Metin Celâl, "Barbarın Kahkahası", Cumhuriyet Kitap Eki, 28 Mayıs 2015
Olaylar Mavi Kumru Oteli’nde yaşanıyor. 18 Ağustos gecesi çoğunluk çoktan odasına çekilmişken otelde kalanlardan biri kararlı adımlarla iskeleye yürürken bir yandan da kemerini çözüyor, fermuarını indiriyor ve iskelenin ucuna geldiğinde bir gösteri havasında çişini yapmaya başlıyor. Herkesin uyuduğu umulan o saatte denize çiş eden bu adamı görenler var. Okey masasından kalkmaya hazırlanırken bu olaya şahit olan kadınlardan biri ertesi sabah olanları kocasına anlatınca olaylar gelişmeye başlıyor. Kadının kocası bu teşhirciye saldırıp yumrukluyor ve çişli bir polisiyenin içinde buluyoruz kendimizi.
Yumruklaşma ile son bulan çiş olayının ardından hemen her gün yeni çiş olayları yaşanmaya başlıyor. Olağan şüpheli kuşkusuz iskeleden çiş edip dayak yiyen Turgay. Her çiş olayından sonra müşterilerin terk ettiği otelin sahibesine göre mekanının adını çıkartıp iflas ettirme niyeti ile yapılıyor bu çişler. Ama çiş ederek kirletilen yerler, eşyalar çoğaldıkça başka kişilerin de zanlı olabileceğini düşünüyorlar. Artık oteldeki herkes birbirinden kuşkulanıyor.
Toplu olarak kirlenme, kirletilme romanın bir boyutu. Diğer yanda da bir avcı olarak yetişen bir ergen var. Ozan birkaç gün içinde balıklardan başlayarak her defasında daha büyük bir hayvanı öldürerek erkek oluyor.
Bu olaylar yaşanırken otelin sakinlerini ya da çiftlerini tanımaya başlıyoruz. Her çiftin en az bir öyküsü ve kendi aralarında çözmesi gereken sorunları var ki bunların da insan ilişkilerindeki temel sorunlar olduğunu ve bu toprakların insanlarının meseleleri olduğunu anlıyoruz okudukça.
Herkes olaylardan bir şekilde etkileniyor, kendince tartışıyor ama kadın kahramanlar sorunları anlatmakta, anlamakta ve çözüm aramakta bir adım daha önde sanki. Eda’nın sevgilisi Ufuk’la giriştiği tartışma, iskelede yaşayan İsmail ve Melih’in ilişkileri, Alikâr’la Selçuk’un dumanlı kafa ile yaptıkları uzun diyalog yavaş yavaş görünümü ortaya çıkartıyor. Yazar günümüz Türkiyesi’nin küçük bir modelini kuruyor Mavi Kumru otelinde.
Romanın genel akışını bozma pahasına araya giren romanın seksenlik kahramanı Simin’in yazdıkları bir anlamda anahtar metinler. Çişli olayların nedenini de, bu işi kimin gerçekleştirmiş olabileceğini de onun bir bilgenin, cadının ya da büyücünün kaleminden çıkmış olduğunu düşünebileceğimiz metinleri sayesinde anlıyoruz, anlamaya çalışıyoruz. Çişin yaraları iyileştirici bir etkisi olduğunu da onun yazdıklarını okurken hatırlıyoruz. Oteldeki faili meçhul çiş olayları da ilkin bir karmaşa yartıyor gibi görünse de aslında kaosu önleyecek bir ilaç.
Simin’in işaretleri görüp doğru değerlendiremezsek barbarın kahkahasını duyulacağı uyarısı ise romanın mesajı kabul edilebilir.
Sema Kaygusuz’un Barbarın Kahkahası (Nisan 2015, Metis Yay.) gündelik ve sıradan gibi görünen olayları, aynı sıradanlıkla anlatıyormuş gibi görünen bir roman. Kolay, rahat bir anlatımı var gibi bir algı yaratıyor başlarda, daha derinleşebilir, deşebilirdi diye düşünüyorsunuz ama sayfalar ilerledikçe o sıradanlığın derinlerinde aslında ne büyük anlamlar taşıyabileceğini görüyorsunuz. Sema Kaygusuz gizli ve açık göndermelerle farklı okumalara açık bir metin oluşturmuş, günümüz Türkiyesi’nin temel sorunlarının insan ilişkilerine, günlük ve sıradan yaşamlarda nasıl karşılığını bulduğunu tartışmaya açmış.