| ISBN13 978-975-342-995-5 | 13x19,5 cm, 152 s. |
Liste fiyatı: 146.00 TL İndirimli fiyatı: 116.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":146.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1148","item_name":"Sessizin Payı","discount":29.20,"price":146.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Vitrinde Yaşamak, 1992 | Yer Değiştiren Gölge, 1995 | Ev Ödevi, 1999 | Kötü Çocuk Türk, 2001 | Kör Ayna, Kayıp Şark, 2004 | Mağdurun Dili, 2008 | Benden Önce Bir Başkası, 2011 | İkinci Hayat, 2020 | Örme Biçimleri, 2023 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | Sessizin Payı Denemeler Yayıma Hazırlayan: Müge Gürsoy Sökmen Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Şubat 2015 | 5. Basım: Şubat 2021 |
Kavramlara edebiyatın içinden bakan denemelerden oluşuyor Sessizin Payı. "Adalet"i Dostoyevski'nin, "vicdan"ı Tolstoy'un, "merhamet"i Orhan Kemal'in, "utanç"ı J. M. Coetzee'nin, son yılların vazgeçilmez "kutuplaşma"sını Peyami Safa'nın penceresinden okuyan denemeler. Edebiyat yapıtlarıyla "dışarısı" arasında sert geçişlerle ilerleyen, kitap sayfalarıyla şehrin sokakları, duruşma salonları, tarihin yıkıntıları arasında gidip gelen yazılar. İki sorunun cevabını arıyor Gürbilek. Birincisi: Sessizin – henüz konuşmayanın, konuşma imkânı olmayanın, artık konuşamayacak olanın– el konulmuş payını geri alabilir mi yazı? İkincisi: Yazarlar konuşamayanlar adına da konuştuklarına inanmak ister. Ama yazının da bir sessizi vardır. Sessizin payına bu kez kendisi el koymadan var olabilir mi yazı? | İÇİNDEKİLER |
Giriş: Manzara ve Patikalar
Suç ve Ceza Raskolnikov, Klaus Barbie, Kenan Evren
Yanlış Hayat Tolstoy’un Vicdanı
Yoksulluk Lekesi Orhan Kemal’in Çocukları
Fatih-Harbiye, Son Durak Büyük Yarılma
Orpheus Çıkmazı Yazı Neyi Kurtarır?
| OKUMA PARÇASI |
Giriş, Manzara ve Patikalar, s. 11-14 Walter Benjamin Tek Yön’deki bir fragmanında, yürünerek katedilen yolun, uçaktan seyredileninkinden farklı bir gücü olduğunu söyler. Uçaktan bakan aşağıda geniş bir manzara, alabildiğine uzanan bir düzlük görür: Yol düzlüğün içinde, çevresindeki araziyle aynı yasaların buyruğunda ilerliyordur. “Sadece yolu yürüyerek kateden kişi,” der Benjamin, “yolun neye hükmettiğini öğrenebilir.” Yolun “uçaktan yayılmış bir düzlük gibi görünen manzaradan nasıl yeni mesafeler, görüş alanları, açıklıklar, menziller” çıkardığını görebilir.[1] Bir metni okuyanla metni kopyalayan arasındaki fark da buna benziyordur: Metni okuyan “hayallere dalmış zihninin özgür uçuşu”nu izlerken, kopyalayan metnin buyruğuna girer. Metnin iç dünyasının “gittikçe sıklaşan ormanı”nda açacağı yolu da ancak o zaman keşfedecektir. Deneyimin nesneyle yakın temastan geçtiğini söylüyor gibidir Benjamin. Nesneyi uzak izlenimlerle serbestç... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Asuman Kafaoğlu-Büke, "Sessizin sesi", Radikal Kitap, 20 Şubat 2015 Bu yazıyı Tarsus-Mersin yolunda bindiği dolmuşta saldırıya uğrayan ve öldürülen Özgecan Aslan için yas tuttuğumuz gün yazıyorum. Elimdeki kitabın adı Sessizin Payı. Yazarı Nurdan Gürbilek, bir toplumda sesi kısıtlanan ve sessiz kalması için üstü örtülen, kapatılan, hatta öldürülen, sesi artık duyulmayanları anlatıyor. Sessizin Payı o sesi duymak üzere yola çıkan denemelerden oluşuyor. Sessizin payına el uzatmadan ve göz koymadan, yazı ile payını temsil etmeye çalışmanın ürünü. Kitabın aynı zamanda giriş bölümü olan ilk denemede yazar açık ve net söylüyor bunu: “İki sorunun eşliğinde yazıldı elinizdeki denemeler. Birincisi: Sessizin payına daima el konur. O el konulan payı geri alabilir mi yazı? İkincisi: Yazının da bir sessizi vardır. Sessizin payına bu kez kendisi el koymadan, oradan kendine bir miras çıkarmadan var olabilecek mi yazı?” Sessizin Payı altı denem... Devamını görmek için bkz. | |
