza atarken yüz sekiz sayfalık tek bir şiir kaleme almış.

Yücel Kayıran’ın yeni şiir kitabı Efsus’a Yolculuk, tek uzun bir şiirden oluşan çok önemli bir yapıt. Kayıran, ilk şiir kitabı Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsun’unu 1997’de yayımlanmış bir şair ve eleştirmen. Şiir üzerine eleştiri yazıları ve poetika meselelerine ilişkin çözümlemeleri 1990’lardan bu yana okurla buluşan şairin ikinci şiir kitabı, Beni Hiç Göremezsin (2004), 2005 Altın Portakal Şiir Ödülü’ne değer bulundu ve hazırlanan Sempozyum Kitabı’nda şairin emeği çeşitli eleştirmenlerce ayrıntılı bir biçimde değerlendirildi. Diğer şiir kitapları, şairin felsefi şiir poetikası girişimi ile birlikte yankı uyandıran "Çalgın" (2006) ve uzun bir aradan sonra çıkardığı, onti...

Devamını görmek için bkz.

Oğuz Demiralp, "Biraz da şiir", T24, 6 Ocak 2018

Pek beğendim Yücel Kayıran’ın Efsus’a Yolculuk şiir kitabını.

Yücel Kayıran, şiir dünyamızın önde gelen adlarındandır, hem şair hem de şiir eleştirmeni, giderek kuramcısı olarak. Felsefecidir Kayıran. Eleştiri alanında felsefe çok işe yarar, ama şiire felsefeyi sokmak zor iştir. Felsefi söylemle şiir dilini bağdaştırmaya çalışmak tatsız sonuçlar verebilir. Şiir, şiir olmaktan çıkıp, Cemal Süreya’nın bir deyimini alırsak, “düşüncenin giysisi” haline gelebilir. Teknik düzeyde, Kayıran’ın ilk göze çarpan başarısı bu noktada. Kavramlarla imgeler, felsefi önermeler içiçe geçiyor, hiç de rahatsız etmiyor.

İkinci başarısı söyleminin akıcılığı. Bir kitap şiir bu, uzun, nehir şiir. Kaç dizedir sayamam ama 115 sayfayı aşan bir şiiri okuyoruz, bir destanı, anlatıyı okup gibi, sıkılmadan, merakla.

Sona doğru bir dize var: Dile gelmeliydi bende dile gelmesi gereken. Demek zamanı gelmiş bu uzun şii...

Devamını görmek için bkz.

Nilay Özer, "'Kurumuş ot'un tekerrürü sarmalında Yücel Kayıran şiirine ve Efsus'a yolculuk", K24, 15 Şubat 2018

Düşünce, duygu ve beden... “karşılaşılan bir şey” olarak şiirin etkilerine açık. Sözün, ritmin, edanın, anlamın kendisine neler edeceğine, şiirin eyleyen ve olduran doğasına, “büyüsel” niteliğine açık... Şiirlere, belirgin duygu setleri üreten “sıkıştırılmış dilsel yapı”lar olarak bakıyorum. Şiiri anlamlandırma ve yorumlama girişiminin hem ayrılmaz bir parçası hem de şiir eleştirisinde odak teşkil etmesi gereken, anlamdan çok daha çetrefil bir kavram “duygu.” Anlama dair neler yapabileceğimizi uzun zamandır biliyoruz, ancak şiirde duyguyu yaratan araçların incelenmesi konusundaki tecrübe hayli zayıf. Anlam, okurun, yadırgatıcı bir dilsel kodlamayı çözme yatkınlığına ve şiir dili konusundaki birikimine göre kolaylaşıp/zorlaşırken, şiirin duygusu gözle ya da sesli okuyan herhangi birine, belki küçük doz farklılıklarıyla ama net bir biçimde çarpmaktadır. ...

Devamını görmek için bkz.

Halil Ünal, "Yücel Kayıran’ın Efsus’a Yolculuk’u", Hece Dergisi, Şubat 2018

Efsus’a Yolculuk, gitmek ve varmak için çıkılan bir yolculuk değil. Aramak ve bulmak için değil. Bırakmak ve terk etmek; ulaşmak ve kavuşmak için değil. Gitme eylemini ve gidilen yeri bulanıklaştıran bir yolculuk sadece.

