ISBN13 978-605-316-398-5
13x19,5 cm, 336 s.
Liste fiyatı: 348.00 TL
İndirimli fiyatı: 278.40 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Johann Hari diğer kitapları
Kaybolan Bağlar, 2019
Çalınan Dikkat, 2022
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
Sihirli Hap
Yeni Zayıflama İlaçlarının Olağanüstü Faydaları ve Tedirgin Edici Riskleri
Özgün adı: Magic Pill
The Extraordinary Benefits and Disturbing Risks of the New Weight-Loss Drugs
Çeviri: Özde Duygu Gürkan
Yayıma Hazırlayan: Müge Gürsoy Sökmen
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Kasım 2024

Son yıllarda fazla kilo ve obeziteye bağlı hastalıklarda büyük bir artış olduğunu görüyoruz. Bir yandan her yerde çeşit çeşit diyet ve egzersizler önerilirken, diğer yandan araştırmalar bu yöntemlerle kilo veren kişilerin ezici bir çoğunluğunun bir süre sonra bu kiloları fazlasıyla geri aldığını gösteriyor. Toplumun önemsizleştirilip bireyin öne çıkarıldığı çağımızda, şişmanlık da kişisel bir başarısızlık olarak tanımlanıyor. Gazeteci-yazar Johann Hari bu kitapta, obezite salgınına son vermeyi vaat eden yeni nesil zayıflama ilaçlarını masaya yatırıyor. Bunlardan biri olan Ozempic’i kullanan ve zahmetsizce kilo verme sürecini bizzat tecrübe eden Hari, bu ilaçların bizim için ne anlama geldiğini irdeliyor.

Yeni zayıflama ilaçlarının geliştirilmesinde rol alan biliminsanlarının yanı sıra onlara eleştirel bakanlarla, beslenme uzmanlarıyla, beden olumlama hareketini destekleyen kişilerle, İzlanda’dan Japonya’ya dünyanın farklı yerlerinde sağlıklı yaşamı teşvik etmek için ilginç yöntemler uygulayan eğitimciler ve hatta işinsanlarıyla konuşan Hari, bu uzun yolculuk sırasında öğrendiklerini tarafsız bir gözle aktarıyor.

İÇİNDEKİLER
Giriş: Kutsal Kâse

1 Define Sandığını Bulmak
İlaçların işleyişi

2 Cheesecake Parkı
Neden kilo aldık

3 Doygunluğun Ölümü ve Yeniden Doğuşu
İşlenmiş gıdalarla yeni ilaçlar arasındaki tuhaf bağlantı

4 Yangıyla Yaşamak
Bedenlerimize ne oldu – ve yeni zayıflama ilaçları
bunu tersine çeviriyor mu?


5 Eski Bir Hikâyenin Tekrarı mı?
Eski zayıflama ilaçlarının –ve yenilerinin– riskleri

6 Neden İlaç Alacağına Diyet ve Egzersiz Yapmıyorsun?
Zayıflama ilaçlarına en büyük iki alternatif
– ve bunların (büyük ölçüde) başarısızlığa
uğrama nedenleri


7 Beyinle İlgili Çığır Açan Gelişmeler
Bağımlılık için iyi, depresyon için kötü haber mi?

8 Aşırı Yemek Neye Hizmet Ediyor?
Yemek yememizin beş nedeni
– ve bunlar elimizden alındığında olanlar


9 “Bence Bedeninin İçinde Değilsin”
Ozempic değişmem gerektiğini fark etmemi
nasıl sağladı


10 Kendini Kabul Etmek mi, Kendini Açlığa
Mahkûm Etmek mi?
Bu ilaçlar yeme bozuklukları açısından
ne anlama gelecek?


11 Yasak Beden?
Yeni ilaçlar damgalanma konusunda
ne anlama geliyor?


12 Ozempic’e İhtiyaç Duymayan Ülke
Japonlar neyi doğru yapıyor –
ve nasıl onlar gibi olabiliriz?

Sonuç: Mevcut Seçenekler
Peki şimdi ne yapacağız,
kendimiz ve çocuklarımız için?


