ISBN13 978-975-342-806-4
13x19,5 cm, 96 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarla Söyleşiler
LİSTE DIŞI
BASILMAYACAK
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Murat Uyurkulak diğer kitapları
Tol, 2002
Har, 2006
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Yücel Kayıran
Son Akşam Yemeği
1. Basım
Liste Fiyatı: 140.00 TL yerine armağan
Diğer kampanyalar için
 
Murat Uyurkulak
Bazuka
Aşk, yalnızlık ve şiddete dair hikâyeler
Yayıma Hazırlayan: Müge Gürsoy Sökmen
Kapak Resmi: Mustafa Horasan
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Mayıs 2011
7. Basıım: Nisan 2016

"İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki o dönem araf misali; kitabesi ağır mesailerle, küçük hesaplarla, kesif mutsuzluklarla yazılan bir mezartaşının gölgesinde azap gibi boktan hayatlar. Yetişkinler zombilere benziyor..."

2002'de yayımladığımız ilk romanı Tol, Bir İntikam Romanı'nın ardından, 2006'da Har, Bir Kıyamet Romanı gelmişti. Murat Uyurkulak bu kez hikâyeleri ile okur karşısına çıkıyor: Tutkular Kitaplığı; Kurtuluş On İki; Kuş Yuvası; Pembe; Aşk; Yalnızlık ve Bazuka; Şarap; Derviş; Kırmızı ve Gülsüm.

İÇİNDEKİLER
Tutkular Kitaplığı
Kurtuluş On İki
Kuş Yuvası
Pembe
Aşk, Yalnızlık ve Bazuka
Şarap
Derviş
Kırmızı
Gülsüm
OKUMA PARÇASI

Tutkular Kitaplığı’ndan, s. 11-13.

Ettore Scola’yı neden seviyorum? Tuhaf bir soru. Sinemadan döndük. Telesekreteri, radyoyu açtım. Sekreterde "Sayın Murat Davman. Bu kez bir reklamcı kaçırıldı. Merkezi aramanız rica olunur," vardı, radyoda ise kürdili hicazkâr.

Sarışın duştan önce mutlaka öper ve bir soru sorar. Öptü, sordu:

"Bu kaçıncı?"

"Beş."

"Ş" harfine müstehcen bir ilgi duyardı, ürperdi, suya gitti.

Neden Şakir veya Şaban değilim?

Merkezi aradım, ince sesli kalın gövdeli yardımcım teferruatı saydı:

"Orta halli bir dâhi. Pencere, boru, çikolata reklamları. İki gün önce işe diye çıkmış, dönmemiş. Karısı sinirli, metresiyle kaçtığından şüphe..."

Lafını bitirmesini beklemedim, kapattım, beyazların hikâyeleri sinirlerime iyi gelmez. Sanırım zekâmı bir tür ahlakla doldurup bozduğundan...

Defterimi çıkardım, kim bilir kaçıncı kez listeyi tetkik ettim. İlki büyük bir yayınevinin editörüydü. Yurtdışından dönüşte, havaalanından kaçırılmı...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Eray Ak, "Kırk ton çeken kuş tüyü", Cumhuriyet Kitap Eki, 26 Mayıs 2011

Murat Uyurkulak, 2002’de yayımladığı Tol’la bizi güzel bir hırpalamış, ardından 2006'da gelen romanı Har’la ise alaşağı edip yerimizden uğratmıştı. Aradan beş yıl geçti. Bu beş yıl içinde Uyurkulak adına, bazı dergilerde hikâyeleri bazılarında ise çevirileri ya da yazılarıyla rastladık. Beş yıl süren, suskunluk da diyebileceğimiz, dönemin ardından yazar bu kez hikâyelerini bir araya topladığı Bazuka ile çıkıyor karşımıza. Tol’la sarsan Har’la vuran bu adamın, Bazuka’yla ne yapabileceğini tahmin etmek çok da zor görünmüyor aslında. Uyurkulak’ın amacı bu kez dövmek. Açık ve net bu, ama tabi “Muratça” ve “Uyurkulakça”.

Bazuka’daki hikâyelerin çoğu, üstü örtülmek istenen, ancak bu isteğe direnerek kendine baş verecek bir delik; illa ki bulan, sorunlara borçlu doğuşlarını ve tabii Uyurkulak’ın bu kaçak dövüşe mar...

Devamını görmek için bkz.

