| ISBN13 978-975-342-674-9 | 13x19,5 cm, 400 s. |
Liste fiyatı: 310.00 TL İndirimli fiyatı: 248.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":310.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"394","item_name":"Transkritik","discount":62.00,"price":310.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Transkritik Kant ve Marx Üzerine Özgün adı: Transcritique On Kant and Marx Çeviri: Erkal Ünal Yayıma Hazırlayan: Tuncay Birkan Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Haziran 2008 | 3. Basım: Eylül 2024 |
Transkritik’in yalnızca felsefe okurlarına değil, genel okura da seslendiğini düşünüyor Karatani. Kitabı akademik bir söylemle kaleme almadığını, en doğru Kant ve Marx yorumlarını sunma rekabeti biçimine bürünen akademik oyunu oynamak istemediğini belirtiyor Türkçe basıma yazdığı önsözde. Haklı da – çünkü “teorinin statükoyu eleştirel bir şekilde incelemekle yetinmeyip gerçekliği değiştirmek için olumlu bir şeyler de önermesi gerektiği” inancına dayanan bu kitabın temel bir siyasi problemi var: Sermaye-Ulus-Devlet üçlüsünün üçünü birden aşabilecek cemaatler-üstü bir toplumun nasıl mümkün olabileceğini sorguluyor. Ekonomi ile bir özgürlük pratiği olarak gördüğü Etik arasında –yani Marx ile Kant arasında– yaratıcı biçimde mekik dokuyan yazar yerleşik Marksist ve anarşist önkabulleri sarsıyor. Karatani siyasal iktisat eğitimi almış olsa da, aslında çok iyi bir edebiyat eleştirmeni. Ama Batı Marksizminin “kültüre dönüş” eğiliminin bütünüyle dışında duruyor. Marx’ın Kapital’deki Kantvari kapitalizm eleştirisinin, Engels’in geliştirip yaygınlaştırdığı ünlü altyapı-üstyapı ikiliğine dayalı üretim-merkezci tarihsel materyalizm kavrayışı yüzünden doğru değerlendirilememiş olduğunu düşünen Karatani, Marx’ın kapitalizm eleştirisinin yirmi birinci yüzyılda da dünyanın önünde bir ufuk çizmeye devam ettiğini söylüyor. Maddi dünyayı hep akılda tutan bir felsefi düşünceden korkmamak lazım: Karatani’nin kapitalizm karşıtı fikriyata yaptığı bu heyecan verici katkı bunu kanıtlıyor. | İÇİNDEKİLER |
Transkritik'in Türkçe Çevirisine Önsöz Teşekkür Önsöz Giriş: Transkritik Nedir?
I. Kant 1. Kantçı Dönüş 1.1 Kopernik Dönüşü 1.2 Edebi Eleştiri ve Aşkın Eleştiri 1.3 Paralaks ve Kendinde-Şey
2. Sentetik Yargı Sorunsalı 2.1 Matematiksel Temeller 2.2 Dile Dönüş 2.3 Aşkın Bütünlüklü-Algı
3. Transkritik 3.1 Özne ve Topos'u 3.2 Aşkın ve Yanal 3.3 Tekillik ve Toplumsallık 3.4 Doğa ve Özgürlük
II. Marx 4. Konum Değiştirme ve Eleştiri 4.1 Konum Değiştirme 4.2 Temsil Sistemi: Darstellung ve Vertretung 4.3 Paralaks Olarak Ekonomik Kriz 4.4 Mikro Farklılık 4.5 Marx ve Anarşistler
5. Sentez Krizi 5.1 Sentetik Yargı Olarak Değer Biçimi: Ex Ante Facto ile Ex Post Facto 5.2 Değerin Biçimi 5.3 Sermayenin Dürtüsü 5.4 Para ve Teolojisi, Metafiziği 5.5 Kredi ve Kriz
6. Değer Biçimi ve Artı-Değer 6.1 Değer ve Artı-Değer 6.2 Dilbilimsel Yaklaşım 6.3 Ticaret Sermayesi ve Sanayi Sermayesi 6.4 Artı-Değer ve Kâr 6.5 Kapitalizmin Küresel Doğası
7. Transkritik Karşı-Eylemlere Doğru 7.1 Devlet, Sermaye ve Ulus 7.2 Mümkün Bir Komünizm
Dizin | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, s. 15-23 Bu kitap, biri Kant diğeri Marx üzerine düşünceleri kapsayan iki bölümden oluşuyor. Bu iki isim kitabı iki ayrı parçaya bölüyor gibi görünse de, enikonu birbirinden ayrılmaz iki bölüm söz konusu aslında. Bu bölümler baştan sona birbirleriyle etkileşim içindeler. Transkritik adını verdiğim bu proje, etik ile siyasal iktisat, Kantçı eleştiri ile Marxgil eleştiri alanlarının kendi sınırlarının ötesine taşarak birbiriyle ilişkilendiği bir mekân oluşturuyor. Kant'ı Marx, Marx'ı da Kant üzerinden okuma ve ikisinin de ortak paydası olan eleştirinin manasını yeniden kavrama girişimidir bu. Dikkatli bir incelemeden, kendine dönük hayli ayrıntılı bir incelemeden yola koyulan bir eleştiridir. Şimdi kitabın iki ayrı bölüme ayrılmasına dönelim. On dokuzuncu yüzyılın sonlarından beri Kant ile Marx arasında bir bağ kurmaya çalışan birkaç düşünür çıktı. Marksizm adı verilen materyalizmde eksik olan öznel/etik uğrak yakalanmaya çalışılıyordu böylece. Bu ça... