 | ISBN13 978-975-342-106-5 | 13x19,5 cm, 264 s. |
Liste fiyatı: 285.00 TL İndirimli fiyatı: 228.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":285.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1062","item_name":"Bonobo ve Ateist","discount":57.00,"price":285.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için |  |
|
| | Bonobo ve Ateist Primatlar Arasında İnsanı Aramak Özgün adı: The Bonobo and the Atheist Çeviri: Aslı Biçen Yayıma Hazırlayan: Özge Çelik Kapak Fotoğrafı: Marian Brickner Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Eylül 2013 | 4. Basım: Nisan 2022 |
İçimizdeki Maymun'da insan doğası hakkındaki önyargıları altüst eden de Waal, bu kez de gözlemlerini evrimci biyoloji ve ahlak felsefesi bağlamına taşıyarak eşsiz bir argüman inşa ediyor. İnsan ahlakı denilen şeyin gökten zembille inmediğini, "içten geldiğini" savunuyor: "Ahlaki davranış ne dinle başlamıştır, ne de dinle biter; evrimin ürünüdür." Hayvanlarla aramızdaki bağlar üzerinde duran de Waal, ahlakımızı aşağıdan yukarı doğru açıklamaya çalışıyor. Dinin ahlak üzerindeki rolünün sonradan gelen bir rol olduğunu, işbirliği ve empati gibi doğal içgüdülerimize ek olarak ortaya çıktığını öne sürüyor. Ve bu bağlamda, günümüzde dinin toplumun işleyişi açısından nasıl bir rol oynadığını sorguluyor: "Beş asır sonra hâlâ dinin toplumdaki yeri konusunda kavgaya tutuşuyoruz. Hieronymus Bosch'un zamanında olduğu gibi şimdi de ana tema ahlak. Tanrısız bir dünya canlandırabilir miyiz gözümüzde? Böylesi bir dünya iyi olur mu? Sanmayın ki köktenci Hıristiyanlar ve biyoloji arasındaki savaş bilgiler üzerinden yürütülüyor. İnsanın evrimden şüphe etmesi için kanıtlara karşı epey bağışıklık sahibi olması lazım… Çatışma hakikatle değil, hakikatin ne yapılacağıyla ilgili. Ahlakın doğrudan yaratıcı Tanrı'dan geldiğine inanan birisi için evrimi kabul etmek manevi bir uçurum demektir... Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. Yaşanabilir bir toplum için gerekli özdenetim de dahil, bütün insanlığımızın yapımızda olduğunu neden düşünmeyelim?"  | İÇİNDEKİLER |
1 Dünyevi Zevkler 2 İyiliğin Açıklaması 3 Soyağacındaki Bonobolar 4 Tanrı Öldü mü, Yoksa Komaya mı Girdi? 5 İyi Maymun Meseli 6 On Emir Fazla 7 Tanrı Boşluğu 8 Aşağıdan Yukarı Ahlak
Teşekkür Kaynakça Dizin  | OKUMA PARÇASI |
Dünyevi Zevkler’den, s. 9-16. Den Bosch’ta dünyaya geldim, Hieronymus Bosch'un adını aldığı Hollanda şehrinde.(1) Sırf orada doğmuş olmak beni Bosch uzmanı yapmaz ama meydandaki heykelini göre göre büyüdüğümden, gerçeküstü imge dünyasını, simgeciliğini, Tanrı'nın azalan etkisi altında insanlığın evrendeki yeriyle kurduğu ilişkiyi daima sevdim. Etrafta neşeyle dolaşan çıplak figürlerle dolu, üç kanatlı meşhur tablosu —Dünyevi Zevkler Bahçesi— cennetteki masumiyete atfen yapılmıştır). Ortadaki tablo, püriten uzmanların geliştirdiği ahlaksızlık ve günah yorumlarına uymayacak kadar mutlu ve rahattır. İnsanlığın cennetten kovulmadan önceki halini ya da belki hiç kovulmamış gibi suçluluk ve utançtan azade halini gösterir. Benim gibi bir primatolog için çıplaklık, cinselliğe ve üretkenliğe yapılan göndermeler, bol miktarda kuş ve meyve ve gruplar halinde hareket etmek tümüyle tanıdık şeylerdir ve dini ya da ahlaki bir yorum gerektirmez. Bosch bizi doğal halimizle resmetmiş gibidir, ahlakçı bakışınıysa sağ taraftaki panele saklar ve orada, orta panelde zevküsefaya dalmış insanları değil, rahipleri, rahibeleri, oburları, kumarbazları, savaşçıları ve sarhoşları cezalandırır. Bosch din adamlarından ve hırslarından pek hazzetmezdi, bu da resmin küçük bir ayrıntısını, Dominiken bir rahibe gibi örtünmüş bir domuza bütün servetini vermeyi reddeden adamı açıklar. Bu zavallı figürün ressamın kendisi olduğu söylenir. Beş asır sonra hâlâ dinin toplu... Devamını görmek için bkz. |  |
 | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Fatih Gökhan Diler, ''Ahlaklı olmayı bonobolardan öğrenmeye ne dersiniz?'', Agos Kitap, Eylül 2013 Bir Rönesans insanı, 15. ve 16. yüzyılda yaşamış olan Hollandalı ressam Hieronymus Bosch başyapıtı sayılan 'Dünyevi Zevkler Bahçesi' adlı, üç parçalı ve içinde bolca çıplak figürün olduğu tablosunu cennetteki masumiyete adamıştır. 'İnsanlığın cennetten kovulmadan önceki halini ya da belki hiç kovulmamış gibi suçluluk ve utançtan azade halini' gösterir. ''Dünyevi Zevkler Bahçesi'' Adını, Ressam Hieronymus Bosch’tan alan Hollanda kenti Den Bosch’ta dünyaya gelen primatolog Frans de Waal, ünlü sanatçı için “Gerçeküstü imge dünyasını, simgeciliğini, Tanrı’nın azalan etkisi altında insanlığın evrendeki yeriyle kurduğu ilişkiyi daima sevdim” diyor. Primatların arasında ahlakı, cinselliği, dini ve pek çok şeyi, yani insanı arayan bir bilimadamı olan de Waal ile New York Times gazetesinin The Stone adlı blogunda, 'Tanrısız Ahlak?' başlıklı yazısıyla tanışmıştım, daha sonra Metis’ten çıkmış olan İçimizdeki Maymun kitabını okuma fırsatım oldu. ‘Dünyevi Zevkler Bahçesi’ tablosunun karşısına geçtiğinde kendisinin yorumu ''Benim gibi bir primatolog için çıplaklık, cinselliğe ve üretkenliğe yapılan göndermeler, bol miktarda kuş ve meyve ve gruplar halinde hareket etmek tümüyle tanıdık şeylerdir ve dini ya da ahlaki bir yorum gerektirmez.'' oluyor. Bir Rönesans sanatçısı olan Bosch ise tablosundaki din ve ahlakın toplumdaki ye... Devamını görmek için bkz. |  |
Niyazi Zorlu, ''O ne bonobo o!'', Radikal Kitap Eki, 13 Eylül 2013 Çatışmaları sevişmelerle çözen bonobolardan alınacak çok dersimiz var. Bonobolara maymun demeye ve hatta ''insan'' dememeye şahit istiyor. Doğrusu ateist olmayan birinin bu şahitliği üstlenmesi çok zor. Frans De Waal’in İçimizdeki Maymun: Biz Neden Biziz? kitabını bilenler bilir –belgesellere bayılan, dini bütün, ailesi çekirdek, cinselliği düz, dedikleri dedik bütün tv’lerin iyisi mi görmezden gelecekleri bir maymun türüdür bonobo. Ne de olsa sevimli penguenler (şefkat) ve yırtıcı aslanlar (şiddet) arasında gidip gelen hayali bir doğada sere serpe biseksüel/eşcinsel, inadına ana erkil ve alabildiğine barışsever bonobolara yer açmak hiç kolay değildir. Bu nedenle “Erasmus” diye hatırlatıyor bize De Waal kitabın ta en başında, ''cinsellik konusunda son derece netti: Cinsel heyecanın utanç verici olduğu ve zührevi uyarımın doğadan değil günahtan katlandığını söyleyenlere hiç tahammülüm yok. Hakikate bu kadar uzak bir şey olamaz. Sanki bu tür tahrikler olmadan işlevini yerine getiremeyecek olan evlilik suçtan muaf tutulmuyor. Peki diğer canlılarda bu tahrikler nereden geliyor? Doğadan mı günahtan mı?'' Hazır günah demişken hatırlatalım -Tanrısızdırlar ama bu bonobolarda Tanrı korkusu vardır: Zor durumdakilerin, hasta ve yaşlılarının yardımına koşarlar, yiyeceklerini açlarla paylaşırlar, ölüm döşeğindeki dostlarının başlarında beklerler, empati kurmanın ustasıdırlar, çocu... Devamını görmek için bkz. |  |
R. Barış Ünlü, ''Şempanze siyasetine karşı bonobo direnişi!'', Demokrat Haber, 12 Eylül 2013 Şempanze ve bonobo, insanın en yakın iki akrabası. İkisiyle de % 99’a yakın DNA benzerliğimiz var. Evrim sürecinde onlardan yaklaşık 6 milyon yıl önce ayrılmışız. Onlar da birbirinden 2 milyon yıl kadar önce. Akrabalarımızdan şempanze olanı çok daha iyi tanıyoruz. Bu, hem zoologlar tarafından daha çok çalışılmış olduğundan, hem de davranışları biz insanlara daha çok benzetildiğinden ötürü böyle. 