| ISBN13 978-605-316-170-7 | 13x19,5 cm, 104 s. |
Liste fiyatı: 120.00 TL İndirimli fiyatı: 96.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":120.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11377","item_name":"Psikopolitika","discount":24.00,"price":120.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Psikopolitika Neoliberalizm ve Yeni İktidar Teknikleri Özgün adı: Psychopolitik Neoliberalismus und die neuen Machttechniken Çeviri: Haluk Barışcan Yayıma Hazırlayan: Semih Sökmen Kapak Resmi: Mustafa Horasan Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Eylül 2019 | 5. Basım: Eylül 2022 |
"Kendini özgür sanan performans öznesi aslında bir köledir. Efendisi olmaksızın kendini gönüllü olarak sömürmesi ölçüsünde mutlak köledir. Karşısında artık onu çalışmaya zorlayan bir efendi yoktur. Salt yaşamı mutlaklaştırarak çalışır. "Bir girişimci olarak neoliberal özne başkalarıyla amaçtan yoksun ilişkilere girmekten acizdir. Girişimciler arasında amaçtan yoksun bir dostluk oluşmaz zaten. Halbuki özgür olmak köken olarak dostlar arasında olmak anlamına gelir. Özgürlük ve arkadaş kelimeleri Hint-Avrupa dil ailesinde aynı köke sahiptir. Özgürlük esasında bir ilişki kelimesidir. İnsan kendini ancak iyi bir ilişkide, diğer insanlarla mutlu bir birliktelik içinde gerçekten özgür hisseder. "Yurttaş tüketici haline gelmiştir. Yurttaşın özgürlüğü yerini tüketicinin edilginliğine bırakır. Tüketici olarak seçmen bugün siyasete, toplumu şekillendirmekte etkin bir rol almaya gerçek bir ilgi göstermemektedir. Ortak siyasi eylem gerçekleştirmeye ne isteği ne de yeteneği vardır. Siyasete sadece edilgin bir biçimde, homurdanarak, şikâyet ederek tepki verir, tıpkı hoşuna gitmeyen hizmet ya da mal sektörüne yaptığı gibi. Siyasetçiler ve partiler de bu tüketim mantığı uyarınca davranır. "Sunmak" zorundadırlar. Böylelikle de tüketici olarak seçmeni tatmin etmesi gereken tedarikçiler durumuna düşerler." – Byung-Chul Han | İÇİNDEKİLER |
Özgürlüğün Krizi Akıllı İktidar Köstebek ve Yılan Biyopolitika Foucault’nun İkilemi Öldürerek Tedavi Şok Dost Big Brother Heyecan Kapitalizmi Oyunlaştırma Big Data Öznenin Ötesinde Budalalık Notlar | OKUMA PARÇASI |
Özgürlüğün Krizi, Özgürlüğün Sömürülüşü s. 11-14 Özgürlük bir epizot haline gelecektir. Epizot ara bölüm demektir. Özgürlük duygusu bir yaşam biçiminden diğerine geçerken ortaya çıkar ve bu yeni biçim de kendini bir zorlama biçimi olarak gösterene kadar sürer. Böylece özgürleşmenin ardından yeni bir tabiyet gelir. Bu öznenin kaderidir sanki: Subjekt’in kelime anlamının, “tabi olan”ın da itiraf ettiği gibi. Bugün tabi durumda bir özne (Subjekt) değil, özgür, kendini sürekli yeniden tasarlayan, yeniden icat eden bir proje (Projekt) olduğumuza inanıyoruz. Özneden projeye bu geçişe özgürlük duygusu eşlik ediyor. Ancak bizzat bu projenin zorlama altında bir varlık, dahası tabiyet ve boyun eğişin daha da etkin bir biçimi olduğunu görüyoruz. Dışsal baskılardan ve kendine yabancı zorlamalardan kurtulmuş olduğunu sanan bir proje olarak ben, daha iyi bir performans sergileme ve mükemmelleşme şeklindeki içsel baskılara ve... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Emek Erez, "Neoliberalizm ve yeni iktidar teknikleri", Gazete Duvar, 28 Eylül 2019 Neoliberal politikaların uç noktalara ulaştığı günümüz dünyasında, bildiğimiz kavramlar, içinde bulunduğumuz durumu açıklamakta zorlanıyor. Türkiyeli okurun yakından takip ettiğini düşündüğüm, Byung- Chul Han, son yıllarda Türkçeye kazandırılan metinlerinde de gördüğümüz gibi günümüz dünyasını ve insanını anlamaya çalışan kitaplarıyla dikkat çekiyor. Geçtiğimiz günlerde Metis Yayınları tarafından, Haluk Barışcan çevirisi ile basılan, Psikopolitika: Neoliberalizm ve Yeni İktidar Teknikleri adlı kitabında da yazarın bu konudaki anlama çabasını görebiliyoruz. Byung-Chul Han, bu metninde, “disiplin toplumu” ve “biyopolitika” gibi kavramları da tartışmaya açıyor. Baskıcı, nüfusa dayalı, bedeni esas alarak uygulanan biçimleyici politikaların, hayatı denetleyen, özneyi silen, insanı sayılarla açıklayan siyasetin, kurumların desteğiyle bireyi “normalleştirme”yi amaçlayan u... Devamını görmek için bkz. | |
İlke Kamar, "Dijital psikopolitaka çağında özgürlük", BirGün Kitap, 11 Ekim 2019 Geride bıraktığımız otuz yılda bilgisayar alanında yaşanan ve 'sayısal devrim' olarak nitelendirilen teknolojik gelişmeler, toplumsal iletişimde yeni bir ‘özne’ olarak interneti gündeme getirdi. Çok geçmeden yaygınlaşan internet, kısa sürede akademik, entelektüel ve popüler ilgiyi üzerine çekti. Bu tartışmalar içinde interneti modern toplumların karşı karşıya kaldığı siyasal, toplumsal ve ekonomik her türlü soruna bir çare olarak konumlandıran liberal/neoliberal yaklaşımların bugün de ağırlıkta olduğu gözlemleniyor. Eleştirel düşünce ise bu sorunları, daha da derinleştirdiğine vurgu yapıyor. Birbirine karşıt bu iki yaklaşıma dayanan tartışmalar iletişim teknolojilerinde özellikle de kitle iletişimi ile ilgili olarak ortaya çıkan her yenilikle birlikte canlanarak devam ediyor. Radyoda, televizyonda ve sinemada da bu tartışmalar fazlasıyla yapıldı. Günümüzde liberal kura... Devamını görmek için bkz. | |
Halim Şafak, "Neoliberalizm ve yeni iktidar teknikleri", bireylikler, 89. sayı, Kasım/Aralık 2019 Byung-Chul Han baştan beri bugün temelli önemli bir felsefi tartışma yürütüyor. Türkçeye çevrilen Şiddetin Topolojisi, Şeffaflık Toplumu, Yorgunluk Toplumu, Zamanın Kokusu, Güzeli Kurtarmak gibi kitaplar adlarından başlayarak bugünü belirleyenler kadar bugüne dönük belirtenleri ve onların felsefi arkaplanını Foucault, Deleuze ve Agamben gibi felsefecilerin yaptığı tartışmaları da göz gönünde bulundurarak söz konusu ediyor. Bugün tartışmasına iktidar, kapitalizm ve ikisinin belirlediği interneti ve onun sınıflar üstündeki sonuçları ile başlanması kaçınılmazdır. Bu noktada özellikle internetin ne kadar özgürlük olduğu ya da özgürlük olup olmadığı, bu özgürlüğün büyük ölçüde tüketim, gözetim ve kontrol anlamına gelip gelmediğini tartışırken bir yandan da insan tekinin ve kendiliğinin artık baştaki bağlam v... Devamını görmek için bkz. | |
Dilan Ayyıldız, "Neoliberal politikaların bilinçaltına dair bir öykü", İleri Haber, 22 Aralık 2019 İnsanın hafızası unutmaya dayalı bir anlatıya sahiptir. Hatta öyledir ki neyi unuttuğumuzu bilmenin mümkünlüğünden de çoğu zaman söz edemeyiz. Çünkü beynimiz deneyimlediğimiz süreçleri filtre ederek bunların sadece bir kısmının hatırlanabilir kalmasına izin vermektedir. Hal böyleyken bilinçli bilginin kendisine getirilen büyük bir sınırlılık söz konusudur. Peki unutulan bu anlatının devamı nereye akar gider? Freud bu soruya 19. Yüzyılın ortalarında “bilinçaltı” kavramıyla cevap üretmiştir. Deneyimlediğimizi hatırlamadığımız bilginin depo alanıdır bilinçaltı. Fakat tüm bu bilgiler öyledir ki; bizim farkında olmaksızın tüm karar süreçlerimizi, tüketim alışkanlıklarımızı ve daha birçok şeyi etkilemektedir. Byung-Chul Han, Psikopolitika kitabında deneyimlediğimizin farkında bile olmadığımız bu bilgi yığınının bizzat bizler tarafından gönüllü olarak neoliberal po... Devamını görmek için bkz. | |
|