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Ahmet Öz, “Transkritik ya da yanılsamadan hakikate!”, Cumhuriyet Kitap Eki, 14 Ağustos 2008 Berlin Duvarı’nın yıkılışı (1989) sadece bir süper devletin tarih sahnesinden silinmekte olduğunu haber vermiyordu, 1917 yılında gerçekleşen Bolşevik devrimle kurulan Sovyetler Birliği, İkinci Bölüşüm Savaşı’nın hemen ardından, 1946 yılında imzalanan Yalta anlaşmasıyla fiilen dünyanın iki “efendisinden” biri olmuştu, dolayısıyla 1989 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla (ve 1991 yılında Sovyetlerin çözülüşüyle) birlikte dünya sermayenin küresel egemenliğine terk ediliyordu. Küresel sermayenin “mutlak” ve “kaçınılmaz” zaferini temsil eder bu tarih. Ve bu durum karşısında sosyalistlere, komünistlere, Marksistlere artık geriye dönüp reel sosyalizm deneyimlerini eleştirmek, yanlışların ve doğruların bir çetelesini tutmak düşüyordu sadece. Öyle de yaptılar, ama sapla samanı birbirine karıştırarak. O tarihten bugüne kendi dar ve dargın havsalasına sığıştırabildiği bir Marx imge... Devamını görmek için bkz. | |
Halil Turhanlı, "Karatani'nin ilginç sentezi: Kant, Marx ve Proudhon", Radikal, 2 Haziran 2009 Salt bugüne ilişkin olmayan, geleceğe de uzanan Kantçı etiğin insanı araç olarak gören, nesneleştiren meta ekonomisinin ve meta üretiminin aşılmasına katkıda bulunabileceğini belirten Kojin Karatani, Marx’ın kapitalizm eleştirisini bu etik anlayış ile sentezlemeye çalışıyor. Kant etiğinde toplumsal iyi anlayışının inkârının, faydacılığın, çıkarcılığın eleştirisini okuyor. İnsanı sömüren, küçük düşüren ve köleleştiren kapitalist düzene politik müdahalenin yanı sıra etik bir müdahaleyi de gerekli görüyor ve Kapital’in Saf Aklın Eleştirisi ile birlikte “çapraz bağlar kurarak” okunmasını öneriyor. (K. Karatani, Transkritk: Kant ve Marx Üzerine) Marx ile Kant arasında bulduğu ortak alanı transkritik (öte-eleştiri) olarak kavramlaştırıyor. Böylelikle, bizlere Hardt ve Negri’nin İmparatorluk’u ile kıyaslanabilecek alternatif bir kapitalizm eleştirisi sunuyor. Kapita... Devamını görmek için bkz. | |
Fırat Genç, “Anti-kanser hücreleri”, Express, Temmuz 2009 Kojin Karatani, yıllara yayılan düşünsel arayışını somut mücadelelerle birleştirmenin uğraşını vermiş bir düşünür. Akademi dünyasında hayli yaygın olan “eleştirel şıklığın” korunaklı konumuna hapsolmayıp günlük politik kavga içerisinde ellerini kirletebilme cesaretini gösterebilmesinden anlayabiliyoruz bunu. Bu arayışın bir sonucu olarak 2000 yılının haziran ayında kurulan Yeni Birlikçi Hareket, başarıya ulaşamamış bir deneyim olarak tarihte yerini alsa da, hatırlanmayı hak ediyor. Hareketin temel politik hattı, Karatani’nin kapitalist sistem içinde sermaye birikimine dair geliştirdiği analize dayanıyordu. Buna göre, sermayenin artı-değer üretebilmesi iki ana uğrakta gerçekleşir: Meta haline gelmiş olan işgücünün sermayeye kiralanması ve de üretim sürecinde ortaya çıkan ürünlerin tüketicilere satılması. Sermaye sahiplerinin kapitalizm içerisinde yok olmadan kendilerini idame ettirebilmeleri için bu iki uğrağı... Devamını görmek için bkz. | |
Erdem Baykal, "Karatani’nin Transkritiği", Baykuş, Sayı: 5, Kasım 2009 Karatani’nin transkritiği, temel olarak farklılıklar arasında kalan bir yaklaşım olarak görülebilir. Örneğin, daha sonra da belirtileceği üzere, Karatani’ye göre Marx, klasik iktisat ve Bailey’nin konumlarının eleştirisi üzerinden hareket eder. Farklı toposların arasında kalan bir yer edinir kendine... Kant açısından düşünüldüğünde bu, empirisizm ile rasyonalizm arasındaki bir konum alma eylemi olacaktır. Kant, transendental tamalgı(*) ile transendental bir konumdan hareket ederken, Marx değer biçimi ile yine transendental bir konumdan hareket edecektir. Karatani’yi ilgilendiren ve ona göre onları eleştirel kılan bu özellikleridir ve transkritik, bu eylemin bir devam ettiricisi olarak okunabilir. Bu açıdan bakıldığında eleştiri, çeşitli konumların eleştirisi üzerinden hareket ederek kendine başka bir yer açar. Bu yer tözsel değildir, zira eleştirdiği konumların üzerine yükselerek onları geride ... Devamını görmek için bkz. | |
|