| ISBN13 978-975-342-908-5 | 13x19,5 cm, 240 s. |
Liste fiyatı: 204.00 TL İndirimli fiyatı: 163.20 TL İndirim oranı: %20 {"value":204.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1045","item_name":"Asi Şehirler","discount":40.80,"price":204.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Asi Şehirler Şehir Hakkından Kentsel Devrime Doğru Özgün adı: Rebel Cities From the Right to the City to the Urban Revolution Çeviri: Ayşe Deniz Temiz Yayıma Hazırlayan: Özge Çelik Kapak Fotoğrafı: Markus Schreiber Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mart 2013 | 4. Basım: Aralık 2019 |
ABD'de 2001'den beri spekülatif bir biçimde şişirilmekte olan gayrimenkul ve ona bağlı finans sektöründe 2008'de iktisadi bir kriz patlak verdi ve kısa sürede tüm Avrupa'yı girdabına aldı. Krizin nedenlerini çözmeye çalıştığımız sırada, spekülatif sermayenin sözcüleri kendi içine kapalı bir jargonu tedavüle sokuyor, meselenin bizlere izah edilemeyecek kadar karmaşık olduğunu göstermeye çalışıyorlardı. Bu nedenle sorunun ne olduğu açıklığa kavuşmasa da, maddiyatın çarpmasını doğrudan yaşamlarında hisseden kitlelerin, oturduğu eve haciz konan, işinden çıkarılan, kemer sıkma politikaları ve özelleştirmeler sonucunda kamu hizmetlerinden mahrum edilen kitlelerin sokağa inmesi uzun sürmedi. İşte Asi Şehirler, neoliberal iktisat tarafından kurgulanan kriz anlatısı ile krizin kendi üzerlerinden telafi edildiği kitlelerin konumu arasındaki makasın giderek açıldığı bu zaman kesitini tahlil ediyor. Bir ayağı sokakta olan kitap, doğrudan eylem lehine uzun vadeli bir kavramsal analiz de sunuyor. Harvey, 1980'lerin ikinci yarısından bu yana olgunlaştırmakta olduğu kentsel iktisat anlayışını burada özlü bir biçimde ortaya koyarken, bir yandan da kavramsal soru ve çözümlemelerin kentsel toplumsal hareketler açısından ne gibi yeni doğrultulara işaret edebileceğini irdeliyor. Sokaktaki antikapitalist eylemliliğe yaslanan Asi Şehirler, dil ve üslubuyla da akademi dışından okuru başköşeye buyur ediyor. | İÇİNDEKİLER |
Sunuş, Ayşe Deniz Temiz Önsöz: Henri Lefebvre'in Vizyonu
Birinci Kısım Şehir Hakkı 1 Şehir Hakkı 2 Kapitalist Sistemin Krizlerinin Kentsel Kökenleri 3 Kentsel Müşterek Alanların Yaratılması 4 Rant Sanatı
İkinci Kısım Asi Şehirler 5 Antikapitalist Mücadele İçin Şehri Yeniden Sahiplenmek 6 Londra 2011: Vahşi Kapitalizm Sokağa Dökülüyor 7 # OWS: Wall Street Partisi Gazap Biçiyor
Teşekkür Dizin | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, Henri Lefebvre'in Vizyonu, s. 29-39 1970’lerin ortalarında Paris'te, çevreye daha duyarlı bir şehir yaşantısını örgütlemek için uğraş veren Ekolojistler adındaki radikal bir mahalle hareketinin dolaşıma soktuğu bir afişe rast gelmiştim. Bu harikulade afiş, çiçek süslü balkonları, insanlar ve çocuklarla dolup taşan meydanları, dünyaya açılan küçük dükkân ve atölyeleri, sayısız kafeleri, fıskıyeli havuzları, nehir kıyısının tadını çıkaran insanları, aralara serpiştirilmiş mahalle bahçeleri (gerçi bu detayı kafamdan ekliyor da olabilirim) ve sohbet etmek yahut birer puro tüttürmek için (Ekolojistlerin iyice dumanaltı bir odada yapılan mahalle toplantısına gittiğimde ceremesini çekerek öğrendiğim üzere, o sıralar bu alışkanlık henüz lanetlenmemişti) bol vakti olan insanları ile eski Paris'in mahalle yaşantısını yeniden canlandırıyordu. O zamanlar çok sevdiğim bu poster yıllar içinde öyle yırtık pırtık hale geldi ki maalesef atmak zorunda kaldım. Geri almak keşke mü... