| ISBN13 978-975-342-268-0 | 13x19,5 cm, 152 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | İkinci Basıma Önsöz, s. 11-12. Şarkı Okuma Kitabı'nı bitirdiğimde, bitirdiğim şeyin tam olarak ne olduğundan emin değildim. Kitap 1988'de İskender Savaşır'ın bir isteğine ("Fragile hakkında bir şeyler yazsana Defter'e!") esprili bir yanıt verme gayretiyle başlamış, 1999'da müzisyen yanımla yazar yanımı (bu hiç anlaşamayan düşman kardeşleri) uzlaştırmak gibi iddialı bir projeye dönüşmüştü. 1999'da kafamdaki kitap, içindeki sekiz denemeye denk düşen sekiz şarkının tarafımdan yorumlanmış (yani hem okuduğum, hem de okuduğum) hallerini de içeren bir kitap/CD olarak yayımlanacaktı. Ama o zamanlar "entelektüel mülkiyet" kavramına belki de hak ettiğinden fazla önem verdiğim için, sekiz şarkının da telif haklarını almaya çalıştım ve Peter Gabriel şarkılarına sıra gelince (diğerleri sorun çıkarmamıştı) duvara çarptım. Realworld, Gabriel'ın kurduğu ve "Üçüncü Dünya" ülkelerinin otantik müziklerini Batılı kayıt ve yorum olanaklarıyla ele alıp dünya piyasasına süren, "Dünya Müziği" denilen (ve şimdilerde modası epeyce geçmiş olan) türün mimarlarından biri olan şirket, Peter Gabriel şarkılarının yorumlanmasına izin vermiyordu! "Batılı" olmadığım yüzüme bir kez daha çarpılmıştı. "Onlar", "bizi" yorumlayabiliyordu, ama "biz", "onları" yorumlayamıyorduk. Hatta "onlar" her şeyi yorumlayabiliyorlardı (örneğin Gabriel Cohen'in Suzanne'ini yorumlamıştı), ama ben, örneğin Wallflower'ı yorumlayamıyordum. Haddimi bilme konusunda bir ders daha almış olarak projeden vazgeçtim (şarkıların yalnızca bir kısmını kitaba eklemek fikri cazip gelmemişti) ve şarkıları yalnızca "okuduğum" haliyle yayımlamayı seçtim. Sekiz yıl sonra Şarkı Okuma Kitabı'nı yeniden yayımlamak fikri gündeme geldiğinde, kitabın "eksik" bir şey olduğu konusundaki hissiyatım depreşti. Ama artık aynı telif hakkı toplama macerasına girmek (ve eksik kayıtları tamamlamak) fikri heyecanını yitirmişti benim için. Gene de "eksiklik" duygusu sürüyordu. Bunun üzerine "okumayı" biraz daha ileri götürmeye, başka birçok yazımda/kitabımda bir gölge, bir tehdit, bir iç kararması olarak değinip geçtiğim bir konuyla doğrudan yüzleşmeye karar verdim. "Kıyamet Sureleri" (ki bir değil iki Leonard Cohen şarkısının okunmasından oluşuyor) böyle ortaya çıktı. Biraz Everybody Knows, biraz The Future, bir tutam Anthem, bir sıkımlık William Butler Yeats, Adorno'ya geç kalmış bir saygı duruşu ve birazcık da Şen Bilim. Aşureyi severim. Ayrıca, herhalde hemen fark edilmiştir, denemenin adında da dolaysız bir Nâzım Hikmet göndermesi var: Yedi kat yerin altından uğultular geliyor. Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır. Haram sevaboldu, sevap haramdır. 1988'de, "Kırılgan"ı yazdığım sıralarda, Mozaik ile Çook Alametler Belirdi albümünü de yayımlamıştık. Albüme adını veren parça enstrümantaldi, ama sonunda (gene aşure yaklaşımıyla) T. S. Eliot, Brecht, Nâzım, Goethe ve Bob Dylan'dan alınmış sözler bir kolaj halinde müziğin altına yayılıyordu. Tabii ki Nâzım'dan da yukarıda alıntıladığım dizeler. Görüldüğü gibi, ikinci basıma yaptığım bu ekte de o imkânsız çabadan, yani müzisyen yanımla yazar yanımı uzlaştırma çabasından vazgeçmedim. Şarkı Okuma Kitabı'nı (eski ve yeni halleriyle) "şarkı okuma" maceramda tartışmasız bir yeri olan ve bu yıl "eksikler listeme" eklenen babam İbrahim Somay'a adıyorum. |