| ISBN13 978-605-316-119-6 | 13x19,5 cm, 152 s. |
Liste fiyatı: 146.00 TL İndirimli fiyatı: 116.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":146.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11299","item_name":"Doğal Roman","discount":29.20,"price":146.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Doğal Roman Çeviri: Hasine Şen Karadeniz Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan Kapak Resmi: John Bratby Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Şubat 2018 | 4. Basım: Ocak 2024 |
Bir romanda nelerden bahsedilmesini beklemeyiz? Tuvaletlerden mesela. Sineklerden. Bitkilerin üreme biçimlerinden. Gündelik hayatın sıradan detaylarından. Bunlar her ne kadar "doğal" şeyler olsalar da romanlara giremeyecek kadar yersiz ya da önemsiz görülürler genelde. Bulgar yazar Georgi Gospodinov ise bütün bu dışlanmış konulara kucak açarak "muzip" bir roman çıkarmış ortaya: "Sineğin bakışını anımsatan çokyönlü bir roman. Ve onun gibi, ayrıntılarla, sıradan gözün görmediği küçücük şeylerle dolu bir roman." Bir boşanmayla başlıyor hikâye: Bir yazar olan anlatıcı, karısından ayrılıyor ve eski hayatıyla birlikte görünüşe göre akılcı benliğini de geride bırakıyor. Kahramanımız dış dünyadan giderek koparken, biz de onun iç dünyasının dolambaçlı dehlizlerine çekiliyoruz. "Doğal" bir romandan bekleneceği üzere, anlatı çizgisel bir doğrultuda değil zikzaklarla ve fragmanlarla ilerliyor; iç içe geçen kurmaca katmanları kimi zaman gerçekliğe göz kırpıyor. "Kendi hayatımızı anlatmanın imkânsızlığı hakkında bir kitap," diyor Gospodinov, Doğal Roman için – ama yaratıcı bir yazarın yapacağı gibi, bu imkânsızlığın içindeki imkânları keşfedip kullanmayı iyi başarıyor. | OKUMA PARÇASI |
s. 129-131 Bitkiler de, sinekler de, yeryüzündeki tüm diğer canlı varlıklar da insandan birkaç milyon yıl önce ortaya çıktı. Yoksa Tanrı insan için beşik ve çocuk odası mı hazırlıyordu sadece? İnsanı, kendisinden önce yaratılan bitki ve hayvanlara eğlence olsun diye, göz kulak olabilecekleri pelüş bir oyuncak, yürüyen bir kukla niyetine yaratmak daha adil (evrensel çapta bir adaletten bahsediyoruz) olmaz mıydı aslında? İnsan bilinci bu tür bir ihtimali düşünemeyecek kadar benmerkezcidir. Ama bu ihtimali burada, birkaç satırla, kâğıt üzerinde hesaba katabiliriz. Odada uçuşan sinek için, pencerenin yanındaki köşede duran kauçuk için biz mükemmel bir eğlenceyiz. Onlara hâkim olduğumuzu düşünüyoruz ama hâkim olan onlar, gerçek bu. Kendilerine ait bir Olimpos’un tepesinden anlamsız çırpınışlarımızı seyrediyorlar, bizden sıkıldıklarında da bizim algılayamadığımız sinyaller gönderip bizi kolayca yönlendiriyorlar. Biliyorum, biliyorum, Tanrı Kitap’ın daha başında... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Emek Erez, "Kendi hayatımızı anlatmanın imkânsızlığı", Gazete Duvar, 26 Şubat 2018 “Hayatın her saniyesinde upuzun bir ağlayan insan kervanı, bir de daha küçük bir gülen insan kervanı var. Ama üçüncü bir kervan daha var, artık ağlamayanların ve gülmeyenlerinki. Üçü arasında en hüzünlü olan da o. Ondan söz etmek istiyorum.” Böyle başlıyor kitap, bu cümleler üzerine düşününce bahsedilen metinde, çok trajik hikâyelerin, epey acı çekmiş karakterleriyle karşılaşacağınızı düşünüyorsunuz. Çünkü olması gereken buymuş gibi geliyor. Ya da en azından bugüne kadarki okumalarınızdan edindiğiniz deneyim size böyle olacağını hissettiriyor. Ancak kederli bir hikâyenin eğlenceli bir şekilde anlatılabildiği de oluyor. Doğal Roman Yukarıdaki alıntı Georgi Gospodinov’un, Doğal Roman adlı kitabının girişinden, bahsettiklerimiz de bu metin ile ilgili. Gospodinov, üzüntü veren bir yaşanmışlıktan bahsederken bir yandan da bizi bambaşka, muzip diy... Devamını görmek için bkz. | |