Çocukluğun geçtiği Efsus’a (Afşin) araçla fiziki yolculuk, anne evine varış.

İçinde kalan oğlan çocuğuna, çocukluğa dönüş yolculuğu.

Kendi benliğine, olası-ben’e, varmak isteği, “yönüm kendi yoluma çevrildi”; “eksiksizliğe” doğru bir yolculuk.

Mekân: Efsus (Afşin’den ayrılış ve Afşin’e geri dönüş) ve Roma (Dakyanus dönemi).

Zaman: 2017 yılından geriye doğru sar; 3. y.y. Roma Hükümdarı Dakyanus dönemine doğru yolculuk. O devri bugünlere taşıyan bir yolculukla beraber.

Yeraltına: Ashâb-ı Kehf’in yaşadığı döneme dönüş; zamandan ve mekândan (dünyadan) kaçarak Yedi Uyurlar mağarasına doğru bir yolculuk.

Aileye; (anne, baba, anane, kar...

Devamını görmek için bkz.

Soner Demirbaş, "Bir şairin şiirini bir okurda sınaması: Efsus'a Yolculuk", Şiirden Dergisi, Ocak-Şubat 2018

Yücel Kayıran’ın Efsus'a Yolculuk adlı şiir kitabı Metis Yayınları’ndan Ekim 2017’te çıktı. Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsunu (Ekin, 1997), Beni Hiç Göremezsin (Ekim, 2004), Çalgın ve Son Akşam Yemeği adlı şiir kitaplarıyla tanıdığımız Kayıran’ın Felsefi Şiir (YKY, 2007), Kritiğin Toprağında (YKY, 2010) ve Şiirimin Çeyrek Yüzyılı (Günümüz Türk Şiiri Üzerine Makaleler) (YKY, 2016) adlı eleştiri kitapları da var. Kayıran Beni Hiç Göremezsin ile 9. Altın Portakal Şiir Ödülü’nü (2005) almış ve 2005 Altın Portakal Şiir Ödülü Sempozyumu’nda sunulan bildirilerden oluşan “Yücel Kayıran Şiiri ve ‘Beni Hiç Göremezsin’” adlı kitap da okurla buluşmuştu.

Bir önceki şiir kitabında (diğer kitaplarını da dahil ederek) şiirleriyle felsefe yapmadan dizelerle felsefi göndermelerde bulun...

Devamını görmek için bkz.

Halim Şafak, "Yücel Kayıran’ın Şiirinde Çocukluk, Etraf ve Enternasyonalizm", Gösteri, sayı 324, Ocak-Şubat 2018

“Biz’den yola çıkmalıyız.(…)Biz, çevre çeperi önceden bilinen bir kategori değildir, açıktır; davet eden, kışkırtan bir Biz’dir. Soran bir Biz’dir.” John Holloway [1]

“Kişiler birbirlerinin varoluşuna, ‘biyolojik’ bağlantılarının ve hatta ortak maddenin yanı sıra bir dizi anlamlı yükleme yoluyla da katılırlar.” Marshall Sahlins [2]

Sanat edebiyatın bireysel edim olması onu baştan aynı bireyliğin alanı haline getirir. Buysa tarihi yaşanmış olan ve bizim de bir ucundan dâhil olduğumuz/ yaşadığımız trajedilerden dolayı geçmiş etmemiz, belleğimizde tutmamız -“bellek daha az kısır ve daha ‘insani’ bir tarih”tir- [3] ve hayatımız boyunca tartışmamız için yeterlidir. Trajedi geçmişi yaşamayı sürdürdüğümüz durum ve tartışmamız gereken olgu yaparken bunu bizim gibi ülkelerde daha çok bireysel ...

Devamını görmek için bkz.

Canan Aktaş, "Yücel Kayıran’ın Şiiri Üstüne Anlamsal Bir Deneme", Parça, 8 Aralık 2017

Efsus’a Yolculuk aslında kendi içinde geçmişe dönüşün hikayesi, kopuş ‘son akşam yemeği’yle başlıyor ve geri dönüşte “o son akşam yemeği”yle oluyor. Şair içsel dönüşümünü felsefi yöntemlerle açığa çıkarıyor ki dökülsün her şey ortalığa tabi Yücel Kayıran’ın şiirinin alt yapısını da felsefi bir geçmiş ve hayata bakış oluşturuyor. Yücel Kayıran’ın da Oğuz Atay’ın bir öyküsünde olduğu gibi kafasında cam kırıkları var düşünceleri kafasına batıp saplanıyor ,kanıyor durmadan .Ben de şiirin açığa çıkmasını böyle gördüğüm için dizelerinin her birinin benim kafamdaki tarihi süreç içinde de bana batan cam kırıkları olduğunu söyleyebilirim.

