| ISBN13 978-975-342-038-9 | 13x19,5 cm, 112 s. |
Liste fiyatı: 128.00 TL İndirimli fiyatı: 102.40 TL İndirim oranı: %20 {"value":128.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"12","item_name":"Burukluk","discount":25.60,"price":128.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Burukluk Özgün adı: Syllogismes de L'Amertume Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mayıs 2011 | 7. Basım: Ocak 2024 |
"Herşeyi yıktıktan sonra kendini de yıkmayan bir kitap, bizi beyhude yere azdırmış olurdu." Kimi zaman ciddi, kimi zaman gülünç bir düşünce derlemesi olan Burukluk, ilk paragrafından son paragrafına aynı saplantıyı sürdürür: Hem kaygı hem gülümseme dolu bir şüpheyi muhafaza etmek. | İÇİNDEKİLER |
Sözün Körelmesi Uçurum Dolandırıcısı Zaman ve Kansızlık Batı Yalnızlık Sirki Din Aşkın Canlılığı Müzik Üzerine Tarihin Başdönmesi Boşluğun Kaynağında | OKUMA PARÇASI |
"Batı", s. 38-45 Modern gurur: Değer verdiğim bir insanın dostluğunu kaybettim, ondan daha yozlaşmış olduğumu ona tekrarlamaya yırtındığımdan... * Batı boş yere geçmişine lâyık bir can çekişme biçimi aranıyor. * Don Kişot, bir uygarlığın gençliğini temsil eder: Kendine olaylar icat ediyordu — bizse üzerimize gelen olayların elinden nasıl kurtulacağımızı bilemiyoruz. * Doğu, çiçekler ve feragat üzerine eğildi. Biz, ona karşı makinaları ve çabayı çıkarıyoruz, bir de o dörtnala melankoliyi — Batı' nın son sıçramasını. * Büyük ulusları biraz ilave gelecek dilenirken görmek ne hazin! * Bizim devrimiz vatansızların Romantizminin damgasını taşıyacak. Artık hiç kimsenin oturma hakkı olmayacağı bir evrenin sureti şimdiden biçimleniyor. Bugünün her vatandaşının içinde müstakbel bir evsiz barksız yabancı yatmaktadır. * Bin yıllık savaş... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Fatih Çodur, “Cioran’ın Burukluk’u üzerine söz almak”, Ayraç, Şubat 2011 1911-1995 yılları arasında yaşamış, Romanyalı deneme ve ahlakçısı Emil Michel Cioran’ın aforizmaları, bünyesinde adeta saplantılı bir bunaltının melankolik hazzını barındırır. Onlarla tanışık olduktan sonra, tanışıklık derecemizin kendi içinde derinleşip genişleyerek arttığını görürüz. Cioran’ı bir kez okuduktan sonra aklımızda bir yerlerde onunla ilgili bir parça, bir iz-ki bu genelde hüzün ya da kuşkunun ayak izidir – mutlaka kalır. Kendi küçük kar fırtınamızda, onun büyük kuşkuculuğunun izlerine rastlamamız her zaman mümkündür. Cioran’ın aforizmal tutumu, içe bütün unsurlarıyla yerleşen ve zamanla iç’in kendisi olan, içine girildikçe içleşen ve yeri ve hususiyeti tam da belirli olmayan, içinden çıkılamaz bir burukluk ihtiva eder ki, onun bütün kitaplarında bu içselleştirme durumunu kolayca fark edebiliriz. 1952 yılında Fransa’da ilk defa Syllogismes de l’amertume adıyla ba... Devamını görmek için bkz. | |
Haldun Bayrı, "Çevirmen sözlüksüz kalınca: Bir 'Unsurlara Dönüş'hikâyesi, Duvar Dergisi, Temmuz-Ağustos 2014 Cioran’ın adını ilk kez 1980 sonbaharında, Galatasaray Lisesi’ndeki felsefe hocam Olivier Abel’den duymuştum. Bana ve benim gibi 12 Eylül şokunu yaşayan Stalinci arkadaşlarıma hararetle Tarih ve Ütopya’daki “Rusya ve Özgürlük Virüsü” yazısını okumamızı tavsiye ettiğini hatırlıyorum. O zamanki fransızcamla okumuş, pek bir şey anlamamış, o günlerin işkence ve cenaze ortamında onun o herşeyi tiye alan tavrına da sinir olmuştum. Kapağı Batı’ya atan, üstelik bir de küstahlaşan her Doğu Bloku vatandaşı gibi, onu da horgörmüştüm. Yıllar geçti, Çürümenin Kitabı başucu kitaplarımdan biri haline geldi; Cioran’ın diğer kitaplarının da çoğunu okumuştum artık. 1989’da askerliğimi bitirdikten sonra, şöyle bir hava değişimi için arkadaşım Panayotis Kanellakis’in Eğriboz adası Drogari mevkiindeki evine gittim ve orada üç-dört ay ... Devamını görmek için bkz. | |
|