ISBN13 978-605-316-076-2
13x19,5 cm, 200 s.
Liste fiyatı: 232.00 TL
İndirimli fiyatı: 185.60 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Emil Michel Cioran diğer kitapları
Tarih ve Ütopya, 1999
Çürümenin Kitabı, 2000
Ezeli Mağlup, 2007
Burukluk, 2011
Var Olma Eğilimi, 2016
Parçalanma, 2020
Zamana Düşüş, 2020
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
Doğmuş Olmanın Sakıncası Üstüne
Özgün adı: De l'inconvénient d'être né
Çeviri: Kenan Sarıalioğlu
Yayıma Hazırlayan: Savaş Kılıç
Kapak Resmi: Robert Motherwell
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Şubat 2017
7. Basım: Ocak 2025

"İnsan ortaya çıkar çıkmaz, çiçekler de ortaya çıktı." Bana kalırsa, çiçekler insandan çok daha önce vardı ve insanın gelişiyle hâlâ içinden çıkamadıkları bir şaşkınlığa gömüldüler...

*

Ne zaman ölümü düşünmesem, hile yaptığım, içimdeki birini aldattığım hissine kapılıyorum.

*

Bilinç ete batmış bir kıymıktan çok, saplanmış bir hançerdir.

*

Ölümün bizim için artık ilginç yanı kalmayıp, ondan hiçbir şey elde edilemeyeceğini düşündüğümüzde, doğuma geri çekilir, başka türlü bir dipsiz uçuruma meydan okuyarak haykırmaya başlarız...

*

Yaşamak, savaşta toprak yitirmektir.

OKUMA PARÇASI

Giriş bölümünden, s. 9-12

Saat sabahın üçü. Şu saniyeyi duyumsuyorum, sonra da öbürünü, her dakikanın hesabını tutuyorum.

Bütün bunlar niçin? - Çünkü doğdum.

Doğumun sorgulanması özel bir uykusuzluktan kaynaklanır.

*

“Dünyaya geldiğimden beri” - bu ...den beri bana öyle korkunç bir anlamla yüklü görünüyor ki, katlanılmaz oluyor.

*

Yapılan şeyin ağırlığını azaltan ve menzilini daraltan bir bilgi var: Bu bilgi için, kendisinin dışında her şey temelsizdir. Amaç fikrinden tiksinecek kadar saf olan bu bilgi, bir eylemde bulunmakla bulunmamanın bir olduğunu ifade eden o en uç noktadaki bilmeyi dile getirir ve yine en uç noktada olan bir doyuma eşlik eder: Her karşılaşmada, icra edilen hiçbir jestin ona bağlanmaktan başka bir anlamı olmadığını, hiçbir şeyin herhangi bir töz iziyle belirginleşmediğini, “gerçekliğin” usa aykırı olanın yetkisi dahilinde olduğunu tekrar edebilmenin doyumuna. Böyle bir bilgi “ölümden sonra ortaya çıkmış” diye nitelense yeridir: Bu bilgi, bilen hem yaşıyor hem yaşamıyormuş gibi, hem varlıkmış hem varlığın anısıymış gibi işler. Bilen, yaptığı her şey hakkında, eylem ânında bile, “Bu çoktan geçmişe gömüldü” der, geçmiş de şimdi’den böylece ebediyen azledilmiş olur.

*

Ölüme doğru koşmuyoruz, doğum felaketinden kaçıyoruz; onu unutmaya çalışan felaketzedeler olarak çırpınıp duruyoruz. Ölüm korkusu, bizim ilk ânımıza kadar giden bir korkunun geleceğe yansıtılmasından başka bir şey değildir.

Do...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Emek Erez, "E. M. Cioran düşüncesinde doğmuş olmanın sakıncası", Edebiyat Haber, 13 Şubat 2017

Her şeyden şüphe eden, dünyada olmanın öfkesini kalemiyle dile getiren, ters bir düşünür deyince aklımıza gelen isimlerden E. M. Cioran. Onun düşünce dünyasıyla tanışanların yüzüne tokat gibi vuran bir hakikat var, dünyada var olmaya çalışmak boşa bir çaba. Dünyanın kurallarının sana devamlı hatırlattığı bu dünyada çaresiz bir varlık olmak. Yaşamanın anlamı Cioran açısından baktığımızda belki de en değersiz durum çünkü ona göre; insanın doğduğu andan itibaren varlığı çileli olmaya mahkûm ve varlığın başlangıcı olan doğum aslında yokluğun karşılığı. Bu nedenle insan dünyada ömür tüketmek için çabalamalı ve varlığının amacı ölüme daha çok yaklaşmak olmalı. Metis tarafından basılan, Doğmuş Olmanın Sakıncası Üstüne adlı metninde yazar genel olarak buna odaklanıyor. Çünkü ona göre insan, ölümden korkmak yerine asıl doğmuş olmanın nasıl bir felaket olduğunu kavramalı.

“Dünyaya geldiğimden beri bu …-den beri bana öyle korkunç bir anlamda yüklü görünüyor ki, katlanılmaz oluyor” Diyor Cioran ve insanın dünyaya ilk geldiği günden itibaren katlanılmaz bir varlık çabası içerisinde olduğunu hatırlatıyor. Doğmuşsun, dünyaya bir varlık olarak gelmişsin ve bundan daha kötüsü yok. “Şu ânın içinde asla rahat değilim; beni, ancak benden önce gelen, beni buradan uzaklaştıran şey ayartıyor, varolmadığım o sayısız anlar: doğmuş olmayan.” Yazarın fikrine göre; insan...

Devamını görmek için bkz.

Ali Bulunmaz, "Dünyayla hesaplaşan uykusuz", Cumhuriyet Kitap Eki, 16 Mart 2017

Emil Michel Cioran, yirminci yüzyılın başından yeni bin yıla beş kalaya kadar süren hayatında insanın alçalışını, tekniğin ve teknolojinin yükselişini, değişen değer yargılarını görüp bütün bunlarla ilgili denemeler ve felsefi metinler kaleme aldı. Nefret ettiği ve insanlık dışı bulduğu tiranların ürettiği tarihî bizzat deneyimledi. Cioran, yaşamını hatırlamak üzerine inşa etmişti ama 1995’te, hafızasındaki her şeyi silen hastalıktan öldü.

Cioran’ın kafa yorduğu biricik konu, insanın ömrünü nelerle doldurduğuydu. Hoşgörüsüzlüğün ve “sohbetin ölümü” dediği fanatizmin, kişinin hayatını yonttuğunu ifade ederken farklı fikirlerin bir aradalığını kabullenmemenin mutlaka kan dökmeyle sonuçlanacağını savunmuştu; kuşkuculuğu önemsememek veya insanın soru sormasını engellemek, ona göre vaaz verenlerin ürettiği bir terör eylemiydi.

Kurtuluşun “mutlak”ta değil, insanın kendisinde olduğunu söyleyen Cioran, bu bakımdan düşünsel anlamdaki hazır yemeklerden kaçınmayı öğütlemişti. Kötülüğün döngüselliğini sık sık dile getiren yazarın acı çekmesine neden olan, bahsettiği ve hayatı saran bu kalıplardı.

Cioran’ın yazdıkları, tutulduğu yaşam mücadelesini yansıttı. Öte yandan “çok az yazdım” dediği metinlerinde hayatın perde arkasına sızmaya çalışmıştı. Türkçeye Kenan Sarıalioğlu tarafından çevrilen Doğmuş Olmanın Sakıncası Üstüne de bu çabanın bir ürünü olan fragm...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X