Yücel Kayıran’ın dizelerinin her biri bir felsefi tartışmanın başlangıcı olabilir. Okudukça bir şairi kıskanmak ne anlıyorsunuz kendi içinizde. Mesela

‘Gövdemi kendisine bırakmadım hiç’

diyor. Bu insanın kendini kendi içine h...

Devamını görmek için bkz.

Cemal Karakuş, "Yücel Kayıran'ın Efsus'a Yolculuğu", Mavi Posta Dergisi, Londra

Yücel Kayıran, şiir dünyamızın önde gelen adlarındandır, hem şair, hem şiir eleştirmeni, hem şiir kuramcısı olarak…

İlk 1997 yılında “Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsunu ile tanıdık Yücel Kayıran’ı sonra sırası ile

Beni Hiç Göremezsin, Çalgın, Son Akşam Yemeği ve Efsus’a Yolculuk

Efsus’a yolculuğu diğer eserlerinden ayıran en önemli özellik destanımsı yapısı iken klasik destanlardan ayıran en büyük özelliği ise anlatıcı ve kahramanın aynı kişiler oluşudur bu bağlamda Efsus’a yolculuk bir anlamda şairin yolculuk destanıdır diyebiliriz

Efsus’a yolculuk şu cümlelerle başlar.

“ne zaman yıkıldı doğrularıma inancım

ve yönüm kendi yoluma çevrildi

sona erdi sanki içimdeki başkalaşım”

‘’İnsan yaşadığı yere benzermiş’’, Yücel Kayıran yaşadığı coğrafyanın tüm hazinesini kendinde biriktirmiş, biriktirdi...

Devamını görmek için bkz.

İsmet Yüce, "Şiirde yeni yolculuk: Yücel Kayıran ve Efsus’a Yolculuk", enginerkiner.org

Bilgelik şiire yansıyınca farklı bir anlatım biçimi oluşuyor, çok az şairde bu görülebilir, Yücel Kayıran şiirinde, bu beşinci kitap, ilk kitaptan ‘Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsunu’ son kitap olan: Efsus’a Yolculuk eserinde bilginin çeşitli boyutlarını, güncelden tarihe ve siyasetten doğaya her alanda engin bir biçimde görebilirsiniz. Çeşitli benzetmeler olsa da, Şair en çok kendisine benziyor, oldukça özgün bir yanı var. Bir kaç dize okunduğunda Kayıran’a ait olduğunu anlayabilirsiniz. Türkçe’nin 1990 sonrası en iyi şairi benzetmesi ilk bana ait olsa da sonradan bir kaç eleştirmen tarafından dile getirildi. Coğrafyamızın şiirinde yeni yol ve denek alınması gereken bir tarz oluşturulmuştur. Benzerliklerden çok kendisine ait özgünlüğü ile ayrı duran öncü bir şiir ve şair ile karşı karşıyayız. Daha iyi anlayabilmek veya anlamlandırmak için bütün şiir kitapları...

Devamını görmek için bkz.

Yaşar Güneş, "Efsus’a Yolculuk: Tarihin Ousiasında Kairos*", Birikim Dergisi sayı:348, Nisan 2018

Yücel Kayıran, Son Akşam Yemeği’nden sonra şiir yayımlamadı. Bu sessizliğin ardından Efsus’a Yolculuk geldi. Efsus’a Yolculuk, 100 sayfadan fazla, üç bin dizeyi geçen bölümsüz, tek bütünden oluşan bir şiir kitap. Uzun veya ırmak şiirin matematiği zor bir denklem ve yapıdır. Çoğu uzun şiir taşıması gereken matematiği bozarak ve şiirsel bütünlüğü dağıtarak ilerler. Efsus’a Yolculuk ise uzun şiirin taşıması gereken matematiği ve yapıyı kurmuş görünüyor. Yine benzer şekilde Efsus’a Yolculuk, Yücel Kayıran’ın Felsefi Şiir poetikasında oluşturduğu şiirini ve bu şiirin edindiği sorunları derinleştirip sürdürdüğü bir yapıt durumunda.

