ISBN13 978-975-342-573-5
13x19,5 cm, 416 s.
Liste fiyatı: 414.00 TL
İndirimli fiyatı: 331.20 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Rana Dasgupta diğer kitapları
Solo, 2011
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
Tokyo Uçuşu İptal
Özgün adı: Tokyo Cancelled
Çeviri: Deniz Keskin
Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan, Melih Dalbudak
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Mayıs 2015
2. Basım: Şubat 2016

Hava koşulları yüzünden başka bir şehre mecburi iniş yapan Tokyo uçağının yolcularının büyük kısmı otellere yerleştirilir, ama on üç yolcu yer sıkıntısından dolayı havaalanında sabahlamak zorunda kalır. Hiç tanımadığınız bir grup insanla kapalı bir alanda mahsur kaldığınızda, zamanın geçmesini sağlamak için yapabileceğiniz en eğlenceli şey nedir peki? Tabii ki hikâyeler anlatmak!

Boccaccio'nun Decameron'u ve Chaucer'ın Canterbury Hikâyeleri’ninkine benzer bir ruhla yazılmış olan Tokyo Uçuşu İptal, dünyanın farklı köşelerinde, birbirinden çok farklı karakterlerin başından geçen ilginç olayları anlatan on üç hikâyeden oluşuyor. Gerçekçiliğin katı kuralları yerine hayal gücünün kural tanımazlığının hüküm sürdüğü bu hikâyeler büyüklere yönelik modern zaman masalları olarak da görülebilir. Ama her şeyin tozpembe olduğu ve kahramanların sonsuza kadar mutlu yaşadığı masallar değil bunlar; aksine, tutkuları ve zaaflarıyla insan ruhunun karanlık yönlerini eşeleyen, olayların hiç de beklendiği gibi gelişmediği, kaderin cilve ve silleleriyle örülü masallar.

Daha önce Solo adlı romanını yayımladığımız Hint asıllı Britanyalı yazar Rana Dasgupta'nın ustalıklı bir dille kaleme aldığı bu eğlenceli kitap, tarihin kendisi kadar eski olan hikâye anlatma geleneğine de bir saygı duruşu...

OKUMA PARÇASI

Açılış bölümünden, Gelen Yolcu, s. 11-17

Ortalığa kaos hâkimdi.

Neden burada olduğumuzu lütfen biri açıklayabilir mi? ­– Ne yiyeceğiz? Bunu düşünen oldu mu? – Burada yetkili kişi kim acaba? Kendisiyle görüşmek istiyorum!

Bir 747, taşıdığı 323 yolcuyu soğuk ve projektörle aydınlatılmış alanı yürüsünler ve harfleri ancak yer yer yanan, yazıldığı dil de zaten yolcuların pek azına aşina olan bir tabelanın işaret ettiği giriş kapısına doğru zar zor ilerlesinler diye, boş, üzeri hafiften kar tutmuş bir asfalt düzlüğün ortasına tükürüvermişti. Hiçliğin Orta Yeri’nde, hem Vergiden Muaf hem de –daha önemlisi– doğru dürüst bir kapıdan yoksun; insanların yalnızca normal eskatolojik işleyişin ciddi bir şekilde sakata geldiği zamanlarda indiği, iki dünya arasında, herhangi iki yer arasında gizli bir tünele benzeyen bir mekânda öylece terk edilmişti yolcular.

Yarın çok önemli bir toplantım olduğunun farkında mısınız acaba? Burada harcayacak zamanım yok benim!

Beyefendi, size daha önce de açıklama yaptık. Bu kar fırtınası Tokyo’da görülmüş en şiddetli fırtına. Şehir tamamen kar örtüsü altında, ulaşılmaz durumda. Anlıyor musunuz? Tokyo’ya uçak indirmek katiyen mümkün değil. Şimdi, konuştuğumuz esnada, bu yarımkürenin her yerinde uçaklar sarsıla sarsıla ilerliyor, U dönüşü yapıyor veya geceyi geçirecekleri üçüncü noktalara iniyor. Havayla tartışılmaz. Böyle şeyler olabiliyor.

Üç yüz yirmi üç insanın hepsi, kendi biricik Dertlerini...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

A. Ömer Türkeş, "21. yüzyılı anlatan on üç masal", Radikal Kitap, 25 Mayıs 2015

Hint asıllı Britanyalı yazar Rana Dasgupta Tokyo Uçuşu İptal romanı bir havalimanında mahsur kalan on üç yolcunun bir gece boyunca birbirlerine anlattıkları hikâyeler biçminde kurgulanmış. Dünyanın farklı şehirlerinden gelen kadınlı erkekli on üç kişi, 21. yüzyılın hayat biçimlerini mitik ve gerçeküstü anlatılara döküyorlar. Geoffrey Chaucer’in Canterbury Hikâyeleri’ni ya da Bocaccio’nun Decameron’u çağrıştıran kurgusuyla Tokyo Uçuşu İptal, “tarihin kendisi kadar eski olan hikâye anlatma geleneğine de bir saygı duruşu” olarak da okunabilir.

