ISBN13 978-975-342-687-9
13X19,5 cm, 264 s.
Liste fiyatı: 285.00 TL
İndirimli fiyatı: 228.00 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Frans de Waal diğer kitapları
Bonobo ve Ateist, 2013
Hayvanların Ne Kadar Zeki Olduğunu Anlayacak Kadar Zeki miyiz?, 2017
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
İçimizdeki Maymun
Biz Neden Biziz?
Özgün adı: Our Inner Ape
A Leading Primatologist Explains
Why We Are Who We Are
Çeviri: Aslı Biçen
Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Eylül 2008
5. Basım: Nisan 2022

"Savaştan, şiddetten muaf bir dünyada yaşamak istiyoruz," diyenlere, bunun "insan doğası"na aykırı olduğu söylenir hep. Ama ya biri çıkıp da dillerden düşmeyen bu "doğamızı" sorgularsa? Ünlü primatolog Frans de Waal'in yaptığı tam da bu. Uzun yıllardır primatlar üzerine araştırmalar yürüten de Waal, bilhassa en yakın akrabalarımız olan şempanzelere ve onlardan daha az tanınan bonobolara ilişkin gözlemlerinden sonra, bu ikisinin birbirinden "geceyle gündüz kadar farklı" olduğu sonucuna varmış: "Birisi öfkesini zaptetmekle ilgili sorunlar yaşayan hırslı, haşin görünümlü bir karakter. Diğeri özgür ruhlu bir hayat tarzının eşitlikçi yandaşı."

De Waal'e göre, bunca zamandır görece vahşi akrabalarımızın ön plana çıkarılması tesadüf değil. Bu durumu, bonoboların "insan doğasına dair yerleşik fikirlere uymaması"yla açıklayan de Waal şöyle devam ediyor: "İnanın bana, araştırmalarda birbirlerini katlettikleri ortaya çıksa şimdiye herkes bonoboları ezberlemişti. Asıl sorun barışçıllıkları. Önce bonoboyu tanısaydık, şempanzeyi daha sonra, hatta hiç tanımasaydık ne olurdu hayal etmeye çalışıyorum bazen. İnsan evrimi hakkındaki tartışma belki bu kadar şiddet, savaş, erkek egemenliği üzerinden değil; cinsellik, empati, özen ve ortaklık üzerinden yürürdü. Ne farklı bir entelektüel bir coğrafyaya sahip olurduk kim bilir!"

Farklı bir bakış açısı benimsemek için çok mu geç? Olmadığını umuyoruz. Hayvanlara ilişkin klişeleri somut gözlemler ve ilginç anekdotlar aracılığıyla altüst ederek bizi insan doğası konusunda bir kere daha düşünmeye davet eden İçimizdeki Maymun, bu yolda önemli bir adım atıyor.

İÇİNDEKİLER
Teşekkür

1 Ailedeki Maymunlar
İnsan Janus Kafası
Bir İsmin Nesi Var?
Ana Kuzusu
Medeniyet Cilası
Şeytani Yüzümüz
Gizli Kalmış Maymun
Maymunları Çözümlemek

2 İktidar – Kanımızdaki Machiavelli
Bire Karşı İki
Kürsülerdeki Erkekler
İlkel Bir Eğilim
Yerlere Kapanmak
Kız Gücü
Güç Zayıflıktır
Maymunların Magna Carta'sı
Tecrübeli Devlet Adamı
Maymunun Gerisi

3 Cinsellik – Kama Sutra Primatları
Penis Kıskançlığı
Bi Bonobolar
Hanımlar ve Yosmalar
Bekâret Kemerleri
Yüce Dölleyici
Genç Bakire
Şehvetin Cazibesi
Şiddet – Savaştan Barışa
Maymunlar Gezegeni
Düşmanından Nefret Et
Sınırda Kaynaşmalar
Barışa Şans Tanı
Kız Fısıldaşması
Arabulucular
Günah Keçisi
Bu Kalabalık Dünya

4 İyilik – Ahlaki Hassasiyeti Olan Bedenler
Bir Hayvan Ne Kadar Empati Gösterebilir?
Kendini Başkasının Yerine Koymak
Spock'ın Dünyası
Cömertlik Kârlıdır
Sonsuz Minnettarlık
Hak Geçmesin
Cemiyetin Değeri

5 İki Kutuplu Maymun – Denge Kurmaya Dair
Otistiğin Gorille Tanışması
Ehlileşmiş Çelişkiler
Daima Genç
Bir İdeoloji Esintisi
İçimizdeki Hangi Maymun?

