| ISBN13 978-605-316-291-9 | 13x19,5 cm, 192 s. |
|
Vitrinde Yaşamak, 1992 | Yer Değiştiren Gölge, 1995 | Ev Ödevi, 1999 | Kötü Çocuk Türk, 2001 | Kör Ayna, Kayıp Şark, 2004 | Mağdurun Dili, 2008 | Benden Önce Bir Başkası, 2011 | Sessizin Payı, 2015 | İkinci Hayat, 2020 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Sunuş, s. 9-10 Yazarken bir kapıdan girer, çoğu zaman aynı kapıdan çıkar gideriz. Bir doğruyla başlar, aynı doğruyla bitiririz. Başlangıçla son arasındaki o ara bölge, yazının yol boyunca geçirdiği değişim, duraksama ya da bocalama anları, Bilge Karasu’nun “ikircikle, olasılıkların, olanakların gözden geçirilmesi, tartılması, seçilmesiyle, verilen kararın bir daha, bir daha düşünülmesiyle doldurduğum süre” dediği şey çoğu yazıda görünmez. Ben bu kitapta o ara bölge de yazıda görünsün, düşüncenin karşıt seslerle karşılaştığında, yan yollara saptığında ya da odak noktasını değiştirdiğinde geçirdiği değişim, rotadaki o sapma ya da dönüşüm anları da yazının parçası olsun istedim. Benjamin’in meydanlar için söylediği şeyi (“Bir meydanın farkına varabilmek için insanın oraya dört ayrı yönden yaklaşması, hatta orayı dört ayrı yönde terk etmesi gerekir”) yazıda da yapabilmek için bir yazara, cümleye ya da probleme birkaç kapıdan birden girmeyi denedim. Edebiyat yazılarında çoğu zaman çoktan varılmış doğruları bir kez de edebiyata söyletir, yazı daha başlamadan önce oluşmuş bir sözü yapıta tekrarlatır, edebiyatı politikanın kolaylaştırıcısına, kuramın kenar süsüne dönüştürüp köşemize çekiliriz. Bu yazılar farklı bir yol izliyor: Yazarların, yapıtların ya da cümlelerin hazır doğrulara, sabit söylemlere, som kategorilere kolayca eklenen yanlarına değil, zorluk çıkartan yanlarına, önümüze getirip bıraktıkları problemlere odaklanıyor. Çoktan verilmiş cevaplardan çok, o cevapların içinde kıpırdamaya devam eden sorulara dikkat kesiliyor. Yazarlar (ve yazma biçimleri) üzerine üçlü fragmanlar, birbirini tamamlamasını umduğum triptik panolar var bu kitapta. Bazıları öncekinin eksiğine yerleşiyor, bazıları yeni bir kapıyı yokluyor, bazıları yön değiştiriyor. Sayıyı üçle sınırladım, ama Virginia Woolf yazılarına dördüncüsü eklenince, onu sona aldım. Kitapta üçlü fragmanlara girmeyen bir de bağlaç yazı (“Gülme Biçimleri”) var. Her deneme, denemeyi yeniden tanımlar. Ben bu kitapta seçimimi uygun adım menzile ilerleyen tertipli bir yazıdan yana değil, bir kurmaca ilkesinin (“Hiçbir şey sadece tek bir şey değildir”) yankılandığı çoğul girişli bir denemeden yana kullandım. Sonunda bir doğruluk ânı var. Ama yolun üzerinde engebeler, sapa noktalar, çıkmaz sokaklar da var. Bu yüzden bu fragmanların düz bir çizgi boyunca ilerleyen rotasından değil, soruyla cevap arasındaki mesafeyi uzatmak pahasına, kavşaklarda mola vererek, kavisler çizerek, çatallanarak ilerleyen yolundan söz etmem daha doğru olur. |