| ISBN13 978-975-342-268-0 | 13x19,5 cm, 152 s. |
Liste fiyatı: 146.00 TL İndirimli fiyatı: 116.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":146.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"2","item_name":"Şarkı Okuma Kitabı","discount":29.20,"price":146.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Şarkı Okuma Kitabı Ses ve Sözle Denemeler Genişletilmiş tekrar basım Kapak Tasarımı: Ezgi Keskinsoy |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Nisan 2000 | 5. Basım: Ağustos 2022 |
Bu kitapta yapmaya çalıştığım şey bazı şarkıları alıp çözümlemek ya da açıklamak değil. Şarkı kendisi için vardır, açıklaması da olmamalıdır... Buradaki şarkıların her biri hayatım boyunca tekrar tekrar okuduğum ve "okuduğum" şarkılar. Israrla çalıp söyledim onları. Hepsi de kendimi kurmamda ve yeniden kurmamda bir yere sahip. Hepsi bana hayatımla, hayatımızla ilgili sorular sordu. Ben de onlara cevap vermek için epey zaman harcadım. İşte bu sorularla, bunlar etrafındaki düşünceler var bu kitapta... Benim için "şarkı sözü" müziğin bir aksesuarı olmadı hiçbir zaman. Söz ve müzik daima bir bütündü. Sözünü anlamadan müziği de yeterince takdir edemeyeceğimi bildim hep. Küçük yaşlarımdan beri müzikte kahramanlarım Bob Dylan ve Leonard Cohen'di: İkisi de şarkı yazarı ve şair. Onları örnek alarak başladım şarkı söylemeye. Şarkı sözü şiirdi: Özel bir şiir türü ama gene de şiir. O yüzden şiir gibi okunmayı, şiir gibi yaşanmayı hakediyordu. Bu şarkıları nasıl seçtiğim ise apayrı bir konu. Bazılarını seçmeme şansım yoktu zaten. Suzanne, Famous Blue Raincoat, Manifiesto; bunlar eskiden beri yakamı bırakmayan şarkılar. Seçtiğim tüm şarkılar ortak temalar içermeseler de, aynı civarlarda dolaşıyor: Aşk ve ölüm, sevgi ve şiddet, dayanışma ve ihanet, teslimiyet ve umut... —Bülent Somay. | İÇİNDEKİLER |
İkinci Basıma Önsöz Giriş: Ses ve Söz Tufandan Sonra Ne Olacak? Suzanne'in Aynası Niçin Şarkı Söylüyorum? Kırılgan/On Yıl Sonra Benim İktidarım Kimin Özgürlüğü? Unutmazsak Dayanabiliriz Ortalamanın İktidarı "Herkes Sevdiğini Öldürür"
EKLER 1. Chelsea Oteli, No: 2 2. Sanki Yıllar Geçti Nancy 3. "Herkes Sevdiğini Öldürür" 4. İntikam 5. Kıyamet Sureleri | OKUMA PARÇASI |
İkinci Basıma Önsöz, s. 11-12. Şarkı Okuma Kitabı'nı bitirdiğimde, bitirdiğim şeyin tam olarak ne olduğundan emin değildim. Kitap 1988'de İskender Savaşır'ın bir isteğine ("Fragile hakkında bir şeyler yazsana Defter'e!") esprili bir yanıt verme gayretiyle başlamış, 1999'da müzisyen yanımla yazar yanımı (bu hiç anlaşamayan düşman kardeşleri) uzlaştırmak gibi iddialı bir projeye dönüşmüştü. 1999'da kafamdaki kitap, içindeki sekiz denemeye denk düşen sekiz şarkının tarafımdan yorumlanmış (yani hem okuduğum, hem de okuduğum) hallerini de içeren bir kitap/CD olarak yayımlanacaktı. Ama o zamanlar "entelektüel mülkiyet" kavramına belki de hak ettiğinden fazla önem verdiğim için, sekiz şarkının da telif haklarını almaya çalıştım ve Peter Gabriel şarkılarına sıra gelince (diğerleri sorun çıkarmamıştı) duvara çarptım. Realworld, Gabriel'ın kurduğu ve "Üçüncü Dünya" ülkelerinin otantik müziklerini Batılı kayıt ve yorum olanaklarıyla ele alıp dünya p... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Ogan Güner, “Şarkılarla hayat bilgisi”, Virgül, Sayı 32, Temmuz-Ağustos 2000 Martin Scorsese’in Yaşamın Kıyısında filminde, cinnet ve depresyon eşiğindeki ambülans şoförü bir yerde şöyle diyor: “Birinin hayatını kurtarmak âşık olmak gibidir. Birkaç gün yeri hissetmeden dolaşırsın.” Herkesin hayatında tecrübeyle sabittir ki, bazı şarkılar da benzeri kanatlar takar insana. Herkesin şarkıları farklıdır ya da aynı şarkının herkesteki hikâyesi... Hayatın merhaleleri, dönemlerimiz, acı ve tatlı anılarımız, hepsi kamuya ait birtakım şarkılarla kişiselleşir ve mahrem alanımıza katılır. Müzik ve söz birliğinin gücüdür bu. Şarkı Okuma Kitabı’na da bu şekilde yaklaşın, yaklaşacaksanız. Kitabın olduğu şeylerden önce olmadığı şeyi söylemekte fayda var: Şarkı Okuma Kitabı, sekiz şarkının yorumlanması değil. Ortada bir müzik yazarlığı tavrı yok, dahası bir metin çözümlemesi hiç yok. Bülent Somay, sekiz şarkı dolayımıyla belli temalar etrafında dönüyor. Hatta ... Devamını görmek için bkz. | |
