| ISBN13 978-975-342-455-4 | 13x19,5 cm, 256 s. |
Liste fiyatı: 212.00 TL İndirimli fiyatı: 169.60 TL İndirim oranı: %20 {"value":212.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"581","item_name":"Tren","discount":42.40,"price":212.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar, 1975 | İnsan Olmak, 1983 | Psikanaliz ve Sonrası, 1988 | Varoluş ve Psikiyatri, 1990 | Kırmızı Kitap, 1993 | Dersaadet'te Dans, 1996 | Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?, 1997 | Kimbilir?, 1998 | Kızarmış Palamutun Kokusu, 2001 | Hayat, 2002 | Seyyar, 2005 | Kuru Su, 2008 | Zamane, 2010 | Mesela Saat Onda, 2012 | Rastgele Ben, 2014 | Orada, Bir Arada, 2017 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | Tren INFO IN ENGLISH | |
Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ocak 2004 | 5. Basım: Mart 2023 |
Tren en son Kızarmış Palamutun Kokusu romanını yayımladığımız Engin Geçtan'ın "baş döndüren" yeni romanı. "İnsanlık tarihi boyunca yaşamış ve artık hayatta olmayan herkes trenin dışındaydı, mağara adamından çağdaş görünümlülere kadar. Çoğu ileri yaştaydı, daha az sayıda da olsa çocuklar vardı aralarında. Hayatta iken kendilerine özgü renkleri, ifadeleri, titreşimleri olmuş olmalı, şimdi ise küçüğüyle yaşlısıyla hepsi birbirinin aynı gibi. Göz göze gelmiyor, birbirleriyle konuşmuyorlar, yolculuğun başlangıcında bizim halimiz gibi." | OKUMA PARÇASI |
Açılış bölümü, s. 5-6 Kış. Koşuyorum. Sol elimle sıkıca kavradığım yıpranmış seyahat çantamın dizime çarptıkça verdiği acıya aldırmamaya çalışarak. Arada bir kolumdaki saate göz atıyorum. Sis kümelerinin ardında görünen istasyon binası soğuk, sevimsiz. Ulaşmaya çalıştığım tren o gri taş yığının ardında, zamanım iyice azaldı. İstasyonun camlı kapılarının önüne ulaştığımda ben ve çantam farklı yanlara savruluverdik, yerdeki buzlanmayı fark etmemişim. Soluk soluğa ayağa kalkıp kendimi toparlamaya çalışırken kolumdaki saate bir kere daha göz attım. Dokuzu bir geçiyor. Çantamı uçup konduğu yerden alıp doğrulurken, eşkıya bakışlı taksi sürücüsü yanlış sokağa sapmasaydı şimdi trendeki koltuğuma gömülmüş pencereden istasyonun kayboluşunu seyrediyor olacaktım diye düşündüm. Çıkacağım yolculuk bir bilinmezdi, dönmek istediğim bir yer yoktu. Gözkapaklarım ağırlaşmış halde ayaklarımı perona doğru sürüdüm, amaçsız, kendime uzak. Perona ulaştığımda soğuktan ürperdiğimi f... Devamını görmek için bkz. | |
s. 14-16 Yolculuğun bu kadar sıkıcı olacağını beklememiştim. Tren yolculuğunu sevdiğimi zannederdim. Çocukken bir kere..." Aniden lafını değiştirdi: "Böyle şeyler konuşmamam gerektiğini unuttum." Nevada ona anlayışla baktı. "Eğlenceli bir yolculuk vaat etmediler, bilinmeyene yolculuk dediler." Kedi-Bobo isyan edercesine sordu: "Bir tren nasıl bilinmeyene gidebilir? Ray nereye giderse onu izlemek zorunda." Olumsuz bir baş hareketiyle itiraz ettim. "Bilinmeyene giden tren değil biziz. Buraya adım atalı iki saat oldu, isimleriniz dışında benim için her şey birer bilinmez." Ardından Kedi-Bobo'nun gözlerinin içine bakıp sordum: "Nereye olduğu belli bir yolculuk için böyle bir yarışmaya katılır mıydın?" Ne cevap vereceğini bilemeyen Kedi-Bobo bocaladı. "Bilemiyorum, belki de katılmazdım... Aslında nereye gidildiğine bağlı." Sonra gözlerini pencereye çevirip dışarıyı seyrederken tekrar konuşmaya başladı: "Bu yolculuğa b... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Tufan Erbarıştıran, "Bin gözlü bakış", Cumhuriyet Kitap Eki, 17 Haziran 2004 Engin Geçtan romanını 'ince dokunuşlarla' kırıyor, eğreltiyor, yeniden başlatıyor, kahraman ve figürlerin sık sık yerlerini değiştiriyor, hepsinden önemlisi de okurlarına sürekli sorular sorduruyor. Romanın gelişim bölümü olmadığı için metnin tamamı doğrudan bir bütünsellik oluşturuyor, okur daha ilk sayfadan itibaren kendini bir soru denizinde buluyor. Meraklı okurlar için söyleyelim ki bu romanın içinde felsefe, teoloji, psikoloji, tarih, siyaset gibi konulara sıkça rastlıyoruz. Yazar bu saydıklarımızı bir edebiyat metni içerisinde harmanlayıp, düzenleyip, zaman-mekân kavramlarını düşsel tutup, inandırıcılığı açısından da sözel anlatıma yüklenerek çok ilginç bir roman yazmış. Son yıllarda salt düşsel, fantastik, marjinal, cinsellik üzerine sıradan ve basit anlatımlı romanlar okumaktayız. Tahsin Yücel'in bir başyapıt sayılan Yalan adlı kitabı dışında okuru düşünmeye yönlendiren, met... Devamını görmek için bkz. | |
|