Tokyo seferini yapmakta olan bir uçak hava koşulları nedeniyle adı verilmeyen büyük bir havalimana iniş yapmak zorunda kalır. Çok sayıda uçak ve yolcusunu misafir eden havalimanında büyük bir karmaşa hâkimdir. Yolcular geceyi geçirmek için otellere nakledilir. Ancak on üç yolcu için yer temin edilemez. Onlar havalimanında beklemek zorundadır. Hepsi de bu durumdan hoşnutsuzdur. İçlerinden biri bu sıkıntılı saatleri hikâye anlatarak doldurmayı teklif eder ve gece bir anda renklenir. Çünkü her biri farklı ülkeden, farklı kentlerden gelmiş, yanında o kentlerin kültürünü getirmiştir. Ve tam da Benjamin’in söylediği gibi, “uzaktan gelenin anlatacakları vardır”. Böylelikle zenginlerden yoksullara, film yıldızlarından yoksul işçilere, yoksul göçmenlerden hayat kadınlarına kadar genişleyen insan tipleriy...

Devamını görmek için bkz.

Ali Bulunmaz, "Havaalanında tuhaf bir gece", Sabitfikir, 15 Temmuz 2015

İnsanoğlu hikaye anlatmaktan vazgeçemiyor. Bu bir gelenek; geçmişten bugüne ve değişen biçimiyle tüm hayatımızı kaplayan bir eylem aynı zamanda...

Dünyanın hikayesi, bir yandan yeryüzünde yaşayanların sayısı kadar çok öyküyü barındırıyor içinde. Tam da bu yüzden güçlü ve dikkat çekici. Rana Dasgupta, zengin arka planını, bir başka deyişle kültürel birikimini de işin içine katıp günümüz hikaye anlatıcılığında yeni sayfalar açan bir yazar. Önceki romanı Solo’da buna tanık olmuştuk.

Solo, Dasgupta’nın bizi münzevi Ulrich’le buluşturduğu ve akla hayale gelmeyecek ayrıntılarla kurduğu bir romandı. Bulgaristan’ın ve bir bakıma Balkanların tarihi olan kitapta yazar, imparatorluktan komünizme ve oradan yeni dünya düzenine kadar genişleyen bir hikayeyle karşımızdaydı. Tokyo Uçuşu İptal ise hikayelerin sayısını on üçe çıkarıyor.

Hava şartları yüzünden Tokyo yerine başka bir şehre inmek zorunda kalan uçağın yolcularından on üçü, otellere yerleştirilen diğer yolcuların aksine, havaalanında kalır. Birbirini tanımayan bu insanlar, hem de kapalı bir alanda, saatlerce yüz yüze bakmak zorundadır. Böylesine bir ortamda en iyi şeyin hikaye anlatmak olduğunu kararlaştıran ve Dasgupta’nın isimlerini vermediği bu on üç kişi, aklına gelenleri sırayla döküp saçar. Tümü, neşeli masallardan öte hayatın tam ortasından hikayelerle burun buruna gelir.

Hava...

Devamını görmek için bkz.

Halil Türkden, "Hikâyelerin Romanı", Remzi Kitap Gazetesi, 1 Ağustos 2015

Tokyo tarihinde gördüğü en şiddetli fırtınalardan birinin etkisi altında, şehir tamamen kar örtüsüne bürünmüş. Dünyanın her yerinde uçaklar sarsıla sarsıla ilerlerken, haliyle Tokyo’ya da hiçbir uçak iniş yapamıyor. Tam da o gece bir 747, taşıdığı 323 yolcuyu mecburi olarak bir şehrin soğuk bir havaalanına bırakmak zorunda kalır. Nevi şahsına münhasır 323 kişi, türlü sıkıntı ve kaygılarla gergin bir bekleyişin ortasındadırlar. On beş yıllık evliliği boyunca karısından bir gece bile ayrı kalmamış bir adam, yarın çok önemli bir toplantısı olan bir yolcu, kalan birkaç günlük tatilini de havaalanında geçirmek istemeyen bir kadın, kocası havaalanında bekleyen bir balayı yolcusu…

On üç kişi haricindeki herkese zor da olsa geceyi geçirmeleri için otel odaları bulunur. Geriye kalan bu talihsiz on üç kişi arasında, o soğuk karanlıkta titreyen sessizliği delen biri çıkar:

“Arkadaşlar, birbirimizi böyle sessiz sessiz oturacak kadar tanımıyoruz diye düşünüyorum. Ancak birbirini iyi tanıyan insanlar böyle oturur. Birbirimizi görmezden gelmeyelim. Sizce de öyle değil mi? Naçizane bir öneride bulunmak isterim –kabul edip etmemek size kalmış– ama aklıma şu geldi: Aramızda anlatacak bir hikâye bilen var mı acaba?”

