ISBN13 978-975-342-292-5
13.5x21.5 cm, 280 s.
Yazar Hakkında
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarla Söyleşiler
Liste fiyatı: 204.00 TL
İndirimli fiyatı: 163.20 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Necmiye Alpay diğer kitapları
Dilimiz, Dillerimiz, 2004
Barış Açısını Savunmak, 2015
Dil Meseleleri, 2018
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Murathan Mungan
Aile Albümü
Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle
1. Basım
Liste Fiyatı: 176.00 TL yerine armağan
Diğer kampanyalar için
 
Necmiye Alpay
Türkçe Sorunları Kılavuzu
Kapak Tasarımı: Semih Sökmen
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Kasım 2000
7. Basım: Mart 2021

Bu kılavuz Türkçe konuşup yazanların karşılaştığı sorunları ele alıyor: Yazım ve söyleyiş sorunları, yerinde kullanılmayan terim ve kavramlar, cümle yapısı, kısacası anlatım sorunları.

Öğrenci, öğretmen, yazar, çevirmen ve gazeteciler, radyo ve televizyon spiker ve programcıları, editör, sanatçı ve akademisyenler için, aslında Türkçe kullanan herkes için bir başvuru kitabı bu: Dilbilgisi terimlerine yabancı olanların da verilen örnekler sayesinde kolaylıkla yararlanabileceği bir kılavuz.

Bu kılavuzla büyük olasılıkla ayrıca bir yazım kılavuzuna ihtiyacınız olmayacak. Ancak, bu kitabın bir yazım kılavuzu, sözlük ya da ansiklopedi olmadığını, Türkçedeki tüm sözcükleri değil, sadece kullanımı sorunlu görünen sözcük, söz, söyleyiş ve konuları içerdiğini belirtmeliyiz.

Aşağıdaki örnek üzerinde sarı çizili yazıların üzerine giderek kılavuzun düzeni ve kullanılan çeşitli işaretler hakkındaki açıklamaları görebilirsiniz:

OKUMA PARÇASI

Sunuş, s. 5-6

Türkçe Sorunları Kılavuzu'nda, Türkçe konuşup yazanların karşılaştığı güncel sorunlar ele alınıyor: Yazım (imla) sorunları, söyleyiş (telaffuz) sorunları, yerinde kullanılmayan terim ve kavramlar, cümle yapılarındaki yaygın sorunlar vb. Kuşkusuz, çözüm önerileriyle birlikte.

Kılavuzun amacı, dil bilincinin gelişmesi yönünde ufuk açmaya çalışmak.

Türkçe Sorunları Kılavuzu, aranan bilgilerin kolaylıkla bulunabilmesi için alfabetik ve göndermeli olarak düzenlendi. Girişlere ilişkin açıklamalar aşağıda.

Dilbilgisi terimlerine yabancı olanların da yararlanabilmesi için, sorunların gösterilmesinde örneklere ağırlık verildi. Okur, Türkçe Sorunları Kılavuzu'nda rastlayacağı dilbilgisi terimlerinden korkmasın; sorunlar, bu terimlerin yanı sıra, gündelik dildeki karşılıklarıyla ve örneklerle de tanıdık kılınmaya çalışıldı. Örneklerin, tipik sorunları temsil etmesine dikkat edildi.(*)

İşin güçlüğü biliniy...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Tarhan Erdem, “Türkçe Sorunları Kılavuzu”, Radikal, 5 Aralık 2000

Alpay'ın kılavuzuna başvurmak internette gezmeye (sörf yapmaya) benziyor: Bir internet sayfasından (site dedikleri) öbürüne geçerek, bir süre sonra bağlantıyı açma nedeninden uzaklaştığınızı fark edersiniz. Türkçe Sorunları Kılavuzu'nda da, bir terimi okuyup asıl işinize dönemiyorsunuz, bir terimden başka bir terime, o terimden başka bir kurala geçiyorsunuz, kuru sözcüklere benzemiyor.

