| ISBN13 978-975-342-821-7 | 13x19,5 cm, 592 s. |
Liste fiyatı: 438.00 TL İndirimli fiyatı: 350.40 TL İndirim oranı: %20 {"value":438.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"951","item_name":"Ahir Zamanlarda Yaşarken","discount":87.60,"price":438.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Ahir Zamanlarda Yaşarken Özgün adı: Living in the End Times Çeviri: Erkal Ünal Yayıma Hazırlayan: Özge Çelik Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Eylül 2011 | 4. Basım: Mayıs 2021 |
Yeryüzünde yaşamın sona erme ihtimali anlamında, sanki her gün kıyamete biraz daha yaklaşıyormuşuz duygusu veren bir zamanda yaşıyoruz. Zizek, çoğumuzun paylaştığı bu duygunun üzerine gidiyor, günümüzün bunaltıcı ruh halini anlamaya çalışıyor. Geçmişteki bir Altın Çağ'dan uzaklaşma ya da yozlaşma hikâyesi değil bu. Geçmişe dönmeyi, eski değerlere tutunmayı öneren bir kurtuluş çağrısı da değil. Karanlığın ardından aydınlık günlerin geleceğine dair naif bir iyimserlik yok onun siyasal tahayyülünde. Zamanımıza özgü dört temel mesele saptıyor: Dünyanın tümünü tehdit eden ekolojik kriz, ekonomik sistemdeki dengesizlikler, biyogenetik devrimin sonuçları ve çeşitli aralıklarla patlak veren toplumsal bölünmeler. Önceki kitaplarından da bildiğimiz gibi, hazır cevaplardan ısrarla kaçınan bir düşünür Zizek. Bu kitabında da bu dört temel meseleyi ve ilişkili çok sayıda fenomeni kendine özgü uslubuyla, Elisabeth Kübler-Ross'un beş aşamalı keder şemasına (inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabul) karşılık gelen beş bölümde ve dört ara fasılda tartışıyor. Birbiri ardına gelen krizleriyle kapitalizmin ölümcül bir hastalıkla karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, bu durumu yaklaşan bir tehdit olarak değil, yeni bir başlangıç imkânı olarak düşünmeyi öneriyor. Zizek'in bütün kitap boyunca sürdürdüğü "aklın kötümserliği ile iradenin iyimserliği"ni öne çıkaran yaklaşımı, Mao'nun o meşhur sözünü hatırlatıyor: "Gökkubbenin altında büyük bir keşmekeş var, vaziyet harika!" | İÇİNDEKİLER |
Giriş:
"Gökkubbedeki Manevi Şerler"
1 İnkâr: Liberal Ütopya
Tatar Muhiplerine Karşı – Legalistler mi Konfüçyüsçüler mi?
– Dışlanmışlar Olmadan Kastlar Olmaz – Yasal Şans
ya da Eylemin İlmeği – Şeytanlar Soyu İçin Ütopya –
Final: Çokkültürcülük, Bir Yanılsamanın Gerçekliği
1. Ara Fasıl:
Günümüzde Hollywood:
İdeolojik Bir Muharebe Meydanından Rapor
Joker Ne İster? – Yeniden Çevrilen Filmlerin Üzücü Dersi
– Les non-dupes errent – Hayatta Kalmanın Bedeli
2 Öfke: Teolojik-Siyasi'nin Güncelliği
Geriye Doğru Düşünmek – "İnancımda her şey mubah" –
"Barış değil kılıç getirmeye geldim" – Rousseau'nun Okuru
Olarak Guevara – Komşunu Tokatla! – Bilmediği
Farz Edilen Özne
2. Ara Fasıl:
Çokmerkezli Bir Dünyada Krizin Yankıları
"Yahudi senin içinde, ama sen, sen Yahudinin içindesin" –
Siyonist Antisemitizm – Çin, Haiti, Kongo – Avrupa:
ABD=Kant: Hegel?
3 Pazarlık: Siyasal İktisadın Eleştirisinin Dönüşü
"Kazanmaya cüret et!" – Marksist Olmayan Bir Marx'ı
Savunmak – Kitleler Neden Sınıflara Bölünmez? –
Yeniden Emek Değer Teorisi – Hegel'den Marx'a... ve
Tersine – Proleterler mi Yoksa Rantçılar mı?
3. Ara Fasıl
Mimari Paralaks
Postmodernizm ve Sınıf Mücadelesi – Ölçülemezlik –
Kılıf... – Sınıf Mücadelesinin... – Spandreller
4 Depresyon: Nöronal Travma, ya da
Proleter Cogito'nun Yükselişi
Freudcu Bilinçdışı mı Yoksa Beyinsel Bilinçdışı mı? –
Libidinal Proletarya
4. Ara Fasıl
Kıyamet Kapıda
Benim Özel Avusturyam – İktidarın Übüizmi – Antroposen'e
Hoşgeldiniz – Kıyametin Farklı Versiyonları
5 Kabul: Yeniden Kazanılan Dava
1968'de Yapılar Sokağa Çıkmıştı: Bunu Yine Yapacaklar mı?
– Gelecekten İşaretler: Kafka, Platonov, Sturgeon, Vertov,
Satie – Disiplin ile Müstehcenlik Arasında Şiddet –
Demokrasinin Sonsuz Yargısı – Fail
Sonsöz:
İlginç Zamanlara Hoşgeldiniz!