20. yüzyılda yaşanan soykırımlar, dünya savaşları, ırkçı rejimler, diktatörlükler ve diğer kitlesel gaddarlıklar insanın doğasında şiddet olduğu görüşünü güçlendirdi. Yine aynı yüzyılda zoologlar sayesinde giderek artan şempanze bilgimiz bu tezi sadece doğruluyordu. Şempanze davranışlarının insanı andırdığına şüphe yok. Şempanze toplumlarında erkekler egemen; dişilere karşı şiddet yaygın; grup-içi sorunlar çoğu zaman şiddetle çözülüyor ve bu bazen öldürmeye kadar varıyor. “Mülkiyetçi” ve yayılmacı şempanzelerde grup-dışı komşu şempanzelere karşı bazı zoologların “yabancı düşmanlığı” dediği bir duygu hâkim. Erkek şempanzeler iktidara gelmek ve iktidardan düşmemek için her şeyi göze alabiliyor. İktidarda kalmanın ve iktidara gelmenin en bilindik yollarından biri koalisyon kurmak; iktidarının sallanmakta olduğunu düşünen liderlerde paranoyak eğilimler ve öfke yönetememe sorunları baş gösteriyor. Bize genetik olarak aynı ölçüde yakın diğer akrabamız bonobo ise çok... Devamını görmek için bkz. |  |
Emre Caner, "İçimizdeki ahlak yasasının kökenleri", Sol Kitap Eki, 15 Ocak 2014 “İki şey var ki, üzerine ne kadar sık ve ne kadar derli toplu düşünürsek, zihin o kadar artan bir hayret ve hayranlıkla doluyor: Biri üzerimizdeki yıldızlı gökyüzü diğeri içimizdeki ahlak yasası,” diyor Immanuel Kant. Frans de Waal iseBonobo ve Ateist’te içimizdeki ahlak yasasının kökenlerine dair görüşlerini anlatıyor. Waal bir primatolog olduğu için ahlakın izini milyonlarca yıl öncesine dek sürebiliyor ve insan doğası denilen o muammanın daha iyi anlaşılması adına primat atalarımızın dünyasını mercek altına alıyor. Ayrıca bir primataolog olarak sadece kendi uzmanlık alanının sınırları içerisinde kalmıyor Frans de Waal. Felsefecilerden, sanat tarihine damga vurmuş tablolardan, edebiyattan, filmlerden örnekler vererek anlatısını zenginleştiriyor. Mesleki hayatında karşılaştığı ilginç olayları da hikâye kıvamında sayfalara ekleyerek kitabını sıkıcı bir bilimsel metin olmaktan çıkartıyor. Böylece kolay okunan bir popüler bilim kitabı haline geliyor Bonobo ve Ateist. Peki, neyin nesidir bu bonobo diye soranlar için hemen cevap verelim: Bonobolar nesli tükenmekte olan bir primat türü. Onlar için kısa bir süre öncesine kadar “pigme şempanzeler” denirmiş. Ama Waal kaslı şempanzeleri body salonundan çıkmayan erkeklere benzetirken, bonoboların ise daha çok entelektüelleri andırdığını söylüyor! Şempanzeler gibi saldırgan olmayan bonoboların karakte... Devamını görmek için bkz. |  |
Aydın Uğur, "Primatlar Arasında İnsanı Aramak", K24, 24 Aralık 2020 Acı bir itiraf: Korona bana yaradı; eve tıkılmak bolca okuma yazma fırsatı tanıdı. Hacimli mesleki yayınların yanı sıra paşa keyfimi doyuran okumaların hakkından gelebildim. Keyfimi besleyen iki yapıtı zikretmeden geçemeyeceğim: İlki Peter Wohleben’in Ağaçların Gizli Yaşamı, ötekisi Anne Sverdrup’un Böcekler Gezegeni. Her ikisi de hem çok öğretici, hem de çok akıcı bir dille yazılmış kitaplardı; canlılar âlemini yepyeni bir gözle görmemi sağladılar. Ama esas üstünde duracağım yapıt Frans de Waal’ın Bonobo ve Ateist: Primatlar Arasında İnsanı Aramak adlı denemesi. F. De Waal ünlü bir primatolog. Maymun milletinin –özellikle şempanze ve bonoboların– davranışlarını incelerken insana dair yepyeni boyutlara ulaşıyor. Bu kitabındaki temel derdi, insanların ahlâkının hangi zemin üzerinde inşa edildiği. Tam da benim etrafında dolanıp durduğum bir mesele bu. Ne teknolojinin vaatleri ne dinlerin vazettikleri ne de bilinen siyasal idealler insan evlatlarına, içinde yaşadığımız dönemde yönlerini tayin etmede pek bir yardımda bulunamıyorlar. Neyin iyi neyin kötü olduğuna karar vermek üzere kullanageldiğimiz tutamaklar bir bir elimizde kalıyor. Her birimizin günümüzün dünyasında yol alırken kendi ahlâkımızdan gayri bir rehberi kalmamış gibi. Burada bir noktanın altı çizilmeli: Ahlâkın içeriğinin unsurları ayrı; onları temellendirdiğimiz zeminin meşruluğu ayrı. Frans de Waa... Devamını görmek için bkz. |  |
|