ISBN13 978-975-342-772-2
13x19,5 cm, 176 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Liste fiyatı: 140.00 TL
İndirimli fiyatı: 112.00 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Simon Critchley diğer kitapları
İmansızların İmanı, 2013
Bellek Tiyatrosu, 2015
Futbol Düşünürken Aslında
Ne Düşünürüz?
, 2018
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Andrey Platonov
Muhteşem Vahşi Dünya
3. Basım
Liste Fiyatı: 140.00 TL yerine armağan
Diğer kampanyalar için
 
Simon Critchley
Sonsuz Talep
Bağlanma Etiği, Direniş Siyaseti
Özgün adı: Infinitely Demanding
Ethics of Commitment, Politics of Resistance
Çeviri: Tuncay Birkan
Yayıma Hazırlayan: Müge Gürsoy Sökmen
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Haziran 2010

Simon Critchley Sonsuz Talep'te bir yandan içinde yaşadığımız kapitalist liberal demokrasi döneminde yoğun biçimde hissedilen siyasal hayal kırıklığının nedenlerini araştırırken, bir yandan da bu hayal kırıklığını ve doğurması muhtemel nihilist tepkileri, insanları sahiden motive etme gücü olan radikal bir siyasetle aşmanın yollarını analiz ediyor. Böyle bir siyaseti şekillendirebilecek bir bağlanma etiğinin ve bu etiğin taşıyıcısı olacak özne kavrayışının anahatlarını Kant, Marx, Levinas, Badiou, Rancière ve Lacan gibi düşünürlerin metinleriyle özgün bir biçimde hesaplaşarak çiziyor.

Kitabının hedefini şöyle açıklıyor Critchley: "Fena halde adaletsiz bir dünyada adalet ne olabilir? Bir etik ihtiyacını ya da ... günümüzdeki siyasal durumla yüzleşmemizi ve onu bertaraf etmemizi sağlayabilecek normatif ilkelere duyulan ihtiyacı doğuran da bu soru işte. Bu kitabın kendine verdiği başlıca görev, bu ihtiyaca, sonsuzca talepkâr bir bağlanma etiğinin ve direniş siyasetinin yolunu açacak bir etik deneyim ve öznelik teorisi sunarak cevap vermektir."

Critchley bu kitabında çok az felsefecinin yapabildiği bir şeyi yapıyor, felsefeyi içinde yaşadığımız dünyanın somut meseleleriyle ve bu meseleler etrafında verilen somut mücadelelerle ilişkilendiriyor: Marx'la ve Marksizm geleneğiyle olduğu kadar yeni alternatif küreselleşme hareketlerinde cisimleşen anarşizm anlayışıyla da verimli bir diyaloğa giriyor.

İÇİNDEKİLER
Giriş: Bağlanma İmkânı
Aktif ve Pasif Nihilizm
Motivasyon Eksikliği
Argüman

1 Onay Talep Etmek: Bir Etik Deneyim Teorisi
Etik Deneyim
Etik Öznelik
Gerekçelendirici Nedenler ve Heyecan Verici Nedenler
Örneğin, Kant – Akıl Olgusu
Ahlak Yasasının Kendi Kendini Doğrulaması – Günümüzdeki Bazı Kantçılar
Özerklik Ortodoksisi ve Olgusallık Sorunu

2 Bölünmüş Bireycilik – Etik Özne Nasıl İnşa Edilir?
Alain Badiou – Konumlanmış Evrensellik
Knud Ejler Løgstrup – Karşılanamayan Talep
Emmanuel Levinas – Yarılmış Özne
Jacques Lacan – Komşunun Şeyimsi Gizliliği

3 Yüceltim Sorunu Mutluluk mu?
Trajik Kahramanlık Paradigması
Mizah
Üstbenin Doğası Konusunda Hâlâ Öğrenmemiz Gereken Çok Şey Var
Vicdan Sahibi Olmak

4 Anarşik Meta-Siyaset – Marx'tan Sonra Siyasal Öznelik ve Siyasal Eylem
Marx'ın Hakikati
Kapitalizm Kapitalistleştirir
Yerinden Etme
Adlar Eksik – Siyasal Öznelik Sorunu
Mücadeleyi Aramak Gerekir
Devlet İçindeki Çatlak Kabilinden Mesafe Olarak Siyaset
Hakiki Demokrasi
Anarşizan Meta – Siyaset Olarak Etik
Yeni Bir Sivil İtaatsizlik Dili
Uyuşmazlık ve Öfke
Sonuç

EK 1
Gizli-Schmittçilik – Bush'un Amerikası'nda Siyasal Olanın Mantığı
EK 2
Obama'dan Sonra Sol

Açıklama Notu
Dizin
OKUMA PARÇASI

EK 2, Obama'dan Sonra Sol, s. 161-65.