Efsus’a Yolculuk, mutat yol tematiğine dayalı bir şiir değil. Ne yurda varışın ne de yurda dönüşün hikâyesi. Yurda dönüşün taşıyabileceği neşe ve gönenme halinin, neşe ve gönenme ...

Devamını görmek için bkz.

Ersun Çıplak, "Kaybedilen Epik, Saplanılan Lirik", Kitap-lık Dergisi, Mart-Nisan 2018, Sayı:196

Edebiyat dünyamız Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı, ‘Akçaburgazlı Yekta’ ve Ben Ruhi Bey Nasılım gibi doruk noktası sayılabilecek uzun soluklu şiirlere alışık. Bunun yanında Bir Yusuf Masalı ve Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek gibi uzun soluklu olmasına rağmen gücünü parçacıklar halinde ortaya koyan şiirlere de… Epeydir bu iki grubu kapsayan uzun soluklu şiirler sınıfına dâhil edilebilecek bir şiire rastlamıyorduk. Yücel Kayıran’ın kısa süre önce yayımlanan Efsus’a Yolculuk’u [1] da kervana katıldı.

Bu ifadeler kesinlikle bahse konu yapıtın doğrudan yukarda anılan eserlerin yanına konulduğu anlamına gelmiyor. Vurgu yalnızca uzun soluklu olmasına… Ötesini büyük ölçüde zaman gösterecek. Dolayısıyla bu çalışma bir yapıtı yermek ya da yüceltmek amacından oldukça uzak. Asıl olan Efsus’a Yolculuk’u merkeze alarak yazınsallık...

Devamını görmek için bkz.

Yahya Burak Gül, "Yücel Kayıran’ın Şiiri Üzerine Bir Tahlil", elestirel.net, 2 Şubat 2020

Yücel Kayıran şiiri üzerine yapacağımız bu tahlil, Kayıran’ın şiirini ve poetikasını daha yakından tanıma arzusu ile çıkış almıştır.

Kitaplarda ilk göze çarpan, bölümlerinde tersten bir numaralandırma yapılmış olmasıdır : 3-2-1 (Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsunu), 6-5-4 (Beni Hiç Göremezsin), 9-8-7 (Çalgın), 12-11-10 (Son Akşam Yemeği). 2016’da şairin yaptığı bir söyleşide kitapların bölümlerinin tersten sıralanışının sentez-antitez-tez biçiminde oluşlarının kronolojik, biçimsel bir sıralama değil tersinden bir diyalektik düzenleme gereği olduğunu belirtmiştir. Bu, varılan gelecekten geçmiş odağını kaybetmeden geriye bakabilmek dürtüsünü çağrıştırır. Çünkü geçmiş her zaman şiiri inşa edendir. Her kitap yaşanılan dönem itibariyle şekillenmiştir elbette. Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsunu’nda örneğin arkadaş...

Devamını görmek için bkz.

Nesrin Pekcan, "Ek Eylemin İzinde Bir Değerlendirme 'Efsus’a Yolculuk' *", Çağdaş Türk Dili, Sayı: 383, Ocak 2020

Yücel Kayıran’ın, şairliğinin yanı sıra felsefeci olması, şiirinin “ felsefi şiir” burcunda yol almasını da getirmiştir. Zaman zaman derin anlamların içine girdiğimiz, zaman zaman da yalınlığıyla bizi çarpan etkileyici bir atmosferi vardır bu şiirin ve Yücel Kayıran şiiri özgün bir yerde durmaktadır şiir tarihimizde.

Şiirleri etkileyici kılan, kullandıkları dile şairlerin kendi seslerini katabilme becerileridir. Bu sesi sağlayan ise dil içi malzemenin doğallık ve içtenlik harcıyla inşaasıdır. Yücel Kayıran bunu, kendi ifadesiyle söylersek “kendi varlığına sondaj yaparak” oluşturmuş: “...dil bir malzeme değildir, bizim varolduğumuz veya varolamadığımız, yırtıldığımız, kanayıp döküldüğümüz bir yerdir” (Varlık, Haziran, 2004).

Dile derin anlam yükleyen, ona bu denli saygın bir yer belirleyen şair elbette dili eği...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X