Ümit Kutbay, "Bahçıvan ve Ölüm", aydinhaberleri.com, 6 Ekim 2025
Edebiyat, bazen hayatın görünmeyen köşelerini aralamak için elimize verilen tek anahtardır. Georgi Gospodinov’un Bahçıvan ve Ölüm isimli eseri de bu anahtarlardan biri.
Bulgar edebiyatının uluslararası alanda parlayan sesi Gospodinov, bu kitabında bahçeyle ölümü, toprağın yeşerten eliyle insanın yok eden yazgısını aynı düzlemde buluşturuyor.
“Her yeni filiz, toprağın içinde sakladığı bir ölümü de beraberinde getirir,” diyerek yazar Gospodinov; hayat ve ölüm arasındaki o ince çizgiye hatırlatıyor.
Gospodinov’un dili, incelikle işlenmiş bir yapıya sahip. Betimlemeleri, doğayı bir karakter gibi metnin merkezine koyuyor.
Bahçıvan figürü, bitkilerle, zamanla, çürümeyle, anıların kök salışıyla da uğraşan bir varlığa dönüşüyor. Bu yönüyle eser, alegorik yapısıyla Albert Camus’nun varoluşsal sorgulamalarını andırıyor.
Ancak kimi zaman yoğun metaforlar, anlatıyı fazla soyutlayarak okuyucuyu metnin dışında bırakabiliyor. Bu da eserin edebi gücünü zedeleyen nadir anlardan biri.
Bulgaristan’ın post-komünist atmosferinin izleri metnin dokusunda hissediliyor. Bahçıvanın her şeyi kontrol altında tutma arzusu, otoriter rejimlerin doğayı ve insanı dizginleme çabasına ince bir gönderme olarak okunabilir.
Yazar, açık sloganik cümlelerden kaçınarak, tarihin gürültüsünü arka planda bir uğultu gibi veriyor. Bu tutum için, edebiyatı siyasetin propaganda aracına dönüştürmeden, politik eleştiri üretmenin başarılı bir örneği diyebiliriz.
Ancak bu üstü kapalı anlatım, eserin politik bağlamını bilmeyen okur için fazlaca belirsiz kalabiliyor.
Kitapta botanik ve ekolojiye dair pasajlar dikkat çekiyor. Bitkilerin yaşam döngülerine ilişkin betimlemeler, bilimsel doğrulukla örülmüş.
Bahçıvanın kompost hazırlarken “ölüyü yaşama dönüştürme” süreci, ekosistemdeki madde döngüsünün şiirsel bir anlatımı gibi. Bu bilimsel altlık, eseri sıradan bir doğa alegorisinden çıkarıp entelektüel bir zemine taşıyor.
Yalnız, teknik terimlerin zaman zaman açıklamasız verilmesi, bilimsel arka planı zayıf okurlarda mesafe yaratabiliyor.
Bahçıvan karakteri, ölüm korkusunu toprağa gömerek sağaltmaya çalışan bir birey. Bu yönüyle eserde, Terror Management Theory’nin — insanın ölüm bilinciyle baş etme stratejilerini açıklayan psikolojik kuramın — izleri belirgin.
Toplumun ölümü bastıran tavrı ile bahçıvanın ölümü gündelikleştiren yaklaşımı arasındaki zıtlık, birey-toplum çatışmasını gözler önüne seriyor. Bu psikolojik derinlik, kitabın en güçlü yönlerinden biri...
Öte yandan karakterlerin fazlaca içe dönük ve soyut kalması, sosyolojik çeşitliliğin eksikliğine yol açıyor.
Şiirsel ve yoğun edebi dil, tarihi arka planla örtük politik eleştiri, bilimsel doğrulukla işlenmiş doğa anlatısı, psikolojik derinlik ve ölümle yüzleşme cesareti eserin olumlu yönleri olarak öne çıkıyor.
Diğer taraftan; zaman zaman aşırı soyut ve kapalılık, politik bağlamın açık olmaması, teknik terimlerin açıklamasız kullanımı ve sosyolojik çeşitliliğin sınırlı kalması olumsuz olarak değerlendirilebilecek yanları.
Bahçıvan ve Ölüm, yüksek sesle bağırmayan ama toprağın altından sürekli fısıldayan bir metin.
Ölümle barışmanın, yaşamı anlamanın bir yolu olarak bahçeciliği önümüze koyarken; hem bireyin iç dünyasını hem de toplumların tarihsel yüklerini sorgulatıyor.
Gospodinov’un eseri, sabırlı ve dikkatli okurlara zengin bir düşünsel hasat vadediyor.
Bahçenin kenarında durup ölümle yüzleşmeye cesaret eden herkes için okunmaya değer bir eser.