Hint asıllı Britanyalı yazar Rana Dasgupta’nın Tokyo Uçuşu İptal adlı romanı havalimanında mahsur kalan on üç yolcunun bütün gece boyunca birbirlerin...

Devamını görmek için bkz.

Melek Ekim Yıldız, "Gerçeği alaşağı etmeyen hikâye var mıdır, veya Tokyo Uçuşu İptal!", İstanbul'da Sanat, 31 Temmuz 2015

Rana Dasgupta’nın, Tokyo Uçuşu İptal’i yukarıda söz ettiğim örneklerden biri olarak okunabilir. Hikâye anlatmanın ve dinlemenin, yaşanan gerçekle başa çıkmanın iyi bir yolu olduğu iddiasını etkileyici bir kurguyla ortaya koyan yazarın kitabı, yayınevi tarafından roman etiketiyle sunulmuş olsa da; karşımızda roman süsü verilmiş bir hikâye kitabı olduğunu söylemek yanlış olmaz kanaatindeyim. Yanlışsam da, bir edebi tür olarak hikâyeye meyletmiş bir okurun kayırmacı tutumu içinde olduğumun düşünülmesinin bence bir sakıncası yok.

Kitaba roman görüntüsü veren genel çerçeveye bakıldığında manzara şöyle beliriyor: Kötü hava koşulları nedeniyle başka bir kente zorunlu iniş yapmış Tokyo uçağı yolcularının büyük çoğunluğu, geceyi geçirmeleri için çeşitli otellere yerleştirilirken; -aksi bir tesadüf, kentte yapılmakta olan uluslararası zirve yer bulma konusunda sıkıntı yaratmıştır- kendileri için kalacak bir yer bulunamayan on üç Tokyo yolcusu geceyi havaalanında geçirmek durumunda kalır. Kimlikleri, milliyetleri ve nasıl insanlar olduğu belirtilmeyen bu on üç yolcunun geceyi geçirmek için buldukları yol, binlerce yıldır süren bir geleneğe tutunmaktır: Anlatmak ve dinlemek. Her hikâyenin genel karakteristiği olan büyüyü bir ağızdan onlarca kulağa geçirmek. Yazar, kurgu gereği havaalanında gecelemek zorunda kalan yolcuların duru...

Devamını görmek için bkz.

Yankı Enki, "Son çaremiz edebiyat", Cumhuriyet Kitap Eki, 23 Temmuz 2015

Rana Dasgupta'nın kaleme aldığı Tokyo Uçuşu İptal, sadece havaalanında sıkışıp kalan yolcuların yaşadığını değil, dünyanın geri kalanının da içinde bulunduğu kaosu, felaketi, yıkımı ve çöküşü anlatan; hem bireyin hem de toplumun tekinsiz öyküsünü dillendiren bir kitap.

Başlığında bir eksiğin, bir krizin, işlerin yolunda gitmediğinin işaretini veren Tokyo Uçuşu İptal, “Ortalığa kaos hâkimdi” diye başlıyor. Hint asıllı Britanyalı yazar Rana Dasgupta, romanın arka planını henüz ilk sayfadan yansıtıyor. Şiddetli kar fırtınası nedeniyle Tokyo’ya inemeyen bir uçağın on üç yolcusu, geceyi meçhul bir havaalanında geçirmek zorunda kalıyor. Ancak burası, fantastik unsurlarla dolu romanlardan fırlamışçasına tekinsiz ve müphem bir bölge. “İki dünya, herhangi iki yer arasında gizli bir tünele benzeyen bir mekânda” kalıyor yolcular. Geldikleri yerle varmak istedikleri yer arasında sıkışıp kalan ve yazarın çok iyi yansıttığı gibi modern hayatın temposuna kapılmış yaşamları için büyük bir gecikme ve katlanılmaz bir ertelemeyle yüzleşen yolcuların geceyi geçirmek için sığınacakları bir otel yok; onlar da hem ilk hem de son çareleri olan edebiyata sığınıp birbirlerine hikâye anlatmaya başlıyor.

Yolcu hikâyede gerek

Genellikle fantastik edebiyat deyince “yolculuk hikâyesi” klişesini kullanırız ama roman bu klişenin yerine, Boccaccio’nun Dec...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X