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Kansu Yıldırım, ''Asi şehirler asimetrik ilişkiler'', Birgün Kitap Eki, 25 Mayıs- 7 Haziran 2013 Kitlesel Kalkışmalar Geçtiğimiz yıllarda Kuzey Afrika’da, Kıta Avrupa’sında ve Atlantik’in diğer yakasında ABD’de patlak veren eylemler, ekonomik, siyasi ve toplumsal yapıda ciddi kırılmalara ve geçişlere neden olmuştu. Bu eylemlerin birbirine yakın tarihlerde ve benzer gerekçelerle başlaması dışında, ortak bir kritik noktaları daha bulunmaktaydı: Kitlesel düzeyde öfke halinin boşaltılması ve belirli mekânların işgali. Öyle ki, İspanya’daki harekete ''öfkeliler'' (Indignados), New York’ta ve Londra’daki eylemlere ''işgal et'' (Occupy) isimleri konmuştu. Madrid’de Puerto del Sol Meydanı, Kahire’de Tahrir Meydanı, Barselona’da Plaza de Catalunya, Londra’da Londra Borsası önü, New York’ta Wall Street pek çok kez büyük ölçekli gösterilere tanıklık etti ve hemen hepsinde ya polisle ya da iktidarın gayrimeşru inzibatlarıyla çatışmalar yaşandı.<... Devamını görmek için bkz. | |
Oylum Yılmaz, ''Şehrinizi nasıl ''asi'' tutarsınız?'', Sabitfikir Dergisi, Temmuz 2013 David Harvey 2011 Londra ayaklanması sırasında bakın ne demiş: ''Şansımız varsa, komisyonlar kurulacak, raporlar hazırlanacak... Şansımız varsa, diyorum çünkü İngiltere’nin halihazırdaki başbakanının ‘vahşi’ dürtüleri, bir yandan ahlaki pusulanın şaştığından, adab-ı muaşeretin yerle bir olduğundan, başıboş gençler arasında aile değerleri ve disiplinin maalesef erozyona uğradığından dem vururken, diğer yandan tazyikli su püskürten tankları, biber gazı taburunu ve plastik mermileri devreye sokacak gibi görünüyor.'' Ne kadar da tanıdık geliyor kulağa değil mi! Bir parkla, meydanla, semtle, devamında ise bir şehirle başlayan ve nihayetinde ülkesel bir harekete dönüşen direnişimizi, dünyayı egemenliği altına almış vahşi kapitalizmden, küresel insani krizden ayrı düşünmek mümkün değil; son yıllarda Avrupa şehirlerinde, ABD'de baş gösteren şehir isyanlarından ayrı düşünme... Devamını görmek için bkz. | |
A.Yavuz Altun, ''Şehirler neden isyan eder?'', Kitap Zamanı, 1 Temmuz 2013 Küresel ekonomik kriz en çok Marksist akademisyenleri sevindirdi. Kapital’in yazarı, çok önceleri kapitalizmin “kriz” üretmek konusundaki maharetini açık ettiğinden, onu takip edenler bugünlerde haklı çıkmanın keyfini yaşıyor. Sovyetlerin çöküşünden bu yana kendine yenilenme imkânı arayan Marksist teori, Çin’in devlet kapitalizmini yürürlüğe sokmasıyla iyice bunalımdaydı. Ancak son yılllardaki kriz ortamı, yeni teorisyenlere şans tanıdı. Neo-Marksist akademisyen David Harvey onlardan biri. Marksist teorinin güncel limitlerini çizen ve finans-kapital dünyaya uygulayan Harvey, şehircilik ve antikapitalist mücadelenin mekânsal imkânları üzerine çalışmalarıyla tanınıyor. Kozmopolit şehirlerdeki sınıfsal hareketlilik için kullandığı “şehir hakkı” kavramı bir süredir dolaşımda. Buna göre, neo-liberal politikaların uluslararası finans kuruluşlarıyla el ele vererek şehirleri yeniden dizayn etm... Devamını görmek için bkz. | |