Berrin Karakaş, "Ölüler Konuşamazken", Birgün, 1 Mart 2015 Yazıyı yazmaya oturmadan evvel bir çalkalanma oldu sosyal medyada: Kenan Evren öldü, ölmedi. Gazetecilik refleksi olsa gerek, bekledim. Sanki ölse başka, ölmese başka yazı yazılacak. Neticede açtığı yolda, kurduğu ülküde hiç durmadan yürüyor ülke. Her yeni güne yeni ölümler, yeni yasaklar sunuyor. Nurdan Gürbilek yeni denemelerinin yer aldığı Sessizin Payı kitabında Kenan Evren’in müebbet cezasının ne ifade ettiğini sorgularken, Fransız ceza avukatı Jacques Verges’e, 1987’de bütün solculuğu ve ırkçılığa karşı duruşuna rağmen aldığı Klaus Barbie davasına getiriyor sözü. Lyon Gestapo şefi olduğu sırada binlerce insanı ölüme yollayan Klaus Barbie yargılanırken, uyguladığı kopuş stratejisinden bahsediyor. “İki şey söylüyordu Verges” diyor: “Birincisi, ülkelerini Yahudilerden ve komünistlerden temizlemek isteyen Fransızların işbirliği olmadan Nazilerin Fransa’da tutunması mümkün değildi; o hal... Devamını görmek için bkz. | |
Oylum Yılmaz, "Sessizin payından hepimize bir parça...", Sabit Fikir Dergisi, 26 Mart 2015 Son zamanlarda ne bir edebiyat ne de bir eleştiri metni beni böylesine etkiledi; yüreğimi havalandırdı, kaleme sarılmama yol açtı, siyasetle, edebiyatla, gündelik hayatla ve elbette kendimle kurduğum ilişkiye böylesine sirayet etti, Sessizin Payı’ndan başka… Türkiye’de edebiyat eleştirisinin biricik isimlerinden Nurdan Gürbilek, soğukkanlı, cesur, mesafeli ama kesinlikle duygudan yoksun olmayan kalemini edebiyatımız üzerinde oynattıkça, görüyor ve hissediyoruz ki taşlar oturuyor yerine. Onu Yer Değiştiren Gölge’den, Mağdurun Dili’nden, Kör Ayna Kayıp Şark’tan tanıyan, izleyen okurlara da bir küçük haberim olsun, Sessizin Payı bir başka. Hem Gürbilek külliyatında yerini diğerlerinden ayırıyor hem de edebiyat eleştirisi içinde kendisine yepyeni, canlı, cesur, nefes alan, bir sürü kalemi peşine takacak olan bir yer açıyor. Eleşt... Devamını görmek için bkz. | |
Evren Kuçlu, "Hiç susmayan kitap", Arka Kapak, 17 Mayıs 2015 Eleştiri malzemesini tümden düşüncenin sahasına taşıyan bir eleştirmen Nurdan Gürbilek. Dolayısıyla eleştirileri bir anlamda ‘hasar tespit raporu’ olarak okunabilecek bir sahicilik ve titizliğe sahip. Bir görüşün altını doldururken fikrini spesifik göndermeler, entelektüel pozlarla boyamıyor. Retoriği bir amaç olarak kutsamak yerine, deşme kararı aldığı mevzular üzerine soğukkanlılıkla gidiyor. Daha da önemlisi, gecikmiş cevaplar için bambaşka sorular üretiyor. Şubat 2015’te Metis’in okurlarla buluşturduğu Sessizin Payı, Nurdan Gürbilek’in kendisine has dikkatiyle mağdurun pozisyonunu irdelediği son kitabı. Suç ve Ceza adlı ilk bölümde, Dostoyevski’nin başyapıtından, Klaus Barbie ve Kenan Evren’e uzanan yelpazede sessizin yol açtığı, sonrasında katlandığı bir refleks olarak “suç” kavramını ele alan Gürbilek, Suç ve Ceza’nın, suçunu cezasından ayırıyor. Romanın üzerindeki krimin... Devamını görmek için bkz. | |