Buket Ökütülmüş, “’Şarkı okuma' kitap olursa”, Radikal Cumartesi, 15 Temmuz 2000 Okuma serüveni, 80'li yılların ilk çeyreğinde başlayan ya da daha daha gerilere uzanan kitapseverlerin, Akıntıya Karşı, Zemin, Birikim, Demokrat ve Defter dergilerinden aşina olduğu bir ad Bülent Somay. Radikal yıllarıysa onun yaygın biçimde tanınmasıyla sonuçlandı. Metis Yayınları'nda, bilimkurgu dizisinin yanı sıra fantezi edebiyatı yayın yönetmenliği yapan Somay, yazının yanı sıra müzikle de iç içe bir kültür sanat adamı. Onlarca yıl (1984-1995) Mozaik Müzik Topluluğu'nun üyesi olarak mesai yaptı. Şimdilerde bağımsız müzik çalışmalarını sürdürmekle meşgul. Bülent Somay'ın Şarkı Okuma Kitabı; asıl gövdesi sekiz, eklerle genişleyen gövdesi on dört anlatı içeren bir metin. Kitapta yer alan yazılardan, 'Kırılgan', Defter'in 5.; 'Herkes Sevdiğini Öldürür' 29. sayısında; eklerde yer alan 'Güzel' ... Devamını görmek için bkz. | |
Mahmut Temizyürek, “Deneme yeni dönemde ‘tesbih’ten mi çıktı?”, Türkiye'de Eleştiri ve Deneme, TÖMER Yayınları, 2002 Bazı ısrarsızları saymazsak, 12 Eylül sonrası denemeye yeni bir eda kazandıranlardan biri Bülent Somay’dır. “Sizi bilmem ama, ben yaşadığım hayattan epeyce sıkıldım. Epeyce diyorsam kibarlık olsun diye. Aslında hayatımın iler tutar yanı yok. Çevreme bakıyorum, kimsenin de kendi hayatını önerecek hali yok gibi görünüyor” diye başlamıştı söze. (Bülent Somay, "Öteki Hayat, Öteki Kültür", Akıntıya Karşı, Ocak 1986). İşte size bütün açıklığıyla, bir yazar: (Yanlış anlaşılmasın, samimiyet krizine tutulmuş bir üslupla değil, en çökkün ifadelerinde bile çalımlı ve vekar bir üslup barındırır Somay) “Sıkıntılarıyla, zaaflarıyla, hayatının yanlışlığıyla orada duruyor. Bu dolaysız dil, yakın zamana kadar yabancısı olduğumuz bir dildi. Öznel bulunabilir, kişisel bulunabilir, hatta duygusal bulunabilir ama sonuçta bütün denemelerde örtük olan, burada açıkça... Devamını görmek için bkz. | |
Cengiz Alkan, “Şarkı okumak lazım”, 24 Nisan 2009, Radikal Kitap Eki Charlie Parker demiş ya “Çalış tekniğinizi çok beğeniyorum Bay Sartre”, herkesin müziği vardır. Ve “Herkes sevdiğini öldürür” ise herhalde kendi müziğini de öldürür: Öldürdükçe ölüyoruz... Bir şarkı, bir roman, bir film... ‘Artık böyle yaşamak istemiyorum’, ‘Demek ki bende, demek ki sende bir de böyle bir şey varmış’, ‘Yeter artık’ dedirtmiyorsa vardır bir eksiklik. Seri üretim, derinlik yoksunluğu falan... Belki de kabahatin çoğu onlarda... Ama ‘eğlenceli bir seyirlik’ten fazlasına her daim dudak büken, ‘heyecan’ yoksa ‘büyük laflar’dan sıkılan, ‘fonda bir müzik olsun’dan öteye geçmek istemeyene ne demeli. Elbette eğlenceyi, neşeyi küçümseyen üçüncü sınıf Mersault taklitlerini ciddiye almamak gerek. Üstelik ‘neşe’de bir derinlik olmadığını da kim iddia edebilir. Derdimiz bu değil. Derdimiz şu ki, bir şarkının peşinden gidecek kadar hayatı ciddiye alıyor muyuz? Suzanne’i Montreal’de St Laurent’in k... Devamını görmek için bkz. | |
Murat Meriç, “Şarkılar neyi söyler?”Agos Kitap / Kirk, Ekim-Kasım 2010 Kısa süre önce yayımlanan iki ‘eski’ kitap, hem içerikleri hem de tarzları itibariyle ilgiyi hak ediyor. Şarkılardan yola çıkarak hayatı anlamaya çalışan, bunu yaparken de yaşadıklarından faydalanan iki yazar var karşımızda. Biri bizden, diğeri uzaklardan... Yazarlardan ilki, Nick Hornby. İngiliz. Arsenal fanatiği, ve memlekette romanlarından ziyade, ilk kitabı Futbol Ateşi ile tanınıyor (çev. Bağış Erten, Sel Yay., 2006). “Sonraları kadınlara nasıl âşık olduysam, futbola da öyle âşık oldum: Ansızın, açıklanamaz bir şekilde, üzerine kafa yormadan, getireceği acı ve kafa karışıklığını bir nebze bile düşünmeden” cümlesi, hakkında bize bir fikir veriyor. Sadece futbolu değil, müziği de seviyor. Bir yandan The New York Times’ta müzik eleştirileri yazarken, diğer yandan Marah adlı grupla turneye çıkıyor. Turne dediğimiz, alışık olmadığımız türden bir performans: Marah şarkı söylüyor, aralarda H... Devamını görmek için bkz. | |
|