Her sayfasında özenli ve titiz çalışmanın işaretleri görülen Türkçe Sorunları Kılavuzu üzerine gazetelerimizde yazı okuyamadım. "Marifet iltifata tabidir" derler. Tanımadığım bu gösterişsiz yazarın gayretini överken, gerçekte teşekkür borcumu ödemek istedim.

Atilla Birkiye, “Kitaplar, yeni yıl armağanı...”, Cumhuriyet, 28 Aralık 2000

Son zamanlarda yayımlanan önemli kitaplardan biri de kuşkusuz Necmiye Alpay'ın Türkçe Sorunları Kılavuzu adlı inceleme-araştırması. Doğrusu insanı özendirecek bir çalışma. Hele hele son yıllarda Türkçemizin iyice içinden çıkılmaz bir hal aldığına tanıklık ediyorsanız!

Necmiye Alpay kitabına ilişkin amacını ''... dil bilincinin gelişmesi yönünde ufuk açmaya çalışmak'' olarak belirliyor. Elimizdeki bir kılavuz ama, benzeri olmayan bir kılavuz. Yazım ve söyleyişteki, terim ve deyimlerin kullanımındaki ve cümle yapılarındaki sorunları çözüm örnekleriyle birlikte sunuyor. Tartışmaya açık, tartışan bir kılavuz.

Yücel Kayıran, “Kirlenme mi, yozlaşma mı yoksa çatışma mı? Türkçe bakım sanatı”, Virgül, Sayı 52, Haziran 2002

Türkçeye ilişkin dil sorunu tartışmalarının, 90’lı yılların başından beri belirginleşen iki özelliği var. Bu özelliklerden ilki, bu tartışmaların, dilin oluşturulmasıyla ilgili sorunlardan dilin yaşanmasında ortaya çıkan sorunlara kaymasıdır. Yüzyılın başına kadar geri götürülebilir olan ilk sorun ile ilgili yazılar bugün de var. Ancak bu yazılar marjinal bir düzlemde ortaya çıkıyor. Sözünü ettiğim ikinci özellik ise, tam da bu konuyla bağlantılı. Önceki tartışmalar, genellikle ilgili kurumlarda ve onların yayın organlarında yaşanırken, 90’lı yıllardan beri yapılan dil tartışmaları daha çok kamusal alanda, iletişim kurumlarında, gazete ve televizyonlarda yürütülmektedir. Veya bu düzlemde yapılan tartışmalar dilin oluşumuyla ilgili sorunlardan “kirlenme”, “yozlaşma” sözcükleriyle ifade edilen bir tartışmaya kaymıştır. Yusuf Çotuksöken, Necmiye Alpay, Feyza Hepçi...

Devamını görmek için bkz.

Güneş Pehlivantürk, Akşam-lık, 2003

Modern insan, yıllardır sürdürülen antropolojik bulguların sistematik sonuçları ışığında, artık biliyoruz ki, dilin gelişme koşulları Homo ergaster’in 900 cc’lik beyninden Homo sapiens’in 1200-1500 cc boyutları arasında çok değişmiş ve adeta binlerce ayrı odacığa bölünmüş kocaman, evrensel bir mabet haline gelmiştir.

Bir dilin yaratımında duyulan onca sancılı hareket; deprem, kuraklık, göç, savaş gibi dinamik ve statik nedenler; terminolojiye geçen onlarca özel isim ve dahası... İnsan ve kendi özvarlığı... Tarihi, acıları, toprağı, gerçeği ve bütünü... Belki de bütünden arta kalanı...

Böyle düşünmeye başladığınızda dünya üzerindeki yüzlerce farklı dilin ne kadar büyük bir emeğin anıtı olduğunu ve ne denli zorlu bir sınavın başlangıç (ve bitiş) noktasında durduğunu daha da rahat fark edebiliyorsunuz.