Gıda Sistemini İyileştirmek İçin
Yapabilecekleriniz

Okuma Önerileri

Teşekkür

Notlar

Dizin

OKUMA PARÇASI

Giriş, Kutsal Kâse, s. 11-12

2022 kışındaküresel pandemi nihayet yatışıyor gibiydi, ben de iki yılın sonunda ilk defa bir partiye gittim. Biraz paspal ve güvensiz hissediyordum kendimi, çünkü dünya kapandığından beri yaklaşık on kilo almıştım. Bazıları pandemiden sağ çıkmalarının başlıca nedeninin aşı olduğunu söylüyor, bense aynı şeyi Uber Eats için söyleyebilirim. Partiyi veren kişi Oscar ödüllü bir aktördü ve Hollywood yıldızlarının biz faniler kadar semirmesini beklemesem de en azından hafif göbeklenmiş olacaklarını düşünmüştüm.

Etrafta dolaşırken şaşırıp kaldım. Hiç kimsenin kilo almamış olmasının ötesinde, herkes bir deri bir kemikti. Elmacıkkemikleri belirginleşmiş, karınları sıkılaşmıştı. Sadece aktörler için geçerli değildi bu. Orta yaşlı televizyon şirketi yöneticileri, aktörlerin eşleri ve çocukları, menajerler – birkaç yıldır görmediğim herkes birdenbire Snapchat filtrelerinden geçmiş hallerine dönüşmüştü, daha zayıf ve keskin hatlı.

Eski bir arkadaşıma rastlayınca utançla karışık bir mırıldanmayla, galiba herkesin kapanma sırasında gerçekten de pilatese başladığını söyledim. Arkadaşım güldü. Karşılığında gülmediğimi görünce bana şöyle bir baktı. “Sebebin pilates olmadığını biliyorsun, değil mi?” Yüzüne şaşkın şaşkın baktım. “Gerçekten bilmiyor musun?” dedi.

Dans pistinin kenarında dikiliyorduk, telefonunda bir resim buldu.

Sıskalaşmış parti ahalisi etrafımızda kemikli popolarını sallar ve ikram edilen kane...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Bahar Çetiner, "Sadece sindirim sistemimiz değil beynimiz ve zihnimiz de değişiyor", 10haber.net, 5 Aralık 2024

Kaybolan Bağlar ve Çalınan Dikkat gibi dünya çapında sevilen, dikkat çeken ve çok satan kitapların yazarı gazeteci Johann Hari, bu kez günümüzdeki obezite problemini ve çözüm olarak sunulan zayıflama ilaçlarının sağlığımızı nasıl etkilediğini incelediği değerli bir araştırmayla karşımızda. Önceki kitaplarında yaptığı gibi yine dünyanın çeşitli yerlerine giderek, bilim insanları ve uzmanlarla röportajlar yaparak, başta kendisinin de çocukluktan itibaren muzdarip olduğu obezitenin nedenlerini ve zayıflama ilaçlarının faydalarını, zararlarını ve akıbetini araştırıyor.

Hari’nin babası sağlıklı yemekleri savunan bir aşçı olmasına rağmen annesi ve anneannesi yorucu çalışma koşulları ve yoksulluk nedeniyle hep hazır ve sağlıksız yemekler tercih edermiş. Hari de böyle bir beslenme alışkanlığı edindiği için hayatı boyunca kilo problemi yaşamış.

Obezite aslında yeni bir kavram. 1970’lere kadar çok nadir görülen bir sorun. “Dünya Sağlık Örgütü’ne göre obezite 1975’ten beri dünya çapında üçe katlandı.” Son 50 yılda herhangi bir genetik değişim olmamasına rağmen insanlar birdenbire kilo almaya başlamış. Peki bunun nedenleri ne olabilir?

Johann Hari, beslenme alışkanlıklarımızın, bize dayatılan gıdaların giderek kalitesizleşmesine, vücut aktivitesi gerektirmeyen masa başı işlerde çalışmamızdan kaynaklanan hare...

