Pulbiber Mahallesi Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mart 2007 | 12. Basım: Nisan 2024 |
Şair Didem Madak son kitabı Pulbiber Mahallesi ile Metis’te. İlk şiirleri Sombahar ve Ludingirra dergilerinde yayımlanan Madak'ın Grapon Kâğıtları ve Ah'lar Ağacı isimli iki kitabı var: Her ikisi de çok sevilmişti, Pulbiber de en az onlar kadar sevilecek... | İÇİNDEKİLER |
Pulbiber Mahallesi Büyümüş Çocuk Şiiri Gecenin Çekmecesi Poşet Süt Pulbiber Mahallesini Tanıyalım Pulbiber Mahallesi Tarihi Mahallede Bomba Patlıyor Bizden Başkalarına, Onlara, Çocuklara Sevinçli Kedi Pespaye Kedinin Asaletini Anlatan Satırlar Burada Başlamaktadır Çatlakların Arasında Karşılıksız Hayat Hatalı Teşbihler Kaza Anılar Viraj Kendim Ettim Kendim Buldum
Ardından Laterna Yağmur ve Çilingir Ağrı Vaziyet "Didem'le İlgili Şeyler..." Müjde Bilir 128 Dikişli Şiir | OKUMA PARÇASI |
MAHALLEDE BOMBA PATLIYOR Mahallemizde bomba patladı Martılar çok uçtular Mahallemizin çığırtkan gözyaşları olup havaya saçıldılar Bu bir çocuk romanıydı, artık anlaşılmıştı Çocuk sonunda ölecekti, geleneklerimize göre Son duası olarak patlamış mısır sunacaktı tanrıya Bu bir oyun romanıydı, bir araf Sırtından bıçaklanacaktı daima çocuk Sendemibrütüs balığı kızartacaktı şiirin kara tavasında Yanında roka, üstüne tahin helvası Şangur şungur bir romandı bu, anlaşılmıştı Gözlerdeki buğu camlar gibi kırılıp inecekti aşağıya. Biz de ölmüş olabilirdik dedi Leman Bu söz nedense aklımda kaldı. Bazı geceler uyanıp sigara içiyorum karanlıkta Odamdaki aynada yanıp sönen küçük kırmızı bir yıldızım Musevi bir kadının ruhu dolaşıyor evde, ya da Müslüman Ya da ateist bilmiyorum Gelip yamuk tabloları düzeltiyor, biraz çorba içiyor mutfakta Sanırım yağmuru yapısalcı bir yaklaşımla karşılıyor
Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Orhan Kahyaoğlu, “Modern masal tadında şiirler”, Radikal Kitap Eki, 4 Mayıs 2007 Didem Madak, 1990'lı yıllarda ortaya çıkan şairlerin nadir iyilerinden biri. Özellikle, 1980'li yıllarla birlikte beliren farklı şiir çizgilerinin çoğu ortak bir paydada buluşmuştu: yoğun imgecilik. İkinci Yeni şiirinin bunda tabii ki payı vardı. Ancak, modern gelenekçi çizgiler olsun, Divan şiirini çağdaş bir kimliğe dönüştürmek isteyenler olsun ya da bunlara hiç bağlanamayan farklı şiir çizgilerinin çoğu etkili bir imgeciliğin izini sürdüler. Madak'ın 1995 ilkbaharında yayımlanmaya başlayan şiirleri sınırlı da olsa bir grup şiirsever için ilgi odağıydı. Gündelik dil, gündelik hayat tüm içtenliği, çocuksuluğuyla; kendine özgü ironisi, eğretilemeleri ve imgeleriyle şiirde inanılmaz bir duruluğu, insanın hallerini su yüzüne çıkarmıştı. Mükemmel şiirler miydi bunlar? Belki değil. Ama, Madak, farkına fazla varmadan şiire inanılmaz bir hakikiliği taşıyordu. Yıllar geçtikçe yoğunlaştı, olgun... Devamını görmek için bkz. | |