Ali Galip Yener, "Yazı Kurtarır mı?", Evrensel Kültür, Haziran 2015 Nurdan Gürbilek, 2010 Erdal Öz Edebiyat Ödülü olmak üzere çok sayıda ödül kazanmış bir denemecidir. Deneme türü dışında kitap yayımlamamıştır. Sekizinci ve şimdilik sonuncu deneme kitabında (Sessizin Payı, Metis Yay. 2015) edebiyatın işlevi, teselli edici yanları üzerinde düşünürken çok temel bir soruyu okurlara sorar: Yazı neyi kurtarır? Gürbilek, 1992’den bu yana yaklaşık üç yıllık aralarla deneme kitapları yayınlıyor. Son kitabında öncekilerden biraz daha farklı olarak, edebiyat-gündelik hayat- politika ilişkilerine ağırlık veriyor. Denemeleri karşılaştırmalı edebiyat incelemesi düzeyinde yoğun alıntılar ve literatür taraması içeriyor. Kavramlara, gündelik hayatın politik imkân ve imkânsızlıklarına edebiyatın içinden bakan denemeler bunlar. Yazar, son çalışmasında “adalet” kavramını Dostoyevski’nin, “vicdan”ı Tolstoy’un, “merhamet”i Orhan Kemal’in, “utanç”ı J. M. Coetzee’nin, ... Devamını görmek için bkz. | |
Emre Kızılgedik, "Bütünün kristalini keşfetmek", Birgün, 2 Temmuz 2015 İletişimden çıkan memleket kitapları dizisinin en güzellerinden biri Tanıl Bora’nın derlediği, birçok önemli yazarın taşrayı anlattığı ve Nuri Bilge Ceylan’ın fotoğraflarıyla bezenmiş Taşraya Bakmak isimli kitaptır. Nurdan Gürbilek’i de bu kitap sayesinde tanımıştım. Gürbilek’in Yer Değiştiren Gölge kitabının içinde yer alan muhteşem Taşra Sıkıntısı yazısından alıntılar yer alır o kitapta. “Nurdan Gürbilek’in son kitabı Sessizin Payı sessiz sedasız raflardaki yerini aldı” haberi yine pek çok kişi gibi beni de oldukça heyecanlandırdı. Kitap, Walter Benjamin’in “sadece yolu yürüyerek kateden kişi yolun neye hükmettiğini öğrenebilir” cümlesiyle açılıyor ve “tekil anın çözümlenmesinde bütünün kristalini keşfetmek denemenin ütopyasıdır” sözüyle devam ediyor. Ardından da insanoğlunun evrensel çabası olan bütünü kavramak kaygısına cevap arayan bir... Devamını görmek için bkz. | |
Hasan Öztürk, "İyi romanlar okuyan ve romanları iyi okuyan eleştirmen", K24, 27 Ağustos 2015 Nurdan Gürbilek, bu ülkenin yokluğundan yakındığı bir edebiyat eleştirmeni. Son olarak Sessizin Payı ile okur karşısına çıkan Nurdan Gürbilek hakkındaki başlangıç cümlemin, iki soruyu barındırdığını hemencecik söylemeliyim. Öncelikle düşünelim; bu ülkenin edebiyat/ roman eleştirmeni kaygısı var mı ve kitapları, yayınevince “deneme” başlığı altında yayımlanan Nurdan Gürbilek “eleştirmen” mi? Bu ülkenin edebiyat ortamı, Nabizade Nâzım’ın 1892’de yayımlanan “Seyyie-i Tesâmüh” (Hâlâ Güzel, Bordo&Siyah 2004) öyküsünü geride bırakmış gibi görünse de “zevksiz olanlara edebiyat haberi(nin), keçiye kavaldan da beter” olması hâlâ genel ilke. Memduh Şevket Esendal, 1948’de yayımlanan “Hamit İçin Bir Yazı” öyküsünde bugün de önemini koruyan bir edebiyat sorununa işaret eder: Okunmamış olanın eleştirisini yazmak. Esendal’ın öyküsünde “Bizi adam sandıkları... Devamını görmek için bkz. | |
Oylum Yılmaz, "Sessizin payından hepimize bir parça...", Sabit Fikir Dergisi, 26 Mart 2016 Son zamanlarda ne bir edebiyat ne de bir eleştiri metni beni böylesine etkiledi; yüreğimi havalandırdı, kaleme sarılmama yol açtı, siyasetle, edebiyatla, gündelik hayatla ve elbette kendimle kurduğum ilişkiye böylesine sirayet etti, Sessizin Payı’ndan başka… Türkiye’de edebiyat eleştirisinin biricik isimlerinden Nurdan Gürbilek, soğukkanlı, cesur, mesafeli ama kesinlikle duygudan yoksun olmayan kalemini edebiyatımız üzerinde oynattıkça, görüyor ve hissediyoruz ki taşlar oturuyor yerine. Onu Yer Değiştiren Gölge’den, Mağdurun Dili’nden, Kör Ayna Kayıp Şark’tan tanıyan, izleyen okurlara da bir küçük haberim olsun, Sessizin Payı bir başka. Hem Gürbilek külliyatında yerini diğerlerinden ayırıyor hem de edebiyat eleştirisi içinde kendisine yepyeni, canlı, cesur, nefes alan, bir sürü kalemi peşine takacak olan bir yer açıyor. Eleştirinin ru... Devamını görmek için bkz. | |
|