| ISBN13 978-975-342-005-1 | 13x19,5 cm, 112 s. |
Liste fiyatı: 132.00 TL İndirimli fiyatı: 105.60 TL İndirim oranı: %20 {"value":132.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"510","item_name":"Kılavuz","discount":26.40,"price":132.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Troya'da Ölüm Vardı, 1963 | Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, 1970 | Göçmüş Kediler Bahçesi, 1979 | Kısmet Büfesi, 1982 | Gece, 1985 | Narla İncire Gazel, 1993 | Ne Kitapsız Ne Kedisiz, 1994 | Altı Ay Bir Güz, 1996 | Öteki Metinler, 1999 | Lağımlaranası ya da Beyoğlu, 1999 | Susanlar, 2009 | Halûk’a Mektuplar, 2013 | Şiir Çevirileri, 2014 | Enis Batur’a Mektuplar ve Ankara Yazıları, 2024 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | Kılavuz Kitabın Baskıları: | 1. Basım: 1990 | 11. Basım: Haziran 2023 |
1963 tarihli Troya'da Ölüm Vardı ile Ekim 1999'da yayımladığımız Öteki Metinler on bir kitaplık Bilge Karasu külliyatının başını ve sonunu işaretliyor. 1990 tarihli Kılavuz bir anlamda yazarın son dönem kitaplarından... "Yazmasaydım unutup gidecektim belki, çoğunu... Oysa şimdi geviş getirip duruyorum. Şu 'aracı olmak', 'araç olmak', 'bir oyunun taşı, ya da taşları olmak'... "...İşin tümü bir oyun belki, ama bu oyundaki taşlardan biri, yalnız biri, ben, neyi oynadığımı bilmiyorum. Oyundaki yerimi bilmek şöyle dursun, birilerinin beni oynatıp oynatmadığını da kestiremiyorum. "Ölümden de kaygılandırıcı olan, dönülmez olan durum, bu muydu acaba?" – Bilge Karasu | OKUMA PARÇASI |
Açılış Bölümü, s. 7-18 Gazetedeki ilânı, üçüncü düşü gördüğüm gecenin sabahı okudum. Kıpırtısız denizin ışıltısı, gazetenin yanından gözüme ulaşıyor, yataktan kalkalı yarım saat bile olmadığı halde, uykumu getiriyordu. Bir iki kez, satırlar büyür, anlayamadığım tuhaf söz bileşimleri üretir oldu; "düş görüyorum," dedim kendi kendime; silkinip baştan okumağa çalıştığımda aynı satırlar başkentteki taksi saatlerinin yeniden ayarlandığını, ya da, denetlenen bir şekerleme fabrikasında sağlığa zararlı boyalar kullanıldığının saptandığını söylüyordu. Kahvaltıda, her günkünün tersine, domates-poğaçayla yetinmiştim. Üçüncü çay uykumu açmadı. Yeterdi o kadarı. Kayalıkta oyulmuş merdivenden denize indim. Yukarıdan gözüme kestirdiğim bir gölgelik vardı bir kayanın arkasında. Kaya, koltuk arkalığı gibi yalızdı; sırtımı verdim, ilânlara göz gezdirdim. Bir şey aradığım yoktu. Olsa olsa, "kiralıklar" arasında, beni ilgilendirebilecek bir şey çıkabilirdi. Ev sahibinin bir ay sonra ka... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Selen Erdoğan, "Bilge Karasu’yu bugün okumak", birartibir.org, 12 Temmuz 2019 Modernist Türkçe edebiyatın benzersiz bir yazarı, öncüsü, deneyicisi, deneycisiydi. Toplumcu-gerçekçi edebiyat onun dilini muğlak ve soyut bulurken, o aslında gerçekteki sorunu, şiddetin yaşanışını, bu şiddeti yazma etiğini –anlamın yanında– tam da dilin, biçimin, kurgunun içinde arıyor, yazısını ve yazınını bu etikle dönüştürüyordu. Bilge Karasu’nun toplumsal şiddeti ve bu anaforun bireydeki yansımalarını ele aldığı romanlarıyla, Doğu Roma’nın ikona-kırıcılığı ve Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı'yla veya 12 Eylül’ün kanlı “sis”i ve Gece'yle bugün arasında, hem kurumsal şiddet hem yaşamaya çalıştığımız hayatlar bakımından bir fark yok belki de. Ama, verdiği okuma zevki yanında, bu şiddeti nasıl algıladığımızı ve anlatabileceğimizi anlamak bakımından Bilge Karasu eşsiz bir “kılavuz” olma niteliğini koruyor. 13 Temmuz 1995’te göçen büyük usta Bilge Karasu’nun anısın... Devamını görmek için bkz. | |
|