Mehmet Ali Ertan, “Posta Kutusu: Okur”, Virgül, Mayıs 2007 Didem Madak Hanım kızım merhaba... Size “hanım kızım” dememden alınmayın lütfen, mahallemizin kızına nasıl seslenmem gerektiğine bir türlü karar veremedim; “hanım kız” gelip oturunca dilime, vazgeçemedim. Bir yandan da şair bir kadına nasıl seslenilir, devirdiğim yılların bilgisi arasında yer almıyor. Neyse, uzatmayayım... Geçmiş gün, unuttum; şeytanın bacağını kırıp İstiklal’e çıkmıştım. Bir kitapçı vitrininde görünce bizim mahallenin adını, tuhaftır heyecanlandım. Daha doğrusu, önce kalbimin çarpıntısını duydum, sonra fark ettim ki, Pulbiber Mahallesi yazıyor bir kitabın kapağında. Oysa muhtarlığa gidip gelenler ve belediyede çalışanlar dışında bizim mahallenin adını bilen pek yoktur burada yaşayanlar arasında da. Hemen içeri girdim, dışarı kitabınızla çıktım. Yine hemen oracıkta, vitrinin önündeki çıkıntıya oturup sayfaları çevirdim önce... Destan yaraşır bizim Pulbiber’e de zaten, dedim sayfaları görünce. A... Devamını görmek için bkz. | |
Bülent Usta, “Pulbiber Mahallesi'ni bilen var mı?”, Birgün, 20 Haziran 2007 Siz Pulbiber Mahallesi'ni bilir misiniz?" "Şurada bir yerde olacaktı. Şu arka taraftaki raflarda... Biliyorsunuz, şiir kitapları artık kitapçıların en arkadaki raflarına konulur oldu. Yok hayır, şiir kitabı az basıldığı için değil. Şiir, hâlâ yürümekte... Ama bugünlerde şiir kitaplarına talep azaldı. Neden azaldı bilmiyorum. Halbuki şiir olmazsa edebiyat olmaz derler. Hele ki Türkçede, şiir amiralidir edebiyatın derler. Amiral battı diyenlere inat, birbiri ardına şiir kitapları yayınlıyor birileri. Sanki hiç satmasa yine de basacaklar o kitapları. İnanmışlar bir kere şiire. Düşün, iki yüz tane şiir dergisi varmış. Ama iki yüz tane satan şiir kitabı bulmak bile zorlaştı bugünlerde. şiir basanlar değil, almayanlar utansın. Tamam, işte oradaki rafta. Didem Madak'ın kitabı. Metis'ten çıkmış..." "Siz Pulbiber Mahallesi'ni bilir misiniz?" "Hani Şu devamlı darbuka çalan mahalle mi?... Devamını görmek için bkz. | |
Hasan Turgut, “Didem Madak: Gaip, Garip ve Galip”, Mesele, Aralık 2012 Didem Madak şiirinin belirsiz, kararsız kalmış bir tarafı var. Kolay ele geçiyormuş gibi görünen ancak aralıksız okundukça zorluğu giderek ortaya çıkan bir şiirdir karşımızdaki. Gündelik hayatta çokça rastlanan durumlara, olaylara atıfla kat edilirken birdenbire geriye çekilen âdeta çökelen bir külliyat. Önce dil çıkartan, söz isteyen, çığlık atan, sonra ise kendi kendinin hesaplaşmasına girişen, gardım düşüren, sözünü belli bir yoğunlukta donduran bir şairdir Madak. Bu noktanın öne çıkmasında şiiri tek başına tanımlanmaktan, kabul görmekten alıkoyan sanat piyasasının, toplumsal süreçlerin etkileri hemen sezilebilir ne var ki çekilmeyi, gardım düşürmeyi ve acıya saplanışı açıklamakta yetersiz kalacaktır bu itkiler. Bilenler biliyor, başka nedenlerin, mistik ve fizyolojik durumların da etkisini küçümsememek gerekir bu şiir söz konusu edildiğinde. Bir bütün olarak şairlik yaşanan he... Devamını görmek için bkz. | |
