| ISBN13 978-975-342-759-3 | 13x19,5 cm, 104 s. |
|
Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar, 1975 | İnsan Olmak, 1983 | Psikanaliz ve Sonrası, 1988 | Varoluş ve Psikiyatri, 1990 | Kırmızı Kitap, 1993 | Dersaadet'te Dans, 1996 | Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?, 1997 | Kimbilir?, 1998 | Kızarmış Palamutun Kokusu, 2001 | Hayat, 2002 | Tren, 2004 | Seyyar, 2005 | Kuru Su, 2008 | Mesela Saat Onda, 2012 | Rastgele Ben, 2014 | Orada, Bir Arada, 2017 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Müge İplikçi, ''Bazen tek bir kitap!'', Vatan Gazetesi, 5 Ekim 2011 İki gün önce gazetemizde Mine Şenocaklı’ın Hasan Cemal ile son kitabı Barış’a Emanet Olun üzerine yaptığı söyleşiyi okumuşsunuzdur. Hasan Cemal kitabıyla ilgili bilgiler verirken medyanın geçmişte yaşadığı suskunluğa, belleksizliğe, yanlış yönlendirmelerine değiniyor. Değinirken bir de özeleştiri yapıyor. Benzeri bir yüzleşmeyi Cumhuriyet’i Çok Sevmiştim kitabında da yapmıştı ve bir dönemin ilâh konumundaki gazetesinin de nihayetinde insan elinden çıkma olduğunu anımsatmıştı birçoğumuza. İnsan eli bana şunu çağrıştırıyor: İnsan yanlış yapar, yapabilir. Üstelik insanın yanlışlarla güzel olduğuna inanan biriyim. Ancak asıl çözüm noktası inatla yanlışları devam ettirmekte değil, bunların gerçekliğiyle yüzleşebilmekte. Açıkçası toplumsal psikolojimizin de bundan farklı bir işleyişi olduğuna inanmıyorum. Bunun yolunu ve yöntemini bir biçimde görmemi sağlayan kitaplardan bir bölümü de Engin Geçtan’ınkilerdi. (Bakınız özellikle onun Zamane’sine) Türkiye kamuoyunun yıllarca Kürtler konusunda kendi gölgesinde yaşamayı tercih etmesi, kamuoyunun kendi seçimi değildi. Orada yaşananların gerçekte ne olduğunu ilk elden okumamıza, görmemize hiçbir zaman izin verilmedi. Gerçeği bu biçimde ihlâl edenlere diyecek bir sözüm yok. Bedeller er ya da geç ödeniyor çünkü. Ancak artık kamuoyu olarak madem birtakım olup bitenleri daha net seçebiliyoruz, o zaman sarf ettiğimiz düşman sözcüklerimize, kinlerimize bir kez daha dönüp bakmamız gerekiyor. Aslında kızdığımız kim? Neden öfkeliyiz? Neden hep karşımızdakileri suçluyor ve kendimizi hep haklı görüyoruz? Bu intikam duygusu niye? Haberi çok çıktı ama tam da burada diğer sevdiğim bir kitabın adını zikretmek isterim: Bildiğin Gibi Değil bir sözlü tarih çalışması. İki araştırmacı Rojin Canan Akın ve Funda Danışman’ın derlediği Metis Yayınları’ndan çıkan bir kitap. Yaşamı anlatıyor. Biz Batı’dakilerin belleklerinden kaçanları, belleklerine kondur-a-madıklarını. |