| ISBN13 978-975-342-700-5 | 13x19,5 cm, 176 s. |
Liste fiyatı: 162.00 TL İndirimli fiyatı: 129.60 TL İndirim oranı: %20 {"value":162.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"842","item_name":"Deniz Kenarında Geyikler","discount":32.40,"price":162.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Deniz Kenarında Geyikler Özgün adı: Rehe am Meer Çeviri: Ogün Duman Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 2009 | 3. Basım: Ekim 2022 |
"Evet, hatırladım," dedi Carst, "Beyaz bir şato, dört kuleli, değil mi? Kırmızı kiremitten çatısı var." "Aynen. Tam bir doğa cenneti. Yeni evli tüm çiftler ve evlilik yıldönümünü kutlamaya gelenler kapı kemerinin önünde fotoğraf çektirir, televizyondaki bütün o yapış yapış diziler de orada çekilir. Ama kimsenin bilmediği, o kahrolası taştan pastanın bir mezarlık üzerinde durduğu. Gerçekten. Binlerce rahip yatıyor orada, inanmazsanız araştırın. Sonra günün birinde kont mu ne, birisi geliyor, mezarları su altında bırakıyor ve aşk şatosunu üzerine inşa ettiriyor. Çok havalı değil mi?" Hikâyeleri hikâye yapan nedir? Macera mı, entrika mı, sansasyon mu? Ralf Rothmann öyle olmadığını kanıtlıyor. Hayatın sıradan olaylarının içinde olmadık çatlaklar, kırılmalar, arızalar var. Sürprizler, mucizeler, tesadüfler var. Sıradan hayatlar yaşayan sıradan kişilerin onlardan hiç ummayacağımız tuhaflıkları, sıkıntıları, kahramanlıkları var. Hiçbir şey ilk anda göründüğü gibi değil. Demek ki iyi bir hikâye anlatıcısı bize kimsenin bilmediğini anlatabilir, bu mat yüzeyin ardında olup bitenleri, varlığın ışıltısını gösterebilir. Alman dilinin günümüzdeki öndegelen yazarlarından Rothmann, bu kitaptaki on iki kısa öyküsüyle bunu yapıyor. | İÇİNDEKİLER |
Islak Serçeler Matemlerin En Büyüğü Doğu'nun Gururu Ruhun Gölgeleri İki Bacaklı Fırıncım Getsemani Deniz Kenarında Geyikler Makarna İster misin? Sivri Ayakkabılar Yıldırımı Gömmek Binlerce Rahip Bütün Yol | OKUMA PARÇASI |
“Binlerce Rahip” öyküsünden, s. 145-148 Kamyonet Ostbahnhof tren garının önündeki virajı aldı ve hız kasisinin üzerinden geçerken yükleme kapakları gürültü çıkardı. Carst şaşkınlıkla etrafına bakındı ve bir anlığına caddenin tam ortasında durduğunu unuttu. Biri kornaya bastı, bir otobüs hemen yanında sert bir fren yaptı, hidrolik kapının tıslaması Carst'ın irkilmesine neden oldu. "Hadi ama!" diye seslendi şoför, kulağında belli belirsiz bir şey parlıyor, hemen arkasında el tutamaçları sallanıyordu. "Kök mü salıcan oraya?!" Bunu söylerken bir yandan gülümsüyordu ve avukat tamam dercesine elini kaldırıp tekerlekli valizini meydan boyunca arkasından sürükledi. Çınarlara kargalar konmuştu ve hava öylesine soğuktu ki, hayvanlar öttüğünde solukları görülebiliyordu. Başını iki yana salladı. Araç gereç dolu bir kamyonetin üzerine kırmızı harflerle yazılmış yazıyı okumuştu: Aydınlanma. Garın salonu ağzına kadar doluydu, spor taraftarları otomatların önünde hep bir ağızda... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Fatih Balkış, "Bir duvar ustasının öyküleri", Radikal Kitap Eki, 13 Kasım 2009 Artık edebiyat kendini var ederken katmansız, derinliksiz ve gündelik yaşamın doğasınından kopup gelen bir dünyaya açıyor kapılarını. Temel parçacıklar da her zaman bir değer yaratma kaygısı güdülmeden var olabiliyorlar. Yapıtın özüne eklenmeden ve onun kişiliğinin bir parçası olmadan, bir an aydınlanan ve sonra hemen sönüveren bir kibrit alevine benziyorlar. Öznellik bu yapıtlar için evrensel anlamlar yaratmanın tek koşuludur. Kurmacanın olanakları göz ardı edildikçe, tersine bir aydınlanma geçirir yapıt. Bütün yüklerinden kurtulmuş, hafiflemiş yeni bir edebiyatın doğasına böylece geçiş yapılır. Bu uçuculuk yazarın yapıtıyla kurduğu ilişkiden kaynaklanır. Tıpkı flanörün pasajlarla kurduğu türden bir ilişkiye benzer. Yazar yapıtıyla arasındaki pasajda yaşamın küçük bir kesitini gözlemler ve bunları kısa bir süreliğine aydınlatır. Ortaya çıkan şey bir anlıktır, ama eşsizdir. Kurgulanmamış, olu... Devamını görmek için bkz. | |
Reyhan Yıldırım, “Öykü kişilerini seven yazar”, Sabit Fikir Dergisi. Aralık 2009 Alman yazar Ralf Rothmann, Deniz Kenarında Geyikler adlı öykü kitabıyla körelmiş duyarlılıklarımıza sesleniyor. Kitaptaki on iki öykü, bilinen tek kesinliğin bu dünyaya ve an’a ait olduğu bilgisinden yola çıkılarak yazılmış; hayatın seyrinde olağan gibi görünen kimi absürt anlara ve bunlara göre geliştirilen ani tutumlar üstüne kurgulanmış. Yazar, öykü zamanlarına ait ruhun okuyucuya tam olarak yönlendirilmesini amaçlamış; öykü kişilerinin kurgu içinde beliren durumlara verdiği tepkileri ağırlıksız bir dille aktararak başarmış bunu. Nerdeyse efsunlu diyebileceğimiz öykü atmosferleri, yazarın kullandığı en etkili yazın bileşenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Yapıtlarında otobiyografik öğelere sıklıkla yer veren, yazma serüvenini ‘zanaat öğrenmek gibi’ diye niteleyen alçak gönüllü yazarın bu yönelimi ve düşüncesi, sebepsiz değil. Yazarın yaşadığı edebiyat verimine zemin ... Devamını görmek için bkz. | |
|