Bizim yerel tapınağımızsa; sanırım klişe bir bilgidir, herkes bilir; dünyanın en zahmetli kelime ve gramer yapılarının durdu...

Devamını görmek için bkz.

Perihan Mağden, Radikal, 27 Ekim tarihli yazısından..

Kılavuz: Ben yazarken en az beş-altı çeşit sözlük kullanıyor olmaktan, Türkçeye sızmış yabancı kelimelerin bu denli yetersiz sözlüklerle bir türlü karşılanmıyor olmasından, Andreas Tietze'nin Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugatı'nın ilk cildinde (E harfine kadar) kalmış olmasından, son derece müştekiyim.

Necmiye Alpay'ın Metis'ten çıkan Türkçe Sorunlar Kılavuzu hiç umulmadık enlem ve boylamlarda, hayat kurtarıyor bu biiiir. Örnekler, ayrıcalar, göndermeler ve aldırmalarla; Necmiye Alpay'dan daha kapsamlı bir çalışma ve hayat kurtarmaca beklememize vesile oluyor, bu ikiiii.

Yücel Kayıran, "Barış eşittir: #NecmiyeAlpay", Radikal Kitap, 9 Eylül 2016

Eleştiride, ‘Necmiye Alpay’dan önce’ ve ‘Necmiye Alpay’dan sonra’ biçiminde bir ayrımdan söz etmek gerekir. Bu ayrım, Necmiye Alpay’ın kurmaca eleştirisi ile dil eleştirisini birbirinden ayırmış olmasını dile getirir. Dili ustaca kullanmak, usta yazar olmanın ölçüsü gibiydi. Bugün kimse dil eleştirisini, kurmaca eleştirisi olarak yapmıyor. Ama Alpay’ın ayrımından önce, öyleydi. Siz de yapmıyor iseniz, iç içe bir durumda bulunan bu iki eleştiri biçimini, Necmiye Alpay birbirinden ayırdığı içindir. Alpay, dil eleştirisine, yazın eleştirisi karşısında bağımsız bir konum kazandırdı. Ayrımların da tarihi vardır; buluş ve keşiflerin tarihi olduğu gibi. Ayrımlar, gereksiz olanı gözden düşürür. Yanılmıyorsam, Victor Klemperer’in LTI - Bir Filoloğun Notları’nda geçiyordu. Klemperer, I. Dünya Savaşı’nda, ‘uçak bombası’ henüz keşfedilmeden önce, uçaklardan ‘demir ok’ atıldığından bahseder. ...

Devamını görmek için bkz.

Utku Özmakas, "Necmiye Alpay'ı uzatsana", K24, 1 Eylül 2016

Yolu bir süreliğine de olsa bir yayınevinin, bir editör ya da çevirmen masasının yanından yöresinden geçmiş biri, muhtemelen “Necmiye Alpay’ı uzatsana” cümlesine rastgelmiştir. O mavi kapaklı kitap, yazarının ismiyle özdeşleştiyse bunun nedeni yalnızca çalışmanın özgünlüğü değil; aynı zamanda bizzat yazarının titizliği ve güvenilirliğidir de. Dil üzerine uzun uzadıya düşünmüş bir zihnin imbiğinden geçmiş ve yıllar içerisinde mütemadiyen yenilenmiş bu çalışma, adı ister yazar ister editör ister çevirmen olsun yazı çiziye “bulaşmış” pek çok kişi için vazgeçilmez bir kılavuz oldu. (Çevirmenliği, eleştirmenliği ayrı ayrı konuşulmayı hak ediyorsa da ne yazık ki bunları şimdilik ertelemek mecburiyetindeyiz.)

Necmiye Hanım’ın (izninizle ona mailde, telefonda ya da yüz yüzeyken hitap ettiğim gibi hitap edeceğim bu yazıda) dile yönelik çabası, yalnızca teknik bir uzmanlıktan ibaret değildir, aynı zamanda ...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X