Şükran Yücel, “Hayatını şiire tercüme etti”, Cumhuriyet, 30 Temmuz 2011 En verimli çağında yitirdiğimiz şair Didem Madak, sıklıkla ölümü yazmıştı, ölüme meydan okuyarak. İç sesini dinleyerek yazdı şiirini. Sezgiyle kaleme aldığı şiiri kendi sesini buldu. Kelimeleri aşkla sevdi. Şiirleri yaşam ırmağından beslendi. Gençler, onun şiirindeki başkaldırıya sahip çıkacaklar. Şair Didem Madak’ı en verimli çağında kaybettik. O ruhu güzel, yüzü güzel, şiiri güzel arkadaşıma veda edemedim. Hastalığa karşı ne büyük bir güçle mücadele ettiğini, küçük kızının büyüdüğünü görmek için hayata nasıl tutunduğunu biliyor, hastalığı yeneceğini umuyordum. Sonra iki kelimelik bir mesaj: “Didem’i kaybettik”. O, bir şiir gibi yaşadığı şiir kadar kısa ömrüne üç şiir kitabını, henüz yayımlamadığı şiirlerini ve denemelerini sığdırdı. Filozof bir şair gibi yaşadı, fikirlerini şiirine kattı. İç sesini dinleyerek yazdı şiirini. Sezgiyle yazdığı şiiri kendi sesini buldu. O hayatını şiire ... Devamını görmek için bkz. | |
Kemal Varol, “Kelimeler ölsün istemem”, Kitap Zamanı, 1 Ağustos 2011 Didem Madak’ın herhangi bir şiiriyle ilk kez karşılaşan okurlar mutlaka şaşırmışlardır. Yürürlükteki şiire hiçbir şekilde benzemeyen, yer yer çocuksu, ironik, fazlasıyla öykülemeci, masalımsı, naif ama ille de kederli olan bu şiirler tersinden bir varoluş kaygısı peşindedir sanki. Görünürde büyük bir şiir değildir Didem Madak’ın şiiri. Dahası, öyle olmamak için özellikle çabalamış gibidir. Didem Madak’ın şiirinin öznesi bu yüzden gizli değildir. Kendisini sakınmadan, saklamaya gerek duymadan şiirin imkânlarına çeker. Sıklıkla bir kız çocuğunun diliyle seslenmektedir bu şiirin öznesi. O çocuk büyür. Zamanla sokaklardan ev içlerine, mutfaklara çekilir, sonra tekrar geri geldiği yere bir pencereden bakar ama o dil geçmişte kalmakta ısrar eder. Hemen hemen her kitabında şiirle, en çok da lirik şiirle bir kavga içindedir. Onun şiirlerinde ‘çocukluk’ kadar ‘şiir’ kelimesinin de bunca yer etmesi bo... Devamını görmek için bkz. | |
Ali Topuz, “Şiir şehrinin Pulbiber Mahallesi”, Radikal Kitap Eki, 29 Temmuz 2011 Pulbiber Mahallesi, edebiyat şehrinde yeni bir mahalle; kentsel dönüşümün acımasız çağında görüldüğü yerde üstünden dozerlerle, parayla ve hırsla geçilen şu mahallelerden biri. Kimse yıkamayacak; çünkü ters yönde bir haraketin, yıkıma inatla direnen şiirsel dönüşümün kurduğu bir mahalle. Geçen cumartesi akşamı kaybettiğimiz çok çok kıymetli bir şairimiz tarafından, şiirde kuruldu. Bu şair ve mahalle kısaca anlatılacak bu yazıda. Didem Madak’ın şiiri hakkında isabetli ve takrarında yarar olan saptamalar yapılmıştır; dergilerde ilk görünmeye başladığı andan itibaren dikkat çeken bu şiir için çeşitli kişilerce, çeşitli defalar, çeşitli biçimlerde dile getirilen bazı özellikleri sıralayalım: Duru. Çekici. Kendine özgü. Hakiki. Anlatımcı. Ve elbette öykülemeci. Bunların hepsi doğru, doğru ama karşımızdaki şiirsel başarıyı anlatmakta yeterli olacak gibi değil. Zira durul... Devamını görmek için bkz. | |
|