Dizin | OKUMA PARÇASI |
Giriş: “Gökkubbedeki Manevi Şerler”, s. 9-19. Berlin Duvarı’nın yıkılmasının yirminci yıldönümü durup geçmişi düşünmek için bir vesile olabilirdi. Duvarın yıkılışının "mucizevi" niteliğini vurgulamak âdettendir: Hayaller gerçek oluyordu sanki. Komünist rejimlerin iskambil kâğıtlarından evler misali yıkılmasıyla birlikte, bundan birkaç ay önce hayal bile edemeyeceğiniz, söyleseniz kimsenin inanmayacağı bir olay gerçekleşmiştir. Polonya'da serbest seçimlerin yapılacağını, hatta Lech Walesa'nın cumhurbaşkanı olacağını kim hayal edebilirdi ki? Fakat bundan sadece birkaç yıl sonra daha büyük bir "mucize"nin gerçekleştiğini, yani eski Komünistlerin serbest demokratik seçimler yoluyla tekrar iktidara geldiğini; Walesa'nın, bundan on beş sene evvel askeri bir darbeyle Solidarno§ç'u bastırmaya kalkışan General Wojciech Jaruzelski kadar bile itibar görmez hale gelip tamamen bir kenara itildiğini belirtmek gerekir. Bu geri dönüşe dair yapılan genelgeçer açıklamada, arzular... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Kaya Genç, "Yaşadığımız zamanın hastalıkları", Radikal Kitap, 16 Eylül 2011 Onun yazdığı bir kitabı okurken insan kendini Sherlock Holmes’un akıl yürütmelerini dinleyen Dr. Watson gibi hissetmeden edemiyor, ne de olsa Slavoj Zizek’in akıldışı biçimde akılcı veya akılcı biçimde akıldışı kitaplarının sayfalarında dünyanın, kültürün, siyasetin, sanatın birbirleriyle bir ağaca tünemiş kuşlar gibi anlamadığımız bir dilden konuşmaları, “dinlemeyi bilen” gözler için çok açık bir gerçeği ifşa ediyor (dinlemeyi bilmeyenler ise kendilerini biraz dışlanmış hissedebilirler). Zizek’in gerçeği, Lenin ve Mao’nun devrimci şiddeti, Lacan’ın “nesne küçük a”sı ve Hegel’in diyalektiğinin sağladığı imkânları kullanarak, dünyanın yapay gerçeklerin hakikat, muhafazakârların devrimci, hoşgörüsüzlüğün hoşgörü, otoriterliğin demokrasi olarak kendini gösterdiği bir yapıntı olarak okunabileceğini söylüyor bize. Holmes’un ünlü aksiyomunu hatırlayalım: imkânsız olanı dışarıda bıraktığımız... Devamını görmek için bkz. | |
Süreyya Su, "Kapitalizmin sonu yaklaşırken", Zaman Kitap Eki, 3 Ekim 2011 Sloven felsefeci Slavoj Zizek, kuşku yok ki, günümüzün en ilgi çeken düşünürlerinden biri. Marksizm’den psikanalize, kapitalizmden ideolojiye, siyasetten popüler kültüre kadar farklı konuları Lacan’dan miras aldığı hayli zor bir terminoloji ve Hegel’e göndermeler üzerinden ele alan Zizek’in 50’nin üzerinde kitabı bulunuyor ve bunlar yirmiden fazla dile çevrilmiş durumda. Türkiye’de de yaklaşık on yıldır kitapları yayımlanan Zizek’in dilimizde 10’u aşkın kitabı mevcut. Bunların sonuncusu, İngilizce olarak daha geçen yıl yayımlanan Ahir Zamanlarda Yaşarken. Zizek bu kitapta da geniş bir konu yelpazesinde bugünün siyasal ve kültürel fenomenleriyle ilgili kendine özgü kışkırtıcı üslubuyla radikal teoriler üretiyor. Kitabın adından da anlaşılabileceği gibi, apokaliptik ve distopik bir dünya manzarası sunuyor bize düşünür. İçeriksiz siyasete itiraz Zizek’i... Devamını görmek için bkz. | |
Semra Pelek, "Yeni zamanlar hoşgörünün ırkçılığı", Agos Kitap/Kirk, Ekim 2011 Sondan başlayalım; Slavoj Zizek’in Ahir Zamanlarda Yaşarken kitabı,‘İlginç Zamanlara Hoşgeldiniz!’ başlıklı sonsöz ile noktalanıyor. Çinliler, birinden gerçekten nefret ettiklerinde ona şöyle bir beddua okurlarmış: “İlginç zamanlarda yaşayasın!” Zizek, tarihte bu ‘ilginç’ zamanların milyonlarca insanın mağdur olduğu savaş, kargaşa ve iktidar mücadelesi dönemleri olduğunu ama artık yeni bir ilginç zamana yaklaştığımızı söylüyor. Bugün ekonomik krizin kalıcılaşarak hayat tarzına dönüştüğü döneme girmiş bulunuyoruz: Artık her şeyin ‘normal’e döneceği vaadiyle kendimizi avutmamız (avutulmamız da) mümkün değil. Kitabın ‘Gökkubedeki Manevi Şeyler’ başlıklı girişine gelirsek, Zizek, bugün hepimizin kolektif olarak fetişist bir inkâr döneminde yaşadığımız teşhisini koyuyor, buna çözüm olarak peşinen farkındalığımızın en temel koordinatlarını değiştirmeyi öneriyor. Psikolo... Devamını görmek için bkz. | |
|