Aslı Tohumcu, "Acı-komik memlekette yaşayanların hikâyeleri", Radikal Kitap Eki, 6 Mayıs 2011

Kaygıyla geçti bütün gün. Zehir oldu diyebilirim. İnsanın bugüne ve bize değen, üstelik kullandığı dili ustalıkla bilen ve ona özendiren bir hikâye kitabı hakkında söyleyecekleri olmalı. Doğrusu, bu söyleyeceklerini derli toplu ve eksiksiz dökebilmeli satırlara. İnsanların ağzına, okusunlar diye bal çalabilmeli o hikâyelerden. Sonuçta, “Kalmadı şöyle efendi gibi hikâye yazan. Piç fırlıyor artık birçok yazarın kaleminden” değil mi ya?

Murat Uyurkulak’ın Bazuka’sı o piçlerden değil işte. Aşk, yalnızlık ve şiddete dair bu hikâyeler, kendi uzayında değil de basbayağı Türkiye denen acı-komik memlekette yaşayan ve kaleminin ucundan inatla bu memleketi apaçık gören, görmeye de cesareti olan bir yazarın hikâyeleri bir kere. Yazar kalemini bize, insanımıza ustalıkla tutarken bir büyüteç gibi, ustalıklı okurun da yazarı bir bütüyeç altında görmesi mümkün olabi...

Devamını görmek için bkz.

Şirvan Erciyes, "Cam kırığı öyküler", Bireylikler Dergisi, Temmuz-Ağustos 2011

Tol ve Har ile okurun bünyesine rahatsız edici cümleler yollayan Murat Uyurkulak verdiği rahatsızlığa devam etmekte ısrarcı görünüyor. Üstelik verdiği rahatsızlıktan dolayı hiç kimseden özür dileme niyeti yok. Pembe-mavi tabloların çizildiği, saadet asrı özlemiyle yanıp tutuşanların, kendi saadetleri için, kendilerinden olmayanları düşman bildiği ortamda, itirazını yüksek sesle dillendiren yazarın Bazuka adını verdiği öykü kitabı okurla buluştu. “Aşk, yalnızlık ve şiddete dair hikâyeler” alt başlığı ile yayımlanan kitapta dokuz öykü yer alıyor.

Aşkın, yalnızlığın ve şiddetin tanımını yapanlara, her şeyi çok iyi bildiğini sananlara, hatta nasıl sevip nasıl özleyeceğimizi, kiminle nerede ve nasıl sevişeceğimizi on emir misali listeleyenlere karşı sesini yükseltenlerin öyküleri yer alıyor kitapta. Bu kitabı plazalarda yaşayanlar, borsa endeks...

Devamını görmek için bkz.

Eray Ak, "Kırk ton çeken kuş tüyü", Cumhuriyet Kitap Eki, 26 Mayıs 2011

Murat Uyurkulak, 2002’de yayımladığı Tol’la bizi güzel bir hırpalamış, ardından 2006'da gelen romanı Har’la ise alaşağı edip yerimizden uğratmıştı. Aradan beş yıl geçti. Bu beş yıl içinde Uyurkulak adına, bazı dergilerde hikâyeleri bazılarında ise çevirileri ya da yazılarıyla rastladık. Beş yıl süren, suskunluk da diyebileceğimiz, dönemin ardından yazar bu kez hikâyelerini bir araya topladığı Bazuka ile çıkıyor karşımıza. Tol’la sarsan Har’la vuran bu adamın, Bazuka’yla ne yapabileceğini tahmin etmek çok da zor görünmüyor aslında. Uyurkulak’ın amacı bu kez dövmek. Açık ve net bu, ama tabi “Muratça” ve “Uyurkulakça”.

Bazuka’daki hikâyelerin çoğu, üstü örtülmek istenen, ancak bu isteğe direnerek kendine baş verecek bir delik; illa ki bulan, sorunlara borçlu doğuşlarını ve tabii Uyurkulak’ın bu kaçak dövüşe maru...

Devamını görmek için bkz.

Karin Karakaşlı, "En hafif silah: öykü", Milliyet Kitap Eki, Mayıs 2011

Tarih ile siyasetin küçük insan hayatlarındaki izdüşümlerini ustalıklı diliyle edebiyata tahvil eden Murat Uyurkulak, tadına doyulmaz romanları Tol, Bir İntikam Romanı ve Har, Bir Kıyamet Romanı’nın ardından sonra bu kez de bir öykü seçkisi ile karşımızda. Bazuka, yazarın kendi tabiriyle “aşk, yalnızlık ve şiddete dair” dokuz öyküsünü bir araya getiriyor.

