| ISBN13 978-975-342-371-7 | 13x19,5 cm, 312 s. |
Liste fiyatı: 275.00 TL İndirimli fiyatı: 220.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":275.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"207","item_name":"Kırılgan Temas","discount":55.00,"price":275.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Kırılgan Temas Slavoj Zizek'ten Seçme Yazılar Çeviri: Tuncay Birkan Kapak ve Grafik Tasarım: Emine Bora, Semih Sökmen Hazırlayan İsim: Bülent Somay, Tuncay Birkan |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 2002 | 5. Basım: Ocak 2025 |
Günümüz solunun, "varolan sosyalizm" denilen şeyin sona ermesinden beri aralıksız ve saplantılı bir biçimde sürdürdüğü arayışın en iyi ifadelerinden biri Slavoj Zizek. Onun, Marksizmin Aydınlanma düşüncesindeki ve Hegel'deki felsefi temellerinden kalkarak psikanalize ve 20. Yüzyıl sosyalizminin sorunlarına uzanan arayışlarının belli başlı köşe taşlarını biraraya getirmeye çalıştık bu seçkide. Kaybolduğu iddia edilen öznenin maceralarından ulus-devletin kaderine, günümüzde ideolojilerin işleme biçiminden siberuzaya, şövalye aşkından11 Eylül saldırısına kadar uzanan çetrefil siyasi ve kültürel sorunlarla, kendine özgü meraklı ve alaycı diliyle hesaplaşıyor Zizek. Kitabın çevirisi, böyle zor bir işin altından kalkabilecek az sayıda çevirmenden biri olan Tuncay Birkan'a ait. | İÇİNDEKİLER |
Sunuş, Bülent Somay Kırılgan Temas: Türkçe Basıma Önsöz Öznenin Bir Nedeni Var mıdır? İdeoloji Hayaleti "Düşünen Şey": Noir Öznesinin Kantçı Arka Planı Şövalye Aşkı ya da Şey Olarak Kadın Siyasi Bir Kategori Olarak Fantazi: Lacancı Bir Yaklaşım Sibermekân ya da Varolmanın Dayanılmaz Kapanımı Milletinin Keyfini Çıkar, Kendinmiş Gibi Çokkültürcülük ya da Çokuluslu Kapitalizmin Kültürel Mantığı Gerçeğin Çölüne Hoşgeldiniz! Sözlük | OKUMA PARÇASI |
Bülent Somay, Sunuş, s. 7-11 Zizek'in İdeolojinin Yüce Nesnesi'nde anlattığı bir anekdot var: Zorunlu askerlik hizmeti yapmakta olan bir adam, askerlikten kurtulmak için deli numarası yapmaya karar vermiş. Seçtiği delilik türü de takıntı nevrozu. Adamcağız önüne çıkan bütün kâğıtları alıp bir göz attıktan sonra, "Bu değil!" diye haykırarak bir yana fırlatır dururmuş. Sonunda bu hali üstlerinin de dikkatini çekmiş ve adamı tutup askeri hekimin karşısına çıkarmışlar. Adam kendisine sorulan hiçbir soruya cevap vermediği gibi, hekimin masasındaki, raflarındaki kâğıtları da karıştırıp, "Bu değil!" demeye devam ediyormuş. Bir süre adamla iletişim kurmaya çabalayan hekim sonunda pes edip adamın tezkeresini yazmış. Adam tezkere eline tutuşturulunca durup bir göz atmış ve "İşte bu!" demiş. Bu öyküden (Türkiye'de bu yöntemin asla sökmeyeceğine dair bir tespit dışında) nasıl bir ders çıkarıyoruz? Zizek bu anekdotun, arzunun hem nedeni, hem de sonucunun bir ve aynı... Devamını görmek için bkz. | |
Slavoj Zizek, "Türkçe Basıma Önsöz", s. 13-18 7 Kasım 1942 akşamı tekinsiz bir olay oldu; Hitler Thüringen'den geçmekte olan özel treninin yemek vagonunda çeşitli yardımcılarıyla günün önemli gelişmelerini tartışıyordu; demiryolları müttefiklerin hava saldırıları yüzünden zarar görmüş olduğu için, tren sık sık yavaşlamak zorunda kalıyordu: Yemek harika çin porselenleriyle servis edilirken, tren bir yan hatta bir kez daha durdu. Hemen yanlarında bir hastane treni bekliyordu ve yaralı askerler, gözlerini dikmiş, ranzalarından Hitler'in konuşmaya daldığı yemek odasının gözkamaştırıcı ışığına bakıyorlardı. Hitler birdenbire başını kaldırdığında, ona bakıp duran huşu içindeki yüzleri gördü. Büyük bir öfkeye kapılıp perdeleri kapattırdı ve yaralı savaşçılarını kendi kasvetli dünyalarının karanlığına gömdü.(1) Bu sahnenin mucizesi çift yönlüdür: Her iki taraf da, pencereden gördükleri şeyi fantazmatik bir hayalet gibi yaşamışlardı: Hitler için, bu, başlattığı a... Devamını görmek için bkz. | |
|