Kaynakça
Dizin
OKUMA PARÇASI

İktidar, Kanımızdaki Machiavelli bölümünden, s. 49-52.

Memleketim Hollanda'nın nadir tepelerinden birine bisikletimle tırmanırken, beni Arnhem Hayvanat Bahçesi'nde bekleyen ürpertici manzaraya kendimi hazırlamaya çalışıyordum. Sabahın erken saatlerinde, en sevdiğim erkek şempanze olan Luit'in kendi türünün üyeleri tarafından yaralandığını haber veren bir telefon almıştım. Maymunlar, güçlü köpekdişleriyle büyük zarar verebilirler. Çoğunlukla, bizim "blöf" gösteri dediğimiz şeylerle birbirlerini sindirmeye çalışırlar ama bazen blöf, eylemle desteklenir. Bir gün önce hayvanat bahçesinden çıkarken Luit için endişeliydim ama bu gelişmeye hiç de hazırlıklı değildim.

Normalde kibirli olan ve insanlara fazla şefkat göstermeyen Luit, kendisine dokunulsun istiyordu. Bir kan gölü içinde oturmuş, başını gece kafesinin parmaklıklarına dayamıştı. Onu usulca okşadığımda derin derin iç geçirdi. Nihayet bağ kurabilmiştik ama bir primatalog olarak kariyerimin en hazin anında. Luit'in hayati tehlikesi olduğu çok açıktı. Halen hareket edebiliyordu ama muazzam miktarda kan kaybetmişti. Bütün vücudunda derin yaralar vardı, el ve ayak parmaklarının bazılarını kaybetmişti. Çok geçmeden daha hayati uzuvlarını da kaybetmiş olduğunu gördük.

Luit'in benden teselli beklediği o ânı modern insanlığın bir alegorisi olarak görmüşümdür sonradan: Kendi kanına bulanmış vahşi şempanzeler gibi güvenecek bir dal arıyoruz. Yaralama ve öldürme eğilimimize rağmen her şeyin yoluna gireceğini duymak...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Emre Aköz, “Bonobolar nasıl sevişir?”, Sabah, 1 Ekim 2008

On iki yıl önce, tam olarak 16 Ağustos 1996'da, ABD'nin Chicago kentinde bulunan Brookfield Hayvanat Bahçesi'nde çok ilginç bir olay meydana geldi.

Üç yaşındaki bir oğlan çocuğu, primat bölümüne düştü. Bunu gören sekiz yaşındaki bir dişi goril hemen harekete geçti. Çocuğu kucağına alıp emniyetli bir yere götürdü. Bir kütüğün üstüne oturdu ve baygın haldeki çocuğu kucağında sallayarak kendine getirmeye çalıştı.

Daha sonra çocuğu hayvanat bahçesinin bakıcılarına teslim ederken sırtına, "Hadi bakalım, bak sağ salim kurtuldun" dercesine bir iki kere vurdu.

Dişi gorilin adı Binti Jua idi. Kameralara çekilen olay bütün dünyada gösterildi. Binti kahraman ilan edildi. Hatta Clinton, ABD tarihinde bir maymundan söz eden ilk başkan oldu.

Binti'nin sosyeteden haber veren magazin dergilerinin dahi kapağında yer aldığını hatırlatalım.

Peki, goril Binti'nin bu hareketi niye önemliydi? Çünkü Binti'nin davranışı, "empatinin", yani "kendini başkasının yerine koyarak onun durumunu anlama; ötekinin acısını hissetme" yeteneğinin, sadece insanlarda değil, hayvanlarda da olduğunu gösteriyordu.

Dolayısıyla, her ne kadar, saldırganlığı anlatırken, "hayvan gibi vahşi" desek de, bu deyişin her zaman geçerli olmadığının kanıtı gibiydi.