Obama’nın zaferi, kölelik lekesi ve ırkçılık gerçekliğiyle tanımlanan Amerikan tarihinde simgesel bakımdan güçlü bir âna karşılık geliyor. Bu zaferin, ABD'nin dünyanın dört bir yanında algılanma biçimi üzerinde son derece hayırlı sonuçları olacak. Parlak bir stratejinin ürünüydü bu zafer; Obama'nın kampanyası Bush yönetiminin hayal kırıklığına uğratıp güçsüz düşürdüğü insanları dönüştürüp motivasyonu yüksek, örgütlü bir halk gücü haline getirdi. Ama Obama'nın zaferinin herhangi manidar bir anlamda değişimle ilgili olduğu fikrine itirazım var.

Obama'nın siyaseti siyaset karşıtı bir fantazinin hükmü altında. Ortak zemini bulma, aramızdaki farkları kenara koyup birliğe ulaşma çağrısına dayalı bir fantazi bu. Obama'nın siyaseti bir birlik, topluluk, ortaklık ve ortak iyi özleminin hükmü altında. Bush'un partizan siyasetinin yarattığı hayalkırıklığının devası, ABD'nin kurucu eyleminin yeniden teyidi, Amerikan Anayasası'nın açılış cüm...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Erol Mutlu, “Sivil itaatsizlik ama nasıl?”, Agos Kitap/Kirk, 21 Ağustos 2010

İnsanları siyasal bir davaya bağlayan nedir? Özneler, o davanın gerektirdiği siyasal eyleme geçme gücünü nasıl yaratırlar? Simon Critchley, Sonsuz Talep adlı kitabında, bu sorulardan hareketle, insanların siyasal özneler olarak hayata müdahale etmelerini anlamlandıracak, alternatif bir etik anlayış oluşturmak için kafa yoruyor.

Adaletsiz bir dünyanın yarattığı siyasal hayal kırıklığını bertaraf edebilmek için yeniden bir bağlılık duygusu oluşturmak gerekiyor. Liberal demokrasi çağının temel siyasal sorunlarından birinin, insanlarda yarattığı motivasyon eksikliği olduğunu belirten Critchley, günümüzde siyasal normların, bağlayıcı olarak bize dışarıdan dayatıldığına, ama içsel (dolayısıyla duygusal) olarak bizler için zorlayıcı bir güce dönüşemediğine dikkat çekiyor. Dayatılan bu normlar dışsal kalmakta, özneliğimizin ayrılmaz birer parçası, içsel bir enerji kaynağı haline gelememe...

Devamını görmek için bkz.

Semih Gümüş, “Çatlağı devlette açmakla başlamalı”, Radikal Kitap Eki, 23 Temmuz 2010

Siyasetle kurulan ilişkinin gönüllülerinin her zaman düzenin yapıcı unsurları oluşu, onları bir dizi kast biçiminde sıralar ve bu sıranın kendiliğinden edindiği hiyerarşi, kapitalizmin bütün araçlarıyla koruduğu siyasal sistemin uzantısı olarak düzenlenir. Bu sistemin içinde bulunmaya gönüllü olanların siyasal yelpazenin sağında ya da solunda oluşu, onlar adına ne olumsuz bir not düşmeye neden olur, ne de baştan olumlu. Sonunda, aynı potaya dökülüyorlar. Orada kendini muhalif konumda tanımlamış olmak da gerçek bir siyasal özne olmayı kendiliğinden sağlamaz.

Siyasal bir özne olmak, sonunda iktidara değen bir örgütü mü getirir akla? En azından 1917-1991 arasındaki dönemin kesintisiz çatışma kültürü içinde ve kendini koruma endişesinin önceliği aldığı koşullarda, örgütten başka özne düşünülmüyordu. Marksizmin bir dogmaya dönüştürülmesinin nedenlerini bu koşullar oluşturdu, oysa onun ya...

