| Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Farklı insan deneyimlerine açılan, farklı tadlara sahip metis edebiyat kitaplarından beşer kitaplık setler hazırladık. Yaz günlerinde daha çok kitap...
|
| | Çeviri: Ogün Duman Yayıma Hazırlayan: Haluk Barışcan Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Nisan 2007 |
Almanya’nın Ruhr bölgesinde yaşayan on iki yaşındaki Julian Collien, yeterince paraları olmadığı için sadece annesi ve kız kardeşinin tatile gitmesi üzerine evde madenci babasıyla kalmıştır. Olayların hep bir parça dışında duran, her zaman adeta bir seyirci durumunda olan, başına gelenlere sessizce katlanan Julian, komşularının üvey kızı Marusha, “hayvan kulübü”ndeki arkadaşları, yaşlı kaçık Pomrehn, ölü gömücü Jupp Dedesi ve diğerleriyle geçen uzun yaz günlerinde cinsellik ve ölümle tanışır. Sıcak, tembel yaz haftaları, kimi zaman kendi hayal gücünün esiri olan Julian’ın kendisinin yol açmış olduğunu düşündüğü bir felakete doğru yol almaktadır. Rothmann gözlem gücünün keskinliği ve detayların tasvirindeki inceliğiyle gündelik yaşamın sıradan olay ve ayrıntılarından kalkarak şiirsel bir dille büyülü atmosfer yaratıyor. |
| | Çeviri: Zerrin Yanıkkaya Kapak Resmi: Lucian Freud Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Aralık 2007 | 3. Basım: Haziran 2021 |
1944 Nadal ödülü İspanya İç Savaşı'nın hemen ertesinde, gencecik bir kızın yazdığı ve 1944 Nadal ödülünü kazanan Hiç, 2004'te yazarının ölümünden sonra dünyanın her yerinde yeniden keşfedildi. On sekiz yaşındaki Andrea, öksüz kaldıktan sonra üniversite eğitimi için köyünden Barselona'ya, zenginliği ve kültürüyle hep gözünü kamaştırmış olan anne tarafından akrabalarının evine gelir. Ancak akrabaları savaş sırasında servetlerini kaybetmiş, korkunç bir yoksullukla baş etmeye çalışmaktadırlar. Genç kız bir yandan okuldaki zengin öğrenciler arasında bocalarken bir yandan da evde tanık olduğu tuhaflıklarla masumiyetini yitirmeye başlar. Karanlık, güçlü bir hayal gücü ile ince mizahı birleştiren ve bir büyüme öyküsü içinde Franko rejiminin ilk günlerini ürkütücü bir berraklıkla anlatan bu roman, pek çok eleştirmen tarafından yirminci yüzyılda Avrupa'da yayımlanan en önemli yapıtlar arasında sayılıyor. |
| | Çeviri: Deniz Canefe Kapak İllüstrasyonu: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Şubat 2008 | 7. Basım: Haziran 2022 |
2007 International IMPAC Dublin Literary Award "İnsanlar onlara bir şeyler anlatmanızdan hoşlanıyorlar, mütevazı ve güven veren bir ses tonuyla yeterince şey anlatırsanız sizi tanıdıklarını sanıyorlar, ama aslında tanımıyorlar, sizin hakkınızda bir şeyler öğreniyorlar sadece, çünkü öğrendikleri şeyler olgular, –duygular değil; herhangi bir şey hakkında ne düşündüğünüzü, başınıza gelenlerin ve verdiğiniz kararların sizi nasıl siz yaptığını bilmiyorlar. Onların yaptıkları şey kendi duyguları, düşünceleri ve tahminleriyle boşlukları doldurmak, sizinle çok az ilgisi olan yepyeni bir yaşam yaratmak, böylece artık güvendesiniz." Trond 67 yaşında kenti arkasında bırakıp Norveç ormanlarında inzivaya çekilir. Taşra hayatı güzeldir ama daha on beş yaşındayken hayatını alt üst eden olaylar tesadüf eseri yeniden zihnine hücum eder. Artık sandıktaki sırların bir bir ortaya dökülme vakti gelmiştir. At Çalmaya Gidiyoruz, çok güzel ve etkileyici bir roman. Çevrildiği bütün dillerde de çok beğenildi ve iyi eleştiriler aldı. New York Times gazetesinin yıl sonlarında yaptığı, ABD'de yayımlanan yılın en iyi edebiyat yapıtları listesinde, 2007 yılında ilk sıradaydı. |
| | Çeviri: Sosi Dolanoğlu Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ocak 2010 | 2. Basım: Kasım 2023 |
"Rahip, başı önde, kalıplaşmış ayin sözlerini söylemeyi bitirdi, fakat küçük kız yerinden kımıldamıyor. Rahip başını kaldırıyor, oyuncak bebek yığınını gösteriyor ona gülümseyerek. Çocuğun yüzü mermer gibi, akkor halinde iki siyah bilye olan gözlerindeki hiddet, beline kadar inen uzun örgülerin uysallığıyla çelişiyor. Annesi elini küçük kızın ensesine koyuyor, kız bu okşamayla elektrik çarpmış gibi çekiliyor." İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Fransa'ya göç etmiş Japon bir ailenin tam bir Fransız gibi yetiştirilmiş kızı Keiko ile, kusursuz Japonca bilen, sarışın, mavi gözlü sevgilisi Pierre üniversite bursuyla Japonya'ya giderler. Kendini adeta evinde hisseden Pierre'in aksine Keiko tuhaf bir hastalığa tutulur burada: Gizlenmiş, üstü örtülmüş, bastırılmış acıların eline geçer sanki yavaş yavaş ve evinin taraçasında kurmaya başladığı taş bahçesi ile Pierre'den gitgide uzaklaştığı bir dünyanın peşine düşer... Yazmaya Henry Bauchau'nun teşvikiyle başlayan Deltenre, genç bir kadın üzerinden insanlığın acılarına uzanan romanıyla ustasının açtığı yolda ilerliyor. |
| | Çeviri: Beril Eyüboğlu Kapak Resmi: Georg Flegel Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Aralık 2011 |
Rabindranath Tagore Edebiyat Ödülü Yüz yaşındaki münzevi bir Bulgar hayata ve dünyaya nasıl bakar? Hint asıllı Britanyalı yazar Rana Dasgupta, Solo'da bu sorudan yola çıkıyor. Hayatının son demlerini yaşamakta olan Ulrich'in kendini oyalamak için yapabileceği pek bir şey yoktur artık; o da kalan zamanında kendini anılarına bırakır. Bir asırlık ömrü boyunca neler görmemiştir ki: savaşlar; kapitalizmden komünizme ve komünizmden kapitalizme geçişler; bilim, teknoloji ve sanattaki devrimler... Sadece Bulgaristan'ın değil, dünyanın da değişimine tanık olmuştur Ulrich – ve kendi yaşamı da bu değişim doğrultusunda şekillenmiştir. Elbette böyle uzun bir hayat ziyadesiyle acı ve hayal kırıklığı da barındırır içinde, ama Ulrich'in bunlara karşı sağlam bir silahı vardır: yıllar önce görme yetisini kaybetmesiyle daha da pekişen engin hayal gücü. Dünyanın unuttuğu ama dünyayı unutamayan bu yaşlı adam, gerçek hayatta yapmak isteyip de yapamadıklarını ve istemediği halde yapmak zorunda kaldıklarını hayal dünyasında telafi etmeye çalışır. Böylece hayallerini anılarına katık eden Ulrich'in iç yolculuğu hayatla buruk bir uzlaşmaya dönüşür. |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | |
| |