| ISBN13 978-975-342-709-8 | 13x19,5 cm, 256 s. |
|
Troya'da Ölüm Vardı, 1963 | Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, 1970 | Göçmüş Kediler Bahçesi, 1979 | Kısmet Büfesi, 1982 | Gece, 1985 | Kılavuz, 1990 | Narla İncire Gazel, 1993 | Ne Kitapsız Ne Kedisiz, 1994 | Altı Ay Bir Güz, 1996 | Öteki Metinler, 1999 | Lağımlaranası ya da Beyoğlu, 1999 | Halûk’a Mektuplar, 2013 | Şiir Çevirileri, 2014 | Enis Batur’a Mektuplar ve Ankara Yazıları, 2024 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Hazel Melek Akdik, “Susanlar’ın İzinde Bilge Karasu’yu Yeniden Okumak”, Kanat, Sayı 31, Güz 2009 Susanlar, Bilge Karasu’nun dergilerde kalmış ve kitaplarına girmemiş değişik türlerdeki metinlerinden bir kısmı seçilerek hazırlanmış derleme niteliğinde bir kitaptır. Kitaba adını veren Susanlar, Bilge Karasu’nun 1952-1953 yıllarında Seçilmiş Hikâyeler dergisinde yayımladığı bir dizi öyküsünün üst başlığıdır. Kitabın ilk bölümünde bu öyküler bir araya getirilmiştir. Bu ilk bölümde, Karasu’nun yazarlığının ilk dönemine dâhil edebileceğimiz dokuz öykü yer almaktadır. İlk sekiz öykü, Seçilmiş Hikâyeler’den alınmıştır. Dokuzuncu öykü ise Son Çağ dergisinde 1961 yılında yayımlanmıştır ve bu bakımdan Susanlar’ın dışında kalmaktadır. Bu öyküler, anlatım teknikleri ve dil arayışı bakımından Karasu’nun diğer öykülerinden uzak sayılmamaktadırlar. Enis Batur’un kitaba yazdığı sonsözde belirttiğine göre yazarın, bunları kitaplarına almayı uygun bulmaması bu öyküleri kitaplarıyla bütünlük sağlayacak nitelikte bulmadığından dolayıdır. Kitabın ikinci bölümünde Karasu’nun 1956-1958 yıllarında çeşitli dergilerde yayımladığı beş şiirine yer verilmiştir. Yazar-Okurun Defteri başlıklı üçüncü kısımda, Karasu’nun 1957 ve 1958 yıllarında Forum ve Pazar Postası’nda yayımladığı on bir adet deneme ve eleştiri yazısı bulunmaktadır. Bu yazılarda Karasu’nun eleştirmen kimliği ve dönemin edebiyat tartışmaları içindeki konumu ön plana çıkmaktadır. Karasu, Vüs’at O. Bener üzerine yazdığı yazılarda, Bener’in o dönemde yadırganan ve anlaşılmaz bulunan dilini ve yazın tarzını tartışmaya açarak Vüs’at O. Bener metinlerinin soyut yapısı ve derinliği üzerinde durmaktadır. Bunun yanı sıra, Nurullah Ataç’ın dilin kullanımına ve Türkçeleşmesine dair fikirleri ile dönemin genç kuşağına etkisi, dil devriminin önemi ve eksiklikleri, Atatürk’ün eseri Nutuk gibi konularda yazdığı deneme ve eleştiriler yer almaktadır. Karasu, bu bölümdeki yazılarında, Oktay Akbal, Muzaffer Buyrukçu, Sait Faik, Tarık Dursun K. gibi yazarların yapıtlarına dair izlenimlerini açıklamaktadır. Kitabın dördüncü bölümünde Diğerleri başlığı altında Bilge Karasu’nun 1952-1991 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımladığı yazıları ve konuşma metinleri yer almaktadır. Bu yazılarda, edebiyat ve sanatı felsefi düzlemde sorgulayan ve yazarlık-okurluk kavramlarını tartışan Karasu, eleştirmenin rolü, dilin kullanımı gibi edebiyat dünyasının genelini ilgilendiren meselelere kendi edebi anlayışı çerçevesinde açıklık getirmektedir. Aynı zamanda, yine bu kısımda Cemal Süreya’nın şiir ve öykü ilişkisini yorumladığı bir yazısını eleştirel bir perspektifle değerlendirerek edebiyat ve sanat kolları arasındaki sınırların aşılmazlığının sorgulanması gerektiğini belirtmektedir. Karasu’nun bu yazılarında öykünün tanımı, masal kavramına yaklaşımı ve metinlerinde masala yer vermesinin nedenleri hakkında açıklamalarını içeren bir takım kuramsal analizler de yaptığı görülmektedir. Kitabın son bölümü Söyleşiler başlığını taşımaktadır. Bu bölümde yer alan beş söyleşi, Karasu’nun yazarlığının son yirmi yılında Murathan Mungan, Füsun Akatlı, Güven Turan gibi yazar ve araştırmacılar tarafından yapılmıştır. Bu söyleşilerde, Karasu’nun yaptığı açıklamalar, metinlerinin düşünsel arka planlarını yorumlamak, kullandığı temel izlekler ve imgeleri anlamlandırmak açısından oldukça önemlidirler. Susanlar, Bilge Karasu metinlerine ilgi duyan okurlar kadar, yazarın edebiyatımızdaki yeri ve öncülüğü üzerine düşünen araştırmacılar için de bir başvurulacak bir kaynak niteliğindedir. Bu bakımdan, bu kitap, aynı zamanda Bilge Karasu üzerine yetkin ve bütünlüklü akademik çalışmaların yapılabilmesi için Karasu külliyatına önemli bir katkıdır. |