Devamını görmek için bkz.

Kaya Genç, “Talebimiz: Dünyanın bütün sokakları”, Radikal Kitap Eki, 2 Temmuz 2010

İngiliz felsefeci Simon Critchley’nin Sonsuz Talep’te tarif ettiği politik pratiklere yabancı değiliz. 1999 yılında Seattle’da Dünya Ticaret Örgütü toplantısına karşı düzenlenen protestolar ve takip eden Prag, Nice, Cenova, Quito, Cancun deneyimlerine daha geçen hafta, Toronto’daki G-20 gösterileri eklendi. Critchley’nin kitabında tanımlayıp bir model olarak önerdiği ‘etik-birey’inin siyaset alanı tam da böyle bir yer: Dünyanın bütün sokakları.

Critchley’nin dünyadaki adaletsizliklerden hayal kırıklığına uğramış bireyi, içinde hissettiği (Critchley’e göre ilk tepkimiz olan) öfkeyi bir talebe dönüştürüyor ve bunun için eyleme geçtiğinde etik hareketine başlamış oluyor. Elbette, bu ‘etik-birey’den yola çıkarak evrensel bir etik talebinde bulunmak kulağa fazlasıyla Kantçı geliyor. Bu da şaşırtıcı bir durum, ne de olsa Beyoğlu’ndaki Pandora Kitabevi’nin kataloğunu karıştırdığınızd...

Devamını görmek için bkz.

İlke Kamar, “Bağlanma etiği direniş siyaseti”, Birgün Kitap Eki, 24 Temmuz 2010

İngiliz filozof Simon Critchley Avrupa felsefesi, felsefe tarihi, edebiyat, etik ve siyaset konusunda yaptığı çalışmalarla biliniyor. Uzun bir süre etik felsefesi, özellikle de ‘Emmanuel Levinas’ın etiği’ konusundaki çalışmaları ve Beckett, Wallace Stevens gibi edebiyatçıların eserleriyle felsefe arasındaki ilişkiyi inceleyen metinleriyle tanınan Critchley, son dönemlerde daha çok anarşizan bir sol siyaset geliştirme imkânları üzerinde duruyor. Critchley’nin Sonsuz Talep kitabı, dünyadaki adaletsizliklerden hayal kırıklığına uğramış bireyin, içinde hissettiği öfkeyi bir talebe dönüştürüyor. Bireyin bu talep için eyleme geçtiğinde ise “etik hareketine” başlamış olduğunu savunuyor. Ona göre felsefe, yani Kant sonrası modern felsefe, var olana duyulan bir hayret ve hayranlık deneyimiyle değil, bir başarısızlık ve eksiklik deneyimiyle başlar. “Şeylerin sadece hayranlık verici olmadık...

Devamını görmek için bkz.

Ertuğrul Meşe, “Siyasetsiz etiğin içi boş, etiksiz siyaset kördür!”, Bireylikler Dergisi, Ocak-Şubat 2011

Simon Critchley’in Sonsuz Talep’i son dönemde siyaset, etik ve anarşizm üzerine okuduğum en verimli kitaplardan biridir. Yazar kitaba, alışılmışın dışında felsefenin, hayal kırıklığı ile başladığını vurgulayarak başlıyor. Çünkü içinde yaşadığımız dönem, kapitalist ve ataerkil sömürünün ve yıkımın akıl almaz sonuçlar yarattığı bir dönemdir ve bu dönemde “hayret deneyiminin” insani özgürleşme noktasında felsefi etkinliğe bir şey katmadığın bir dönemdir. Öyle görünüyor ki yenilgilerimiz, başarısızlıklarımız ve hayal kırıklıklarımız üzerinde düşünürsek ve bunları hamasi bir iyicillik saf dilliliğine ve kavramsal hedonizme düşmeden aşmaya çalışırsak, o zaman felsefe yapmış olacağız. Yazara göre, çağımızda yaşanan hayal kırıklığı iki ana kol üzerinden ilerlemektedir. Birincisi siyasal, dinsel ve anlamsal yıkımın yarattığı nihilizm ve bunların sonucunda pasifleş...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X