ISBN13 978-975-342-038-9
13x19,5 cm, 112 s.
Liste fiyatı: 168.00 TL
İndirimli fiyatı: 134.40 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Emil Michel Cioran diğer kitapları
Tarih ve Ütopya, 1999
Çürümenin Kitabı, 2000
Ezeli Mağlup, 2007
Var Olma Eğilimi, 2016
Doğmuş Olmanın Sakıncası Üstüne, 2017
Parçalanma, 2020
Zamana Düşüş, 2020
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
Burukluk
Özgün adı: Syllogismes de L'Amertume
Çeviri: Haldun Bayrı
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Mayıs 2011
7. Basım: Ocak 2024

"Herşeyi yıktıktan sonra kendini de yıkmayan bir kitap, bizi beyhude yere azdırmış olurdu."

Kimi zaman ciddi, kimi zaman gülünç bir düşünce derlemesi olan Burukluk, ilk paragrafından son paragrafına aynı saplantıyı sürdürür: Hem kaygı hem gülümseme dolu bir şüpheyi muhafaza etmek.

İÇİNDEKİLER
Sözün Körelmesi
Uçurum Dolandırıcısı
Zaman ve Kansızlık
Batı
Yalnızlık Sirki
Din
Aşkın Canlılığı
Müzik Üzerine
Tarihin Başdönmesi
Boşluğun Kaynağında
OKUMA PARÇASI

"Batı", s. 38-45

Modern gurur: Değer verdiğim bir insanın dostluğunu kaybettim, ondan daha yozlaşmış olduğumu ona tekrarlamaya yırtındığımdan...

*
Batı boş yere geçmişine lâyık bir can çekişme biçimi aranıyor.
*
Don Kişot, bir uygarlığın gençliğini temsil eder: Kendine olaylar icat ediyordu — bizse üzerimize gelen olayların elinden nasıl kurtulacağımızı bilemiyoruz.
*
Doğu, çiçekler ve feragat üzerine eğildi. Biz, ona karşı makinaları ve çabayı çıkarıyoruz, bir de o dörtnala melankoliyi — Batı' nın son sıçramasını.
*
Büyük ulusları biraz ilave gelecek dilenirken görmek ne hazin!
*
Bizim devrimiz vatansızların Romantizminin damgasını taşıyacak. Artık hiç kimsenin oturma hakkı olmayacağı bir evrenin sureti şimdiden biçimleniyor.

Bugünün her vatandaşının içinde müstakbel bir evsiz barksız yabancı yatmaktadır.

*
Bin yıllık savaşlar Batı'yı sağlamlaştırdı; yüz yıllık "psikoloji" ise can havline kaptırdı.
*
Mezhepler yoluyla kalabalık Mutlak'tan pay alır, bir halk da canlılığını dışavurur. Rusya'da Devrim'i ve Slav tufanını hazırlayan da mezhepler oldu.

Katolikliği esaslı bir katılık gösterdiğinden beri köhneleşme sarıyor; halbuki daha kariyeri bitmedi: Latinliğin yasını tutması da gerekiyor.

*
Derdimiz tarihin derdi, tarih tutulması olduğundan, Valéry'nin sözünden iler...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Fatih Çodur, “Cioran’ın Burukluk’u üzerine söz almak”, Ayraç, Şubat 2011

1911-1995 yılları arasında yaşamış, Romanyalı deneme ve ahlakçısı Emil Michel Cioran’ın aforizmaları, bünyesinde adeta saplantılı bir bunaltının melankolik hazzını barındırır. Onlarla tanışık olduktan sonra, tanışıklık derecemizin kendi içinde derinleşip genişleyerek arttığını görürüz. Cioran’ı bir kez okuduktan sonra aklımızda bir yerlerde onunla ilgili bir parça, bir iz-ki bu genelde hüzün ya da kuşkunun ayak izidir – mutlaka kalır. Kendi küçük kar fırtınamızda, onun büyük kuşkuculuğunun izlerine rastlamamız her zaman mümkündür.

Cioran’ın aforizmal tutumu, içe bütün unsurlarıyla yerleşen ve zamanla iç’in kendisi olan, içine girildikçe içleşen ve yeri ve hususiyeti tam da belirli olmayan, içinden çıkılamaz bir burukluk ihtiva eder ki, onun bütün kitaplarında bu içselleştirme durumunu kolayca fark edebiliriz. 1952 yılında Fransa’da ilk defa Syllogismes de l’amertume adıyla basılan bu kitap, 1993 yılında Haldun Bayrı tarafından Fransızca aslından dilimize çevrilere, ilk yayımlanma tarihinden ne yazık ki çok uzun bir süre sonra ülkemize kazandırıldı. Çağın bütün çağ dışılıklarına ve çığırtkanlıklarına ve hatta insanlık tarihine ait pek çok eylem, unsur, kabul ve olguya karşı tavır alan ama yine de çağdaşlığından bir şey kaybetmeyen bir münzevi bilge tarafından yazılmış eşsiz bir reddiyeye benzeyen Burukluk, aynı zamanda yazarın hayatının bir kısa ama ayrı...

Devamını görmek için bkz.

Haldun Bayrı, "Çevirmen sözlüksüz kalınca: Bir 'Unsurlara Dönüş'hikâyesi, Duvar Dergisi, Temmuz-Ağustos 2014

Cioran’ın adını ilk kez 1980 sonbaharında, Galatasaray Lisesi’ndeki felsefe hocam Olivier Abel’den duymuştum. Bana ve benim gibi 12 Eylül şokunu yaşayan Stalinci arkadaşlarıma hararetle Tarih ve Ütopya’daki “Rusya ve Özgürlük Virüsü” yazısını okumamızı tavsiye ettiğini hatırlıyorum. O zamanki fransızcamla okumuş, pek bir şey anlamamış, o günlerin işkence ve cenaze ortamında onun o herşeyi tiye alan tavrına da sinir olmuştum. Kapağı Batı’ya atan, üstelik bir de küstahlaşan her Doğu Bloku vatandaşı gibi, onu da horgörmüştüm.

Yıllar geçti, Çürümenin Kitabı başucu kitaplarımdan biri haline geldi; Cioran’ın diğer kitaplarının da çoğunu okumuştum artık.

1989’da askerliğimi bitirdikten sonra, şöyle bir hava değişimi için arkadaşım Panayotis Kanellakis’in Eğriboz adası Drogari mevkiindeki evine gittim ve orada üç-dört ay kaldım. En yakın köye altı kilometre uzaklıkta, eğimli bir arazide denize bir kilometre yukarıdan bakan, kıyıya indiğinizde dalgaların dövdüğü kayalar ve bir deniz mağarası olan sihirli bir yerdi. Arada Atina’dan gelen arkadaşlar da yoksa, bu ıssız mekânda (iki oda ve büyük bir incir ağacı altında denize nazır kocaman bir ağaç masa) yalnız yaşıyordum. Onların getirdiği köy ekmeği on-on beş gün dayanıyordu; balık tutuyor (kıyıdan ispari, kupez; kayalıktan pavurya), gördüğüm tek insan olan yarı-de...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X