Devamını görmek için bkz.

Uğur Zengin, "Dünyaya 'doygunluk hissi' satmalı!", evrensel.net, 19 Aralık 2024

Kapitalizm, insanı ve doğayı kâr adına ele geçiriyor. İlaç ve gıda endüstrisi birbirini besleyerek kârlılık devresini güçlendiriyor. Hangi gıdaların üretileceğine, nasıl dağıtılacağına ve pazarlanacağına muazzam güce sahip gıda tekelleri karar veriyor. Gıda pişmiyor, gıda ‘yapılıyor’. Küresel olarak artık beslenmenin yüzde 75’i yalnızca 12 bitki ve beş hayvan ile sağlanıyor.

Geleneksel gıdaların yerini ne aldı? Yiyeceklerde en çok kullanılan yapay aromalardan biri olan vanilya aroması sahte bir form, petrokimyasallardan veya talaştan kimyasal olarak elde ediliyor. Tereyağı tadı olan yiyecekler tadını içinde yüzde 0.02 oranında bulunan “tereyağı özütü”nden alıyor.

Food Ingredients (Gıda Bileşenleri) fuarında gıda şirketleri sattıkları ya da kullandıkları kimyasal katkı maddelerinin insanlara yönelik gıdaların yanı sıra başka birçok üründe kullanıldığıyla övünüyordu: Sinek ilaçları, oda spreyleri, dolgu macunları, deodorantlar, bilgisayar kasaları, çiziklere karşı dirençli araba kaplamaları, boyalar, tutkallar…

Ancak bununla sınırlı değil. Yediğimiz bu ‘şeyler’ bizi kendilerine bağımlı kılıyor. ABD’de toplumun aldığı kalorinin yüzde 67’si aşırı işlenmiş gıdalardan geliyor. Kelimenin gerçek anlamıyla “doygunluk” hissini insanların elinden almayı amaçlıyor.

Bolluk ve Açlık

“Çöp”leri üreten küresel şirketler en çok çocukları he...

Devamını görmek için bkz.

Şura Aydın, "Bu Neyin Açlığı?: 'Sihirli Hap' Üzerine Düşünceler", suraaydin.com, 3 Şubat 2025

Geçenlerde katıldığım bir psikanaliz etkinliğinde konuşmacılardan biri, bir süre çalıştığı yenidoğan bebek yoğun bakım ünitesindeki deneyiminden bahsetmişti. Burada bebeklerin gerekli tedaviyi görürken burunlarından midelerine direkt bağlanan hortumla besleniyorlarmış dolayısıyla hiç acıkmıyorlarmış. Böyle bir durumda bebekler acıkıp ve bir eksiklik hissedip bir memenin geleceği hayalini kurma ihtiyacı duymuyorlarmış. Açlık ve eksiklik hissinin yalnızca fizyolojik bir mesele olmadığını iyi kötü biliyoruz ama belli ki açlıkta zihinsel süreçlerimizi ve yaşamla kurduğumuz ilişkiyi şekillendiren bir şeyler de var.

Açlık, tokluk, beslenme gibi meseleleri düşünürken insanın aklı ister istemez hemen iki uca gidiyor: yeme bozuklukları, obezite… Johann Hari’nin geçtiğimiz günlerde Metis etiketiyle yayımlanan yeni kitabı Sihirli Hap bu bakımdan isabetli bir kaynak. Kitapta Ozempic isimli zayıflama ilacının keşfinden başlayarak bu yeni nesil zayıflama ilaçlarının bireyler ve toplum üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Hari, Ozempic kullanma konusunda kendi deneyimine de yer vererek bu ilacın işleyiş mekanizmalarını ve sonuçlarını anlamaya yönelik bir yolculuğa çıkmış. Bu ilacın nasıl geliştirildiğinin, biyolojik olarak nasıl çalıştığının, hem olumlu hem de olumsuz etkilerinin oldukça detaylı açıklandığı; fabrikasyon gıdaların etkisinden,...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X