| ISBN13 978-975-342-759-3 | 13x19,5 cm, 104 s. |
|
Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar, 1975 | İnsan Olmak, 1983 | Psikanaliz ve Sonrası, 1988 | Varoluş ve Psikiyatri, 1990 | Kırmızı Kitap, 1993 | Dersaadet'te Dans, 1996 | Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?, 1997 | Kimbilir?, 1998 | Kızarmış Palamutun Kokusu, 2001 | Hayat, 2002 | Tren, 2004 | Seyyar, 2005 | Kuru Su, 2008 | Mesela Saat Onda, 2012 | Rastgele Ben, 2014 | Orada, Bir Arada, 2017 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Filiz Aygündüz, “Hayatın zamane lisanı”, Milliyet Kitap Eki, 18 Şubat 2010 Bazen bildiklerimiz yaşadıklarımızı anlamaya yetmez. Parçalar birleşmez, sözler havada kalır, öfke en başıboş haliyle tehlike saçar, hayat ‘mana’ kelimesi yokmuş gibi davranır; deli mi ne? İşte o günlerde kütüphanesinde bir Engin Geçtan’ı olmalı insanın... Yangında ilk kurtarılacaklar arasında! “İnsan Olmak”ın ateşinde yanabilsin diye, 100 yıl, yanmayı öğrendiyse tabii... Bu, Geçtan’ın edebiyat kategorisinde yazdığı altı romandan biri de olabilir, edebiyat dışı sayılan ama edebiyatından sual olunmayacak denli güçlü, psikiyatri temelinde kaleme aldığı sekiz kitaptan biri de... Hatta kendisiyle yapılan söyleşilerden oluşan Seyyar da... Geçtan’ın okurları bilir ki, onun kitapları okumakla bitmez; okuduktan sonra başlayan çok özel bir bölümü vardır ki her birinin; günlük hayatta parçaları birleştirir, sözleri doğru yerlerine yerleştirir, öfkeyi sakinleştirip, manayı ‘içeri’ alır. İşte bu kitaplara bir yenisi daha eklendi geçen hafta: Metis Yayınları’ndan çıkan Zamane... Psikiyatride yarım asrı, kalem erbaplığında 35 yılı geride bırakan Geçtan’ın ‘hayatın zamane lisanı’ üzerine yazdığı nefis bir kitap! Bize neler oldu sorusunu dert edinen herkese iyi gelecek Zamane... Bu kitapta, ‘evrensel’ kalemine gözünün ‘buralı’ nurunu akıtıp Türkiye’de olup bitenlere bakmış Engin Geçtan. Otoriteden kimlik sorunlarına, televizyondaki ‘acıklı’ yemek programlarına katılanlardan kendilerini sakınmasız ifşa edenlere, enerjimizi tüketen insanlardan korkusunu zırh gibi kuşananlara, ham entelektin zararlarından regresyona eğilimli Türk toplumuna kadar geniş bir çerçevede yazılmış, ‘kabına sığmayan’ 100 sayfalık dev bir kitap bu. “Ahvalimiz” isimli son bölümde “Hayatın anlamı nedir ve nasıl tartışılır bilmiyorum” diyor Geçtan, “Yaşanılan an ve yaşanmak üzere olan andan öte bir anlam olduğuna da inanmıyorum”. Tam da bu işte. Anlama alengirli tarifler biçmeye gerek yok; bütün kitaplarını okumuş biri olarak söyleyebilirim, hayatın anlamı kendi adıma bir Engin Geçtan kitabı okumak bazen... Zamane’yi okuduğum anlarda bir kez daha fark ettim bunu... Düşünün ki bir de kitabı okuduktan sonra başlayan ‘yaşanmak üzere olan an’ bölümü var... Gözünüzün önündeki sis bulutu dağılmış, görüşünüz daha bir netleşmiş, acılaşmış yanlarınıza tat gelmiş halde... “Hoşçakalın” diye bitirmiş kitabı Engin Geçtan... Peki ama en kısa zamanda yeniden “görüşmek üzere”... Kitabınız bol olsun. |