| ISBN13 978-975-342-230-7 | 13x19,5 cm, 128 s. |
|
Vitrinde Yaşamak, 1992 | Yer Değiştiren Gölge, 1995 | Kötü Çocuk Türk, 2001 | Kör Ayna, Kayıp Şark, 2004 | Mağdurun Dili, 2008 | Benden Önce Bir Başkası, 2011 | Sessizin Payı, 2015 | İkinci Hayat, 2020 | Örme Biçimleri, 2023 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Yılmaz Varol, “Tolstoy hariç!”, Virgül, Sayı 21, Temmuz-Ağustos 1999 Tarihtir ve yazılmıştır; bu topraklarda evden kaçan kız çocuğuna rastlanmamıştır. Bu ülkenin bütün kız çocuklarına, Nurdan Gürbilek'in Ev Ödevi adlı o nefis kitabının kapağında yer alan Elif Naci'nin o güzelim "Kapı Arkasına Saklanan Kız"ı olmak düşmüştür. Bu toplumun bilinçaltında, meşru gösterilsin ya da gösterilmesin erkek çocuklar evden kaçmış, kız çocukları ise küskün, incitilmiş yüz ifadeleriyle ya kapı arkasına saklanmış ya da ağlamak için mutfağa kaçmıştır. Bu yüzden bütün kapı arkaları kız çocuklarının siluetleriyle doldurulmuş, mutfaktaki bulaşıklar onların gözyaşlarıyla yıkanmıştır. Kapı üstlerine asılan bir karınca duasının yalnızlığıyla, masalların yegâne kahramanı beyaz atlı prensin o uzak, o ulaşılmaz varlığının tahayyülü, asırlardır kız çocuğu olmakla bir tutulmuştur. Tarihtir ve yazılmıştır, hiyerogliften çivi yazısına kadar hiçbir metinde, kurtarıcı bekleyen erkek çocuğuna rastlanmamıştır; bu durum da böylece, tarihin kirli yapraklarına not düşülmüştür! Nurdan Gürbilek, kendine verdiği ev ödevinden yine başarıyla çıkarak Türkiye'de modern romanın gözünü "varlığını borçlu olduğu orta sınıf yaşantısının merkezinde duran eve" diktiğini yazmıştır. Gözün dikkatinin "evden duyulan sıkıntıda, evden kaçma isteğinde, içinde büyünen evden, ebeveynlerden duyulan utançta" yoğunlaştığını belirten Gürbilek, yalnızca roman yazanların değil, roman okurlarının da her zaman, evden kaçmayı düşleyenler olduğunu söylemiştir. Leyla Erbil'in Tuhaf Bir Kadın'ından Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ına, Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ından Adalet Ağaoğlu'nun Ölmeye Yatmak'ına, yine Oğuz Atay'ın Tehlikeli Oyunlar'ından Tezer Özlü'nün Çocukluğun Soğuk Geceleri'ne uzanan, oldukça geniş bir yelpazede yer alan bu kitapların çoğunun "evden kaçmanın mutluluğuyla değil, sonunda eve dönmüş olmanın sıkıntısıyla" yazılmış olduğuna işaret eden Gürbilek, bu romanların, okura "parlak bir kaçış imgesi" sunan metinler olarak değil, "bir sıkıntı günlüğü" olarak okunması gerektiğine de şerh koymuştur. |