Binti'nin öyküsünü çoktan unutmuştum. Hatırlatan, Hollanda doğumlu hayvan bilimci ve psikolog Frans de Waal oldu.

Uzun süredir ADB'de çalışan Frans de Waal, dünyanın...

Devamını görmek için bkz.

Zeynep Elif, “İçimizde bir ‘orman’ var”, Radikal Kitap Eki, 3 Ekim 2008

Bir primatolojistin gözünden insan davranışlarının ele alındığı ve insanoğlunun içindeki ilkelliğin primatların davranışları örnek alınarak çözümlendiği İçimizdeki Maymun, hâlâ ne kadar mağara adamı olduğumuzun da ispatı. Üstelik diğer bilimsel kitapların aksine konuyla ilgilenmeyenlerin dahi zevkle okuyabilecekleri, insanı terimlere ve deneylere boğmayan bir çalışma Hollandalı psikolog, primatolojist ve etolog Frans de Waal özellikle primatların davranış bilimi konusunda yaptığı araştırmalarla tanınıyor. Primatların sorun çözme yöntemleri ve üretim amaçlı işbirlikleri gibi konuları inceleyen De Waal, alanının en önde gelen bilim adamlarından biri, belki de yazdığı kitaplar nedeniyle en bilineni. Kraliyet Akademisi mensuplarından olan bilim adamının ayrıca yaptığı çalışmalar nedeniyle layık görüldüğü pek çok ödül de var. Arnhem hayvanat bahçesinde şempanzeler üzerine yaptığı altı yıllık araştırma ve ABD’de primatlar üzerine yaptığı çalışmalar primat-insan bağlantısıyla ilgili ilginç çözümlemeler getirmeleri açısından da büyük önem taşıyorlar. Öyle ki 2007’de, İçimizdeki Maymun’un hemen ardından De Waal, Time dergisi tarafından dünyanın en önemli 100 insanı listesine girmeyi başarıyor.

Bir primatolojistin gözünden insan davranışlarının ele alındığı ve insanoğlunun içindeki ilkelliğin primatların davranışları örnek alınarak çözümlendiği İçimizdeki Maymun

Devamını görmek için bkz.

Zeynep Tümer, “İçimizdeki Şeytan ve Melek: Şempanzeler ve Bonobolar, İnsanın İki Yüzü”, Mavi Defter İnternet Dergisi, Kasım 2009

İnsanın bir doğası var mıdır? Eğer insanın bir doğası varsa, bu doğa iyi midir, kötü müdür yoksa nötr müdür? İnsanın doğasının iyi olduğunu savunanların, peki kötülüğün kaynağı nedir sorusuna verebilecekleri tatmin edici yanıtları yok. İnsanın doğası iyidir, onu bozan uygarlıktır söylemi dışına pek çıkamıyorlar. İnsanın doğasının kötü olduğunu savunanlarsa insan eliyle gerçekleştirilen bütün savaşların, cinayetlerin, soykırımların, kısacası dünyamızda varolan bütün kötülüklerin suçunu insanın kötü doğasına atarak kötülükleri meşrulaştırma, akli bir temele yerleştirme çabasında görünüp insan eliyle oluşturulan iyilik ve güzellikleri görmezden gelerek "Ne yapalım doğamız müsaade etmiyor başka türlü davranmamıza" cümlesinde neredeyse ortaklaşıyorlar. Bana göre insan ne mutlak iyi ne de mutlak kötü özelliklerle kuşanmış olarak doğar. Bu nedenle üçüncü görüşü savunuyorum, yani insanın doğasının nötr oluşunu. İnsan iyiyi de kötüyü de yapacak gizilgüçleri içinde barındırarak dünyaya geliyor bence. Daha doğru bir ifadeyle, iyiyi de, kötüyü de eyleyebilecek biçimde doğuyor. İyi ve kötü, nasıl mutlaklaştırılamazsa, aralarındaki birçok ton nasıl görmezden gelinemezse, bence insanlar da iyi ve kötü olarak yaftalanamaz. İyi insanlardan, kötü insanlardan, bencil insanlardan, yardımsever insanlardan bahsedebilsek de insan iyidir, insan kötüdür, i...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X