Kahraman Çayırlı, "Roman nasıl yazılır: Doğal Roman", K24, 8 Mart 2018 Boşlukta savruluyor, Bulgar yazar Georgi Gospodinov’un yeni romanı, Doğal Roman. Uzay gemisi gibi havada süzülen bir plakla başlıyor bu kez. Sadece başlangıçlardan oluşan bir roman fikri, 17’nci sayfaya kadar gelip yeniden sıfırdan başlayan bir roman, sadece fiilerden oluşan bir roman… Doğal Roman, toplamında bir edebiyat/ estetik dersi gibi de bir bakıma. Roman içinde başka küçük romanlar iç içe büyümeye çalışıyorlar. Gospodinov, bir önceki romanı Hüznün Fiziği’nden farklı bir imgeyi koyuyor Doğal Roman’ın merkezine: Tuvalet! Tuvalet tarihi, klozetler, kokular; sinema tarihinden çeşitli filmleri (Ucuz Roman, Rezervuar Köpekleri vd.) dahi tuvalet sahneleriyle birbirine bağlıyor. Tuvalet kelimesinin kökenine, farklı dillerde vardığı yerlere de bakıyor, yazar. Bayağı bayağı bir tuvalet sosyolojisi yapıyor. Roman boyunca okurun peşini bırakmayacak, ... Devamını görmek için bkz. | |
Nurullah Kaya, "Beyninizdeki Sinekler", Mevzu Edebiyat, 7 Mart 2018 Doğal bir romanın malzemesi ne olabilir? Ruhun bir gıdası müzikse diğer gıdalarından biri de elbette okumaktır diye düşünenler, doğal besinlerin tercih edileceği bir beslenme kültürüne daha çok önem atfettikleri gibi, okunabilecek bir eserin malzemesinin de doğal olmasını aynı derecede önemseyecektir. Georgi Gospodinov’un Doğal Roman adlı kitabı belki de bu mantıkla malzemesini tamamen doğadan alıyor. Temel malzemesi sözcükler olan edebiyat, yazı ve burada roman, sözcüklerin temsil ettiği doğadaki karşılıkları üzerinden yaptığı çeşitleme ile doğal bir beslenme kürü oluşturuyor. “Kervan” Romanın anlatıcısı, ilk bölümde hayat yolunda ilerleyen kervanlar içinde bir ağlayanlar, bir gülenler kervanından ziyade bir üçüncü kervan olan “artık ağlamayan ve gülmeyenlerin” kervanından bahsetmeye girişiyor. Anlatıcının görüp de anlatmadığı bir rüya ile bezeli ilk... Devamını görmek için bkz. | |
Banu Yıldıran Genç, “Tuvalet, sinek ve diğer şeyler...”, Agos Kirk, 12 Şubat 2018 “Hayatım roman” cümlesinin edebiyatta nasıl bir karşılığı olabileceğini hiç düşündünüz mü? Ya da bu romanı yazmaya çalışsanız nasıl bir yol izleyeceğinizi biliyor musunuz? Georgi Gospodinov’un Doğal Roman’ını okuduktan sonra bu sorulara cevap verebilmek gözüme çok daha zor göründü. Normalde doğrusal bir çizgiymişçesine düşünülen yaşamların aslında parça parça gerçekliklerden, iç içe geçmiş halkalardan, zamanı kıran, büken tesadüflerden oluştuğunu bazen duygusal bir tonla, bazense çok komik bir biçimde anlatıyor Gospodinov. Bunun yanında yaşamın en önemli ve kişisel kesitleri olmadan, mesela kaba bir hesapla yaşamımızın yüz gününün geçtiği düşünülen tuvaleti edebiyatın dışında bırakarak anlatacaklarımızın ne kadar ‘doğal’ olabileceğini de sorgulatıyor bize. Yazar bir söyleşisinde bu roman fikrinin nasıl ortaya çıktığını anlatıyor: “Büyük klasik romanların başlangıçla... Devamını görmek için bkz. | |
Ali Bulunmaz, "Gospodinov’un organik hikâyesi", kulturservisi.com, 19 Mart 2018 Yazmanın matematiğini bulup o sularda seyredenler olduğu gibi işin fiziğiyle ilgilenenler de mevcut. Labirentler oluşturarak hem kendisini hem de okuru eğlendiren, yarattığı karakterlere “geçmişi satın aldıran” ve “öykü tüccarlığı” yaptıran, onları yola sürerek zaman içinde bir seyahate çıkaran Georgi Gospodinov gibi yazarlar da var. Gospodinov, küçük öyküleri birbirine bağlayarak romanlar kotarıyor. Mitolojiden klasiklere, felsefeden postmodern edebiyatın öğelerine dek kitaplarında pek çok unsura yer veren yazarın karakteristik özelliği, zaman ve kişiler arasında geçişler yapması. Bu, bazen bir kişilik bölünmesi biçiminde karşımıza çıkarken bazen tamamen yeni bir kimlik inşasına evriliyor. Efsanelerin çekici ve bulanık tarafı, Gospodinov’un anlatımında epey belirgin. Yazar, derdini dile getirirken yararlandığı, kimi zaman atıf yaptığı efsaneler yardımıyla konuyu netleş... Devamını görmek için bkz. | |