Gülsin Harman, ''Şehri geri istemek'', Milliyet Kitap Eki, Nisan 2013 Geçtiğimiz haftasonu İstanbul’un merkezi Taksim’de iki eylem vardı. Cumartesi günü Gezi Parkı’nın Topçu Kışlası’na dönüştürülmesine karşı çıkan yüzlerce kişi Gezi Parkı Festivali kapsamında, şehrin merkezinde nadir kalan yeşillik alanlardan parkın çimleri üzerinde konser dinleyip piknik yaptı. Pazar günü ise tarihi Emek sinemasının yıkılmasını istemeyen binlerce kişi, bu sefer tazyikli su ve biber gazına bulanmadan “Emek Bizim!” dedi. Bu iki eyleme katılan ya da katılamayıp destekleyenler İstanbul’un bir parçası olarak benimsedikleri Gezi Parkı ve Emek’in yok edilmesine direniyor. Mücadeleleri ümitsiz mi? Ya da yıllar önce Cihangir, bugün de Karaköy hızla mutenalaştılırken ses çıkarmadıkları için suçlular mı? Kentin belli alanlarına sahip çıkmak elitizm mi; başka bir deyişle ‘Sulukule’nin yıkıldığı gün Emek de kaybedildi’ mi? Protestonun yeni mekanı Temmuz ayı... Devamını görmek için bkz. | |
Semih Gümüş, ''Asi Zamanlar'', Radikal Kitap Eki, 12 Temmuz 2013 Modern zamanların düşüncelerinin kent kültüründen çıktığını belirtebilir miyiz? Meksika’da Zapatistaların Lakandon ormanlarında dile getirdiği düşünceler de modern ve kentli kavramlar çevresinde oluşuyor. Subcomandante Marcos (Delegado Zero) Mexico City’de üniversiteyi bitirmiş, felsefe master’ı yapmış, profesör olarak çalışmaya başlamış bir şehirli. Kaldı ki onun silahlı mücadeleyi öne çıkarmayan sivil direniş düşüncesi günümüze özgü bir şehir radikalizmi olarak görülebilir. Bugün iktidar amacı olmadan devrimci değişim öngören çözümlemelerde Marcos’un geliştirdiği anlayışa sık sık dönüp bakılıyorsa, şehirler için verilen savaşım kültürüne anlamlı karşılıklar verdiği içindir. Marksizmin, şehirlerin ortak yaşam alanları olarak taşıdığı anlam üstünde yeterince durmadığı söylenebilir. Yüz elli yıl önce kurulmuş bir düşünceden söz ediyoruz, o zamanlar bugünkü şehir ve kültürü yoksa, olmayanın adı... Devamını görmek için bkz. | |
Fatma Pınar Arslan, ''Kentsel Devrim Mümkün mü?'', Sol Kitap, 10 Nisan 2013 Kitap, alt başlığından da anlaşıldığı üzere, Lefebvre’nin “kent hakkı” kavramını yeniden değerlendiriyor ve buradan nasıl devrimci olanaklar çıkarılabileceği sorusunu soruyor. Lefebvre’nin “the right to the city” kavramı, Türkçeye daha çok “kent hakkı” diye çevrilmesine alışık olduğumuz ama çevirmenin “şehir hakkı” karşılığını tercih ettiği kavram, şehre ait kaynaklara ulaşılmasında herkesin hakkının korunmasının yanında, herkesin şehri yeniden yapılandırmada söz sahibi olması hakkını da içine alır. Harvey’in de yazdığı gibi, Lefebvre, geleneksel solu, kentsel hareketleri anlayamamakla ve onlara gereken değeri vermemekle suçlar. Harvey bu kitabında, bu suçlamalara katılıyor ve geleneksel sola yol gösterme iddiasını taşıyor. Birbiriyle bağlantılı ''asi şehirler'' yaratmak Kitabın temel savı, Harvey’in önceki kitaplarında savunduğu fikirlerin gelişim yönün... Devamını görmek için bkz. | |
|