Acı bir hiciv

Öykü sanatının anı fotoğraflama, hayatın tayin edici zaman ve mekânına odaklanma ve böylelikle insan ruhunun en derinliklerine dalma olanakları doğrusu Murat Uyurkulak’ın mahir ellerinde tam karşılığını bulmuş. Hele yazarın yer yer kara mizaha varan ironisinin verdiği keyif gibisi yok. Uyurkulak, ironiyi, edebiyatın sunduğu anlatım olanaklarının zirve noktasına taşıyor.

Bir genelevin yeriyle başlayan “Gülsüm” öyküsünün başlangıcı, yak...

Devamını görmek için bkz.

İsmail Adem, "Sert ve travmatik öyküler", Kitap Zamanı, Haziran 2011

Bazuka’da yer alan “Tutkular Kitaplığı”, “Aşk, Yalnızlık ve Bazuka” öyküleri başka kitaplara naziredir.

“Şarap” ve “Kırmızı” öyküleri bir anlamda ‘ısmarlama’ öykülerdir. “Kurtuluş On İki”, “Derviş”, “Kuş Yuvası” öyküleri ise başka yazarlarla, gazetecilerle ortaklaşa yazıldı.

Murat Uyurkulak’ın daha önce Milliyet Sanat’ta yayımlanan başka öykülerinin de olduğunu bildiğimize göre şu soruyu sormamız gerekiyor: Hikâyesi bunca dağınık olan bu öyküleri bir seçki gibi bir araya getiren ortak payda ne olabilir?

Uyurkulak’ın dokuz öyküyle bize resmettiği insanlar, bir şekilde iyi tanıdığımız ama edebiyat muktedirlerinin çoktandır görmezden geldiği kişiler, belki de unutulmamak için yazılmış romanların unutulmuş yazarları; cinsiyet köprüsünün ortasında kalmış, ne o yana ne de bu yana geçebilmiş eksik bir Tahir; pembe renkten tahrip olmuş, muzdarip bir mahkûm; aşk gelince...

Devamını görmek için bkz.

Şenay Eroğlu Aksoy, "Murat Uyurkulak'ın izinde", Notos Edebiyat Dergisi, Ekim- Kasım 2011

Romanıyla tanıdığımız Murat Uyurkulak öykülerinde de aynı dilin izinden yürüyor. Argo ve küfre korkusuzca yaklaşarak, sokağa, sokağın kurallarıyla yaşayan insanlara ayna tutuyor. Olağan, yaşama ayak uydurmuş kahramanlar yer bulamıyor onun öykülerinde. Oğuz Atay’ın kahramanları eğitimli, yorumlama becerisine erişmiş, varoluşsal kaygılarla olağandan ayrılan “tutunamayanlar”dan oluşuyorsa; Murat Uyurkulak’ın kahramanları doğuştan getirdiği aykırılıklar yüzünden “yerleşik hayat”a geçemeyen “tutunamayanlar”dan oluşuyor.

Öykülerinde düz zamansal bir anlatımı tercih etmeyen Uyurkulak kurguyla da oynuyor. Parça parça verilen gelişmeler bütünlenmeye ihtiyaç duyuyor. Anlatmak istediklerini doğrudan söylemeden metni okurla bütünleşmek için bir fırsata dönüştürüyor.

Murat Uyurkulak’ın kalbi geride bırakılmış, dışlanmış, ötekileştirilmişlerin yanında atarken, yazın dilini de on...

Devamını görmek için bkz.

Samed Karagöz, "Bu kitabı da namluya sürün",Vatan Kitap Eki, Mayıs 2011

2002 yılının Ekim ayında İzmir’den İstanbul’a yaptığım bir otobüs seyahate esnasında Murat Uyurkulak’ın adını ilk kez gördüm. Otobüs terminallerinin gazete, dergi, kitap, kuruyemiş vs. satan büfelerinden birinde rastladım ona. Ne manaya geldiğini anlayamadığım bir adı vardı kitabın: Tol. Bir de alt başlığı vardı Bir İntikam Romanı. Kitabı elime aldım ve şimdiye kadar okuduğum en iyi ilk cümleyi okuduğumda kitabı satın almaya karar verdim: Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi. Böyle bir cümleyle başlayan bir kitabın kötü olması imkân dâhilinde değildi ve İstanbul’a vardığımda yanılmadığımı anladım çünkü yolculuk boyunca kitabı elimden bırakamadım. Bazı bölümleri tekrar tekrar okudum. İkinci kitabı Har’ı ise çıkar çıkmaz okudum Uyurkulak’a olan hayranlığım daha da artmıştı. Şimdiyse yepyeni bir Murat Uyurkulak kitabıyla karşı karşıy...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X