Gökçe Gündüç, "Başlangıçlardan oluşan bir roman", Sabitfikir, 30 Mart 2018 Biz okurlar klasik roman kurgusunun -gerçek hayatın aksine- giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşmasına alışkınızdır. Roman “bir şey” hakkındadır ve yazar tarafından çok geçmeden bu hikayenin içine çekilen okur, hikayenin nasıl sonuçlanacağını merak etmeye başlar. İnsan hayatının sıkıcı ayrıntıları ve rutini ise, merak unsurunu canlı tutmak adına dışarıda bırakılmıştır. Fakat klasik sayılamayacak kurgular da nadir değildir elbette. Yazarın okuru bile isteye hikayenin dışında bıraktığı, onun her şeyi anlamasına izin vermediği (gerçek hayatta her şeyi anlayamayız şüphesiz) veya belirgin giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden bahsedilemediği ya da hayatın sıkıcı ayrıntıları ile rutinine geniş yer ayrılan kurgular. Bunlar yalnızca bir roman değil, bir yanıyla felsefi birer metin de sayılabilir belki. Hayatın -ölümü saymazsak- hiçbir sonuca doğru akmadığını veya insanın rutinin altında ezi... Devamını görmek için bkz. | |
A. Ömer Türkeş, "Hayatın tüm sefaleti", Hürriyet Kitap Eki, 6 Nisan 2018 “Adamın biri başarısız evliliğinden söz etmeye çalışıyordu ve roman bu başarısızlığın anlatılmasının imkânsızlığı üzerine kuruluydu.” Doğal Roman’ı işte bu cümleyle özetlemiş roman karakterlerinden biri. Yazarına göre ise “Kendi hayatımızı anlatmanın imkânsızlığı hakkında bir kitap”. Olumsuzluk barındıran ‘imkânsızlık’ kelimesi sizi yanıltmasın; çağdaş Bulgar edebiyatının dünya ölçeğinde en tanınmış yazarlarından Georgi Gospodinov, söz konusu imkânsızlığı kurmacanın imkânlarından yararlanarak aşmasını biliyor... “Hayatın her saniyesinde upuzun bir ağlayan insan kervanı, bir de daha küçük bir gülen insan kervanı var. Ama üçüncü bir kervan daha var -artık ağlamayanların ve gülmeyenlerinki. Üçü arasında en hüzünlü olanı da o. Ondan söz etmek istiyorum.” Evet, yazar gerçekten de hüzünlü bir adamın, artık ağlamayan ve gülmeyen, giderek dağılıp dibe vuran bir yazarın hik... Devamını görmek için bkz. | |
Öykü Akengin, "Çapraşık ve delice, bölük pörçük ve duraksız bir kitap: Doğal Roman", tkitap.com, 8 Mayıs 2018 “Hayatın her saniyesinde upuzun bir ağlayan insan kervanı, bir de daha küçük bir gülen insan kervanı var. Ama üçüncü bir kervan daha var, artık ağlamayanların ve gülmeyenlerinki. Üçü arasında en hüzünlü olan da o. Ondan söz etmek istiyorum.” Georgi Gospodinov’un Metis’ten çıkan Doğal Roman’ı bu sözlerle başlıyor. Bu cümleler ilk anda okuyanda oldukça karamsar bir kitap okuyacağı fikrini oluşturuyor. Trajik bir hikâyeye hazırlanan okur, ilerleyen sayfalarda kâh gülüp eğlenerek, kâh hüzünlenerek ya da hınzırca gülerek yazarın zihnine konuk oluyor. Karamsar, hüzünlü, hayatın sillesini yemiş, sözü edilmeyen “üçüncü kervan”a mensup birilerinden bahsedecek zannediyor. Ama öyle değil. Yani aslında öyle de, tam değil. Tamamıyla parçalı, dağınık, bölük, pörçük ve işte tam da bu yüzden çok başarılı bir romanı anlatırken cümleyi tam kuramamak, ya da... Devamını görmek için bkz. | |
Gamze Doğan, "Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek: Georgi Gospodinov Romanlarındaki Arayışın İzini Sürmek", sosyalbilimler.org, 11 Haziran 2018 Dünyanın büyüsü bizim için bozulmuşsa bir roman yazmak için ilhamı nerede arardık? Dünyaya olan ilgimizi nasıl tekrar canlandırabilirdik? Dünya bizim için en son ne zaman ilginç olmuştu? Ve de en önemli sorulardan biri; tüm bu düşünceler dünyanın iki kutuptan oluştuğu, yoksulluk ve hüznün bir toplumun topraklarını boydan boya kat ettiği zamanlarda aklımızdan geçiyorsa bu roman nasıl olurdu? 1968 doğumlu Bulgar yazar Georgi Gospodinov’un Metis Yayınları etiketiyle Türkçeye de çevrilen iki romanı Doğal Roman ve Hüznün Fiziği, yukarıdaki düşüncelerin pek çok başka “koridor”a açıldığı bir “labirent”te yolculuğa çıkarıyor bizleri. Bu yolculukta terk edilmişliğin hüznü içerisindeki baş karakter, yani yazar, zamanda ve mekanda inşa edilmiş bir labirentte; bir yandan kendi geçmişine, hayatına dair bir ... Devamını görmek için bkz. | |
|