| ISBN13 978-975-342-102-7 | 13x19,5 cm, 240 s. |
Liste fiyatı: 208.00 TL İndirimli fiyatı: 166.40 TL İndirim oranı: %20 {"value":208.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"498","item_name":"Dersaadet'te Dans","discount":41.60,"price":208.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar, 1975 | İnsan Olmak, 1983 | Psikanaliz ve Sonrası, 1988 | Varoluş ve Psikiyatri, 1990 | Kırmızı Kitap, 1993 | Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?, 1997 | Kimbilir?, 1998 | Kızarmış Palamutun Kokusu, 2001 | Hayat, 2002 | Tren, 2004 | Seyyar, 2005 | Kuru Su, 2008 | Zamane, 2010 | Mesela Saat Onda, 2012 | Rastgele Ben, 2014 | Orada, Bir Arada, 2017 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | Dersaadet'te Dans Yayın Yönetmeni: Müge Gürsoy Sökmen Kapak Resmi: Deniz Bilgin |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ocak 1996 | 6. Basım: Ocak 2021 |
Dersaadet'te Dans, nasıl ve ne zaman girildiği bilinemeyen bir çağın baş döndürücü dansından öylece seçilivermiş, sıradan bir mikrokozmosun masalı. Bir şeylerin sürekli öğütülüp yenilerinin varedildiği, gitgide hızlanarak, kaosun düzenle buluşup ayrıldığı yerde, kaosun kenarında sürüp giden bir dans. Korkuya kapılıp yadsınmaya çalışıldıkça içinde daha çok sürüklenip savrulunan bir çağ; uzun bir uykudan bu çılgın dansın ritmine uyanıverip bu yeni çağın dünya merkezlerinden biri olmaya aday bir kent. Çıplak özseverliğin giderek tırmandığı bir dünyada birlikte ya da tek başına yaşanmaya başlanan "yalnız kültürü". Toprakla bağını koparmış çaresizlerin gözlerini kozmosa çevirdiği ve alışılagelmiş sistemlerin geçerliğini hızla yitirdiği bir dünyanın öyküsü Dersaadet'te Dans. Kültürel birikimiyle teknolojinin sentezini başarıyla gerçekleştirip, kendini kendi içinde kilitlenmeye mahkûm eden yakın tarihin egemen güçlerinin düzenine ayrıksı bir kentin öyküsü. Geleceğin provasının yapıldığı, kültürlerin yerini enformasyon ağının dinamiklerine bırakmaya başladığı bir dünyanın masalı. | OKUMA PARÇASI |
Açılış Bölümü, s. 7-12 Konu yaşamın kendisi olduğunda hikâyeye neresinden gireceğiniz önemli olmayabilir. Yaşam sinema filminden farklıdır. Bir film başından izlenmediğinde, karakterleri tanımakta, olayları kavramakta zorlanırız. Oysa birbirimizin hayatına aradan bir yerden giriveririz. Şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek, birlikte, hemen orada yaşanmaya başlar ve sürekli yeni hikâyeler yaratılır. Bazı durumlar dışında, insana kendi hikâyesini yaratma hakkı tanınmıştır. Hikâyesini yaratanın kendisi olduğunu kabul etmemekte direndiğinde, hikâyesi tragedyasızlığın tragedyası olur. Yaşamların hikâyeleri anlatılmak istendiğinde, hikâyeler de kendilerini yaratırlar. Bir yerinden girildikten sonra neler anlatılacağını hikâyenin kendi bilir, ama yine de, yaşamları anlatan hikâyeler, yaşamın kendisinden daha mantıklı olmak zorundadırlar. Yaşamların mantığı olmadığı gibi, mantıklı yaşanmaya çalışıldığında daha da mantıksızlaşırlar. Birazdan okuyacağınız hikâyeye başlarken, zam... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Kürşad Oğuz, “Zihin Açıcı Kaos!”, Time Out, 1996 Karyoka, Zeus, Azize, Meryem, Davut ve diğerleri… Her biri farklı bir kültürün özelliklerini taşıyan, zamanın farklı bir diliminde diğeriyle bir yaşamı paylaşmış insanlar. Ortak paydaları, düzen ve kaos arasında gidip gelmeleri. Dersaadet'te Dans, bu insanların zamanda yaptıkları Vals'in kitabı. "Bu ben de olabilirim" dedirten psikolojik tahlillerle dolu romanın en göze çarpan yanı, okuyucuyu zihin cimnastiği yapmaya zorlaması. Nasıl mı? Her bir bölümde farklı bir adla karşımıza çıkan kahramanların aslında kim olduğunu buldurarak. Aslında basit bir meseleyle başlıyor roman (her karmaşa böyle başlamaz mı?). Eski dansöz, modern bir binanın asansöründe çırılçıplak soyunduktan sonra tabancayla meşhur pop şarkıcısı Zeus'u vuruyor (karanlıkta vurduğunu zannediyor). Böylece gizemli bir karmaşanın ilk ilmekleri atılmış oluyor. Daha sonra romana katılan onlarca kişi, onların hayatları, karakterleri… Bütün bunlar her böl... Devamını görmek için bkz. | |
|